Bu soruların cevaplarının aranışı, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsan ömrünün yaklaşık üçte birinin geçtiği uykunun tarifini yapmak oldukça güçtür.
Uykuyla ilgili özellikler insanoğlunu her zaman büyülemiştir.
"Niçin uyuyoruz?" sorusu aslında ilk bakışta çok basit gibi gözükmektedir. Yorgun olduğunuz için uyuyordunuz ve uyuduktan sonra yorgunluğunuz kalmıyor. Ancak burada fiziksel kas yorgunluğunun dışında başka olayların da uykuda gerçekleştiğini görüyoruz.
Uyku, kişinin yatağa girdiği andan itibaren başlayan ve her kişiye göre değişik özellikler gösteren bedensel ve ruhsal bir süreçtir. Uyku, dinamik, devam eden bir süreçtir ve beynin bir görevi olduğu için de, yaş ile uyku özellikleri arasında sıkı bir ilişki vardır. Zaman zaman cinsiyete göre uyku bozukluklarının benzerlik gösterdiği de belirtilmelidir.
"Normal uyku nedir?" sorusuna cevap verebilmek çok zordur. Normal şartlar altında herkesin uykusu kendine göre en iyidir. Eğer kişi gerçekten kendisini uyandığında, güne hem psikolojik olarak hem de bedensel açıdan hazır, zinde ve dinlenmiş hissediyorsa, uyku uyumuş demektir.
Kaliteli bir uykuda yaş, cinsiyet, uyku süresi, döngü sayısı, uyku içinde uyanıklık sayısı, pem dönemi olduğu bildirilmektedir.
Uykunun ilk değerlendirilmesi hasta-hekim ilişkisiyle başlar. Uyku sorunlarına sadece ilaçla çözümle yaklaşma ise başarılı olma şansını olumsuz bir biçimde etkileyecektir. Çünkü uyku bozukluğu, çok basit nedenlerden kaynaklanan geçici bir durum olabileceği gibi (örneğin yatak değiştirme, yatak odasının gürültülü bir yerde olması), temelde yatan bir başka ciddi hastalım da (örneğin depresyon) belirtisi olabilecektir.
Uyku problemi araştırılırken kişiye göre sağlıklı ve fizyolojik uyku araştırılmalıdır. Kişiler araştırılırken, "küçük" ve "büyük" uykucular olmak üzere ayrılırlar.
* Bazı kişiler için beş-altı saatlik uyku yeterli olur. (Yönetici, vasıflı, aktif, dışa dönük, kişilik yapısına sahip kişiler bu formda yer alır.)
• Bazı kişiler ise 10-12 saat uyku uyurlar. (Sanatçı kişiliğine sahip, daha çok içe dönük, duygusal kişilik yapısındaki kişilerde bu uyku hâli daha çok izlenir.)
Öyleyse kişilerin uyudukları uykuları saat hesabı üzerinde değerlendirmek sağlıklı olmayacaktır. Ancak uykunun, daha , önceki uykulara göre değerlendirilmesi, bizi uykunun kalitesi hakkında sağlıklı bir bilgiye ulaştıracaktır.
Uyku Konusunda Dikkat Edilecek Hususlar:
• Uyku konusunda uyunan ortamın ısısı.
• Ortamın gürültülü olup olmaması.
• Yatağın değişmesi.
• Kişinin tek ya da başkasına uyum alışkanlığı.
• Uyunacak ortamın yabancı olması.
• Alkol gibi madde kullanımı.
• Aşırı kafein alımı.
• Yatıştırıcı ve uyku ilacı kullanımı.
Alkol konusunda önemli bir diğer konu da, alkol ve madde kullanımıdır. Etil alkol derin uyku, pem dönemi azaltıp yüzeysel ve hafif bir uyku verir. Bu nedenle alkol alan kişilerin uzun süre yattıkları olur ve bunlar uyandıklarında kendilerini kötü hissederler. Öte yandan alkol bağımlıları alkol kesilme dönemlerinde de yoğun uykusuzluktan şikâyet ederler.
Uyku, kişilik yapılarımızla ilgilidir. Örneğin obsesif kişiler her konuda kontrollü olduklarından, uyku konusunda da bu kontrolü bırakıp uykuya dalmakta zorlanırlar.
Histriyonik kişiler, yatak ödipul sahnelerin canlandırılması nedeniyle uykuya girme konusunda sıkıntı yaşarlar. Diğer bir önemli konu da, yaşanan ruhsal travmalar ya da içinde bulunulan ruhsal hastalıklardır.
Örneğin günlük stresleri bulunan, yüklenme/zorlanma olan kişiler için uyku kaçış biçimi olurken, bezen aksine uykusuzluk da gözlenebilir. Çünkü sessiz bir ortam kişinin daha çok kendine dönmesine, kendisini rahatsız eden düşüncelerle obsesif bir biçimde boğuşmasına sebep olabilmektedir.
(Ruhsal hastalıklar içinde en fazla uyku probleminin yaşandığı hastalık, depresyondur.) Bu hastalıkta uykuya dalmakta zorluk, sık sık uyanma ya da sabah erkenden uyanma şeklinde uyku bozuklukları gözlenir.
