Ve Cündioğlu gazeteyi bıraktı!

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0

Ve Cündioğlu gazeteyi bıraktı!
05 Şubat 2011 - 16:24:29

Yıllardır Yeni Şafakta gazetesinde okuyucularına ses veren Dücane Cündioğlu Son Günahım başlıklı yazıyla köşe yazarlığına veda etti. İşte o ilginç veda yazısı:



Son seslenişim bu sana
Son küstahlığım
Son günahım
Son günahın

* * *
Herkes kendine verilen en değerli armağanı kullanırmış yolu bulmak için
Sözcüklerimden başka değerli bir şey yoktu yanımda, onları sundum sana
Kabir taşlarına kazınmış küflü sözcükler... kefen bezlerine işlenmiş belli belirsiz kanlı heceler...
Gönlümce en değerlilerini seçip fısıldadım kulaklarına... en eskilerini...
Belki en doğrularını değil ama inan ki en güzellerini...
Bazen ulu dağların zirvelerinden, bazen engin ummanların derinliklerinden
Mecnunun âhını duyasın diye
Ölüler diyarından... çölden... daima dostların yanından
Meczub iniltilerini işitesin diye
Kuytu kûşelerde âşıklar mushafından şiirler okudum sana
Kur'an'dan
İki damla gözyaşı uğruna
Yanmazsam yanmazsın sandım da
Yandım.
Yanmadın.

* * *
Geçmişimi hatırlamak için başkalarının tanıklığına ihtiyacım var
Başkalarının sesine
Senin sesine
Ruhumdan nefhalarla kardım toprağını
Sırf seni sende senden duyayım diye
Sînende
Sırf bir aks-i sada... sade bir âh... sadece bir inilti...
Hatırlamam için
Unuttuğumu... kaybettiğimi... kendimi...
Bulmam için
Yolu
Yordamı
VE seni...
Bulamadım
Yılmadım... yazdım sana... durmadan yazdım... asırlarca...
Belki bulurum diye
İnadına
Sen sustukça ben yazdım... usanmadan... biteviye...
Rüzgâr masamdan mektubunu havalandırırken
Yazmazsam yazmazsın sandım da
Yazdım.
Yazmadın.

* * *
05_Subat_2011_21_36_10_1224939227.jpg
Yeşillere bürünmek, Hızır'a tahammülün bedeli
Bir yandan dostların gemilerine zarar vermek, öte yandan hasmın köyündeki duvarları güçlendirmek
Daha da acısı nedir bilir misin?
Çocukları öldürmek
Kötü çocukları
Geçmişe zarar vermesinler diye ellerinden geleceklerini almak
Geçmişe, yani kutsala
Bu yüzden öldürmeliydim seni
Kan gölünün tam da ortasında
Gür nârâlar savura savura
Bezirgân tezgâhlarını tekmelerken
Her kuşku bir diğerinin ötesindeyken
Yakalayıp perçeminden yere çalmalıydım o pis nefsini
Nefsimi
Yapamadım
Hızır'a ihanet ettim
İki denizin birleştiği yerde yolumu kaybettim
Yolumu, yani sorularımı
Bir dizi cevap dudaklarında ölürken
İnanmazsam inanmazsın sandım da
İnandım.
İnanmadın.

* * *
Bir varmış bir yokmuş
Masal gibi sanki
Hem lâ hem illâ imiş
Hakikat
Önce yok demeyi bilmekmiş
Edeb
Anladım bezm-i elestin sırrını
Benim ilk günahımmış illâ,
Lâ benim son günahım!

YENİ ŞAFAK

Son günahım
Ey talib!
 

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
Sana gelmez bu ufuklar!

