Velî ve keramet

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Velî ve keramet


Allah'ın velî kulları mü'min, muttaki kişilerdir; onların kerameti de, şirk, bid'at ve günahkârlığın değil, îman ve takvalarının bir sonucudur.

Evliyanın ileri gelenleri bu kerametleri din için bir delil olarak, ya da müslümanların bir ihtiyacından dolayı kullanırlar.

Vasat durumda olanlar bâzan mubah hususlarda da keramet gösterirler.

Ama günâh durumlarda keramete başvuran kimse, kerametin sebebi îman ve takva dahi olsa, nefsine zulmetmiş, Rabbinin hududuna tecavüzde bulunmuştur.

Bir kimse düşmanla cihâd edip ganimet elde etse, sonra da bu ganimeti Şeytan'a itaat yolunda sarfetse, sâlih bir amel sebebiyle kazanmış olduğu halde bu mal, Şeytan'a itaat yolunda sarf edildiği için, onun üzerine vebaldir.

Peki bu durumda, bir de, harikulade hallerin nedeni, başka küfür, isyan ve günahkârlıklara da sevkeden küfür, isyan ve günahkârlık ise buna ne demek lâzım?!

İşte bu sebeple, bu kimselerin ileri gelenleri, kendi içlerinden bir çoklarının müslümanlıktan çıkmış bir durumda öldüğünü itiraf etmişlerdir. Bu meselelerin uzun uzun açıklanmasını başka bir bölüme bırakalım.

Burada demek istiyoruz ki, putların yanında gaybe ait bilgilerin, herhangi bir ihtiyacın giderilmesini sağlayan şeylerin, bunlara benzer vesâirenin haber verilmesi tarzında duydukları ya da gördükleri şeyler, müşrikleri sapıklığa düşüren sebeplerin en önemlilerindendir.

Bu kişilerden birisi kabrin yarılıp içinden nûrânî şimali bir şeyhin çıktığını, kendisini kucakladığını veya kendisiyle konuştuğunu gözleriyle gördüğü zaman, sanır ki bu çıkan, orada medfûn olan peygamber veya şeyhtir-, oysa ki kabir yarılmamıştır, şeytan bu kişiye öyle göstermiştir.

Aynı şekilde, böyle birisine duvarın yarılıp içinden bir insan suretinin çıktığını gösterdiği gibi. Halbuki bu durumda da görünen, insan suretine bürünerek ona kendisini duvardan çıkmış gibi gösteren Şeytan'dan başkası değildir.

Bu şeytanlar arasında kendilerinin kabirden çıktıklarını gören o kişiye «Biz kabirlerimizde durmayız; aksine herhangi birimiz kabre konulduğu andan itibaren kabrinden çıkar ve insanlar arasında dolaşırız» diyenler da vardır.

Bu kimselerden bir kısmı, bu ölünün bir cenaze merasimine katıldığını, kendi elinden tuttuğunu ve erbabınca bilinen çeşitli şeyleri yaptığını dahi görebilir.

Sapıklık içinde bulunanlar ya bu hususları reddedecek, ya da bunların Allah'ın velî kullarına ait kerametlerden olduğunu zannedecek, bu görünen şahsın bizzat peygamber veya bizzat sâlih bir kul veyahut da onun suretine girmiş bir melek olduğuna inanacaktır.

«Bu, onun ruhaniyetidir, cism-i lâtifidir, sırrıdır, timsâlidir, cesede bürünmüş ruhudur...» diyenler de bulunacaktır. Hattâ bâzan bu kişiyi iki ayrı yerde görüp tek cismin aynı anda iki ayrı mekânda olabileceğini zannedenler de çıkacaktır; ama hiç düşünmeyecektir ki bu görüntü herhangi bir zâtın suretine girdiği zaman asla bu zâtın kendisi değildir.
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Velilerin göstermiş oldukları kerametler aynı zamanda Peygamberlerin mucizeleridr.Hak olduklarının kanıtıdır.
 
Üst