kalbin zümrüt tepesi
Profesör
Soru: Uzun yolculukların çoğunda namazlarımızı yoldaki istasyonlarda kılma
imkanımız oluyorsa da, bazılarında vasıtada kılmak zorunda kaldığımız da
olabiliyor. Bu durumda şüphelerden kurtulamıyoruz.
Yolculukta vasıta içinde namaz nasıl kılınır? Kendine mahsus şartları
nelerdir pek bilemiyoruz. Bize kısa bilgi verebilir misiniz vasıta içinde
kılmak zorunda kaldığımız namaz konusunda?
***
Efendim, vasıtalar denince, içinde ayakta namaz kılınabilecek gemiler,deniz
ötobüsleri akla geldiği gibi, koltukta oturmanın dışında hareket imkanı
olmayan kara vasıtaları da akla gelmektedir.
Bilindiği üzere içinde ayakta namaz kılınabilecek deniz otobüsü ve
benzerleri vasıtalarda namaz bilinen şekliyle kılınır, bir farklılık akla
gelmez, ihtiyaç da duyulmaz. Günümüzdeki deniz otobüslerinin kendilerine
mahsus mescitleri dahi vardır. Kıbleyi gösteren işaretleri de mevcuttur.
Yani onlarda bir sorun yoktur.
Ancak koltukta oturmak suretiyle seyahat ettiğimiz kara vasıtalarında akla
gelen ilk tedbir, namaz vakitlerinde durmayacağını tahmin ettiğiniz vasıtaya
önce abdestli olarak binmektir. Çünkü abdestiniz varsa mecbur kalınca hemen
namazı koltukta kılma imkanı da var demektir. Abdest yoksa koltukta da olsa
namaz kılma imkanı yoktur. Mecburen kazaya kalacaktır..
Vasıtaya abdestli binme tedbirine böylece dikkat çektikten sonra gelelim
yolculuk sırasında bilinmesi gereken kurallara. Onları da şöyle
sıralayabiliriz:
1- İçinde yolculuk yapılan vasıtanın namaz vakti çıkmadan bir yerde duracağı
ümit ediliyorsa, namaz için beklenmelidir. Vakit içinde vasıtanın durduğu
yerde hemen inip namazı normal şekilde yerde kılma tercih edilmelidir. Çünkü
yerde kılınan namaz tamdır. Vasıta içinde koltukta kılınan ise eksiktir.
Kıyamı, secdesi yarımdır. Tamı kılmak mümkün iken elbette yarımı tercih
etmek uygun olmaz. Bu sebeple, sorumlulara namaz kılmak için müsait yerde
durmasını teklif etmeli, vaktin sonunda da olsa farz namazlar yerde kılmaya
gayret gösterilmelidir.
2- Vasıtanın durmayacağına kanaati kesinleşmiş, vaktin sonuna doğru da
yaklaşılmışsa, artık daha fazla beklemeye sebep yoktur. Namazı kazaya
bırakmaktansa hemen oturulan koltukta mümkün olan nasılsa öylece
kılınmalıdır. Koltuktaki oturuş hali namazda kıyam, biraz eğilmek rüku,
(doğrulduktan sonra) biraz daha da aşağıya eğilmek de secde sayılır. Bu
sırada başın öndeki koltuğa dayanması gibi bir mecburiyet olmaz. Başın
ayakların ucuna bakıyor şekilde boşluğa eğilmesi secde olarak yeterlidir.
3- Koltukta namaza başlarken ilk tekbiri kıbleye yönelik olarak almak güzel
bir başlangıç olur. Ancak bu mümkün olmuyorsa kıbleye yönelme mecburiyeti
kalkar. Böylece, otobüste abdestli bulunan kimse vaktin sonuna yaklaşınca
namazını oturduğu koltukta kolayca kılabilir. Kazaya bırakması gerekmez...
4- Bütün bu kolaylıklara rağmen yine de namazını vasıta içinde kılma
fırsatını kaçırmış olan kimse için yapılacak ilk iş, kılamadığı bu namazı en
kısa zamanda bulduğu ilk fırsatta hemen kaza etmek, borçlu kalmamaya dikkat
etmektir.
5- Yolculuklarda kılınamayan namazlar, sonra kaza edilirken yolcu namazı
olarak kaza edilir, tam kılınması gerekmez. Borç kaç rekat ise kaza edilecek
namaz da o kadar olur.
6- Yolcunun seferi kolaylığından istifade etmesi için gideceği mesafenin
(9O) kilometreden az olmaması gerekir. Bu miktardan kısa olan yolculuklarda
seferilik kolaylığı uygulanamaz. Bu miktar uzunlukta bir yolculuğa çıkan
kimse, beldesinin sınırlarını çıkınca seferilik hükümleri başlar, dönüşte de
aynı sınırlara gelince seferilik hükümleri bitmiş olur. Yani yolda dört
rek'atlı farzları iki kılarken evine dönünce bu kolaylık bitmiş, tam kılma
hükümleri başlamış olur.
7- İki evi olan insan, (evlerin arasındaki mesafe seferiliği gerektirecek
uzunlukta ise) aradaki yol boyunca seferi sayılır, evlerine gelince
seferilik bitmiş olur.
