Yalnız kur-an diyen yalancılar

berdan66

Üye
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bunlar Kur’an-ı kerime inanmıyorlar


Mezhepsizler, dindeki dört delilin ikisini kabul etmeyip Kitap ve Sünnet’ten başka delil yok diyorlar. Mezhepsizleri de geride bırakan türediler, Kitap ve Sünnet tabirine bile saldırıp, “Kur’andan başka bir sünnet adı altında din çıkarmak İslamı yıkmaktır, Peygamber Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacıdır” diyerek Sünneti Kur’andan farklı bir şey gibi göstermeye çalışıyorlar.


Yalnız Kur’an diyenler, kesinlikle Kur’an-ı kerime inanmıyorlar. İslamiyeti yıkmak için inanmış gibi görünüyorlar. Bunların başında İgnaz Goldziher, Shacht gibi Oryantalist denilen gayri müslimler gelir. Hıristiyanların çıkardığı bu akıma kapılıp biz de resulüz diyenlerden Hintli Mirza Gulam Ahmet ile Mısırlı Reşat Halife ve daha başka zındıklar vardır. Reşat Halifenin kurduğu on dokuzcular bâtıl dinini savunanlar da yalnız Kur’an diyor, Sünneti inkâr ediyorlar.



Dindeki dört delilden üçü inkâr edilince, herkes kendi anladığını doğru kabul edecek ve böylece insan sayısı kadar din meydana gelecek, bir kaos yaşanacak ve nihayet din yıkılacaktır. Fakat bu dini yıkmaya muvaffak olamayacakları Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir:



(Onlar, ağızları ile Allah’ın nurunu [Kur’an, Sünnet, icma ve kıyastan meydana gelen Allah’ın dinini] söndürmeye yelteniyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu [dinini] tamamlayacaktır.) [Saf 8]



Yalnız Kur’an diyenler, Kur’andaki İslam diyenler, utanmadan yalan söylüyorlar. Sözlerinde zerre kadar samimiyet yoktur. Kur’ana inanmalarında samimi olsalardı, âyetlere inanırlardı. Allah yalnız Kur’an mı diyor? Allahü teâlâ, (Resulüme uyun, onun bildirdiği her şeyi kabul edin, haram ettiklerinden sakının, Resule uyan bana uymuş olur. Ona isyan eden bana isyan etmiş olur. Onun sözleri vahye dayanır. Onun sözünü benim sözüme aykırı görenler ve Allah’ın yolu ile Peygamberin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kâfirdir) buyurmuyor mu?



İşte âyet-i kerime mealleri:

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]



(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]



(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]



(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]



(Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dini [İslamiyet'i] din edinmeyen kimselerle; zelil bir halde kendi elleriyle [boyun eğerek] cizye verinceye kadar savaşın.) [Tevbe 29]



(Biz her peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]



(Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.) [Nur 51]



(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.) [Enfal 13]



(Allah’a ve Resulüne uyun. [uymayıp] yüz çeviren [kâfirdir] Allah da kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32]



(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]



Kur’anda, (yalnız Kur’ana uyun) denmiyor, (Allah’a ve resulüne uyun) deniyor. Resulünü devreden çıkaran, Kur’anın açıklaması olan hadisleri delil saymayıp inkar eden, Kur’anın ifadesi ile kâfir olur.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Alöinti;

Mezhepsizler, dindeki dört delilin ikisini kabul etmeyip Kitap ve Sünnet’ten başka delil yok diyorlar. Mezhepsizleri de geride bırakan türediler, Kitap ve Sünnet tabirine bile saldırıp, “Kur’andan başka bir sünnet adı altında din çıkarmak İslamı yıkmaktır, Peygamber Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacıdır” diyerek Sünneti Kur’andan farklı bir şey gibi göstermeye çalışıyorlar.

