Yayınevi?

kodoo

Asistan
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
478
Tepkime puanı
80
Puanları
28
Konum
Elaziz
Selamun aleyküm.
Bir yabancı yazar ile görüştüm ve resimli çocuk kitaplarını Türkçeye çeviri yapıp yayımlamama izin verdi.
Kitapların resimli proje dosyalarını da gönderdi bana. Çevirileri yapıp Photoshop'ta düzenledim. Basıma hazırlar.
Tek yapılması gereken resmi izinlerin alınmasıdır. Ama küçük bir şehirde olduğum için hiçbir yayınevi ile yüz yüze görüşemedim.
Telefon ve mail ile ulaştıklarım ise kitapların on binlerce satmayacağını tahmin ettikleri için yanaşmadılar.
İrtibata geçtiğim güya dini yayınevi sahibi olup aslında işi ticarete dökmüş başka bir akıllı da bana bir matbaa ile anlaşıp kendi yayınevimi kurmamı önerdi. Ki memurum, bunu yapamam.
Neyse.. İçeriğe bakıp seçmeksizin yayımlayacak, yani on bin değil de mesela ilk etapta bin adet basacak bir yayınevini acaba nasıl bulabilirim? Bildiğiniz, öneriniz var mı?
En azından satmasa bile kendim yayınevinden ucuza alıp çevreme dağıtırım.
Teşekkürler.
 
Son düzenleme:

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Aleykum selam

örneği gönderin içeriğine bakalım. Uygunsa yardımcı olurum
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Daha önceleri yayınevi sahibi olan bir kişi olarak bu satırları yazıyorum.

Bir kitabın maliyeti satış fiyatının %15-20 si kadardır.

Yani piyasada 60 TL ye satılan bir kitap kabaca 12 TL ye mal olur. (Dizgisi, kapak tasarımı, redakte edilmesi v.s)

Sonra üzerine yazarın telif parasını eklersiniz. (Yazarın kalitesine göre telif miktarı değişir. %5 olur %10 olur yada daha üstü.)

Reklam masraflarını eklersiniz.

Nakliye masraflarını eklersiniz.

Neticede 60 TL'ye satılan kitabın maliyeti size 20 TL civarına gelir.

Sonra 20 TL lik kitabı dağıtıcı kitapevlerine 30 TL den verirsiniz buda size %50 kar kaldı demektir.

Kitapevi de bu kitabı 60 TL den satarsa %100 kar elde etmiş olur. %25 indirim yapıp 45 TL'ye satarsa %50 kar elde etmiş olur.

Kitap basım işleri aşağı yukarı bu şekilde.

Diğer yandan 12 TL ye mal olan bir kitap neden 60 TL ye bize geliyor derseniz, o kitap rafa gelecek aylarca belki yıllarca bekleyecek ve birisi alacak.

Kısaca uzun hikaye yani.

Başka soracağınız soru olursa yanıtlarım.

Selam ve dua ile.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
@Ebu Computer o hesap biraz eskide kaldı üstadım.

artık ciltli eserler 40-55 tl bandında basılıyor ( matbaa maliyeti ) 80-100 tl bandında satılıyor. yayınevleri ve kitapçılar son 2 yılda karlarından epey feragat ettiler. mesela orta boy mushafı şerifin perakende satış fiyatı 70-90 tl arasında değişirken matbaa maliyeti 45-55 tl arasında gidip geliyor ( makrepli ) artık ödemelerin neredeyse tamamı nakit. kağıt zaten nakit.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @ihvanistanbul

Ben hesabı yaklaşık olarak 100 sayfalık bir roman üzerinden yapmıştım ama dediğiniz gibi fiyatlar fazlası ile artmıştır.

A4 kitap, ciltli kitap, kuşe kağıt filan... bunlar işin içine girdikçe maliyetler artar.

Selam ve dua ile.
 

kodoo

Asistan
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
478
Tepkime puanı
80
Puanları
28
Konum
Elaziz
EbuComputer
Çeviri kitap basmışlığınız var mı bilmiyorum ama sorularım şimdilik şunlar.
1- Ben bir memurum. Yayınevi açamam ama kitap telifi alabilir miyim?
Özetle; yazar bana kitaplarının Türkçe telifini mesajlaşırken verdi. Ama mutlaka bir belge imzalamalı diye düşünüyorum. Bu belgede telifi bana devrettiği mi yazmalı yoksa anlaşacağım yayınevine mi devretmeli?
2- Sizde bir örnek belge var mı? Yazara göndereyim, imzalasın. Yazar İngiliz yalnız.
3- 21x21 boyutunda kuşe kağıda basılacak, ciltsiz, zımbalı, ön ve arka kapaklar dahil 28 sayfalık renkli çocuk kitapları bunlar. Bir tanesinin tahmini masrafı nedir yayınevi için. Dizgi, tasarım her şeyi hazır. Sadece resmi izinleri alıp bastıracaklar. Ben kitapların ucuz satılmasını istiyorum ki herkes alabilsin ama tabi kar da etmem gerekiyor ki sonraki projelerim için kaynağım olsun.
 

