Gülzar-ı İrfan
..............
- Katılım
- 24 Eki 2006
- Mesajlar
- 6,736
- Tepkime puanı
- 436
- Puanları
- 0
Cenâb-ı Hakk, imtihân-ı ilâhî îcâbı olarak insanı fısk ve takvâ esaslarıyla techîz etmiş; onu hayra da şerre de müsâit bir keyfiyetle muttasıf kılmıştır. Bu itibarla dînin gâyesi, bu şekilde zıd tecellîlere mazhar olan insandaki nefsânî menfîlikleri âdetâ yok edercesine asgarîye indirmek, buna mukâbil nûrânî vasıfları da zirveye ulaştırmaktır. Ancak bu gâyenin gerçekleşebilmesi için insanın müşahhas bir misâle, yâni "üsve-i hasene" diye tâbir olunan en güzel bir örneğe ihtiyacı mutlaktır. Peygamberlerin gönderilmesindeki hikmetlerden biri de, onların, insanlar için tâbî olunacak mükemmel bir nümûne-i imtisâl olmaları keyfiyetidir.
Bu keyfiyet, Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz'de bir zirve teşkîl etmiş ve bunun için Cenâb-ı Hakk âyet-i kerîmede şöyle buyurmuştur:
"Andolsun ki, Rasûlullâh'da sizin için, Allâh'a ve âhıret gününe kavuşmayı umanlar ve Allâh'ı çok zikredenler için bir «üsve-i hasene» vardır." (el-Ahzâb, 21)
Târihte hayatının tamamı en ince teferruatına kadar tesbît edilen tek Peygamber ve tek insan Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'dir. O'nun bütün fiil, söz ve duyguları an-be-an kaydedilerek târihe bir şeref levhası hâlinde geçmiştir.
Hayâtı, kıyâmete kadar gelecek nesillere örnektir. Kur'ân-ı Kerîm'in Kalem Sûresi'nde O'nun için:
"Şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin!" buyurulmaktadır.
Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in sîreti ve mübârek şahsiyeti sırf beşerî idrâke sığabilen tezâhürleri ile dahî beşerî davranışlar manzûmesinin en ulaşılmaz zirvesini teşkîl eder. Zîrâ Allâh -celle celâlühû- O mübârek varlığı, bütün insanlığa bir "üsve-i hasene", yani en mükemmel bir örnek olarak yaratmıştır. Bundan dolayıdır ki, onu insan topluluğu içinde acziyet bakımından en altta bulunan "yetim çocukluk"tan başlatarak, hayatın bütün kademelerinden geçirip kudret ve selâhiyet bakımından en üst noktaya, yani peygamberlik ve devlet reisliğine kadar yükseltmiştir. Tâ ki beşeriyet kademelerinin herhangi bir yerinde bulunanlar, O'ndan kendileri için en mükemmel fiilî davranışları örnek alarak ebedî seâdeti gerçekleştirsinler. Bu da O'na duyulan muhabbet ve O'nun rûhâniyetine bürünebilme nisbetindedir.
Dîn liderliği ile örnektir. Devlet reisi olarak örnektir. İlâhî muhabbet bağına girenlere örnektir. Rabbin nîmetlerine gark olduğu zamanlar, şükür ve tevâzûu ile örnektir.
Zor zamanlar ve mekânlardaki sabır ve teslîmiyeti ile örnektir. Ganîmet karşısında cömertliği ve istiğnâsı ile örnektir. Âilelerine şefkati ile örnektir. Zayıflara, kimsesizlere, kölelere merhameti ile örnektir. Mücrimlere afvı ve müsâmahası ile örnektir:
Eğer servet sâhibi zengin bir kişi isen, bütün Arabistan'a hâkim olan, bilumûm Arap ulularını kendisine muhabbetle râm eden O yüce Peygamber'in tevâzû ve cömertliğini tefekkür et!..
Eğer zayıf teb'adan biri isen, Mekke'de zâlim ve gâsıb müşriklerin nizâm ve idâresi altında yaşayan Peygamber'in hayâtından örnek al!
Eğer muzaffer bir fâtih isen, Bedir ve Huneyn'de düşmanına galebe çalan cesâret ve teslîmiyyet Peygamber'inin hayâtından ibret al!
Allâh göstermesin, eğer mağlûbiyyete uğradığın olursa, o zaman da Uhud Harbi'nde şehîd düşen veyâ yaralanıp yere yatan ashâbı arasında şecâat ve cesâretle dolaşan mütevekkil Peygamber'i hatırla!
