- Katılım
- 1 Eyl 2007
- Mesajlar
- 12,943
- Puanları
- 113
Konunun siyasetle alakası nedir diyen olmaz değil mi ? 
İnsan çoğu zaman iyi niyetle vaadde bulunur. Daha sonra nefis, şeytan devreye girip, çoğu zaman o vaadi yerine getirmesine mani olur. Böylece kişi vaat ettiği halde yerine getiremez. Bu ise münafıklığın alâmetlerindendir! Nitekim Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! (verdiğiniz) sözleri yerine getiriniz.” (Mâide/l)
Allahü teâlâ İsmail aleyhisselamı överek şöyle buyurmuştur: “Muhakkak İsmail vaadinde sadıktı.” (Meryem/54)
Peygamber Efendimiz de, “Vaad, verilmiş mal gibidir, geri alınamaz”, “Vaad, borç gibidir” buyurmuştur.
Abdullah bin Ömer hazretleri ölüm döşeğine düştüğü zaman şöyle dedi: “Kureyşlilerden bir kişi benden kızımı istedi. Benden de vaade benzer bir söz aldı. Allaha yemin ederim ki ben münâfıklığın üçte biriyle Allahın huzuruna gitmek istemiyorum. O halde sizi şahid tutuyorum: Ben ona kızımı verdim!”
Abdullah bin Ebî Hansa şöyle anlatıyor: “Hazreti Peygambere, daha peygamberliği bildirilmeden önce ben onunla alışveriş yaptım. Onun bir kısım alacağı bende kaldı ve ona ‘Buraya senin alacağını getirip teslim edeceğim’ diye söz verdim. O gün unuttum. Ertesi gün de unuttum. Üçüncü gün geldim, hâlâ yerindeydi. Beni görünce şöyle dedi: Ey genç! Sen bana zahmet verdin! Zira ben üç günden beri burada seni beklemekteyim.”
Kendisine mal, söz veya sır emanet olunan kimsenin bunlara hıyanet etmesi, münafıklık olur. Sözünde durmaya çalışmalıdır. Kur’an-ı kerimde, sözünde duranlar övülmekte, sözünün eri denilmektedir. Âyet-i kerimede mealen buyuruldu ki:
“Allah, sözleşmeleri bozmaktan sakınanları sever.” (Tevbe 7).
Hadis-i şerifte de, “Vaad borçtur. Sözünde durmayana yazıklar olsun“ buyuruldu.
Sözünde durmak önemli bir haslettir. Bu hususta birçok atasözü vardır: Hayvan yularından, insan sözünden tutulur... Er olan sözünde durur... Allah bir, söz bir... Söz namustur... Söz verme, verdinse dönme!.. Söz ağızdan çıkar...
Mehmet Oruç
İnsan çoğu zaman iyi niyetle vaadde bulunur. Daha sonra nefis, şeytan devreye girip, çoğu zaman o vaadi yerine getirmesine mani olur. Böylece kişi vaat ettiği halde yerine getiremez. Bu ise münafıklığın alâmetlerindendir! Nitekim Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! (verdiğiniz) sözleri yerine getiriniz.” (Mâide/l)
Allahü teâlâ İsmail aleyhisselamı överek şöyle buyurmuştur: “Muhakkak İsmail vaadinde sadıktı.” (Meryem/54)
Peygamber Efendimiz de, “Vaad, verilmiş mal gibidir, geri alınamaz”, “Vaad, borç gibidir” buyurmuştur.
Abdullah bin Ömer hazretleri ölüm döşeğine düştüğü zaman şöyle dedi: “Kureyşlilerden bir kişi benden kızımı istedi. Benden de vaade benzer bir söz aldı. Allaha yemin ederim ki ben münâfıklığın üçte biriyle Allahın huzuruna gitmek istemiyorum. O halde sizi şahid tutuyorum: Ben ona kızımı verdim!”
Abdullah bin Ebî Hansa şöyle anlatıyor: “Hazreti Peygambere, daha peygamberliği bildirilmeden önce ben onunla alışveriş yaptım. Onun bir kısım alacağı bende kaldı ve ona ‘Buraya senin alacağını getirip teslim edeceğim’ diye söz verdim. O gün unuttum. Ertesi gün de unuttum. Üçüncü gün geldim, hâlâ yerindeydi. Beni görünce şöyle dedi: Ey genç! Sen bana zahmet verdin! Zira ben üç günden beri burada seni beklemekteyim.”
Kendisine mal, söz veya sır emanet olunan kimsenin bunlara hıyanet etmesi, münafıklık olur. Sözünde durmaya çalışmalıdır. Kur’an-ı kerimde, sözünde duranlar övülmekte, sözünün eri denilmektedir. Âyet-i kerimede mealen buyuruldu ki:
“Allah, sözleşmeleri bozmaktan sakınanları sever.” (Tevbe 7).
Hadis-i şerifte de, “Vaad borçtur. Sözünde durmayana yazıklar olsun“ buyuruldu.
Sözünde durmak önemli bir haslettir. Bu hususta birçok atasözü vardır: Hayvan yularından, insan sözünden tutulur... Er olan sözünde durur... Allah bir, söz bir... Söz namustur... Söz verme, verdinse dönme!.. Söz ağızdan çıkar...
Mehmet Oruç