Yalnız Kur’an diyenlere cevap

Raid_IRON

Üye
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.halidiye.com
Hadis-i şerifler olmadan sadece Kur’an-ı kerimle amel etmek mümkün olmaz. İmam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder:

"Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (RadıyAllahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki:

- Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz.

İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki:

- Sen Kur’anı okudun mu?

- Evet.

- Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?

- Hayır.

- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?

- Hayır.

- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?

- Hayır.

- Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı?

(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]

Hz. İmran daha sonra buyurur ki:

Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır."


Bir âyet-i kerime meali:

(Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]

İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor.

Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:

(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]

Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]

(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]


Resulullah efendimizin, Kur’an-ı kerimi açıklayan sünnetine önem vermeyen biri, İmam-ı Şafii hazretlerine der ki:
- Kur’anın bir kelimesini inkâr eden kâfir olur. Öyleyse neye dayanarak, herhangi bir emir hakkında; âyet yok iken “bu farzdır” nasıl denebilir? Şu halde biz bazı hadisleri kabul etmesek ne lazım gelir?
İmam Şafii, Kur’anda geçen “hikmet”in sünnet demek olduğunu ispat ettikten sonra der ki:
- Allahü teâlâ buyuruyor ki:

(Resule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Hayır Rabbine andolsun ki anlaşmazlıklarda seni hakem kılıp verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]

Demek ki Allah’ın hükmünü bildiren Kitap’tan ayrı olarak, Resulullahın hükmü de vardır.

Allahü teâlâ yine buyuruyor ki:

(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasakladıysa ondan da sakının!) [Haşr 7]

Bu âyet de, Resulullahın emir ve nehyine sarılmanın farz olduğunu bildiriyor.

İmam Şafii hazretleri, Kur’anda bulunan bazı genel hükümlerden sünnet ile özel hükümlerin çıkarıldığını bildirir:
- Namaz kılmanın genel emrinden hayızlı kadınların hariç bırakılması, zekata sadece bazı malların tâbi tutulması, vasiyetin feraiz âyetleriyle nesh edilmesi, miras âyetlerinin bütün anne, baba ve çocuklara şamil olduğu halde, kâfir olanlarına miras verilmeyeceği gibi istisnalara sünnet ile açıklık getirilmiştir.
Bu açıklamalardan sonra insaf ehli olan zat, sünnetin de delil olduğunu kabul eder. Ama yine bazı sorular sorar. Der ki:
- Peki sünnet ile kesin bir haram nasıl mubah kılınabilir?
- Bak şu yanında duran adamın kanına ve malına kimse dokunamaz. İki salih şahit, “Bu kişi falancayı öldürdü ve elindeki malını aldı ve işte yanındaki mal da gasbettiği maldır” dese, bu durumda ne yapılır?
- Kısas olarak öldürülür, malı da asıl sahibinin vârislerine dağıtılır.
- Peki bu şahitlerin yalan söyleme veya yanılma ihtimali var mıdır?
- Elbette vardır.
- Peki, kesinlikle dokunulmaz olan can ve malı nasıl oldu da kesin olmayan iki şahidin sözü ile mubah oldu?
- Çünkü şahitliği kabul etmek de dinin emridir.
- Peki Kur’anda katillikte şahitliğin kabulünü gösteren bir âyet var mı?
- Hayır, Allah’ın diğer emirlerinden kıyas ederek bunu çıkarıyorum.
- Şahitlerin hakiki hallerine yalnız Allahü teâlâ vakıf olduğu halde, zahire göre onları kabul ediyorsun. Biz de muhaddisten zapt, hıfz, adalet, tek kalmama gibi şartları arıyoruz. Yani iki şahitten beklenenden daha fazlasını hadis âliminden istiyoruz. Ancak bu şartlara haiz hadisler delil oluyor.

[Sen iki şahit ile, bu şahitlerin yanılma ve yalan söyleme durumları da olabildiği halde, bunlara inandın hüküm verdin, bir cana kıydın. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde defalarca (Resulüme uyun, getirdiklerini alın, yasak ettiklerinden kaçının, O kendiliğinden konuşmaz, sözleri vahye dayanır, Ona itaat bana itaattir, Sizi sevmemi istiyorsanız Ona tâbi olun, Onun yolu ile benim yolumu ayıranlar kâfirdir) buyuruyor. Sünneti delil almak için, Allahü teâlânın emri ve şahitliği yetmiyor mu?]