Dr.Nihat Kaya
Uykuyla ilgili özellikler insanoğlunu her zaman büyülemiştir.
"Niçin uyuyoruz?" sorusu aslında ilk bakışta çok basit gibi gözükmektedir. Yorgun olduğunuz için uyuyordunuz ve uyuduktan sonra yorgunluğunuz kalmıyor. Ancak burada fiziksel kas yorgunluğunun dışında başka olayların da uykuda gerçekleştiğini görüyoruz.
Uyku, kişinin yatağa girdiği andan itibaren başlayan ve her kişiye göre değişik özellikler gösteren bedensel ve ruhsal bir süreçtir. Uyku, dinamik, devam eden bir süreçtir ve beynin bir görevi olduğu için de, yaş ile uyku özellikleri arasında sıkı bir ilişki vardır. Zaman zaman cinsiyete göre uyku bozukluklarının benzerlik gösterdiği de belirtilmelidir.
"Normal uyku nedir?" sorusuna cevap verebilmek çok zordur. Normal şartlar altında herkesin uykusu kendine göre en iyidir. Eğer kişi gerçekten kendisini uyandığında, güne hem psikolojik olarak hem de bedensel açıdan hazır, zinde ve dinlenmiş hissediyorsa, uyku uyumuş demektir.
Kaliteli bir uykuda yaş, cinsiyet, uyku süresi, döngü sayısı, uyku içinde uyanıklık sayısı, pem dönemi olduğu bildirilmektedir.
Uykunun ilk değerlendirilmesi hasta-hekim ilişkisiyle başlar. Uyku sorunlarına sadece ilaçla çözümle yaklaşma ise başarılı olma şansını olumsuz bir biçimde etkileyecektir. Çünkü uyku bozukluğu, çok basit nedenlerden kaynaklanan geçici bir durum olabileceği gibi (örneğin yatak değiştirme, yatak odasının gürültülü bir yerde olması), temelde yatan bir başka ciddi hastalım da (örneğin depresyon) belirtisi olabilecektir.
Uyku problemi araştırılırken kişiye göre sağlıklı ve fizyolojik uyku araştırılmalıdır. Kişiler araştırılırken, "küçük" ve "büyük" uykucular olmak üzere ayrılırlar.
* Bazı kişiler için beş-altı saatlik uyku yeterli olur. (Yönetici, vasıflı, aktif, dışa dönük, kişilik yapısına sahip kişiler bu formda yer alır.)
• Bazı kişiler ise 10-12 saat uyku uyurlar. (Sanatçı kişiliğine sahip, daha çok içe dönük, duygusal kişilik yapısındaki kişilerde bu uyku hâli daha çok izlenir.)
Öyleyse kişilerin uyudukları uykuları saat hesabı üzerinde değerlendirmek sağlıklı olmayacaktır. Ancak uykunun, daha , önceki uykulara göre değerlendirilmesi, bizi uykunun kalitesi hakkında sağlıklı bir bilgiye ulaştıracaktır.
Uyku Konusunda Dikkat Edilecek Hususlar:
• Uyku konusunda uyunan ortamın ısısı.
• Ortamın gürültülü olup olmaması.
• Yatağın değişmesi.
• Kişinin tek ya da başkasına uyum alışkanlığı.
• Uyunacak ortamın yabancı olması.
• Alkol gibi madde kullanımı.
• Aşırı kafein alımı.
• Yatıştırıcı ve uyku ilacı kullanımı.
Alkol konusunda önemli bir diğer konu da, alkol ve madde kullanımıdır. Etil alkol derin uyku, pem dönemi azaltıp yüzeysel ve hafif bir uyku verir. Bu nedenle alkol alan kişilerin uzun süre yattıkları olur ve bunlar uyandıklarında kendilerini kötü hissederler. Öte yandan alkol bağımlıları alkol kesilme dönemlerinde de yoğun uykusuzluktan şikâyet ederler.
Uyku, kişilik yapılarımızla ilgilidir. Örneğin obsesif kişiler her konuda kontrollü olduklarından, uyku konusunda da bu kontrolü bırakıp uykuya dalmakta zorlanırlar.
Histriyonik kişiler, yatak ödipul sahnelerin canlandırılması nedeniyle uykuya girme konusunda sıkıntı yaşarlar. Diğer bir önemli konu da, yaşanan ruhsal travmalar ya da içinde bulunulan ruhsal hastalıklardır.
Örneğin günlük stresleri bulunan, yüklenme/zorlanma olan kişiler için uyku kaçış biçimi olurken, bezen aksine uykusuzluk da gözlenebilir. Çünkü sessiz bir ortam kişinin daha çok kendine dönmesine, kendisini rahatsız eden düşüncelerle obsesif bir biçimde boğuşmasına sebep olabilmektedir.
(Ruhsal hastalıklar içinde en fazla uyku probleminin yaşandığı hastalık, depresyondur.) Bu hastalıkta uykuya dalmakta zorluk, sık sık uyanma ya da sabah erkenden uyanma şeklinde uyku bozuklukları gözlenir.
Dr.Nihat Kaya