kodoo

Asistan
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
478
Tepkime puanı
80
Puanları
28
Konum
Elaziz

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113

kodoo

Asistan
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
478
Tepkime puanı
80
Puanları
28
Konum
Elaziz
Teşekkür ederim. Okullar tatil olunca İstanbul'u ziyaret edip yayınevleri ile yüz yüze görüşmeye karar verdim. Hiç gitmişliğim yok İstanbul'a. Hangi civarda daha çok yayınevi vardır ve kalınacak kenar mahalle ucuz otel tavsiyeniz var mı? Teşekkür ederim.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Teşekkür ederim. Okullar tatil olunca İstanbul'u ziyaret edip yayınevleri ile yüz yüze görüşmeye karar verdim. Hiç gitmişliğim yok İstanbul'a. Hangi civarda daha çok yayınevi vardır ve kalınacak kenar mahalle ucuz otel tavsiyeniz var mı? Teşekkür ederim.

Sayın @kodoo

Öğretmen değil miydiniz, öğretmen evinde kalın.

Hem ucuz hem temiz olur.

Gerçi öğretmen değilseniz de kalabilirsiniz öğretmen evinde.

Şimdiden rezervasyonu yaptırın.

Selam ve dua ile.
 

kodoo

Asistan
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
478
Tepkime puanı
80
Puanları
28
Konum
Elaziz
Evet ama hangi semt? Yayınevleri hangi civarda yani. Teşekkürler.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
İstanbul'da İslami yayınevleri iki noktada yoğunluktadır.

Üretmen İş hanı: Alemdar Caddesi Çatalçeşme Sk. No: 29 F, 34110 Fatih/İstanbul (İran konsolosluğuna yakın bir noktada)

Yumni İş merkezi: Balabanağa Mahallesi Büyük Reşitpaşa Cd No:16/11, 34134 Fatih/İstanbul

Bu iki hanı gezip yayınevleri ile görüşebilirsiniz.

Üretmen han çevresinde matbaalar biraz daha fazla.

Hangi öğretmen evi meselesine gelince ben olsam Cankurtaran öğretmen evinde kalmaya çalışırdım.


İstanbul'un sur içi kısmında kalıyor ve deniz manzaralı.

Üretmen hana yakın sayılır, Yumni İş merkezine yürüme mesafesinde.

4059

İki kişi yada tek kişi için oda fiyatı 400 TL. İki kişiyseniz kişi başı 200 TL düşer ki bu lokasyon için oldukça uygun fiyat.

Selam ve dua ile.
 

kodoo

Asistan
Katılım
17 Mar 2012
Mesajlar
478
Tepkime puanı
80
Puanları
28
Konum
Elaziz
Evet, ilk defa İstanbul'u görmüş oldum.
Tüm ülkede hayat pahalılaştı ama gördüğüm kadarıyla İstanbul daha pahalı idi.
Öğretmenevlerinde hiç yer yoktu. Oteller dolarla fiyat söylüyordu (40 dolar, 50 dolar vs.). Buralıyım dediğimde ellerine hesap makineleri alıp TL ile söyleyebiliyorlardı ancak. Bayağı dolaştıktan sonra en son Pakistan-Azerbaycan uyrukluların işlettiği bir otelde "ucuza" (?) (350 tl) kaldım. Pakistan uyruklu işletmecilerin Türkçeleri pek yoktu ama Azerice bilenle konuşup anlaştık, bir gece kaldım.
T1 tramway hattı güzergahı üzerinde dolanıp durdum. İnsanlara yön sorduğumda, çoğu bilmiyordu. Tarif edenler ise Türkçe hariç başka her dille tarif ediyorlardı.
Ayasofya'yı gördüm sonunda şükür ama daha çok turizm ve selfie mekanı gibiydi. Arkada selfi çeken gavur turistleri anladım ama namaz için ön kısma geçmiş kimselerin kıbleye sırtını dönerek selfie çekmelerine pek mana veremedim. Ayrıca yatsıdan sonra tesbihat sonrası (büyük ihtimal hayretlerimi inceleyip) yanıma yaklaşan ve Bolu'lu olduğunu söyleyen hacı abinin çıkışta on dakika bana eşlik edip havadan sudan konuşmasından sonra para istemesi de ayrı bir ilginçlikti.
Her renkten, dilden, inanç ve mezhepten insan görmek güzeldi ama bunu yaparken kendi din ve kültürünün ölmesi yıkıcı idi. Sokak ortasında ve deniz kenarında içki masaları, açılan her müzikle tepinen feribot ve dondurma tayfaları, tramway ve metroda çiftleşme hazırlıkları diyebileceğim şeylere şahit oldum maalesef. Onun ötesi ise tek başına gezen insanların sanal ortama dalmış olması idi.. Ellerinde tablet ve kulaklarında kulaklık görüyordum çoğu kimsenin. Seslenemedim pek çok kimseye. Hatta bir genci tramway ezecekken, bağırmamdan değil de ancak el işaretlerimden anladı durumu ve öne atılıp kurtulduktan sonra yine de kulaklığını çıkarmadı. Gülüp yoluna devam etti.
Yolculuk tamamen olumsuz değildi gerçi. Yazarla ve yayınevi ile anlaşma işi oldu gibi. Geriye ilk kitap serisini basmak için maddiyat bulmak kalıyor ki inşallah çevremden borçla başlayacağım bir yerden. Kazanç olursa ikinci seriye o zaman başlarım.
Yol gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim. İyi günler.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
90 lı yıllarda hemen hemen her gün bir sohbete her gün bir programa katılırdık.

