ismail
Yeni
- Katılım
- 3 Mar 2007
- Mesajlar
- 20,475
- Tepkime puanı
- 2,063
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
NAMAZA KAFA YORAN ADAM!
Namaza başlamak mı zor bırakmak mı?
Dr. Vehbi Karataş, “Namaza Nasıl Başlanır?” adlı kitabıyla namaza, farklı bir yerden bakmamızı sağlıyor.
Yazar Vehbi Karakaş, son kitabı “Namaza Nasıl Başlanır?” da yine büyük bir hizmet yapıyor. Bu eser aracılığıyla, birçok insanın namaz kılmasına veya namazı bırakanların tekrar namaza dönmesine vesile oluyor. Aynı zamanda Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi de olan Dr. Vehbi Karakaş; akademik, ciddi, asık suratlı ve donuk bir yöntem yerine hayatın içinden örneklerle bezeli bir üslup kullanarak kitaplarını kaleme alıyor. Anlatmak istediklerini ifade ederken, sade ve kendini okutan hareketli bir dil kullanıyor. Böyle yapması, kitaplarının halk tarafından sevilmesini ve takip edilmesini sağlıyor. “Bütün Müslümanların namaz kılması için çalışıyorum” Vehbi Hoca, yazarından daha çok bilinen, nadir kitaplardan birisi olan “Niçin Namaz?” adlı eserde genel amacını açıklıyor: “Bütün gayem ve tek arzum dünyada yaşayan her insanın namaz kılması, özellikle bu topraklar üzerinde yaşayan her Müslüman’ın namaza başlamasıdır.” Öğrencilik hayatından beri insanların namaza başlamasına vesile olmaya çalışıyor ve namazda devamlı olmaları için çalışıyor. Bu uğurda konferanslar ve seminerler veriyor, “Namazla Diriliş” erlerinin saflarından ayrılmıyor. “Nasıl Namaz?”dan ziyade “Niçin Namaz?” anlatılmalı…
Namaz konusunda üç eser veren Karakaş, namaza kafa yoran hatta ömrünün büyük bir kısmını namaza ayıran kıymetli hocalarımızdan biri. Namazın nasıl kılınacağının ilmihal kitaplarından öğrenilebileceğini belirten yazar, niçin namaz kılınması gerektiği üzerinde yeterince durulmadığına dikkat çekiyor. Bu nedenle namazın rükûnlarını öğretmekten ziyade, namazın gerekliliğini anlatmaya ve secdeyi duyunca buz kesilen insanları namaza ısındırmaya çalışıyor.
Namaz, bir kaşık maya gibidir!
Namazı, bir sevgiliye bağlılığa işaret eden nişan yüzüğüne benzetiyor yazar. Namaza başlayan ve devam eden insanın, Mahbub-u Bakî’sini bulmuş olduğunu ve aralarındaki nişanenin de secdeler olduğunu ifade ediyor.
Diğer yandan namazı bir kaşık mayayla eşdeğer tutuyor Karakaş Hoca. Bir kaşık maya ile nasıl kocaman bir tencere süt mayalanır ve yoğurtlaştırılırsa, her gün namaza ayrılan bir saatle de günümüzü mayalayacağımızı ve böylece 24 saati namazlaştırmış olacağımıza dikkat çekiyor.
“Namaza Nasıl Başlanır?” kitabında, namazsız insanın çamura düşmüş bir altın mesabesinde olduğunu söylüyor Vehbi Karakaş. Fakat altın çamura düşmekle kıymetini kaybetmez; tutup oradan çıkarılırsa ve üzerindeki kirlerden arındırılırsa tekrar hak ettiği kıymete uygun olarak işlem görür. Namazsız insanın da böyle olduğu; yani düştüğü yerden kaldırıldığı takdirde, ona el uzatılması durumunda yeniden kıymettar olacağı belirtiliyor eserde.
Dr. Vehbi Karakaş hoca, namazı anlatırken yüzükten, mayadan, şarjdan, asansörden ve daha birçok hayatın içindeki gereçten yararlanıyor. Böylece gençlerden ev hanımlarına kadar birçok kesimden insanın diliyle konuşuyor, onlarla göz hizasında duruyor. Yani namazı, Kur’an’ı, dini kavramları canlandırıyor, ayaklandırıyor. Karşımızda duran, canlı kanlı bir varlık haline getiriyor onları. Kitaplarındaki başarı da burada gizli olsa gerek…
Namaz bir Allah projesidir!