Koskoca bir yalan?sen o sünnet dediginin kactanesine Kitabullahta delil bula biliyorsun.Hem Allaha hem kitaba hemde O koca Resule olmadik iftiralarla dolu Sünnet kitablarin, istersen hemen örnekleyecegim hemde delili ile;

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “ Resûlullah a.s.v. buyurdular ki :
“ Cehennem içerisine âsiler atıldıkça: “ Daha var mı?” demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu’l-İzze’nin cehennemin içine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar devam eder. işte o zaman Cehennem: “Yeter, yeter. İzzet ve keremine yemin olsun yeter” der. Cennette fazlalık devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve bunları cennetin fazla kısmına yerleştirir.
(Kütüb-i Sitte, Prof. Dr. İbrahim Canan, Akçağ Yayınları 1992 - Ankara. Cilt 14 s.445 Hadis sırası 5226, Alıntıları: Buhari, Tefsir, Kâf 1. Eymân 12. Tevhit 7, Müslim, Cennet 37, ( 2848), Tirmizi, Tefsir, Kaf, (3268) )

Yıllarca inanç sistemlerini inceledim bunlardan başka İlahı’nı cehenneme layık görenine hiç rastlamadım. Putperestler dahi, taptıkları putlarına böyle bir şeyi yakıştırmazlar, tercümeyi yapan İbrahim CANAN, asıl metinde geçen cehennemin içine ifadesini tam tercüme etmeyerek, (belli ki, ifade ona da ağır gelmiş) cehennemin üzerine ifadesini kullanmış. Halbuki asıl metinde “aleyhe” değil, ifade “fiyhe” yani “içerisinde” şeklindedir.

Bunlar, Allah’ı tecsim ederek ona ayak isnat ettiler ve bu ayağı da cehenneme koydular. Cennet için ise doldurulmak üzere imtihansız halk yaratılacağını iddia ettiler. Cehennemin boşluğunu Allah’ın ayağıyla, Cennetin boşluğunu ise hiç dünyaya gelmemiş halkla doldurmak öylemi! Allah, bunların bu küfründen münezzeh ve yücedir. Allah’a ayak isnat etmeleri teşbih değil tecsimdir. Zira cehennem cisimdir ve cisimlerin doldurulması ancak cisim ile olur.

Allah’ın, cehennemi neyle dolduracağına dair Kur’an’dan mealen:

- Eğer Rabb’in dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı. Oysa, işte ihtilaf edip durmaktadırlar. 11/118

- Ancak Rabbının merhamet ettikleri, (Bu ihtilaftan) istisna teşkil ederler. Zaten Allah, onları bunun için yaratmıştır. Ve böylece, Rabbının “muhakkak cehennemi hep cin ve insanlarla dolduracağım” sözü yerine gelmiş olacaktır. 11/119

- Dileseydik, herkese hidayetini verirdik, (herkesi doğru yola getirirdik). Fakat (hikmetim uyarınca) benden (çıkan) şu söz gerçekleşecektir: “mutlaka cehennemi, cinlerden ve insanlardan bir kısmıyla tamamen dolduracağım.” 32/13

Görüldüğü gibi, cehennemin doldurulması konusunda uydurdukları hadis Kur’an’a ters düşmektedir.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hz. Ebû Hüreyre r.a. Anlatıyor: “Resûlullah a.s.v. buyurdular ki: Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın.” (Buhari, Itk 20, Müslim, Birr, 112, (2612). )

Müslim’in ifadesinde şu ziyade var. “... Zirâ Allah Âdem’i kendi sûretinde yaratmıştır.” ( K.S. 3483 Cilt 10 Baskı 1990)

Yine Ebu Hüreyre r.a. Anlatıyor: “Resûlullah a.s.v. Buyurdular ki: Allah’u teala hazretleri, Hz. Adem a.s.mı kendi sureti üzere ve boyunu da atmış zira olarak yaratınca:.... (K.S. 3382 C.10 S.177 B.1990, alıntısı Buhari, İstizan 1, Müslim, Cennet 28 (2841) ).

İbnu Abbâs r.a. Anlatıyor: Resûlullah a.s.v. Buyurdular ki : Bu gece Rabb’imden bir (melek, elçi olarak) geldi. -Bir rivayette ise şöyle demiştir: “Rabbim bana en güzel bir surette geldi” -ve : Ey Muhammed.” dedi.
“Buyur Rabbim, emrindeyim.” dedim.
“Mele’i A’la (da bulunanların) nelerde yarıştıklarını biliyor musun dedi.
“Hayır” dedim. Bunun üzerine elini omuzlarımın arasına koydu. Hatta onun serinliğini göğüslerimde hissettim.......” (K.S. 4668 C.13 B 1992 alıntı: Tirmizi, Tefsir Sâd, (3231,3232) ).

