Vesile...Allah'a ulaşmak için vesile arayin...

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
En cok tahrif edilen ayetlerin basinda bu ayet gelir desek herhalde mubalaga etmis olmayiz. Rabitaya baglayanlar mi istersin, tasavvufa delil getirmeye calisanlar mi, "naberrrr baaak" diye ellerini ovusturanlar mi, ohooooo surusune bereket.

El insaf, siz hic bir tane mufessir'in cikip da "bu ayet tasavvufa-rabitaya delildir" dedigini hic duydunuz mu? Duyan varsa getirsin dişimi kiracam.

*

Allah'a Ulaşmak İçin vesile Aramak.


“Ey iman edenler, Allah’tan korkun, ona ulaşmak için vesile arayın ve onun uğrunda cihad edin. Umulur ki, felâha kavuşursunuz.” (Maide: 35)

Allah’u tealâ şöyle de buyurmuştur:

“Dua edenler rabbına ulaşmak için bir vesile edindiler. Böylece kim (Allah’a) daha yakın olur diye ortaya çıkar. Bunlar, onun rahmetini umuyorlar ve onun azabından korkuyorlar. Şüphesiz ki onun azabı sakınması gerekli olan husustur.” (İsra:57)

Bu iki ayette vesile sözcüğü geçmiştir. Ayetin siyakı ve sibakından manasıı anlaşılmaktadır. Onun manası, Allaha yakınlık göstermektedir. Ona ulaşmak için salih amel yapmaktır.

Buna göre, Allaha ulaşmak için salih amel yapacak ve günahlardan sakınacaklardır. En büyük vesile, cihattır. “Ona ulaşmak için vesile edinin ve onun uğrunda cihad edin.”

Burada, cihadın öneminden dolayı hemen onu vesilenin bir örneği olarak göstermiştir.
Nitekim, sahabeler Resulullah (S.A.V.)’e şöyle sordular: Ey Resulullah rabbımız yakın mıdır ki ona yalvaralım yoksa uzakmıdır ki onu çağıralım?” Bu soru üzerine Allahu tealâ şu ayeti indirmiştir.

“Eğer kullarım benim hakkımda sana sorarlarsa onlara de ki ben çok yakınım, kim bana dua ederse ona icabet ederim. Öyleyse, benim davetime icabet etsinler (emirlerime uysunlar), bana inansınlar. Umulur ki doğruluğu bulsunlar.” (Bakara: 186)

Bundan dolayı her Müslüman Allaha yakındır, yeter ki Allahın emirlerine uysun, ona tam inansın ve samimi olarak dua etsin. Böylece, Allaha ulaşmak için bir vesile veya vasıta edinmiş olurlar.

Cahiliyedeki Araplar Allaha inandıkları halde Allahı tam tanımadıkları ve ona ulaşmak için vesileyi bilmedikleri için birer put edindiler. Bunları Kabe etrafında diktiler. Allah’a dua ederken onları vesile ediniyorlardı. Böylece müşrîk oldular. Allah onlar hakkında şu ayeti indirmiştir:

“Halîs (şirksiz) din Allaha aittir. Fakat, Allah dışında başka şeyleri dost edinenler ancak Allaha ulaşmak veya yaklaşmak için onlara tapıyoruz derler. Allah ihtilafa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz ki Allah yalancı ve kâfirleri hidayete erdirmez.” (Zümer:3)

Özet olarak, halis din, şirksiz dindir. İnsan Rabbıyla arasında bir insanı ve putu koymamalıdır. Nitekim Allahu teâla, insanların çoğunun kendisine inanarak şirke koştuklarını şu ayette belirtmektedir:

“İnsanların çoğu Allaha inanırken şirke düşerler” (Yusuf: 106)

Dipnot: maide 35 deki vesile için İbni Abbas, Tabiin ve Tebai Tabiinlerden müfessirler, Mucahid, Katede,Abu Vail, El-Hasan, Abdullah Bin Kesir, Seddi, İbni Zeyd ve diğerleri müfessirlerin tümü aynı manayı verir..hatta yakın zaman müfessirlerinden elmalılı hamdi yazırda bu minvalde tefsir eder...

(ALINTI)
 
Üst