Yukarıdaki bilgiler ve daha fazlası için bkz: İmam-ı Süyuti, Miftahu'l-cenne fi'l-ihticac bi's-sunne. İmam-ı Süyuti (rahmetullahi teala aleyh) hazretleri bu kitabında buyuruyor ki:

"Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir. Resulullahın (sallAllahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur." ( s.18 )

İmam hazretlerinin bu yazısı "yalnız Kur'an" diyerek sünneti inkar edenlerin durumunu açık bir şekilde göstermektedir. Beş vakit namazın kaç rek’at oldukları, her rek’atda kaç secdenin farz olduğu ve daha nice farzlar Kur’ân-ı kerîmde açıkca bildirilmedi. Bu farzları açık olarak, Peygamberimiz bildirmişdir. Peygamberimizin bildirdiği farzlar ve haramlar da, Kur’ân-ı kerîmde açıkca bildirilen farzlar, haramlar gibi kıymetlidirler. Bunlara da inanmıyan, kabul etmeyen dinden çıkar, kâfir olur. Çünkü, Kur’ân-ı kerîmin birçok yerinde meâl-i şerîfleri, (Allahı seviyorsanız bana tâbi’ olunuz! Bana tâbi’ olanları Allahü teâlâ sever) ve (Allaha ve Resûle itâ’at ediniz. İtâ’at etmezseniz, Allah kâfirleri elbet sevmez) olan âyet-i kerîmeler vardır.

Lahika: İmam-ı Süyuti, Celâleddîn Abdürrahmân bin Muhammed, şâfi’î âlimlerinin büyüklerindendir. Hadîs imâmı, müctehid idi. 849 [m. 1445] da Mısrda tevellüd, 911 [m. 1505] de orada vefât etdi. Her biri çok kıymetli olan, beşyüzden fazla kitâb yazdı. Çoğu Mısrda ve Avrupada ve İstanbulda basıldı. Dahâ yirmiiki yaşında iken, Celâleddîn Muhammed bin Ahmed Mehallînin İsrâ sûresine kadar yapdığı ve [864] de vefât edince, yarıda bırakdığı tefsîri temâmladı. Bunun için (Celâleyn tefsîri) denildi. Ahmed Sâvînin bu tefsîre hâşiyesi meşhûrdur. Almanca (Meyer Lexikon) adındaki kitâbda, (Yorulmadan, yılmadan yazan Süyûtînin üçyüzden fazla eseri vardır) diyor. Yetîm olarak büyüdü. Sekiz yaşında hâfız oldu. Tefsîr, hadîs, fıkh, nahv, me’ânî, beyân, bedî’ ve lügat ilmlerinde mütehassıs oldu. Şâma, Hicâza, Yemene, Hindistâna, Fasa gitdi.
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Çok güzel bir cevap olmuş sadece Kuran diyenlere. Allah C.C razı olsun...
 

Raid_IRON

Üye
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.halidiye.com
Gözlerine sağlık kardeş.

Bunlarda bu abd-i aciz'in öğrendiklerinden.

Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. ( Cum'a 9 )

Bu ayette geçen " Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman " kelimesinden, insanları namaza çağıran bir şey olduğu belli olmakta. Ehl-i sünnetten öğürendiğimize göre bu EZAN. Ama kuranı kerimde Ezan kelimesi geçmemekte. Sadece kuran diyenler cevaplasın bunu ? İslam dininde insanlar namaza ne ile çağrılıyor. ?

Zina eden erkek ancak, zina eden veya Allah'a ortak koşan bir kadınla evlenir. Zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya Allah'a ortak koşan bir erkek evlenir. Bu mü'minlere haram kılınmıştır. ( Nûr 3 )

Daha önceden genelev'e gitmiş bir erkek bu ayetin hükmü gereğince zina etmemiş bir bayanla evlenemez. O adamın o bayanla evlenebilmesi için illa bayana biri ile zina mı ettirecez ?

me esselam.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sayin arkadasim Raid_IRON güzel bir yazi diyecegimden degilde bunlarlami Allahin sözlerinin üzerine söz farzdir diyorsun görende karsinda ilk okul talebeleri var sanir?

Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?

Yok cünki sadece koskoca bir YALAN.Nedenmi???????

(6:112-113) 112- “Biz böylece, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları iftiraları ile başbaşa bırak. 113- Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.”

Önce bir ayetle baslik atalim dedim!!!!

eğer hadisler olmasaydı nasıl ibadet ederdik” diye ısrarla sormaktadırlar.Bu da onların Muhammed öncesi arab tarihini dikkatli bir şekilde tetkik etmediklerini göstermektedir.Kur'an İslam dinini bütün ibadetlerinin orjinal olarak İbrahim peygambere verildiğini ifade eder.İbrahim’den sonra gelen tüm gerçek inananlar ve peygamberler de bu ibadetleri yerine getirmişlerdir.Yine bu konuda Kur'an, içlerinde araplarında olduğu daha sonraki nesillerin, zamanla bu ibadetleri terkettiklerini de söylemekte.Ayrıca yine dikkat edilmelidir ki vahiy sırasına göre 3. olan Müzemmil suresinde dahi, salât(namaz) ve zekat emredilmiştir.

Bu da onların bu ibadetlere hiçte yabancı olmadıklarına delildir. Peygamberin biyografisini yazan İbni ishak gibi erken dönem tarih yazarlarının eserlerinde de, bu durumu doğrulayacak deliller görülebilmektedir.Tüm bunlar da isbat etmektedir ki, namaz ibadeti hiç de gelenekçilerin iddia ettikleri gibi "Mirac" olayı sırasında ilk kez Muhammed'e verilmiş değildir. Zaten bir an düşününce namaz ibadetini hadislerden öğrenmediğimizi de farkedebiliriz.Bu ibadet, ilk kaynak olan İbrahim peygamberden bu yana, geleneksel olarak nesilden nesile aktarılagelmektedir.Hal böyle olunca Kur'an, binlerce yıldan beri süre gelen bu İbrahimi geleneği yeniden anlatma ihtiyacı duymaz.

Bununla birlikte namazı ilgilendiren temel esaslar, yine de değişik ayetlerde zikredilir: (5:6), (4:43), (7:31), (2:144), (11:114, 17:78, 24:58, 2:238, 30:17-18, 20:130), (2:43,125, 3:42, 22:77, 48:29), (17:110), (72:18), (4:101,103). Yine hatırlanmalıdır ki Kur'an, tüm ibadetlerde daima "samimiyete" vurgu yapar ve "şekil" yönüne takıntı yapmamayı öğretir. Bunun niçin böyle olduğu açıktır: Şekil saplantısı ibadetin özünü unutmaya yolaçabilir.Tıpkı bir zamanlar Yahudilerin yaptığı gibi :

67- Hani bir zamanlar Musa kavmine demişti ki: Allah, size bir bakara (sığır) boğazlamanızı emrediyor. Onlar da " sen bizimle eğleniyor, alay mı ediyorsun?" dediler. Musa da:"Böyle cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım." dedi. 68- Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, her ne ise onu bize açıklasın." dediler. Musa, "Rabbim buyuruyor ki: o ne pek yaşlı, ne de pek taze, ikisi arası dinç bir sığırdır, haydi emrolunduğunuz işi yapınız." dedi. 69- Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, rengi ne ise onu bize açıklasın." dediler. Musa,"Rabbim buyuruyor ki: o, bakanlara sürur veren, sapsarı bir sığırdır." dedi.70- Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, o nedir bize iyice açıklasın, çünkü o bize biraz karışık geldi, bununla beraber Allah dilerse onu elbette buluruz." dediler.71- Musa, "Rabbim buyuruyor ki: o, ne çifte koşulup tarla süren, ne de ekin sulayan, ne de salma gezen ve hiç alacası olmayan bir sığırdır". Onlar da: "İşte tam şimdi gerçeği ortaya koydun." dediler. Nihayet onu bulup boğazladılar. Az kaldı bunu yapmayacaklardı...

(BAKARA SURESİ).