Eğer muallim isen, mescidde Soffa Ashâbı'na ince, rakîk ve hassas gönlünün feyzlerini aktararak ilâhî emirleri tâlim eden Peygamber'i düşün!
Eğer talebe isen, kendisine vahiy getiren Cibrîl-i Emîn'in önünde oturan Peygamber'i tasavvur et!
Eğer öğüt veren bir vâiz ve emîn bir mürşid isen, Mescid-i Nebevî'nin içinde ashâbına hikmet saçan Peygamber'i dinle! O'nun tatlı sesine kulak ve gönül ver!
Eğer hakkı müdâfaa etmek, hakkı teblîğ etmek, hakkı tutup kaldırmak istiyorsan ve bu husûsda seni destekleyen bir yardımcın dahî yoksa, Mekke'de her nevi' yardımdan mahrûm bir hâlde iken zâlimlere hakkı i'lân edip onları hidâyete dâvet eden Peygamber'in hayâtına bak!
Düşmana galebe çalıp onun belini kırdınsa, karşındakinin inâdını kahredip ona üstün geldinse, bâtılı perîşân edip hakkı i'lân ettinse, Mekke'nin fethi günü mukaddes beldeye gâlib bir kumandan olduğu hâlde, büyük bir tevâzû ile devesi üzerinde secde edercesine iki büklüm giren şükür hâlindeki Peygamber'i gözünün önünde canlandır!
Eğer kimsesiz biri isen, Abdullâh ve Âmîne'nin yetîmleri, ciğerpâreleri olan biricik Mâsûm'u, nûrdan Yetîm'i düşün!
Eğer rûhâniyetli bir yuva kurmak isteyen bir genç isen, Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in âile hayâtına ve tavsıyelerine dikkat et! Tercîhin takvâ olsun ki, iki cihân seâdetine eresin!
Eğer ticâret kervanlarıyla yola çıkan bir tâcir isen, Sûriye'den Busra'ya giden kâfilenin en ulusu olan zâtın ahvâlini mülâhaza et!
Eğer kadı ve hâkim isen, Mekke uluları birbirine girip vuruşacağı sırada Hacer-i Esved'i Kâ'be'deki yerine koyma husûsunda O'nun âdil ve firâsetli davranışını düşün!
Ve tekrar gözünü târihe çevirerek Medîne'de, Mescid-i Nebevî'de oturup darlık içindeki fakîrle varlık sâhibi zengini, huzûrunda müsâvî tutarak insanlar arasında en âdilâne bir sûrette hüküm veren O Peygamber'e bir bak!
ALLAHA EMANET OLUN
Bu keyfiyet, Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz'de bir zirve teşkîl etmiş ve bunun için Cenâb-ı Hakk âyet-i kerîmede şöyle buyurmuştur:
"Andolsun ki, Rasûlullâh'da sizin için, Allâh'a ve âhıret gününe kavuşmayı umanlar ve Allâh'ı çok zikredenler için bir «üsve-i hasene» vardır." (el-Ahzâb, 21)
Târihte hayatının tamamı en ince teferruatına kadar tesbît edilen tek Peygamber ve tek insan Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'dir. O'nun bütün fiil, söz ve duyguları an-be-an kaydedilerek târihe bir şeref levhası hâlinde geçmiştir.
Hayâtı, kıyâmete kadar gelecek nesillere örnektir. Kur'ân-ı Kerîm'in Kalem Sûresi'nde O'nun için:
"Şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin!" buyurulmaktadır.
Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in sîreti ve mübârek şahsiyeti sırf beşerî idrâke sığabilen tezâhürleri ile dahî beşerî davranışlar manzûmesinin en ulaşılmaz zirvesini teşkîl eder. Zîrâ Allâh -celle celâlühû- O mübârek varlığı, bütün insanlığa bir "üsve-i hasene", yani en mükemmel bir örnek olarak yaratmıştır. Bundan dolayıdır ki, onu insan topluluğu içinde acziyet bakımından en altta bulunan "yetim çocukluk"tan başlatarak, hayatın bütün kademelerinden geçirip kudret ve selâhiyet bakımından en üst noktaya, yani peygamberlik ve devlet reisliğine kadar yükseltmiştir. Tâ ki beşeriyet kademelerinin herhangi bir yerinde bulunanlar, O'ndan kendileri için en mükemmel fiilî davranışları örnek alarak ebedî seâdeti gerçekleştirsinler. Bu da O'na duyulan muhabbet ve O'nun rûhâniyetine bürünebilme nisbetindedir.