Sana gelmez bu ufuklar!
05 Şubat 2011 - 21:25:15

Kendi aklını seven Cündioğlu’nu sevemez…

HaberKültür yayına ilk başladığı zamanlarda kendisiyle ilgili haberlerin çokluğu sebebiyle bazı kardeşlerimizden, sitenin adını DücaneKültür olarak değiştirmemiz konusunda tatlı serzenişler alır olmuştuk. Ama yılmadık. Biz Cündioğlu'nun yüreğindeki ücret beklemeyen büyük cehdin içinde saklı iyilik azmini ciğerlerimize çektik ve Şehir Ashabına gönderilen üç elçinin ardında duran Habib-i Neccar misüllü, bizden hiçbir ücret istemeyen bu salih hak adamının doğru yolda olduğunu tasdik etmeye devam ettik.

Neden Cündioğlu’nu bu kadar ‘ciddî’ye aldığımızı, uzun bir yazısından kısa bir bölüm nakladerek ifade etmeyi deneyeceğiz.
05_Subat_2011_21_22_35_1128656269.jpg
Böylelikle birinin söylediklerini sevmenin ve sevmemenin ‘ne’ye bağlı olduğunun ‘kendi’mizce üstünden bir kere daha geçmiş olacağız:


“Tanrı'nın yerine acı ve ızdırabı koymakla başlar insanın hikâyesi.

İyi ve kötü birbirinden ayrılır. İyi ve kötü. Doğru ve yanlış. Güzel ve çirkin.
Kısacası akıl ve kalb, başka bir deyişle ruh ve beden!

***

Doğada karşıtlık olur ama çelişki olmaz!
Tezad mümkün, ama tenakuz aslâ.

Bu nedenle, büyüdükçe ikiye yarılıyoruz. Sevmeyi öğrenmeye çalışırken ölüyoruz.
Seve seve ölmüyoruz, bilâkis sevmek için ölmek zorunda kalıyoruz.
Aklen.

Aklından vazgeçmedikçe, yaşam, talibini sînesine almıyor çünkü. Aklından, yani frenlerinden...
Değerlerinden...
Evet, toplumun değerlerinden...”



Daha önce hiçbir felsefe kitabında rastlanmamış, tamemen kendime ait bir önerme sunacağım şimdi:

“Kendi aklını seven Cündioğlu’nu sevemez.”
Ve kendi aklından vazgeçmesini öneren hiçbir kişi ve disiplini…

05_Subat_2011_21_23_27_2289544940.jpg
Cündioğlu parantezindeki akıl sahipleri şunu diyor ‘ben’ce:

Menzile ulaşmak için en hızlı yol, olup bitecek olana izin vermektir.
Yani ‘kendisinin öldürülmesi’ne…
Kendisine, kendisinden geçmesi için izin vermelidir, ‘yürüyen’ insan!

En büyük payı ‘teslim oluş’a vermesi bundan bütün ‘eski’ kitapların.
Bizi farklı kalıba sokacak olan manevi simaya teslim olmayı öğrenmek zorundayız ‘Kitab’a göre.

Arayış içerisindeki kişi hiçbir şey yapmaz, sadece gelecek olan sürece izin verir.
Bu bizi ‘benlik’imizin ötesine taşıyacak bir süreçtir.
Akılla kavranmaz; çünkü bu kalbin sırlarındandır.
Biz menzilin yolunu bilemeyiz, fakat kalbimizde yaşayan ‘o’ bilir…

Âh elinden benliğin dâd elinden benliğin
Mâni’-i Didâr-ı Hak’tır feryâd elinden benliğin


Özeti şudur, denilenlerin:

“Dünyada olacaksın; fakat dünyanın olmayacaksın”
Var mısın, kalabalıklar içinde yalnız kalmaya?
Dış dünyada yaptığın ne olurusa olsun, manevi olarak dikkatinin hep kalp üzerinde olmasına?


“Büyüdükçe ikiye yarılıyoruz” bundan…
Simyacıların ‘opus’ yada ‘çürüme’ dedikleri safha.
Çürüme… ölü bedenlerin parçalanıp yok olması!
Bilincin ‘eski’ yapıları, yenisi doğmadan önce parçalanmalıdır çünkü…
Bir iç gözlem safhası. Jung’un ‘kuluçka’ devresi…
Ruhun ihtiyaçlarını dış değerlerle yargılamamayı öğrenme devresi...
Aklından vazgeçmedikçe, yaşam, talibini sînesine almıyor çünkü. Aklından, yani frenlerinden...
Değerlerinden...
Evet, toplumun değerlerinden...