Peygamberin Kur'an'ı açıklaması, ALLAH'tan aldığı vahyi bildirmesinden ibarettir.Asıl açıklamayı yapan ALLAH'tır. Örneğin: 176- Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size (babasız ve çocuksuz kimsenin) mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan, fakat kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse, bıraktığı malın yarısı o (kız kardeşi)nundur. Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse, erkek kardeş ona varis olur. Eğer (ölenin) iki kız kardeşi varsa,bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkek ve kız olurlarsa, erkeğin hissesi, iki kızın hissesi kadardır. Şaşırmamanız için Allah size (hükümlerini) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir(Nisa Suresi).

Görüldüğü gibi, peygamberden açıklama isteyenlere "ALLAH" gerekli açıklamayı yapmıştır.O'nun(peygamberin) açıklaması ise bu ayeti okumaktan (tebliğden) ibarettir. O'nun bunun ötesinde hüküm koyucu bir izah getirmesi mümkün değildir. O sadece bir elçidir,ALLAH'ın ortağı değil!..

O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.(18:26) 15- Böyle iken, âyetlerimiz, kesin birer belge olarak kendilerine okunduğu zaman, o bizimle karşılaşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kur'ân getir veya bunu değiştir." dediler. De ki, "Onu kendiliğimden değiştiremem, benim açımdan bu olacak bir şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım." 16- De ki, "Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım. O da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yıllarca bulundum. Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?"(yunus suresi)

ALLAH peygamberine, aldığı vahyi yani Kur'an ayetlerini insanlara okumasını, onların tepkilerinden çekinerek gizlememesini emretmiştir :

37- “Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açıklayacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisinden çekinilmeye daha lâyıktı”(33:37). 39- “Onlar(peygamberler), Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler ve O'ndan korkarlar, Allah'tan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak da Allah yeter”(33:39). 16- Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz." 17- "Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir"(36:16-17). 48- “Ey Muhammed! Eğer onlar yüz çevirirlerse bilsinler ki, biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece tebliğdir” (42:48). 20- “Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir” (3:20).

Peygamberin tebliğ anlamı dışında bir açıklama yaptığını iddia etmek, ancak Kur'an'ı ve gerçeği çarpıtmaktır. İstisnasız tüm Kur'an, elçilerin sadece aldıklarını aynen bildirmek manasında bir açıklama yapmakla mükellef olduğuna dair delillerle doludur. Hadiscilerin savunduğu manada Kur'an'ı açıklamak iddiası aynı zamanda mantıksızdır da.Çünkü Kur'an'ın kendisi zaten bir açıklama'dır. Açıklamanın açıklaması olmaz. Ancak bildirilmesi olur ki, bu da tebliğdir. Kur'an, ALLAH'ın yaptığı en mükemmel açıklamadır ve artık, O'nun sözü üzerine söz söylemek kimsenin haddine değildir :

“…Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar” (2:187). “…Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz” (2:219). “…Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar” (2:221). “…İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği hudududur. Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor” (2:230). “Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür” (3:138). “Meryem'in oğlu Mesih (İsa), sadece bir peygamberdir.

Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Anası da dosdoğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz. Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar!” (5:75). “Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye, âyetleri işte böyle genişçe açıklıyoruz” (6:55). “(De ki) Allah, size Kitab'ı (Kur'ân'ı) açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım?” (6:114). “Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar” (6:154). “O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar” (10:5). “Bu Kur'ân, Allah'dandır! Başkalarının iftirasından beridir, lâkin kendinden önceki kitapları tasdik eder ve o kitabı ayrıntılı olarak açıklar” (10:37).

Daha fazla örnek vermeyi gereksiz buluyoruz ve burada kesiyoruz. Dileyen Kur'an'ı inceleyerek onlarca başka örnek bulabilir. Peygamberin Kur'an'da olmayan hükümler koymak suretiyle Kur'an'ı açıkladığı ve dolayısıyla ALLAH'ın eksik bıraktığı bir işi tamamladığı, ancak yalandır ve cehalettir.Tüm Kur'an da buna şahittir...)
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bir âyet-i kerime meali:

(Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]

İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor.

Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:

(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]



Gerci önceki yazida hepsine toptan yazdik ama su Nahl 64 varya iste size yeterde artar bile;Bakin Allahin hikmetine Diyorki "biz bu kitabi" yani cevaplar kitabta,hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın neyi acklamasi gerek Resulü Ekrem efendimizin VAHYi Allahin sözlerini oldugu gibi söylemesi birinci yazidaki yahudiler gibi olmayin diye.(Bakara 67-71)iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) Kime indirilmis Resule ne icin Hidayet ve Rahmet alacak iman etmis kavme,eeeeeeee sizinki ne oluyor Allahin sözüne güvenmemek.........................Baska hüküm koyucular öylemi Size Allah akillar versin.....
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Raid_IRON' Alıntı:
Gözlerine sağlık kardeş.

Bunlarda bu abd-i aciz'in öğrendiklerinden.

Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. ( Cum'a 9 )

Bu ayette geçen " Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman " kelimesinden, insanları namaza çağıran bir şey olduğu belli olmakta. Ehl-i sünnetten öğürendiğimize göre bu EZAN. Ama kuranı kerimde Ezan kelimesi geçmemekte. Sadece kuran diyenler cevaplasın bunu ? İslam dininde insanlar namaza ne ile çağrılıyor. ?

Zina eden erkek ancak, zina eden veya Allah'a ortak koşan bir kadınla evlenir. Zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya Allah'a ortak koşan bir erkek evlenir. Bu mü'minlere haram kılınmıştır. ( Nûr 3 )

Daha önceden genelev'e gitmiş bir erkek bu ayetin hükmü gereğince zina etmemiş bir bayanla evlenemez. O adamın o bayanla evlenebilmesi için illa bayana biri ile zina mı ettirecez ?

me esselam.




ÇalIS! dedikCe Seriat,CalISmadIn durdun,
Onun hesabIna birçok hurAfe uydurdun!
Sonunda bir de‘tevekkül’ sokuSturup araya,
ZavallI dini çevirdin onunla maskaraya!
MEHMET AKIF ERSOY


Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler FURKAN 30

Sor bakalim o dediklerini yazanlara bunadami yorum lazim.....

[005.099] [E0] Peygamberin üzerindeki ancak bir tebliğdir, açıkladığınız ve gizlediğiniz şeylerin hepsini bilecek olan ise ancak Allahdır

[036.017] [DV] «Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir» dediler.

69-43. Tenziylun min rabbil'alemiyne.
44. Velev tekavvele 'aleyna ba'dal'ekaviyli.
45. Leehazna minhu bilyemiyni.
46. Summe lekata'na minhulvetiyne

Sor bakalim 69-43,44,45,46 bunlara ne uydurdular....

Simdide Ezan nereden zinaci ne yapar,oh oh bula bula bunlari yazmissin Allah kolaylik versin.....
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]
(Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]
(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasakladıysa ondan da sakının!) [Haşr 7] (Niye burda size indirilen kitabda ne yazıyorsa onu uygulayın dememiş? Efendimiz S.A.V İ dinleyin demiş.O size neyi verdiyse onu alın demiş.Ki bizim bilmeyipde Efendimiz S.A.V bildiği birçok şey var. )

Kardeş sen bu Ayetleri sakin kafayla oku. Sonra bir daha karar ver. ,

Ya varya senin gibilere hayran oluyorum inan :) O kadar gelişmiş bir zekan var ki Allah C.C nazardan saklasın. Tüm alimlerin söylediklerini kendince çürüttün. Brovo yani...
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Limriemvrm' Alıntı:
(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]
(Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]
(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasakladıysa ondan da sakının!) [Haşr 7] (Niye burda size indirilen kitabda ne yazıyorsa onu uygulayın dememiş? Efendimiz S.A.V İ dinleyin demiş.O size neyi verdiyse onu alın demiş.Ki bizim bilmeyipde Efendimiz S.A.V bildiği birçok şey var. )

Kardeş sen bu Ayetleri sakin kafayla oku. Sonra bir daha karar ver. ,

Ya varya senin gibilere hayran oluyorum inan :) O kadar gelişmiş bir zekan var ki Allah C.C nazardan saklasın. Tüm alimlerin söylediklerini kendince çürüttün. Brovo yani...

Hayranligin icin tesekkür edecek degilim Zekama gelince Allaha cok sükürler olsun;

Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]

Neden ayetin hepsini yazmayipta cimbizladin?

