Yardımsever Şoför

AdımcA

Akşam ... Yine Akşam ...
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,420
Tepkime puanı
8
Puanları
0
YARDIMSEVER ŞOFÖR

Kendi halinde yaşayıp giden yaşlı bir adamcağız... Bir karısı, bir de
külüstür kamyoneti var. Şehir içinde yük taşıyor, kazandığı üç-beş kuruşla
geçinmeye çalışıyorlar.

Kamyonetini yenilemek bir yana, doğru dürüst bakımını bile
yaptıramıyor."Bari lastikleri yenileyebilseydik" dediği bir zamanda,
kadına bir miktar miras kalıyor.

Yanlış olmasın, 30 milyon civarında; hani o paranın para olduğu zamanda. Rakamda yanılıyor olabilirim, belki de 30 bin lira. O parayla dört lastiği de yenilemek mümkün. Kadın, parayı eşine veriyor lastik alması için.

Adam yolda giderken, genç yasta dul kalmış olan, önceden tanıdığı bir
kadına rastlıyor.Hal hatır sorduktan sonra, iki çocuğuyla perişan bir
durumda olduğunu anlatan o genç kadına elindeki bütün parayı veriyor adam.

"Al kızım" diyor, "senin ihtiyacın benden daha fazla."

Çaresiz kadıncağızın nasıl sevindiğini tahmin edersiniz. Bin türlü dua
ediyor şoför amcaya.

Şoför amca, aksama eve dönünce eşi soruyor :

"Aldın mi lastikleri ?"

Adam ne desin...

- Almadım.
- Neden?
- Lastik yokmuş.

Baştan söylemeyi unuttum, bu tontoncuklar, Anadolu'nun ufak bir şehrinde
yaşıyorlar. Yani lastiğin bulunmaması normal sayılabilir.

- İyi madem... Parayı ne yaptın? Kaybetmedin ya!..
- Yok canım... Para şeyde, lastikçide. Gelince verecek.

Ondan sonra, kadın her aksam aynı soruyu soruyor, adam aynı cevabı veriyor:

- Gelmiş mi lastikler?
- Gelmemiş.
- Gelmiş mi?
- Gelmemiş.

Derken, o meşhur "Körfez Krizi" patlak veriyor. Adam artık her aksam aynı
yalanı söylemekten usanmış, eve gittiğinde diyor ki:

- Hanım, bizim lastikler yurt dışından gelecekti. İşte şimdi
gelmesi imkansız.
- Neden?
- Malûm işte, Körfez Krizi çıktı ya...

Kadıncağız günlerce, aylarca dua ediyor,

"Şu Körfez savaşı bir an önce bitsin de bizim adam, arabanın tekerlerini
yenilesin" diye.

şoför amca kabak lastiklerle yoluna devam ediyor. Günün birinde savaşın
bittiği ilan ediliyor.

Artık adam da söylediği yalanın ağırlığı altında iyice ezildiğini
fark ederek,

"Bu akşam eve gidince doğrusunu açıklayacağım" diye geçiriyor içinden, "ne
olursa olsun, kıyamet mi kopar?"

O kararlılıkla eve gittiğinde,

"Hanım, hani şu bizim lastik meselesi vardı ya..." diye söze başlamak
üzereyken,

Eşi "Hah tamam" diyor,

- Biliyorum.
- Neyi biliyorsun?
- Gelmiş, gelmiş.
- Ne gelmiş?
- Lastikler.
- Ne lastiği yahu?
- Arabanın...
- Nerden biliyorsun?
- Canım, senin lastikçi geldi.
- Benim lastikçi mi?
- Evet, iste şu kartı bıraktı bugün. Muhakkak yarın gelsin alsın
lastikleri dedi.
- Allah!..

Adam şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyor. Yemeğini yiyor, namazını
kılıyor, yatıyor ama uyku ne mümkün? Sabahı zor ediyor. Erkenden kalkıp
elinde kart, lastikçinin kapısına dikiliyor.

Lastikçi,

"Nerdesiniz beyim?" diye söze başlıyor, "Allah aşkına gelin alın şu lastiklerinizi !"

Şoför amcamız "Bu neyin nesi?" diye ısrarla sorunca, lastikçi meselenin aslını anlatıyor.

- Geçenlerde rüyamda Efendimizdi gördüm. "Filanca adama git, ona dört
lastik ver." buyurdu. Ben de hayırdır inşallah dedim ama, sonra rüyadır bu
deyip pek önemsemedim. Ne ettiğimi fark edemedim... Cahillik işte,
bağışlayın. Hayatım altüst oldu. Evvelki gece tekrar gördüm. Beni bir
azarladı ki sormayın.Bana şöyle söylendi :

"Senin kurtuluşun o adama vereceğin dört lastikte..."
"Ne olur, su lastikleri alın da kurtarın beni."
 
Üst