abla
Doçent
- Katılım
- 21 Kas 2006
- Mesajlar
- 694
- Tepkime puanı
- 16
- Puanları
- 0
YA LATİF,YA LATİF,YA LATİF
Hayy olan Rabbim;
Bize hayat bahşettin.Hayatımızı idamemiz mutlak manada sana bağlıyken,bu dünyadan bi takım sebeplere bağladın.hayatımızı idame için yemeğe,suya,havaya ihtiyacımız var.Yemeden insan 5-10 gün,yaşayabilir.Susuz 3-5 gün.havasız 1-2 dakika.Hayati önemi olan bu sebepler latifleştikçe ihtiyacımız şiddetleniyor.
Yemek,suya göre daha kesif,su latif….havada suya göre daha latif…vücudumuzda ,can dediğimiz,buların kullanılmasıyla oluşan enerji de havadan daha latif….ruhumuzsa,gören,işiten,duyan,bir varlık…ve hayvani candan daha latif……..
Letafet arttıkça,var olmak için muhtaçlıkta artıyor.RUHumuzla insanız.Ruhumuz ve bedenimizle her an Rabbimize muhtacız.O,” LATİF”isminin sahibi.Hem son derece Latif,hemde ahlakça Latif..En ince yollardan,en umulmadık,sezilemez yollarla işleri çekip çevirir.
Sen ,vardın birdin….bütün kemal vasıfları senindi.şefkatin,sevgin sebebiyle istedinki;bu KEMALİ,CEMALİ bilmek şerefine ve zevkine erelim……vw bizi yarattın….idrak edebilelim tüm güzelliğini ve kemalini diye bize ruhundan üfledin.Sonra sergiledin tüm güzelliklerini önümüze.
Ata senden,hata bizdendi………
“Dünya,akiller için seyri bedayi,
Ahmaklar için yemekle şehvet” miş.
Biz ahmaklar,nefislerimizin peşinde koştukça kirlettik dünyayı.ne her bir duyumuza hitab eden güzellikleri idrak edebildik,ne acılardan ders almayı becerebildik….
Bir bebeğin kadife tenini,bir kedi yavrusunun ipek tüylerini,kızımızın saçlarını okşamanın zevkini,tatlı meltemi,suyun ferahlığını,güneşin sıcaklığını,çimenin yumuşaklığını,…..yarattı…en latif şekilde LATİF Rabbim.ve bizede anlamamız,zevk etmemiz,şükretmemiz için dokunma duyusu…
Çeşit çeşit meyveler,sebzeler,etler,şerbetler,envai çeşit tad yarattı ve bizde akledelim,fikredelim,zevkedelim,şükredelim diye tatma duygusu…..
Envai çeşit manzaralar sergiledi gök yüzünde,dakikası dakikasına benzemeyen….ağaçlar,nehirler,denizler,dağlar,şelaleler…tüm letafetiyle gözlerimizi okşarlarken,asıl daha büyük görevleri vardı.hem en enfes estetikte yarattı hem ne önemli işleri gördürdü Latif Rabbim cansız sandığımız varlıklara.
Kuş sesi,su sesi,meltemin ağaç yapraklarını zikrettirişi,bir bebeğin gülücük sesleri,ney in nameleri,sevgilinin sesi…….ve sesleri anlamak,zevketmek,fikretmek,şükretmek için kulak verdi.Latif Rabbim…hem bu latif manaları anlamak için kulak denen kıkırdağı,göz denen yağı,eti, deriyi sebep etti.
RUHUMUZU ve KALBİMİZİ ise kendisini akletmek,zevketmek için yarattı.dengesizliklerimiz bu yüzden.Ruhumuzun sonsuza olan ihtiyacını sonlu varlıklarla gidermeye çalışmaktan.ve sonuç hep hüsran…..
LATİF sin Rabbim.Ruhumuzun seni bulması,olması,yanması için latifliğinle yardımımıza koş.
YA LATİF,YA LATİF,YA LATİF
Ey en ince işleri bilen,ince,sezilmez yollardan kullarına faydalar lutfeden….
Lutfettin,hatırımıza gelmeyecek,istemeye cesaret edemeyeceğimiz şeyler lutfettin.
Can verdin…göz bilmezdik,ağız,kulak,el bilmezdik.ses,soluk,gönül bilmezdik.