Dîn liderliği ile örnektir. Devlet reisi olarak örnektir. İlâhî muhabbet bağına girenlere örnektir. Rabbin nîmetlerine gark olduğu zamanlar, şükür ve tevâzûu ile örnektir.
Zor zamanlar ve mekânlardaki sabır ve teslîmiyeti ile örnektir. Ganîmet karşısında cömertliği ve istiğnâsı ile örnektir. Âilelerine şefkati ile örnektir. Zayıflara, kimsesizlere, kölelere merhameti ile örnektir. Mücrimlere afvı ve müsâmahası ile örnektir:
Eğer servet sâhibi zengin bir kişi isen, bütün Arabistan'a hâkim olan, bilumûm Arap ulularını kendisine muhabbetle râm eden O yüce Peygamber'in tevâzû ve cömertliğini tefekkür et!..
Eğer zayıf teb'adan biri isen, Mekke'de zâlim ve gâsıb müşriklerin nizâm ve idâresi altında yaşayan Peygamber'in hayâtından örnek al!
Eğer muzaffer bir fâtih isen, Bedir ve Huneyn'de düşmanına galebe çalan cesâret ve teslîmiyyet Peygamber'inin hayâtından ibret al!
Allâh göstermesin, eğer mağlûbiyyete uğradığın olursa, o zaman da Uhud Harbi'nde şehîd düşen veyâ yaralanıp yere yatan ashâbı arasında şecâat ve cesâretle dolaşan mütevekkil Peygamber'i hatırla!
Eğer muallim isen, mescidde Soffa Ashâbı'na ince, rakîk ve hassas gönlünün feyzlerini aktararak ilâhî emirleri tâlim eden Peygamber'i düşün!
Eğer talebe isen, kendisine vahiy getiren Cibrîl-i Emîn'in önünde oturan Peygamber'i tasavvur et!
Eğer öğüt veren bir vâiz ve emîn bir mürşid isen, Mescid-i Nebevî'nin içinde ashâbına hikmet saçan Peygamber'i dinle! O'nun tatlı sesine kulak ve gönül ver!
Eğer hakkı müdâfaa etmek, hakkı teblîğ etmek, hakkı tutup kaldırmak istiyorsan ve bu husûsda seni destekleyen bir yardımcın dahî yoksa, Mekke'de her nevi' yardımdan mahrûm bir hâlde iken zâlimlere hakkı i'lân edip onları hidâyete dâvet eden Peygamber'in hayâtına bak!
Düşmana galebe çalıp onun belini kırdınsa, karşındakinin inâdını kahredip ona üstün geldinse, bâtılı perîşân edip hakkı i'lân ettinse, Mekke'nin fethi günü mukaddes beldeye gâlib bir kumandan olduğu hâlde, büyük bir tevâzû ile devesi üzerinde secde edercesine iki büklüm giren şükür hâlindeki Peygamber'i gözünün önünde canlandır!
Eğer kimsesiz biri isen, Abdullâh ve Âmîne'nin yetîmleri, ciğerpâreleri olan biricik Mâsûm'u, nûrdan Yetîm'i düşün!
Eğer rûhâniyetli bir yuva kurmak isteyen bir genç isen, Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in âile hayâtına ve tavsıyelerine dikkat et! Tercîhin takvâ olsun ki, iki cihân seâdetine eresin!
Eğer ticâret kervanlarıyla yola çıkan bir tâcir isen, Sûriye'den Busra'ya giden kâfilenin en ulusu olan zâtın ahvâlini mülâhaza et!
Eğer kadı ve hâkim isen, Mekke uluları birbirine girip vuruşacağı sırada Hacer-i Esved'i Kâ'be'deki yerine koyma husûsunda O'nun âdil ve firâsetli davranışını düşün!
Ve tekrar gözünü târihe çevirerek Medîne'de, Mescid-i Nebevî'de oturup darlık içindeki fakîrle varlık sâhibi zengini, huzûrunda müsâvî tutarak insanlar arasında en âdilâne bir sûrette hüküm veren O Peygamber'e bir bak!
(devamı var)
OSMAN NURİ TOPBAŞ
OSMAN NURİ TOPBAŞ
ALLAHA EMANET OLUN