Üretimden->Tüketime giden yoldaki FİYAT farkı

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
Yeni hal yasasıyla alakalı görüşleriniz nelerdir? Sizce domatesin soğanın fiyatını komisyoncu-aracı..vsler mi yükseltiyor yoksa hatalı teşvikler, yanlış politikalar mı?

Konuyla alakalı bilgi birikimlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
çok etken var..
bi hastalık olur arz azalır fiyat kademeli artar..
ürün bollaşır..ucuzlar..

arz-talep meselesi olduğu gibi ürünü son elde müşteriye satanın etkisi de büyük..
bunun da sebebi ürün alımdan ve satış anına kadar kayıplar ve zararları telafi etmek..
Önceden Manav işiyle uğraştığım için biliyorum, her manav yüzde 100e yakın kar koyar.. ama sattığının yüzde 100ü kar değildir, çünkü kayıpları çoktur.
100 kilo domates alır,ama anca 70 80 kg satabilir...
veya diğer satamadığı malların zararını diğerlerinden karşılamak zorundadır..
burada bilinçli depolama ve satma bilgisi öne çıkıyor.

hatalı teşvikler de politikalar da işin temeli zaten..
hiç toprağını ekmeyen biçmeyen toprak sahibine paralar verildiğini biliyoruz.


İrfan Donatın tespitleri:
İsterseniz kısaca tarım sektörünün kronik hale gelen ortak sorunlarına bir göz atalım.

1- Türk tarımında plansız üretim sorunu var. Üretici kendi haline bırakılmış durumda. Arz-talep dengesinin sağlanmadığı bir yerde fiyat istikrarından söz etmek zor. Kim, nerede, hangi ürünü ne kadar ekiyor, dikiyor ya da yetiştiriyor? Ürünlerin ne kadarı iç tüketime, ne kadarı ihracata gidiyor? Hangi ürünü ne kadar ithal ediyoruz? Bu veriler ışığında üretim planlaması yapılıp, doğru teşvik ve desteklerle yönlendirilmeli.

2- Girdi maliyetleri çok yüksek. Tohumdan gübreye, yemden ilaca kadar girdi kalemlerinin önemli kısmının ithal edildiği bir ülkede mevcut konjonktürde üreticinin mağduriyeti kaçınılmaz.

3- Üretici dağınık yapıda. Ülkede işlevsiz birlik ve dernek enflasyonu var. Tabela ötesine geçip gerçek anlamda kooperatifleşme seviyesi çok düşük. Böyle bir ortamda üretici de haliyle ne girdi fiyatlarını kontrol etme ne de ürünün satış fiyatını belirleme şansına sahip. Organize olmayan üreticinin karşısında ise monopol ya da oligopol yapıya müsait sanayici/market zincirleri var.

4- Verimlilik, ürün kaybı sorunumuz var. Hem bitkisel hem de hayvansal üretim tarafında yaşanan verim kaybı, lojistik tarafındaki yüksek zayiat oranı üreticinin rekabet avantajını ortadan kaldırıyor, düşük kar marjını da alıp götürüyor.

5- Veriler sağlıklı değil. Başta Türkiye İstatistik Kurumu'nun verileri olmak üzere tarım sektörüne yönelik veri tabanının güvenilirliği tartışma konusu. Bunun yeniden sağlıklı bir şekilde oluşturulması gerekiyor. Aksi takdirde, elinizde doğru veri olmadan doğru projeksiyon oluşturmak ve geleceğe yönelik üretim planlaması yapmak mümkün değil.

6- Piyasalarda yeterli regülasyon yok. Farklı ürünler açısından serbest piyasa ekonomisi adı altındabir boşluk söz konusu. Tarım sektörü spekülasyonlara açık bir sektör hatta bir noktadan sonra işin içine manipülasyonlar dahi giriyor. Gerekli altyapı ve düzenlemeler ile makro ve mikro açıdan tarım politikaları oluşturulması gerekiyor.

7- Kamu kurumlarının işlevselliği yeterli değil. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Et ve Süt Kurumu (ESK), Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) gibi kurumlar olması gereken düzenleyici ve destekleyici etkiyi sağlayamıyor.

8- Üçlü saç ayağı işlemiyor. Özel sektör-kamu-üniversitelerden oluşan 'ortak akıl üçgeni'oluşturulamadığı için kurumlar arasında etkileşim kopuk. Bu da inovasyon, Ar-Ge ve katma değerli ürünlerin üretimi ve pazarlanması noktasında yeterli altyapının oluşmasına engel oluyor.

9- Günlük ya da kısa süreli müdahaleler kalıcı çözüm yaratmıyor. Orta ve uzun vadeli tarım politikalarına ve reformlara ihtiyaç var. Üstü açık fabrika olarak da nitelenen tarım sektörü için üretimden ihracata kadar farklı süreçlerdeki olası risklere karşı 'acil eylem planları' oluşturulmalı.

10- Verilen destek ve hibelerin etki analizi yapılmıyor. Geçen yıl tarıma 10 milyar TL destek verildi. Son 12 yılda verilen destekler 78 milyar TL'yi buldu. Ancak bunun tarımsal üretimde verimlilik başta olmak üzere nasıl bir etki yarattığı analiz edilmiyor.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
bu konu çok önemli, çoğu kimse, işleyişi bilmez, hal komisyoncusu kimdir, fiyat artışlarında, etkileri varmıdır, fiyat istikrarı nasıl sağlanır, veya sağlanabilirmi, ve bunun gibi sorular...

size basit bir soru, tarım bakanlığına sorun, 2018 soğan rekoltesini biliyorlarmı, son hasat döneminde, Türkiye depolarında, depolanan, soğan miktarı nedir,, eğer biliyorlarlarsa, bana her türlü sözü söyleyebilirsiniz...
 
Üst