Muhafazakarlaşmaktan İslâm’ı yaşamayı, medyatik dinsel tartışmalardan sabah namazlarına kalkmayı es geçtiğimiz şu zamanlarda, “Namaza Nasıl Başlanır?”ın tatlı uyarıları daha bir anlam kazanıyor.
Karakaş, namazın bütün ibadetlerin özeti ve fihristi olduğunu anlatıyor. İnsan olarak doğmasına rağmen insan olarak ölemeyen binlerce insanın varlığını hatırlatarak; insan olarak ölemeyenin İslâm olarak ölmesinin de imkânsızlığını vurguluyor. İşte namaz tam da bu noktada devreye giriyor. Yani namaz; âdemin adam olmasını sağlayan, beşeri insan haline getiren bir proje olarak tebellür ediyor. Namazın bir Allah projesi olduğunu (gyy'nin itirazı: Allah projesi mi? Bu ne demek kardeşim; Allah da mı projeci oldu, haşa!) ifade ettikten sonra; kendimizi namazın nizamına uygun olarak tanzim etmemizin gerekliliğini anlatarak akıp gidiyor sayfalar…
Salih Amel aslında ne demektir?
Asr sûresinin namaz ile olan ilişkisini irdelerken, sûrede imandan sonra salih amelin zikredilmesinin manidar olduğuna dikkat çekiyor Vehbi Hoca. “Salih amel namazdır, oruçtur, zekâttır, hacdır ve benzeri ibadetlerdir” diyenlere katılmakla beraber; aynı zamanda sâlih amel demenin dürüst çalışma, sağlam zemine sağlam bina yapma, sağlam köprü inşa etme, insanların faydasına olacak ürünler verme anlamına geldiğini de belirtiyor. Bunların tümünün sâlih ameller kümesine dahil olduğunu anlatıyor.
Sâlih ameli güzel anlamak gerektiğini; Allah’ın sadece iş değil, sâlih iş yapılmasını istediğini vurguluyor. Yaratan’ın doğru dürüst işten hoşnut olacağına vurgu yapıyor.
Namazlarını cumadan cumaya aktarmalı olarak kılan sevgili kardeşlerimizin ve zaman zaman namazı aksatan bizlerin istifade edecekleri bir kitap… Sadece hiç namaz kılmayanlara hitap etmiyor, namazı yeterince takmayanlara da sesleniyor. Bilmem ki d/uyuyor muyuz?
Abdullah Yalnız bir sonraki vakitte camide buluşmak dileğiyle haber verdi
Namaza başlamak mı zor bırakmak mı?
Dr. Vehbi Karataş, “Namaza Nasıl Başlanır?” adlı kitabıyla namaza, farklı bir yerden bakmamızı sağlıyor.
Yazar Vehbi Karakaş, son kitabı “Namaza Nasıl Başlanır?” da yine büyük bir hizmet yapıyor. Bu eser aracılığıyla, birçok insanın namaz kılmasına veya namazı bırakanların tekrar namaza dönmesine vesile oluyor. Aynı zamanda Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi de olan Dr. Vehbi Karakaş; akademik, ciddi, asık suratlı ve donuk bir yöntem yerine hayatın içinden örneklerle bezeli bir üslup kullanarak kitaplarını kaleme alıyor. Anlatmak istediklerini ifade ederken, sade ve kendini okutan hareketli bir dil kullanıyor. Böyle yapması, kitaplarının halk tarafından sevilmesini ve takip edilmesini sağlıyor. “Bütün Müslümanların namaz kılması için çalışıyorum” Vehbi Hoca, yazarından daha çok bilinen, nadir kitaplardan birisi olan “Niçin Namaz?” adlı eserde genel amacını açıklıyor: “Bütün gayem ve tek arzum dünyada yaşayan her insanın namaz kılması, özellikle bu topraklar üzerinde yaşayan her Müslüman’ın namaza başlamasıdır.” Öğrencilik hayatından beri insanların namaza başlamasına vesile olmaya çalışıyor ve namazda devamlı olmaları için çalışıyor. Bu uğurda konferanslar ve seminerler veriyor, “Namazla Diriliş” erlerinin saflarından ayrılmıyor. “Nasıl Namaz?”dan ziyade “Niçin Namaz?” anlatılmalı…
Namaz konusunda üç eser veren Karakaş, namaza kafa yoran hatta ömrünün büyük bir kısmını namaza ayıran kıymetli hocalarımızdan biri. Namazın nasıl kılınacağının ilmihal kitaplarından öğrenilebileceğini belirten yazar, niçin namaz kılınması gerektiği üzerinde yeterince durulmadığına dikkat çekiyor. Bu nedenle namazın rükûnlarını öğretmekten ziyade, namazın gerekliliğini anlatmaya ve secdeyi duyunca buz kesilen insanları namaza ısındırmaya çalışıyor.