Hz. Übey İbnu Ka’b r.a. Anlatıyor: Resûlullah a.s.v. Buyurdular ki: “Hakk’ın musafaha ettiği ilk kimse Ömer’dir. İlk selam verdiği kimsede o olacaktır.” (K.S.6012 C.16 B. 1993) Alıntı İbn!i Mace 104.


Iste bunlari iyi okuyunda simdi dinleyin;

Allah’a insan şeklin de suret iddia ettiler, öyle bir benzerlikten dolayı yüze vurulmamasını tavsiye ettiler. Aslında istedikleri saygı gayreti değildir. Allah’ın yüzü ile insanın yüzünün aynı olduğunu vurgulamak için yüze vurulmamasını tavsiye etmişlerdir. Allah’ın eline serinlik atfetmeleri de tecsim vurgulamasıdır, aynı şekilde Allah’ın Ömer ile tokalaştığını ve onun elinden tutup cennete koyduğu iddiası da apaçık tecsimdir. Allah’ı tecsim etmek yani cisim saymak apaçık küfürdür.
Ayrıca Ömer’i Peygamberimiz dahil tüm Peygamberlerden ve Müslümanlar dan üstün olarak rivayet etmeleri, karışıklık çıkarma amaçlı bir yalan uydurmasıdır, yoksa Ömer’i sevdiklerinden falan değildir.

Allah hiçbir şekilde zaman olarak tavsif edilemez, zira zamanın kendisi yaratıktır. Geçer ve noksanlaşır, bağlı olduğu olaya ilişkin tükenir. Yoktan var edilmekte ve vardan yok edilmektedir. Dün yok olmuştur, yarın yaratılmakla yoktan varlığa gelecektir. Var iken yok olan, yokken var olan hiçbir şekilde İlah olmaz, zira bu hususlar noksanlık ve acizliktir. Allah ise hiçbir şekilde zamanın bu özelikleriyle noksan ve aciz değildir. Zira Allah noksan sıfatlardan münezzehtir.

Zaman konusunda Kur’an’dan mealen:

-İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi. 76/11

Görüldüğü gibi zaman gelip geçici bir şeydir, Allah zaman olarak tavsif edilemez, hadis diye iddia ettikleri Kur’an’a aykırıdır.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sahiheyn (Buhari ve Müslim) ve Tirmizi de Ebu Hüreyre’den gelen diğer bir hadiste Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Allah Teâla hz.şöyle buyurdu: “Ben, kulumun benim hakkımdaki zannına göreyimdir.” (K.S.5849 C.16 B.1993 alıntıları Buhari, Tevhit 35, Müslim, Zikr 1, (2675), Tirmizi, Züht 51, (2389) )

Kullar, Allah hakkında iyi veya kötü zanda bulanabilirler. Bir kimsenin Allah hakkında iftira en kötü zanda bulunması mümkündür, o taktirde iddia ettikleri hadise göre Allah kötüdür manası çıkar ki, Allah’ı öyle bir şeyden tenzih ederiz. Allah kullarının zannına göre değil, kendi zatına göredir. Zan kendi başına hakikatten hiçbir şey ifade etmez. Bununla ilgili olarak Kuran’da şöyle bildirilmiştir. Mealen:

-Onların çoğu zandan başka bir şeye uymuyorlar. Zan ise gerçekten hiçbir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allah onların ne yaptıklarını bilir.10/36

-Allah’ı gereği gibi bilemediler. Halbuki Kıyamet günü yer, tamamen O’nun avucu içindedir, göklerde sağ elinde dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.39/67

-Allah’a yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Onlar Rab’lerine sunulacaklar, şahitler de: “İşte Rab’lerine karşı yalan söyleyenler bunlardır.” diyecekler. İyi bilin ki Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir. 11/18

-Bak nasıl Allah’a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter. 4/50

Görüldüğü gibi uydurdukları hadis, Kur’an’a aykırıdır ve Allah’a karşı bir iftira ve isyandır.
 