Allah'ın o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın. Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.

Iste tümü bu kadar Sen söyle bakalim bu ganimetten senin payina ne düstü,Kactane alimcik??Neden size buyurun buhari,müslim iste bilmem ne diye aciklamamis degilmi?Resulü ekrem efendimiz ne dagitiyormus?

Efendimiz S.A.V İ dinleyin demiş.O size neyi verdiyse onu alın demiş.Ki bizim bilmeyipde Efendimiz S.A.V bildiği birçok şey var. )

Acaba Öylemi demis?

De ki "Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne olacağını da bilmem. Ben, ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim." 46/9

Kim söylemis veya söyle diyelim,kim söyletmis simdi senmi idia ediyorsun o cok seyi biliyor diye?Ama Allah öyle demiyor simdi ikiniz arasinda ben sahitlik yapamam.sana biraz ayet yazayim var ellerinin arasina kafani koy ve düsün bu kadar cok hayran olma hayran olunacak ve sevgiye layik olana baglan...


ISTE UYULMASI FARZ OLAN RESULÜLLAH S.A.V.


De ki, "Ben sadece Rabbime çağırırım; ve O'na hiç kimseyi ortak koşmam." 72/20

De ki "Ey halk, dinimden bir kuşku duyuyorsanız, bilesiniz ki, sizin ALLAH'tan başka taptığınız kimselere tapmam. Ben ancak, sizin canınızı alan ALLAH'a taparım. İnananlardan olmakla emrolundum." 10/104

"Yahudi veya Hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız," dediler. De ki: "Hayır, biz İbrahim'in tektanrıcı dinine uyarız. O, ortak koşanlardan olmadı." 2/135

Ben yüzümü tümüyle, gökleri ve yeri yaratana çevirdim ve ben ortak koşanlardan değilim. 6/79

GÜZELE VE DOĞRUYA ÇAĞIRAN

Müslüman (teslim) oldular diye seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki, "Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Aslında, sizi inanca ulaştırdığı için ALLAH sizi kendisine borçlu görür, eğer doğru kimselerseniz." 49/17

Dinlerine girmedikçe ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar, senden hoşnut olmazlar. De ki: "Doğru yol ALLAH'ın yoludur." Sana gelen bilgiden sonra onların arzularına uyarsan ALLAH'a karşı seni savunacak ne bir dost ne de bir destekleyici bulamazsın. 2/120

Seninle tartışırlarsa, "Ben ve beni izleyenler kendimizi ALLAH'a teslim ettik," de. Kitap verilenlere ve kitap verilmeyenlere (ümmilere), "Teslim oldunuz mu," de. Teslim olurlarsa, doğruyu bulurlar. Yüz çevirirlerse, görevin sadece duyurmaktır. ALLAH kulları görür. 3/20

De ki, " ALLAH'ı seviyorsanız beni izleyin ki ALLAH da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir." 3/31

UYARAN - ÖĞÜTLEYEN VE HATIRLATAN

De ki, "Ben sizden her hangi bir ücret istemiyorum; o sizin olsun. Benim ücretim ancak ALLAH'tandır. O her şeye Tanıktır." 34/47

"Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum," de. Ne var ki, sağırlar uyarıldıkları vakit çağrıyı işitmez. 21/45

De ki, "Övgü ALLAH'adır; ayetlerini size gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin onların yaptığından habersiz değildir." 27/93

De ki "Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne olacağını da bilmem. Ben, ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim." 46/9

De ki, "Ey inanan kullar, Rabbinizi sayın. Bu dünya hayatında güzel davrananlara güzellik vardır. ALLAH'ın yeri geniştir. Gerçek uğrunda direnenlerin ücreti hesapsız olarak verilecektir. 39/10

De ki, "Sizin için göklerden ve yerden kim besin sağlıyor?" De ki, "ALLAH." Öyleyse ya biz veya siz, ya doğru yoldadır, ya da açık bir sapıklık içindedir. 34/24

