Veda Ediyorum... (okuyun, duygulanacaksınız.)
Aşağıdaki şiiri, 1999'da internette gezinirken, bir siteden kopyalamıştım.
Şairi kimdir, bilemiyorum.
VEDÂ
Vedâ ediyorum artık hayata.
Doyamadım güneşe, doğaya, yaşama.
Vedâ ediyorum artık, ayrılıyorum aranızdan.
Vedâ ediyorum size, gözlerimde yaşlarla.
Hoşça kal! Bir çok çılgınlığı sığdırdığım kısacık ömrüm.
Anneciğim, babacığım, kardeşim, arkadaşım.
Hoşça kalın! Mutluluklarım, acılarım,
Acı-tatlı günlerim, hatıralarım.
Sarı güllerim, formalarım.
Ağlayarak sırlarımı döktüğüm minik bebeğim, hoşça kal!
Doyamadan hiçbirine, yok olacağım.
Beni hatırlatan, pek çok şey kalacak geriye benden.
Ruhumda kanayacak derin bir özlem.
Hoşça kal! Canım annem.
Biliyor musun? En çok seni sevdim dünyada.
Doyamadım inan ki sana.
Oysa hep o minik yavrun olmayı isterdim,
Yatmak isterdim o sıcacık kucağına.
Sarmanı isterdim hep beni şefkatli kollarında.
Her an, duymak isterdim o ninnini...
Tutmak isterdim o yumuşacık ellerini,
Öpmek isterdim güzel yanaklarından ama,
Yaşlar süzülmesin gül yanaklarından, ağlama.
Ağlama canım annem ardımdan.
Hoşça kal! Canım arkadaşım.
Kardeşim gibi çok sevdiğim.
Hatırlıyor musun? Sarılıp ağlayışımızı.
Yaptığımız çılgınlıkları, acı-tatlı pek çok anımızı.
Seninle paylaştığım pek çok sırrımı.
Seninle ağladım, seninle güldüm.
Seninle tattım gerçek mutluluğu.
Her zaman hakkınla yaşa, hak ettiğin mutluluğu.
Hoşça kal! Çok sevdiğim hüzünlü sonbahar.
Ne yazık ki, bir kez daha göremeyeceğim seni.
Ne tuhaf? Ölümü hatırlattı bana sarı yapraklar.
Şimdi üzerimi örtecekler toprakla beraber.
Ne yazık ki bir anne olamayacağım.
Bir anne olarak, sevemeyeceğim bebeğimi.
Bir çok mutluluğu tadamayacağım.
Tüm bunlar acı ama,
En acısı bir gün UNUTULACAĞIM!
Aşağıdaki şiiri, 1999'da internette gezinirken, bir siteden kopyalamıştım.
Şairi kimdir, bilemiyorum.
VEDÂ
Vedâ ediyorum artık hayata.
Doyamadım güneşe, doğaya, yaşama.
Vedâ ediyorum artık, ayrılıyorum aranızdan.
Vedâ ediyorum size, gözlerimde yaşlarla.
Hoşça kal! Bir çok çılgınlığı sığdırdığım kısacık ömrüm.
Anneciğim, babacığım, kardeşim, arkadaşım.
Hoşça kalın! Mutluluklarım, acılarım,
Acı-tatlı günlerim, hatıralarım.
Sarı güllerim, formalarım.
Ağlayarak sırlarımı döktüğüm minik bebeğim, hoşça kal!
Doyamadan hiçbirine, yok olacağım.
Beni hatırlatan, pek çok şey kalacak geriye benden.
Ruhumda kanayacak derin bir özlem.
Hoşça kal! Canım annem.
Biliyor musun? En çok seni sevdim dünyada.
Doyamadım inan ki sana.
Oysa hep o minik yavrun olmayı isterdim,
Yatmak isterdim o sıcacık kucağına.
Sarmanı isterdim hep beni şefkatli kollarında.
Her an, duymak isterdim o ninnini...
Tutmak isterdim o yumuşacık ellerini,
Öpmek isterdim güzel yanaklarından ama,
Yaşlar süzülmesin gül yanaklarından, ağlama.
Ağlama canım annem ardımdan.
Hoşça kal! Canım arkadaşım.
Kardeşim gibi çok sevdiğim.
Hatırlıyor musun? Sarılıp ağlayışımızı.
Yaptığımız çılgınlıkları, acı-tatlı pek çok anımızı.
Seninle paylaştığım pek çok sırrımı.
Seninle ağladım, seninle güldüm.
Seninle tattım gerçek mutluluğu.
Her zaman hakkınla yaşa, hak ettiğin mutluluğu.
Hoşça kal! Çok sevdiğim hüzünlü sonbahar.
Ne yazık ki, bir kez daha göremeyeceğim seni.
Ne tuhaf? Ölümü hatırlattı bana sarı yapraklar.
Şimdi üzerimi örtecekler toprakla beraber.
Ne yazık ki bir anne olamayacağım.
Bir anne olarak, sevemeyeceğim bebeğimi.
Bir çok mutluluğu tadamayacağım.
Tüm bunlar acı ama,
En acısı bir gün UNUTULACAĞIM!