rabbinsadikkulu
FETÖ nurcu değildir!
- Katılım
- 10 Ocak 2012
- Mesajlar
- 9,937
- Tepkime puanı
- 131
- Puanları
- 0
yalnız kurancılar (edip yüksel, ihsan eliaçık, abdulaziz bayındır, yaşar nuri öztürk, mehmet okuyan, caner taslaman,... vd) - dosyası
yalnız kuran yeter diyenler kuranın anlaşılmasında peygamberimizin öneminin farkına varamayanlardır. bediüzzamanın bu konu ile ilgili görüşünü ortaya koyacağız.
"...ON BİRİNCİ NÜKTEÜç Meseledir.* Birinci Mesele: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Sünnet-i Seniyyesinin menbaı üçtür: akvâli, ef'âli, ahvâlidir. Bu üç kısım dahi üç kısımdır: Ferâiz, nevâfil, âdât-ı hasenesidir.Farz ve vâcip kısmında ittibâa mecburiyet var; terkinde azap ve ikab vardır. Herkes ona ittibâa mükelleftir.Nevâfil kısmında, emr-i istihbâbî ile, yine ehl-i İmân mükelleftir; fakat terkinde azap ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibâında azîm sevaplar var. Ve tağyir ve tebdili bid'a ve dalâlettir ve büyük hatadır.Âdât-ı seniyyesi ve harekât-ı müstahsenesi ise, hikmeten, maslahaten, hayat-ı şahsiye ve neviye ve içtimaiye itibarıyla onu taklit ve ittibâ etmek gayet müstahsendir. Çünkü herbir hareket-i âdiyesinde çok menfaat-i hayatiye bulunduğu gibi, mütâbaat etmekle, o âdâb ve âdetler ibadet hükmüne geçer.Evet, madem dost ve düşmanın ittifakıyla, zât-ı Ahmediye (a.s.m.) mehâsin-i ahlâkın en yüksek mertebelerine mazhardır. Ve madem bil'ittifak nev-i beşer içinde en meşhur ve mümtaz bir şahsiyettir. Ve madem, binler mu'cizâtın delâletiyle ve teşkil ettiği âlem-i İslâmiyetin ve kemâlâtının şehadetiyle ve mübelliğ ve tercüman olduğu Kur'ân-ı Hakîmin hakaikinin tasdikiyle, en mükemmel bir insan-ı kâmil ve bir mürşid-i ekmeldir. Ve madem semere-i ittibâıyla milyonlar ehl-i kemal, merâtib-i kemâlâtta terakki edip saadet-i dâreyne vâsıl olmuşlardır. Elbette o zâtın sünneti, harekâtı, iktidâ edilecek en güzel numunelerdir ve takip edilecek en sağlam rehberlerdir ve düstur ittihaz edilecek en muhkem kanunlardır. Bahtiyar odur ki, bu ittibâ-ı Sünnette hissesi ziyade ola. Sünnete ittibâ etmeyen, tembellik ederse hasâret-i azîme, ehemmiyetsiz görürse cinayet-i azîme, tekzibini işmam eden tenkit ise dalâlet-i azîmedir.* İkinci Mesele: Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Hakîmde
-1- ferman eder. Rivâyât-ı sahiha ile Hazret-i Aişe-i Sıddıka (r.a.) gibi Sahabe-i Güzin, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı tarif ettikleri zaman,
-2- diye tarif ediyorlardı. Yani, Kur'ân'ın beyan ettiği mehâsin-i ahlâkın misali, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Ve o mehâsini en ziyade imtisal eden ve fıtraten o mehâsin üstünde yaratılan odur.İşte böyle bir zâtın ef'al, ahval, akval ve harekâtının herbirisi nev-i beşere birer model hükmüne geçmeye lâyık iken, ona İmân eden ve ümmetinden olan gafillerin (Sünnetine ehemmiyet vermeyen veyahut tağyir etmek isteyen) ne kadar bedbaht olduğunu divaneler de anlar...." (
kaynak:
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1286
"yalnız kutan yeter" demekle, "kuran müslümanlığı sapıklıktır" demek arasındaki farkı farketmek lazım. bu iki bakış açısı islam ile bağdaşmaz. sünneti seniyye olmadan kuranı anlamaya çalışmak ve peygamberimizi dışlayarak postacıya benzetmek, zamanın en büyük fitnelerinden biridir. Allah (cc) hepimize hidayet nasip etsin. amin.
bu kapsamda bir üyeden iktibas yaparak konuya başlayalım; (fetulah beyle ilgili)
akval: kelimeleri
efal: fiilleri
ahval: halleridir
bu konu altında yalnız kurancıların görüşleri arşiv niteliğinde paylaşılacaktır. istifade edelim inşaallah.
yalnız kuran yeter diyenler kuranın anlaşılmasında peygamberimizin öneminin farkına varamayanlardır. bediüzzamanın bu konu ile ilgili görüşünü ortaya koyacağız.