De ki, "ALLAH geceyi diriliş gününe kadar üzerinize sürekli kılsaydı ne dersiniz? ALLAH'tan başka hangi Tanrı size bir ışık getirebilir? İşitmiyor musunuz?" De ki, "ALLAH gündüzü diriliş gününe kadar üzerinize sürekli kılsaydı ne dersiniz? ALLAH'tan başka hangi Tanrı dinleneceğiniz geceyi size getirebilir? Görmüyor musunuz? 28/71-72

Seninle çekişirlerse de ki, "ALLAH yaptığınız her şeyi en iyi bilendir." 22/68

De ki, "Size bir saat gecikmeyecek, bir saat de erken gelmeyecek belirlenmiş bir gününüz vardır." 34/30

De ki, "Övgü ALLAH'a özgüdür. Selam (barış) da seçtiği kullarına olsun. ALLAH mı, yoksa onların ortak koştukları mı daha iyidir?" 27/59

Eğer yüz çevirirlerse de ki, "Size yeterli ölçüde bildirdim. Size söz verilen şeyin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilmem." 21/109

Bunlari bir düsün bakalim,neden ayet?Allahin alemlere Rahmet olarak göndermis oldugu Resulü Ekrem dememiski ben Allahin dinine ortagim diye siz veya alimcikleriniz yalan söylüyorsunuz...
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Hey gidi günle hey. Kim dediki Efendimiz S.A.V Allah C.C dinine ortak.
Efendimiz bizden çok daha fazla şey biliyor. Allah bana 3 ilim öğretti. Bunların 2 sini açıkladım. Diğer bir tanesini ise açıklamadım demiştir. Oda peygamberlik ilmi. Her neyse...

"""eğer hadisler olmasaydı nasıl ibadet ederdik” diye ısrarla sormaktadırlar.Bu da onların Muhammed öncesi arab tarihini dikkatli bir şekilde tetkik etmediklerini göstermektedir.Kur'an İslam dinini bütün ibadetlerinin orjinal olarak İbrahim peygambere verildiğini ifade eder.İbrahim’den sonra gelen tüm gerçek inananlar ve peygamberler de bu ibadetleri yerine getirmişlerdir.Yine bu konuda Kur'an, içlerinde araplarında olduğu daha sonraki nesillerin, zamanla bu ibadetleri terkettiklerini de söylemekte.Ayrıca yine dikkat edilmelidir ki vahiy sırasına göre 3. olan Müzemmil suresinde dahi, salât(namaz) ve zekat emredilmiştir."""

Bu nasıl bir düşüncedir.? anlayamadım?

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]

(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]


Resulullah efendimizin, Kur’an-ı kerimi açıklayan sünnetine önem vermeyen biri, İmam-ı Şafii hazretlerine der ki:
- Kur’anın bir kelimesini inkâr eden kâfir olur. Öyleyse neye dayanarak, herhangi bir emir hakkında; âyet yok iken “bu farzdır” nasıl denebilir? Şu halde biz bazı hadisleri kabul etmesek ne lazım gelir?
İmam Şafii, Kur’anda geçen “hikmet”in sünnet demek olduğunu ispat ettikten sonra der ki:
- Allahü teâlâ buyuruyor ki:

(Resule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Hayır Rabbine andolsun ki anlaşmazlıklarda seni hakem kılıp verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]

Demek ki Allah’ın hükmünü bildiren Kitap’tan ayrı olarak, Resulullahın hükmü de vardır.

Bunların hepsinide geçtim. Senin inancın ne. Yani anladığım kadarıyla kendini İmam-ı Azam Hz. leinden büyük görebilcek kadar ve O mübareklere alimcik diyebilecek bir nefsiniz var. Sünnetlere mi karşısın nesin yani. İnancın tam olarak ne?
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Limriemvrm' Alıntı:
Hey gidi günle hey. Kim dediki Efendimiz S.A.V Allah C.C dinine ortak.
Efendimiz bizden çok daha fazla şey biliyor. Allah bana 3 ilim öğretti. Bunların 2 sini açıkladım. Diğer bir tanesini ise açıklamadım demiştir. Oda peygamberlik ilmi. Her neyse...