berdan66

Üye
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
metin mete ben seni muhatap almıyorum çünkü sen ve senin gibilerle uğraşacak zamanım inan yok. Ama bakıyorumda yazı sana çok dokandı çünkü arife tarif gerekmiyor değilmi.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İbnu’l -Museyyib, Ata İbnu Zeyd el- Leysi, Ebu Hureyre r.a. den naklen anlatıyor: Resûlullah’a atfen mahşerde içlerinde münafıkların da olduğu halde (yalnız) bu ümmet kalacak, derken Allah Tebareke ve Teala onlara evvelce tanıdıklarından başka bir surette tecelli edecek ve:
-Ben sizin Rabb’inizim, diyecek. Onlar (Allah’ı tanımadıkları için)
“Biz senden Allah’a sığınırız! Rabbımız geldiği zaman biz onu tanırız” diyecekler. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri (karşılarında) onların tanıdıkları suretiyle tecelli edecek ve : “Ben sizin Rabb’inizim” buyuracak. Onlarda:
“Evet, bizim Rabbımız sensin” diyerek ona tabii olacaklar......(K.S.5072 C.14 B.1992 alıntılar Buhari, Rikak 52, Ezan 129, Tevhit 24, Müslim, İman 299, (182), Tirmizi, Cennet 20, (2560) ) (Sahih-i Müslim,Ahmed Davudoğlu, Sönmez neşriyat A.Ş. C.2 299/665 )

Birinci seferki, Allah’ın tecelli ettiği iddialarında, Allah’ın kendisine uygun gelmeyen ve münafıklar içlerinde olduğu halde tüm Muhammed ümmetinin onu tanımayacakları bir surette tecelli ettiğini iddia etmeleri, Allah’a bir saygısızlığı ifade eder. Zira Allah’ın, hem müminler, hem de münafıklar tarafından reddedilecek, (haşa O’ndan) çirkin bir surette tecelli ettiğini iddia etmişlerdir. Öyle ki, inancı ve ameli ne olursa olsun Allah’ı kimse beğenmemiş demektedirler. Ayrıca bu hususu vurgulamak için rivayet yalanlarına münafıkları da dahil etmişlerdir. Ayrıca, Allah’ın suretten surete şekil değiştirme ile tecelli edip göründüğünü iddia etmeleri tecsimdir. O tecsim edilmekten yani yaratıklara benzetilmekten onlarla bir sayılmaktan münezzehtir.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İbnu-l Museyyib, Ata İbnu Zeyd el-Leysi, Ebu Hureyre r.a. Den naklen anlatıyor: Resûlullah’a atfen, insanlar Resûlullah a.s.v.’e “ Ey Allah’ın Resulü: Kıyamet günü Rabb’imizi görecek miyiz?” diye sordular. O da: “Siz bulutsuz dolunay gecesinde Ay’ı görmekte şüpheye düşer misiniz?” diye cevap verdi. Onlar :
“ Hayır! Ey Allah’ın Resulü.” diye cevap verdiler. Bunun üzerine:
“Şunu bilin ki siz Rabb’inizi böyle göreceksiniz....(K.S. 5072 C.14 Alıntılar Buhari, Rikak 52, Ezan 129, Tevhit 24 Müslim, İman 299, (182), Tirmizi, Cennet 20, (2560) )

Ebu Zerr r.a. anlatıyor: “Resulullah a.s.v. a’ “sen Rab teala yı hiç gördün mü?” diye sordum. “Nurdur, ben O’nu nasıl görürüm” buyurdular.”( K.S. 5159 C.14 alıntılar, Müslim, İman 291.(178): Tirmizi, Tefsir, Necm,(3278). )


Son hadiste Allah’ın görülmeyeceğini tahdis etmeleri, görüleceği hususunda tahdis ettikleri evvelki diğer iki hadisle çelişkilidir. Zaten metotlarının ana temellerinden biride budur. Bir konuda bir hadis rivayet ederken o hadise aykırı bir veya birden fazla hadis, tahdis etmeye özenle gayret gösterirler, böylece çelişkili hadisleri işlerine geldiği yerde kullanmak, hem de zihinleri iyice karıştırmak için bunu yaparlar.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Aişe (r.anha)nın azatlısı Ebu Yunus şöyle demiştir: -Aişe (r. anha) kendisi için bir Mushaf yazmamı emretti ve, “ Namazlara ve orta namazına devam edin ” ayetine gelince bana haber ver dedi. Ben de o ayete varınca kendisine haber verdim. Bana o ayeti namazlara , Orta namazına ve ikindi namazına devam edin, Allah için tevazu halinde namaz kılın” şeklinde yazdırdı. Sonra da:
“Ben bunu Resûlullah s.a.v. den duydum” dedi. (Sünen-i Ebû Dâvud terceme ve şerhi, şamil yayın evi 1998. Doç. Dr. İ. Lütfi Çakan K. Salat (2), Bab 5 H. 410 sayfa 148 C.2)