"...ON BİRİNCİ NÜKTEÜç Meseledir.* Birinci Mesele: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Sünnet-i Seniyyesinin menbaı üçtür: akvâli, ef'âli, ahvâlidir. Bu üç kısım dahi üç kısımdır: Ferâiz, nevâfil, âdât-ı hasenesidir.Farz ve vâcip kısmında ittibâa mecburiyet var; terkinde azap ve ikab vardır. Herkes ona ittibâa mükelleftir.Nevâfil kısmında, emr-i istihbâbî ile, yine ehl-i İmân mükelleftir; fakat terkinde azap ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibâında azîm sevaplar var. Ve tağyir ve tebdili bid'a ve dalâlettir ve büyük hatadır.Âdât-ı seniyyesi ve harekât-ı müstahsenesi ise, hikmeten, maslahaten, hayat-ı şahsiye ve neviye ve içtimaiye itibarıyla onu taklit ve ittibâ etmek gayet müstahsendir. Çünkü herbir hareket-i âdiyesinde çok menfaat-i hayatiye bulunduğu gibi, mütâbaat etmekle, o âdâb ve âdetler ibadet hükmüne geçer.Evet, madem dost ve düşmanın ittifakıyla, zât-ı Ahmediye (a.s.m.) mehâsin-i ahlâkın en yüksek mertebelerine mazhardır. Ve madem bil'ittifak nev-i beşer içinde en meşhur ve mümtaz bir şahsiyettir. Ve madem, binler mu'cizâtın delâletiyle ve teşkil ettiği âlem-i İslâmiyetin ve kemâlâtının şehadetiyle ve mübelliğ ve tercüman olduğu Kur'ân-ı Hakîmin hakaikinin tasdikiyle, en mükemmel bir insan-ı kâmil ve bir mürşid-i ekmeldir. Ve madem semere-i ittibâıyla milyonlar ehl-i kemal, merâtib-i kemâlâtta terakki edip saadet-i dâreyne vâsıl olmuşlardır. Elbette o zâtın sünneti, harekâtı, iktidâ edilecek en güzel numunelerdir ve takip edilecek en sağlam rehberlerdir ve düstur ittihaz edilecek en muhkem kanunlardır. Bahtiyar odur ki, bu ittibâ-ı Sünnette hissesi ziyade ola. Sünnete ittibâ etmeyen, tembellik ederse hasâret-i azîme, ehemmiyetsiz görürse cinayet-i azîme, tekzibini işmam eden tenkit ise dalâlet-i azîmedir.* İkinci Mesele: Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Hakîmde
Lemalar | On Birinci Lem´a | 64)
kaynak:
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1286
"yalnız kutan yeter" demekle, "kuran müslümanlığı sapıklıktır" demek arasındaki farkı farketmek lazım. bu iki bakış açısı islam ile bağdaşmaz. sünneti seniyye olmadan kuranı anlamaya çalışmak ve peygamberimizi dışlayarak postacıya benzetmek, zamanın en büyük fitnelerinden biridir. Allah (cc) hepimize hidayet nasip etsin. amin.
bu kapsamda bir üyeden iktibas yaparak konuya başlayalım; (fetulah beyle ilgili)
farkı farkedin.
"kuranın anlaşılması için peygamberimizin sünneti seniyyesine ihtiyacımız vardır. sünneti seniyyenin de menbaı üçtür; peygamberimizin akvali, efali, ahvalidir" demek başka,
"kuran müslümanlığı sapıklıktır" demek başka başkadır.
meseleyi daha sarih bir şekilde anlatabilir. ama anlatmamış. hata kendisinindir.
bu noktadan hareketle aşağıdaki videodaki eleştiriler haklıdır.
akval: kelimeleri
efal: fiilleri
ahval: halleridir
bu konu altında yalnız kurancıların görüşleri arşiv niteliğinde paylaşılacaktır. istifade edelim inşaallah.