Gittiğimiz gördüğümüz görüştüğümüz bütün arkadaşlar bütün aileler bizimle aynı görüşte olunca, bu iş olacak Allah'ın izni ile şeriat gelecek Allah bu millete merhamet edecek yardım edecek diye düşünürdüm.

Aynen FETO cemaati içersindeki kişilerin o dönemde 8-10 TV kanalları olması, gazetelerinin milyonlar satması, kamuda bütün kilit noktaları ele geçirmeleri ve bunun neticesinde güç zehirlenmesine kapılmaları gibi bizde herkesi bizimle aynı görüşte sanırdık.

Derken birgün Taksim'de İstiklal caddesine yolum düştü, abartmıyorum boynuna kangal köpeklerine takılan tasmadan takmış bir kız gördüm.

Bu dediğim 90 li yıllar olmasına rağmen sizin İstanbul gözlemlerinizde gördüğünüz bütün olumsuzluklar o dönemde istiklal caddesinde vardı.

Sonra düşündüm bu kalabalıkta derdi İslam olan insan sayısı kaçtır. Yüzde 1 mi binde 1 mi.

Kafalarını kuma gömen çevreden izole olan müslümanlar gerçekten çok büyük bir vebal içerisinde. İnsanlar akın akın cehenneme gidiyor. Bizlerde sanki cenneti garantilemiş gibi ve İslam sanki bizim tekelimizdeymiş gibi davranıyoruz.

Müslümanlar ne yapabilir derseniz; bir kere El Emin olmak zorundalar, yalan söylememek zorundalar, toplum içerisinde parmakla gösterilen örnek insanlar olmalılar.

Ama çoğu müslümanın kısır döngüsü, insanlara İslami anlatmak yerine kendi tarikatını kendi cemaatini kendi mezhebini anlatmaya çalışması.

Bu arada işlerinizin rast gitmesine ve kitapların basılabilecek olmasına sevindim.

Selam ve dua ile.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
90 lı yıllarda hemen hemen her gün bir sohbete her gün bir programa katılırdık.

Gittiğimiz gördüğümüz görüştüğümüz bütün arkadaşlar bütün aileler bizimle aynı görüşte olunca, bu iş olacak Allah'ın izni ile şeriat gelecek Allah bu millete merhamet edecek yardım edecek diye düşünürdüm.

Aynen FETO cemaati içersindeki kişilerin o dönemde 8-10 TV kanalları olması, gazetelerinin milyonlar satması, kamuda bütün kilit noktaları ele geçirmeleri ve bunun neticesinde güç zehirlenmesine kapılmaları gibi bizde herkesi bizimle aynı görüşte sanırdık.

Derken birgün Taksim'de İstiklal caddesine yolum düştü, abartmıyorum boynuna kangal köpeklerine takılan tasmadan takmış bir kız gördüm.

Bu dediğim 90 li yıllar olmasına rağmen sizin İstanbul gözlemlerinizde gördüğünüz bütün olumsuzluklar o dönemde istiklal caddesinde vardı.

Sonra düşündüm bu kalabalıkta derdi İslam olan insan sayısı kaçtır. Yüzde 1 mi binde 1 mi.

Kafalarını kuma gömen çevreden izole olan müslümanlar gerçekten çok büyük bir vebal içerisinde. İnsanlar akın akın cehenneme gidiyor. Bizlerde sanki cenneti garantilemiş gibi ve İslam sanki bizim tekelimizdeymiş gibi davranıyoruz.

Müslümanlar ne yapabilir derseniz; bir kere El Emin olmak zorundalar, yalan söylememek zorundalar, toplum içerisinde parmakla gösterilen örnek insanlar olmalılar.

Ama çoğu müslümanın kısır döngüsü, insanlara İslami anlatmak yerine kendi tarikatını kendi cemaatini kendi mezhebini anlatmaya çalışması.

Bu arada işlerinizin rast gitmesine ve kitapların basılabilecek olmasına sevindim.

Selam ve dua ile.
90 larda hepimiz böyle inanırdık
2000 lerden sonra kendimce karşı durdum bu ayrışmaya sonuçta kazanan ben olmadım tabi.

dün eski bir tanıdık aynı mekanda başkasına belki cemaatine kazanır diye selam verirken beni görmezden geçti

Kur'an'ı bırakalı
müslümanlar ancak kardeştir demeyi çoktan geçtik
 
Üst