Yargıtay'dan 24 Fetullah Gülen Delili

rota

Doçent
Katılım
15 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
9
Puanları
0

Yargıtay'ın beraat kararına itiraz eden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanıtları arasında Gülen'in, "Esnek olun, sivrilmeden can damarlarında dolanın. Kuvvet dengesi yoksa kuvvete başvurmayın. Fuzuli kahramanlık yerine ele geçirmeyi tercih ederim" ve "Oyunu dünyaya göre oynuyoruz. Bütün dünyaya talibiz" gibi sözleri de var.

Başsavcılığın iddiasına dayanak yaptığı, aralarında Gülen'in konuşmaları, Genelkurmay ve Emniyet raporlarının da yer aldığı delillerden bazıları şöyle:

- Fethullah Gülen'in kitapları: Asrın Getirdiği Tereddütler, İrşad Ekseni, Fasıldan Fasıla, Küçük Dünyam, Bu Kavga Kimin?, Alvarlı Efe, İz Düşümler, Hitap Çiçekleri.

- Gülen'in konuşması: Arkadaşlarımızın mevcudiyeti İslami geleceğimiz adına bu işin garantisidir. Bu açıdan adliye, mülkiye veya başka hayati bir müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ülkelerde garantimizdir. Esnek olun, sivrilmeden can damarlarında dolanın. Kuvvet dengesi yoksa kuvvete başvurmayın. Fuzuli kahramanlık yerine ele geçirmeyi tercih ederim.

- Gülen'in konuşması: Oyunu dünyaya göre oynuyoruz. Bütün dünyaya talibiz. Hazreti Muhammed 'in davası dünyanın bir yerine, bir kıtasına münhasır kalamaz. Gelin dünyanın bütün bucağına Namı Celili Muhammedi'yi duyuralım.

- Gülen'in konuşması: ...Cumhuriyet döneminde ilk kadının asıldığı yerdir Erzurum. Çarşafını çıkarmıyor diye, ilk defa Cumhuriyet Caddesi'nde asılmış bir kadın. İyi bir Osmanlı şehridir fakat saffetini koruyamamıştır, biraz bozdu... asker bozdu... asker, subay kadınları açık gezince yeni yetişen nesiller böyle mekteplerde, zor noktalar...

* Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün Gülen ve örgütü hakkındaki 21 Nisan 1999 tarihli raporu.

* Maltepe Askeri Lisesi'ne sızma çalışmaları ile ilgili soruşturma dosyası: Gülen örgütü amaçları karşısında en büyük engel olarak gördüğü TSK'ye nüfuz etmeye özel bir önem vermektedir. Özel imkânlar sağlayarak subay, astsubay çocuklarını okul ve dershanelerine kaydetmeye çalışmakta, askeri liselerdeki öğrenciler ile irtibat kurarak Işık Evlerindeki toplantılara bu öğrencilerin katılımlarını sağlayarak Risalei Nur ve Fethullah Gülen'e ait kitapların okutulması ve bantların dinletilmesi faaliyetlerinde bulunmaktadırlar.

* Genelkurmay Başkanlığı'nın raporu: Devletin bütün kadrolarında, bürokraside, eğitim, asker ve emniyette kadrolaşarak, vakıf, okul ve dershanelerle eğitilmiş taban oluşturmayı, gizli ve örtülü yöntemiyle yurtiçinde ve yurtdışında faaliyet göstererek Atatürk ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırmayı demokratik laik sistemi yıkarak İslami esaslara dayalı bir devlet kurmayı hedeflediği...

**Emniyet Genel Müdürlüğü raporları: Faaliyetlerin ağırlıklı olarak legal kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla yürütüldüğü, hem yurtiçi hem yurtdışında eğitim kurumları vasıtasıyla çeşitli dallarda başarılar sağlamak suretiyle eğitim alanlarında kendi propagandalarını yaptıkları, bu şekilde eğitim kurumlarına halkın rağbet etmelerini sağladıkları, şirketler vasıtasıyla özel okulların işletildiği, Türkiye ve diğer ülkelerde, eğitim kurumları başta olmak üzere açılan kurum-kuruluşların koordinesini sağlamak ve faaliyetlerini sürdürmek amacıyla hiyerarşik olarak ülke, bölge, il, semt, ev sorumlularının (imamların) bulunduğu, bazı büyük şirket ve vakıflara bağlı bölge ve il şube başkanlarının da yapılanmada etkili oldukları...

**Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Abant Toplantısı: Fethullah Gülen'in onursal başkanlığını yaptığı bu toplantıda, laiklik ve devlet kavramları erozyona tabi tutulmuş, hak ve özgürlüklerin tanımı ve sayımında laikliğin kısıtlayıcı bir ilke olarak yer almaması gerekir denilerek, yasalarda yer alan laikliği koruyucu düzenlemelere karşı çıkılmıştır.

* Nurettin Veren katıldığı televizyon programında, örgütün para kaynakları, kontrol ettiği büyük mali gücün çapı, finans, sanayi, eğitim, sağlık ve medya sektörlerinde sahip olduğu firma, kuruluş ve yatırımlar, vakıflar, paraların nasıl toplandığı, bu İslami-politik örgütün nasıl kurulduğu, yönetildiği ve işlediği, başta mülkiye, Silahlı Kuvvetler, Emniyet ve Mili Eğitim olmak üzere devlet içinde nasıl örgütlendiği hakkında bilgi vermiştir. Gerektiğinde belirtilen kişi dinlenerek, örgütün yapısı ve finans kaynakları hakkında detaylı bilgiler de elde edilebilir.

Yargıtay Birinci Başkanlığı'na ulaştırılan itirazda, "Dosya kapsamında yer alan ve özetle aktarılan iddiayı sabit kılan deliller bağlamında Gülen'e yüklenen suçun" değerlendirmesi şöyle yapıldı:

"Fethullah Gülen'in ülke içinde oluşturup, daha sonra ülke dışında organize edip yönettiği örgütün, Türkiye'de mevcut anayasal düzeni değiştirmek ve laiklik ilkesini de kaldırarak, yerine şeriat esaslarına dayalı devlet kurmak amacında olduğu, devlet idaresini ele geçirmeyi hedeflediği, sanık Fethullah Gülen'in yurtdışına çıktığı 21 Mart 1999 tarihinden sonra da aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğü, teşekkülün varlığını koruduğu sonucuna varılmıştır."

Başsavcılığın itirazını Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek. Kurulun başsavcının görüşü doğrultusunda karar vermesi durumunda Gülen'in şeriat amaçlı, devlet için örgüt kurduğu kesinleşecek, ancak zamanaşımı nedeniyle Gülen hüküm giymeyecek. Başsavcılığın suçun sürdüğü yönündeki değerlendirmesi ışığında Gülen hakkında yeni soruşturma da gündeme gelebilecek.

Gerçek gündem
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
’Cumhuriyet’in haberleri maksatlı’

Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan "Yargıtay’dan 24 delil" ve "Gülen Humeyni gibi" başlıklı haberlerde geçen iddiaların asılsız olduğunu belirten Fethullah Gülen’in avukatı Orhan Erdemli, Cumhuriyet Gazetesi’ne cevap ve düzeltme metni gönderdi.

Haberde yer alan iddiaların daha önce Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeterli delil olarak görülmediği ve müvekkili hakkında verilen beraat kararının Yargıtay tarafından onandığını hatırlatan Erdemli, "Israrla müvekkilimi kamuoyuna suçlu olarak sunan yayınlar yapılması yargısız infazın ötesinde, yargıya rağmen infaz değil midir?" dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın müvekkili hakkında verilen beraat kararına itiraz ettiğini hatırlatan Erdemli, Cumhuriyet Gazetesi’nin haberlerinin yargıyı etkileme amacı taşıdığını söyledi.