“Sufilik yolu, bize, kadınsı değerlere ait bekleyiş ve sabrı öğretmek için egodan/nefs daha derin olan şeylere güvenmeyi ve teslim olmayı öğretir” diyor , epeski kitaplardan biri.

Kültürlerin karşı koymadığı doğu yönelimli erkek davranışlarını ele geçirmek için ‘sabır’ derecesini yükseltmeye yönelik bir ‘kadınsı ruhanî çalışma’ yöntemine ihtiyacımız vardır.

Fakat bu bizim kültürümüzün çok da alışık olmadığı çalışma tarzı, büyük intibak sıkıntıları doğuragelmiştir.

Şöyle diyor Lao Tsu:

“Beklemek için sabrın var mı?
Çamur gidip su temizleninceye kadar
Hareketsiz kalabilir misin?
Doğru hareket kendiliğinden ortaya çıkıncaya kadar…”


‘Çamur gidip su temizleninceye kadar’ Cündioğlu okumaya, dinlemeye, anlamaya çalışmaya katlanabilir miyiz?

Ya, ‘sabır’ derecesini yükseltmeye yönelik bu ‘kadınsı ruhanî çalışma’ tarzına…

Seve seve ölebileceğimiz bir zaman gelecek mi, dersiniz?
Yoksa ‘Kâf-ı kanaat’i her devirde aynı sayıda bir bölük ‘anka’ mı beklemeye devam edecek?

Sözümüz cümle hemân ‘kıssa-ı cânân’ olsun isterdim ben de.
Ama hiç olmamış. Olmayacak da!..
Ne olsa ‘erkek’ milletiz, değil mi?

Velhasıl Cündioğlu, konuştuğu zaman çok ciddiye alınması lazım gelen bir hatiptir. Bunu idrak edebilenler, suskunluğundaki sözsüz ve kelimesiz feyzin tadını doyasıya çıkaracaklardır.

Ne diyordu Yahya Kemal üstadımız:

Ömrün şu biten neşvesi tâm olsun erenler
Son meclisi câm üstüne câm olsun erenler

Şükrânla vedâ ettiğimiz cân-ı fenâya
Son pendimiz ahlâfa devâm olsun erenler

Câizse Harâbât-ı Ilâhî'de de herşey
Yârân yine Rindân-ı Kirâm olsun erenler

Tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde
Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler



Elif Bilge Ceylan
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Yazısını Yeni Şafak'a ithaf etmiş? "Günahım" ve "günahın" derken neyi kastediyor? Deşmek için sormuyorum ama merak ettim ayrılma sebebini... Hakkında hayırlısı olsun, sevenleri onu her ortamda bulup okumaya devam edecektir eminim ki...
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Türkiyenin nev-i şahsına münhasır az sayıdaki düşünürlerinden biri...Bir gazetenin kısır politik yazılarının müşteri bulduğu bir vasatta, Cündioğlu'nun,

yazılarının kamil anlamda ilgi bulduğunu söylemek zor olsa gerek...İslamın temel kaynaklarını birinci elden okuyabilen ,okuduğunu anlayabilen kaç yazar çıkar bu ülkede???Bu nadir şahsiyetlerden biride Cündioğludur...


Not: Cündioğlu ve bendeniz :laugh: bu ülkede anlaşılamayan nadir şahsiyetlerdeniz..
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
hayırlısı olsun..
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Cündioğlu Yenişafak'ta yazmazsa, başka gazetede hiç yazmaz bence.. Çünkü ona uygun başka bir gazete yok piyasada.
Hayırlısı, takipçileri kitabını okusun artık.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Kendi aklını seven Cündioğlu’nu sevemez…

Bu söze katılmıyorum "ene" si yüksek olanları sevmeyenler sevmez de diyebiliriz...
 
Üst