Bu hadis uydurmasıyla, Kuran’da noksanlık olduğunu iddia etmişlerdir. Zira bahsi geçen ayette ikindi ifadesi mevcut değildir. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen

-Namazları ve orta namazı koruyun, gönülden bağlılık ve saygı ile Allah’ın huzuruna durun. 2/238

Olarak ifade edilmiştir. Amaçları Kur’an’a olan itimadı sarsmak için zihinleri bulandırmaktır. Bu hususta başka hadis uydurmalardı vardır. Örneğin:

Ubey İbnu Ka’b (r.a.)’ın anlattığına göre, Resûlullah (a.s.v.) kendisine: “Allah, sana Kur’an okumamı emretti” demiş ve Lem yekunullezine kefere’yu ve bu sureden olmak üzere şunu okumuştu: “Allah indindeki din muvahhid İslam dinidir, ne Hıristiyanlık, ne Yahudilik nede Mecusilik değildir. Kim bir hayır yaparsa asla zayi olmayacaktır”. Ubey İbnu Ka’b: “ Bana şunu da okudu” dedi: “Adem oğlunun bir vadi dolu malı olsa ikincisini de arar. İkinciyi de elde etse üçüncüsünü de arar. Ademoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenleri affeder.” (K.S.943 C.4 B. 1988. Alıntısı, Tirmizi, Menakıp ( 3894). )

Tırnak içindeki ifadeler kendilerince uydurulmuş sözlerdir. Kur’an’da bu şekilde ayetler mevcut değildir. Dolayısıyla Kur’an dışında ayet iddia etmişlerdir
 

berdan66

Üye
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
70
Tepkime puanı
0
Puanları
0
metin mete bakıyorumda forumda hiç bir icraatın yok, sadece insanların yazmış olduğu yazılara saldırıp duruyorsun. Bu kadar sinir sana hiç gelmiyor sonra kalbin sıkışmasın.:D
Allah kimseyi sapıtmasın şimdi senin bu yazdıklarınla benim yazdıklarımın ne alakası var kopyala kopyala yapıştır bakayım Allah sana hidayet nasip etsin.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
-......Ebu’d- Derda:
--Abdullah ibn Mesûd “ Ve’l - leyli iza yağşa..”yı nasıl okuyor diye sordu.
Ben kendisine (Alkame)
-- “Ve’l leyli izâ yağşa ve’n -nehari izâ tecelli ve’ zekeri ve’l ünsâ”
şeklinde okudum.
Ebu’d- Darda:
--Vallahi Resûlullah beni böyle okutmuştur. Ben Resûlullah tan ağız ağıza böyle öğrendim dedi. ( Sahih- i Buhari, Ötüken yayınları, Mütercim, Mehmet SOFUOĞLU, cilt 8 B.1987 Kitabu Fedailü Ashâbi’n-Nebi Rivayet 82 s.3521)

Böylece Leyl süresi (92/3) Ayette geçen yaratma kelimesinin fazlalık olduğunu, Kur’an’dan olmadığını iddia etmişlerdir. Yani, Kur’an’a ekleme yapılmış olduğunu iddia etmişlerdir.

Daha durun Müminlerin anneleri olan Resulü Ekrem efendimizin hanimlarina neler söylediler;

Ebû Seleme’nin yaptığı diğer bir rivayette şöyle gelmiştir: “Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)’nin yanına girmiştim. Yanımda Hz. Aişe’nin süt kardeşi vardı. Kendisine, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın cenâbetten nasıl yıkandığını sorduk. Bir sa’ miktarında bir kap getirtti ve onunla yıkandı. Aişe ile aramızda bir perde vardı. (Yıkanırken) üzerine üç kere su döktü ve dedi ki: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın zevceleri, saçları kulak memesi civarında olması için saçlarının başlarını alırlardı.” (K.S. 3760 C.10 S.542 Akçağ-1990, alıntıları; Buhari, Gusl 2, Müslim Hayz 41,42, (319-320); Muvatta, Tahâret 68, (1,44,45); Ebu Dâvud, Tahâret 97, (238); Nesâi, Tahâret 144, (1,127) )