AHMED ŞAHİN
imkanımız oluyorsa da, bazılarında vasıtada kılmak zorunda kaldığımız da
olabiliyor. Bu durumda şüphelerden kurtulamıyoruz.
Yolculukta vasıta içinde namaz nasıl kılınır? Kendine mahsus şartları
nelerdir pek bilemiyoruz. Bize kısa bilgi verebilir misiniz vasıta içinde
kılmak zorunda kaldığımız namaz konusunda?
***
Efendim, vasıtalar denince, içinde ayakta namaz kılınabilecek gemiler,deniz
ötobüsleri akla geldiği gibi, koltukta oturmanın dışında hareket imkanı
olmayan kara vasıtaları da akla gelmektedir.
Bilindiği üzere içinde ayakta namaz kılınabilecek deniz otobüsü ve
benzerleri vasıtalarda namaz bilinen şekliyle kılınır, bir farklılık akla
gelmez, ihtiyaç da duyulmaz. Günümüzdeki deniz otobüslerinin kendilerine
mahsus mescitleri dahi vardır. Kıbleyi gösteren işaretleri de mevcuttur.
Yani onlarda bir sorun yoktur.
Ancak koltukta oturmak suretiyle seyahat ettiğimiz kara vasıtalarında akla
gelen ilk tedbir, namaz vakitlerinde durmayacağını tahmin ettiğiniz vasıtaya
önce abdestli olarak binmektir. Çünkü abdestiniz varsa mecbur kalınca hemen
namazı koltukta kılma imkanı da var demektir. Abdest yoksa koltukta da olsa
namaz kılma imkanı yoktur. Mecburen kazaya kalacaktır..
Vasıtaya abdestli binme tedbirine böylece dikkat çektikten sonra gelelim
yolculuk sırasında bilinmesi gereken kurallara. Onları da şöyle
sıralayabiliriz:
1- İçinde yolculuk yapılan vasıtanın namaz vakti çıkmadan bir yerde duracağı
ümit ediliyorsa, namaz için beklenmelidir. Vakit içinde vasıtanın durduğu
yerde hemen inip namazı normal şekilde yerde kılma tercih edilmelidir. Çünkü
yerde kılınan namaz tamdır. Vasıta içinde koltukta kılınan ise eksiktir.
Kıyamı, secdesi yarımdır. Tamı kılmak mümkün iken elbette yarımı tercih
etmek uygun olmaz. Bu sebeple, sorumlulara namaz kılmak için müsait yerde
durmasını teklif etmeli, vaktin sonunda da olsa farz namazlar yerde kılmaya
gayret gösterilmelidir.
2- Vasıtanın durmayacağına kanaati kesinleşmiş, vaktin sonuna doğru da
yaklaşılmışsa, artık daha fazla beklemeye sebep yoktur. Namazı kazaya
bırakmaktansa hemen oturulan koltukta mümkün olan nasılsa öylece
kılınmalıdır. Koltuktaki oturuş hali namazda kıyam, biraz eğilmek rüku,
(doğrulduktan sonra) biraz daha da aşağıya eğilmek de secde sayılır. Bu
sırada başın öndeki koltuğa dayanması gibi bir mecburiyet olmaz. Başın
ayakların ucuna bakıyor şekilde boşluğa eğilmesi secde olarak yeterlidir.
3- Koltukta namaza başlarken ilk tekbiri kıbleye yönelik olarak almak güzel
bir başlangıç olur. Ancak bu mümkün olmuyorsa kıbleye yönelme mecburiyeti
kalkar. Böylece, otobüste abdestli bulunan kimse vaktin sonuna yaklaşınca
namazını oturduğu koltukta kolayca kılabilir. Kazaya bırakması gerekmez...
4- Bütün bu kolaylıklara rağmen yine de namazını vasıta içinde kılma
fırsatını kaçırmış olan kimse için yapılacak ilk iş, kılamadığı bu namazı en
kısa zamanda bulduğu ilk fırsatta hemen kaza etmek, borçlu kalmamaya dikkat
etmektir.
5- Yolculuklarda kılınamayan namazlar, sonra kaza edilirken yolcu namazı
olarak kaza edilir, tam kılınması gerekmez. Borç kaç rekat ise kaza edilecek
namaz da o kadar olur.
6- Yolcunun seferi kolaylığından istifade etmesi için gideceği mesafenin
(9O) kilometreden az olmaması gerekir. Bu miktardan kısa olan yolculuklarda
seferilik kolaylığı uygulanamaz. Bu miktar uzunlukta bir yolculuğa çıkan
kimse, beldesinin sınırlarını çıkınca seferilik hükümleri başlar, dönüşte de
aynı sınırlara gelince seferilik hükümleri bitmiş olur. Yani yolda dört
rek'atlı farzları iki kılarken evine dönünce bu kolaylık bitmiş, tam kılma
hükümleri başlamış olur.
7- İki evi olan insan, (evlerin arasındaki mesafe seferiliği gerektirecek
uzunlukta ise) aradaki yol boyunca seferi sayılır, evlerine gelince
seferilik bitmiş olur.
AHMED ŞAHİN