"""eğer hadisler olmasaydı nasıl ibadet ederdik” diye ısrarla sormaktadırlar.Bu da onların Muhammed öncesi arab tarihini dikkatli bir şekilde tetkik etmediklerini göstermektedir.Kur'an İslam dinini bütün ibadetlerinin orjinal olarak İbrahim peygambere verildiğini ifade eder.İbrahim’den sonra gelen tüm gerçek inananlar ve peygamberler de bu ibadetleri yerine getirmişlerdir.Yine bu konuda Kur'an, içlerinde araplarında olduğu daha sonraki nesillerin, zamanla bu ibadetleri terkettiklerini de söylemekte.Ayrıca yine dikkat edilmelidir ki vahiy sırasına göre 3. olan Müzemmil suresinde dahi, salât(namaz) ve zekat emredilmiştir."""

Bu nasıl bir düşüncedir.? anlayamadım?

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]

(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]


Resulullah efendimizin, Kur’an-ı kerimi açıklayan sünnetine önem vermeyen biri, İmam-ı Şafii hazretlerine der ki:
- Kur’anın bir kelimesini inkâr eden kâfir olur. Öyleyse neye dayanarak, herhangi bir emir hakkında; âyet yok iken “bu farzdır” nasıl denebilir? Şu halde biz bazı hadisleri kabul etmesek ne lazım gelir?
İmam Şafii, Kur’anda geçen “hikmet”in sünnet demek olduğunu ispat ettikten sonra der ki:
- Allahü teâlâ buyuruyor ki:

(Resule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Hayır Rabbine andolsun ki anlaşmazlıklarda seni hakem kılıp verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]

Demek ki Allah’ın hükmünü bildiren Kitap’tan ayrı olarak, Resulullahın hükmü de vardır.

Bunların hepsinide geçtim. Senin inancın ne. Yani anladığım kadarıyla kendini İmam-ı Azam Hz. leinden büyük görebilcek kadar ve O mübareklere alimcik diyebilecek bir nefsiniz var. Sünnetlere mi karşısın nesin yani. İnancın tam olarak ne?


Allah rizasi icin su idialarinizi ayetle delillendiriniz,Allah askina hepsi uydurma dedigim seyleri getirip dayiyorsunuz iste delil diye sana öyle hadis yazarimki bunlara nasil iman ediyorsun diye sormam bile?
 

simerg

Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
''metin mete'' arkadaş ilmin enaniyeti seni çoktan kuşatmış.sadece dikkat et derim.ibadet konusunda her ümmet ibadet ediyordu.namazın şekil hikmeti miracda resulullah bahsetmiştir.gelip desenki yok O'nun dediğine inanmıyorum(yani o söylemedi)o zaman kendine bir mezhep çıkarman gerekir.sadece alimcik sözüne bakılsa bile enaniyet kaf dağı gibi olmuş kardeş.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
simerg' Alıntı:
''metin mete'' arkadaş ilmin enaniyeti seni çoktan kuşatmış.sadece dikkat et derim.ibadet konusunda her ümmet ibadet ediyordu.namazın şekil hikmeti miracda resulullah bahsetmiştir.gelip desenki yok O'nun dediğine inanmıyorum(yani o söylemedi)o zaman kendine bir mezhep çıkarman gerekir.sadece alimcik sözüne bakılsa bile enaniyet kaf dağı gibi olmuş kardeş.

Selamün Aleyküm,simerg Mihrac konusuna hic girmeyelim derim,ibadetin sekline gelince;Kitabullah zaten en ince detayina kadar vermis bun suradan veya buradan geldi demenin hic bir anlami yok istersen ben sana detayiyla yazarimnamaz,oruc hac zekat v.s.Mezhep konusuna hic girme ben böyle seylerle ugrasmiyorum zaten yazdim alimcikler(tagutlar)onu istersen daha sonra ayri bir baslik altinda yazisiriz,Allaha karsi Kibir Allah korusun bizi.Allaha emanet ol.
 

Raid_IRON

Üye
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.halidiye.com
el-cevab

Allah askina hepsi uydurma dedigim seyleri getirip dayiyorsunuz iste delil diye sana öyle hadis yazarimki bunlara nasil iman ediyorsun diye sormam bile?

Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resülüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır. ( Ahzab Suresi 36.)
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Ayetleri kafasına göre yorumlayanlardan Allah C.C sığınırım. Bir çok kardeşimizin kafasını karıştırıyor böyle zındıklar...
 
Üst