İddia ettiklerine göre, bir tanesi ki kim olduğu belli değil, iki kişi Aişe’ye giderek Peygamberin cünüplükten nasıl yıkandığı konusunda soru sormuşlar. Güya, Aişe yıkanarak onlara öğretide bulunmuş. Arada perde vardı demeleri ise lafı dallandırmalarından başka bir şey değildir. Zira yıkanan görünmeyecekse, yıkanmak suretiyle tarifte bulunmanın bir manası yoktur. Görünmesi halinde yıkanarak tarifte bulunması mümkün olur. Nitekim, başına üç kere su döktü demeleri ve saçın kısalığından bahsetmeleri bunu ima etmek içindir. Olay iddiaları sırf başa su dökülmesi olayı da değildir, zira cenâbetten yıkanmada bütün vücudun yıkanması söz konusu olduğundan asıl anlatmak istedikleri, Aişe’nin bu yıkanmayı tatbiki olarak gösterdiğidir. Aişe’ki, müminlerin annesidir. Ona yapılmış bir iftira bütün müminleri derinden yaralar. Yıkanma merak ediliyorsa, neden gidip kendisinden bayan sahabeler sormadı da, erkek sahabeler gidip sorsun. Kaldı ki yıkanmayı bir çocuk bile anlaya bilirken, Aişe yıkanmayı niçin tatbiki olarak erkeklerin önünde göstersin ki? Kaldı ki, belli bir yaştan sonra, İslam dinine göre çocuklar dahi öz anne babalarını çıplak olarak göremezler. Bu konuda daha birçok şey yazılabilir.Zira hakaret kastıyla bu rivayeti uydurdukları çok açıktır.

Allaha havaledn baska yapacak bir seyim yok;

Huzeyfe ( R ) şöyle demiştir: Ben kendimi bildim ki, ben peygamber ile berâberce yürüyorduk. Derken Peygamber bir kavmin bir duvar arkasındaki süprüntülüğüne geldi ve herhangi birimizin dikilmesi gibi dikilip işedi. Ben de ondan uzaklaştım. Kendisi bana işâret etti. Ben de yanına vardım ve işemesini bitirinceye kadar topuğunun yanında dikildim. (Buhari, Kitâbu’l-Vudu 88 s.352, c.1 Ötüken 1987)

İşerken arkadaşlar istemese de çağırıp seyrettirmek lazım demek istiyorlar. Peygamber bu kabil bir ahlaktan uzaktır ve bu rivayetin İslam dininde yeri yoktur.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
berdan66' Alıntı:
metin mete bakıyorumda forumda hiç bir icraatın yok, sadece insanların yazmış olduğu yazılara saldırıp duruyorsun. Bu kadar sinir sana hiç gelmiyor sonra kalbin sıkışmasın.:D
Allah kimseyi sapıtmasın şimdi senin bu yazdıklarınla benim yazdıklarımın ne alakası var kopyala kopyala yapıştır bakayım Allah sana hidayet nasip etsin.


Bakiyorum saatlerce ugrasip yaziyorsun hic lazim degil sana kopyalamak insan biraz insaf eder böyle yalan yanlis yazarken saldirmak la kastin nedir saldiran ortada cevap veremeyecek duruma gelince hemen baska bir baslikla saldiri bizde yuttuk degilmi,hani bir defada olsun Allah askina ayetlerle cevap yazsana ama olmaz cünki nekadar parantez acarsaniz acin olmuyor degilmi.Ama sana inat senin gibi nefse uymayacagim ve burada senin yazilarina cevap vermeyecegim artik cünki nefs ile hareket tarzina azdaha benide uyduruyordun Vesselam.
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Kardeş sen bu adamın sitesinden niye kopyalıyıp duruyorsun anlamadım. Bu adamamı bağlısın. Yok değilsen başka kopyalıyacak yermi bulamadın.
 

Metin mete

Üye
Katılım
26 Haz 2006
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Limriemvrm' Alıntı:
Kardeş sen bu adamın sitesinden niye kopyalıyıp duruyorsun anlamadım. Bu adamamı bağlısın. Yok değilsen başka kopyalıyacak yermi bulamadın.



Hala oraya bakmadin degilmi yazik?????
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
He birader baktım mutlu olmuşundur inş. Adamın yaptıkları doğru değil ama siz girin siteye yazdıklarını okuyun ve gülün diyor. Biz alimlerimizin tüm kitaplarını okudukda bi tek bu adammı kaldı. sen bi söylesene senin bu adama bakış açın ne ? Dik açımı dar mı?yoksa geniş açımı?
 
Üst