Ana rahminde bir çiğnemlik ettik.Lutfettin,var ettin…El,ayak,göz,kulak……ne lazımsa verdin……seni idrak edelimdiye GÖNÜL verdin..varlığından haberdar ettin.Daha bitmemişti…bunların yok olduğu durumlarda yarattın ki var olanın kıymetini bilelim.ve kıymet biln,şükreden,seni idrak edip,nimetine nankörlük etmeyenleri cennetle müjdeledin.oraya kafir girmezdi. Çünkü örtmüştü Hakikatin üstünü,kendi gözünü kör,kulağını sağır eyleyip sırt dönmüştü yaradana……
Oraya ancak,lutfettiğin güzelliklerive nimetleri idrak edebilenler girerdi.ve sırf bu yüzden bile adı cennet olmaya yeterdi…..çünkü insan insanın kurduydu…Yoksa bu dünyada bir cennetti bilene….karalar ve denizlerin bozulması bile kötülerin isyankarlıkları yüzündendi.kötünün olmadığı bi dünya cennet olurdu…Ama dünyanın görevi vardı;elek olup eleyecekti imtihanıyla insanoğlunu ki ebedi güzelliklere layık olanlar Seçilsindi.
Ve cennette O LATİF aynen bu dünyaya gelmeden buradaki güzellikleri idrak edemeyişimiz gibi,akılların almadığı,gözlerin görmediği güzellikler hazırlamıştı iyi kullarına…
Saf gönüllere ,Letafetiyle bu dünyada ne ince yollardan ne ince yolları nasib etmiş,ne ince insanlara hemdem etmişse,telaşa gerek yok….Belkide YA LATİF desek yetecek ahirete adım atışta….
“İman edip güzel amel işleyenlere gelince,onlar için makam olarak Firdevs cennetleri vardır.müminler orada ebedi olarak kalacaklardır.oradan asla ayrılmak istemeyeceklerdir…….”(ayet)
“…..Rasulüm deki;bende sizin gibi insanım.ancak banarabbınız bir tek ilahtır diye vahyolunuyor.kim rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa,güzel amel işlesin ve rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın”…..
YA LATİF,YA LATİF,YA LATİF..
Hayy olan Rabbim;
Bize hayat bahşettin.Hayatımızı idamemiz mutlak manada sana bağlıyken,bu dünyadan bi takım sebeplere bağladın.hayatımızı idame için yemeğe,suya,havaya ihtiyacımız var.Yemeden insan 5-10 gün,yaşayabilir.Susuz 3-5 gün.havasız 1-2 dakika.Hayati önemi olan bu sebepler latifleştikçe ihtiyacımız şiddetleniyor.
Yemek,suya göre daha kesif,su latif….havada suya göre daha latif…vücudumuzda ,can dediğimiz,buların kullanılmasıyla oluşan enerji de havadan daha latif….ruhumuzsa,gören,işiten,duyan,bir varlık…ve hayvani candan daha latif……..
Letafet arttıkça,var olmak için muhtaçlıkta artıyor.RUHumuzla insanız.Ruhumuz ve bedenimizle her an Rabbimize muhtacız.O,” LATİF”isminin sahibi.Hem son derece Latif,hemde ahlakça Latif..En ince yollardan,en umulmadık,sezilemez yollarla işleri çekip çevirir.
Sen ,vardın birdin….bütün kemal vasıfları senindi.şefkatin,sevgin sebebiyle istedinki;bu KEMALİ,CEMALİ bilmek şerefine ve zevkine erelim……vw bizi yarattın….idrak edebilelim tüm güzelliğini ve kemalini diye bize ruhundan üfledin.Sonra sergiledin tüm güzelliklerini önümüze.
Ata senden,hata bizdendi………
“Dünya,akiller için seyri bedayi,
Ahmaklar için yemekle şehvet” miş.
Biz ahmaklar,nefislerimizin peşinde koştukça kirlettik dünyayı.ne her bir duyumuza hitab eden güzellikleri idrak edebildik,ne acılardan ders almayı becerebildik….