Avukat Orhan Erdemli, Cumhuriyet Gazetesi’nin 13 Nisan 2008 tarihli nüshasında 1. sayfada yayınlanan "Yargıtay’dan 24 delil" başlıklı yazı ile15 Nisan 2008 tarihli nüshasında 1. sayfada yayınlanan "Gülen Humeyni gibi" başlıklı yazılar hakkında Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu Müdürü Güray Öz’e "cevap ve düzeltme metni" gönderdi. Bahse konu haberlerde geçen iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirten Avukat Erdemli, gönderdiği metnin; 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesi gereğince, ilgili yayınların yer aldığı sayfa ve sütunda, aynı punto harflerle yayınlanmasını istedi.

Orhan Erdemli, metinde şu ifadelere yer verdi; "Kamuoyunca bilindiği üzere, müvekkilim Fethullah Gülen aleyhinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda, atılı suçun sübut bulmadığı ve unsurları oluşmadığı gerekçesiyle müvekkilim hakkında beraat kararı verilmiştir. Söz konusu karar iddia makamı tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay 9. Ceza Dairesi temyiz incelemesi sonucunda oybirliği ile beraat kararını onamıştır.


Onama kararının gerekçesi de şöyledir; ’Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller, bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; Sanığın cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasada belirtilen Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, niteliklerini ve laik düzeni değiştirmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek amacına yönelik olarak suç işlemek üzere terör örgütü kurduğu ve yönettiği yolunda mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği sonucuna varıldığı, bu nedenle de Mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına oybirliği ile karar verildi.’ denilmektedir.

Hal böyle olmasına rağmen bazı medya organları müvekkilimi suçlu olarak gösterme gayretine girmekte ve bu yönde yayınlar yapmaktadır. Cumhuriyet Gazetesi’nin 13 Nisan 2008 ve 15 Nisan 2008 tarihli söz konusu yayınları da bu niteliği taşımaktadır. Oysa, suçluluğu bir yargı kararıyla sabit olmadan kişilerin suçlu gösterilemeyeceği evrensel bir hukuk kuralıdır. Gerek Anayasamızın 38. maddesi hükmüne göre ve gerekse İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 11. maddesi ile Avrupa İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleşmesi’nin 6. Maddesine ve Basın Meslek İlkelerine göre ’aksi yargı kararı ile kesinleşmedikçe, kimse suçlu ilan edilemez’ veya ’suçluymuş gibi gösterilemez.’ Haberde 24 delil olarak ileri sürülen bütün hususlar yerel mahkemede ve Yüksek mahkemede tek tek ele alınmış, incelenmiş, verilen beraat kararı da oybirliği ile onanmıştır. Yargının beraat hükmü verdiği ve Yüksek Mahkemenin oybirliği ile onadığı bir hususta, ısrarla müvekkilimi kamuoyuna suçlu olarak sunan yayınlar yapılması yargısız infazın ötesinde, yargıya rağmen infaz değil midir?"

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın 07 Nisan 2008 tarihinde müvekkili hakkında verilen beraat kararına itiraz ettiğini ve yargı sürecinin devam ettiğini ifade eden Erdemli, "Sözkonusu yayınların, devam eden yargılamayı etkileme amacına yönelik olarak yapıldığı aşikardır. Oysa Türk Ceza Kanunu’nun ’Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs’ başlıklı 288. maddesi hükmüne göre; ’Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hâkim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’ Bu durumda, söz konusu yayınlar ile yasanın açık hükmü ihlal edilmekte ve suç işlenmektedir.


Diğer yandan, ’Gülen Humeyni gibi’ başlıklı yazıda ileri sürülen bütün iddialar asılsız olup; tamamen hayal mahsulü isnatlardan ibarettir. Cumhuriyet Gazetesi yazıya konu iddiaları araştırmacı Michael Rubin’e dayandırmıştır. Oysa, Michael Rubin de bu iddiaların kaynağı olarak Cumhuriyet Gazetesini göstermektedir. Bu durum Cumhuriyet Gazetesi’nin haberinin içeriğinde dahi yer almıştır. Bu tutumu objektif ve sorumlu gazetecilik ilkeleri ve iyi niyetle bağdaştırmak mümkün değildir." ifadelerine yer verdi.

CHA
 
Üst