Namaz, bir kaşık maya gibidir!
Namazı, bir sevgiliye bağlılığa işaret eden nişan yüzüğüne benzetiyor yazar. Namaza başlayan ve devam eden insanın, Mahbub-u Bakî’sini bulmuş olduğunu ve aralarındaki nişanenin de secdeler olduğunu ifade ediyor.
Diğer yandan namazı bir kaşık mayayla eşdeğer tutuyor Karakaş Hoca. Bir kaşık maya ile nasıl kocaman bir tencere süt mayalanır ve yoğurtlaştırılırsa, her gün namaza ayrılan bir saatle de günümüzü mayalayacağımızı ve böylece 24 saati namazlaştırmış olacağımıza dikkat çekiyor.
“Namaza Nasıl Başlanır?” kitabında, namazsız insanın çamura düşmüş bir altın mesabesinde olduğunu söylüyor Vehbi Karakaş. Fakat altın çamura düşmekle kıymetini kaybetmez; tutup oradan çıkarılırsa ve üzerindeki kirlerden arındırılırsa tekrar hak ettiği kıymete uygun olarak işlem görür. Namazsız insanın da böyle olduğu; yani düştüğü yerden kaldırıldığı takdirde, ona el uzatılması durumunda yeniden kıymettar olacağı belirtiliyor eserde.
Dr. Vehbi Karakaş hoca, namazı anlatırken yüzükten, mayadan, şarjdan, asansörden ve daha birçok hayatın içindeki gereçten yararlanıyor. Böylece gençlerden ev hanımlarına kadar birçok kesimden insanın diliyle konuşuyor, onlarla göz hizasında duruyor. Yani namazı, Kur’an’ı, dini kavramları canlandırıyor, ayaklandırıyor. Karşımızda duran, canlı kanlı bir varlık haline getiriyor onları. Kitaplarındaki başarı da burada gizli olsa gerek…
Namaz bir Allah projesidir!
Muhafazakarlaşmaktan İslâm’ı yaşamayı, medyatik dinsel tartışmalardan sabah namazlarına kalkmayı es geçtiğimiz şu zamanlarda, “Namaza Nasıl Başlanır?”ın tatlı uyarıları daha bir anlam kazanıyor.
Karakaş, namazın bütün ibadetlerin özeti ve fihristi olduğunu anlatıyor. İnsan olarak doğmasına rağmen insan olarak ölemeyen binlerce insanın varlığını hatırlatarak; insan olarak ölemeyenin İslâm olarak ölmesinin de imkânsızlığını vurguluyor. İşte namaz tam da bu noktada devreye giriyor. Yani namaz; âdemin adam olmasını sağlayan, beşeri insan haline getiren bir proje olarak tebellür ediyor. Namazın bir Allah projesi olduğunu (gyy'nin itirazı: Allah projesi mi? Bu ne demek kardeşim; Allah da mı projeci oldu, haşa!) ifade ettikten sonra; kendimizi namazın nizamına uygun olarak tanzim etmemizin gerekliliğini anlatarak akıp gidiyor sayfalar…
Salih Amel aslında ne demektir?
Asr sûresinin namaz ile olan ilişkisini irdelerken, sûrede imandan sonra salih amelin zikredilmesinin manidar olduğuna dikkat çekiyor Vehbi Hoca. “Salih amel namazdır, oruçtur, zekâttır, hacdır ve benzeri ibadetlerdir” diyenlere katılmakla beraber; aynı zamanda sâlih amel demenin dürüst çalışma, sağlam zemine sağlam bina yapma, sağlam köprü inşa etme, insanların faydasına olacak ürünler verme anlamına geldiğini de belirtiyor. Bunların tümünün sâlih ameller kümesine dahil olduğunu anlatıyor.
Sâlih ameli güzel anlamak gerektiğini; Allah’ın sadece iş değil, sâlih iş yapılmasını istediğini vurguluyor. Yaratan’ın doğru dürüst işten hoşnut olacağına vurgu yapıyor.
Namazlarını cumadan cumaya aktarmalı olarak kılan sevgili kardeşlerimizin ve zaman zaman namazı aksatan bizlerin istifade edecekleri bir kitap… Sadece hiç namaz kılmayanlara hitap etmiyor, namazı yeterince takmayanlara da sesleniyor. Bilmem ki d/uyuyor muyuz?
Abdullah Yalnız bir sonraki vakitte camide buluşmak dileğiyle haber verdi