Bir bebeğin kadife tenini,bir kedi yavrusunun ipek tüylerini,kızımızın saçlarını okşamanın zevkini,tatlı meltemi,suyun ferahlığını,güneşin sıcaklığını,çimenin yumuşaklığını,…..yarattı…en latif şekilde LATİF Rabbim.ve bizede anlamamız,zevk etmemiz,şükretmemiz için dokunma duyusu…
Çeşit çeşit meyveler,sebzeler,etler,şerbetler,envai çeşit tad yarattı ve bizde akledelim,fikredelim,zevkedelim,şükredelim diye tatma duygusu…..
Envai çeşit manzaralar sergiledi gök yüzünde,dakikası dakikasına benzemeyen….ağaçlar,nehirler,denizler,dağlar,şelaleler…tüm letafetiyle gözlerimizi okşarlarken,asıl daha büyük görevleri vardı.hem en enfes estetikte yarattı hem ne önemli işleri gördürdü Latif Rabbim cansız sandığımız varlıklara.
Kuş sesi,su sesi,meltemin ağaç yapraklarını zikrettirişi,bir bebeğin gülücük sesleri,ney in nameleri,sevgilinin sesi…….ve sesleri anlamak,zevketmek,fikretmek,şükretmek için kulak verdi.Latif Rabbim…hem bu latif manaları anlamak için kulak denen kıkırdağı,göz denen yağı,eti, deriyi sebep etti.
RUHUMUZU ve KALBİMİZİ ise kendisini akletmek,zevketmek için yarattı.dengesizliklerimiz bu yüzden.Ruhumuzun sonsuza olan ihtiyacını sonlu varlıklarla gidermeye çalışmaktan.ve sonuç hep hüsran…..
LATİF sin Rabbim.Ruhumuzun seni bulması,olması,yanması için latifliğinle yardımımıza koş.
YA LATİF,YA LATİF,YA LATİF
Ey en ince işleri bilen,ince,sezilmez yollardan kullarına faydalar lutfeden….
Lutfettin,hatırımıza gelmeyecek,istemeye cesaret edemeyeceğimiz şeyler lutfettin.
Can verdin…göz bilmezdik,ağız,kulak,el bilmezdik.ses,soluk,gönül bilmezdik.
Ana rahminde bir çiğnemlik ettik.Lutfettin,var ettin…El,ayak,göz,kulak……ne lazımsa verdin……seni idrak edelimdiye GÖNÜL verdin..varlığından haberdar ettin.Daha bitmemişti…bunların yok olduğu durumlarda yarattın ki var olanın kıymetini bilelim.ve kıymet biln,şükreden,seni idrak edip,nimetine nankörlük etmeyenleri cennetle müjdeledin.oraya kafir girmezdi. Çünkü örtmüştü Hakikatin üstünü,kendi gözünü kör,kulağını sağır eyleyip sırt dönmüştü yaradana……
Oraya ancak,lutfettiğin güzelliklerive nimetleri idrak edebilenler girerdi.ve sırf bu yüzden bile adı cennet olmaya yeterdi…..çünkü insan insanın kurduydu…Yoksa bu dünyada bir cennetti bilene….karalar ve denizlerin bozulması bile kötülerin isyankarlıkları yüzündendi.kötünün olmadığı bi dünya cennet olurdu…Ama dünyanın görevi vardı;elek olup eleyecekti imtihanıyla insanoğlunu ki ebedi güzelliklere layık olanlar Seçilsindi.
Ve cennette O LATİF aynen bu dünyaya gelmeden buradaki güzellikleri idrak edemeyişimiz gibi,akılların almadığı,gözlerin görmediği güzellikler hazırlamıştı iyi kullarına…
Saf gönüllere ,Letafetiyle bu dünyada ne ince yollardan ne ince yolları nasib etmiş,ne ince insanlara hemdem etmişse,telaşa gerek yok….Belkide YA LATİF desek yetecek ahirete adım atışta….
“İman edip güzel amel işleyenlere gelince,onlar için makam olarak Firdevs cennetleri vardır.müminler orada ebedi olarak kalacaklardır.oradan asla ayrılmak istemeyeceklerdir…….”(ayet)
“…..Rasulüm deki;bende sizin gibi insanım.ancak banarabbınız bir tek ilahtır diye vahyolunuyor.kim rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa,güzel amel işlesin ve rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın”…..
YA LATİF,YA LATİF,YA LATİF..