Ülkemizde Kaç Milyon Cariye Var?

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Ülkemizde Kaç Milyon Cariye Var?

İmanın kıyafetteki tezahürü tesettürle ortaya çıkar. İman eden bir kadın iman ettiği değerlere göre kıyafetini belirler. İman ettikten sonra nefsi davranamaz. Nefsi davrandığında inancıyla çelişir. Buna da günah denir.

Günah işleyenler işledikleri günahın cezasını ahirette çekeceklerdir.

“Örtünmek, ‘tesettür’ simgedir, İslam’ın alametlerindendir.”

İman eden kadınların nasıl giyineceğini Rabbimiz bildirmiş, Peygamber Efendimiz de en ince ayrıntısına kadar açıklamıştır. Müslüman kadın kıyafetini buna göre belirler. Nefsinin ve çevresinin isteğine göre bu çizginin dışına çıkamaz. Çıkarsa haram işlemiş olur.

“İslam ile ilgili bir emri yaparken veya bir yasağı terk ederken önemli olan Allah’ın rızasını en önde tutmaktır. Her şeyden önce bütün amellerimizde olduğu gibi, bu tesettür konusunda da Allah’ın rızasını ön plana almamız gerekmektedir. Niyetimiz, Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır ve Allah Teala ne buyurdu ise zorlamaya gerek kalmadan, doğrudan doğruya kendi içimizden gelerek, teslim olarak uymak durumundayız. Biz tesettürümüzü/örtünmemizi kadın-erkek olarak yeniden Allah’ın muradı doğrultusunda gözden geçirmek durumundayız.

“Örtünmek, tesettür Kur`an’da yoktur, tesettür konusu ta hicri 2. asırdan bu yana hep problem olagelmiştir.” gibi sözler, Allah’a iftiradır, Peygamberimize iftiradır. Allah’ın ayetlerini az bir bahaya satmaktan başka bir şey değildir.

Kadının yabancı, yani evlenme yasağı bulunmayan erkeklere karşı avret yerleri, yüz ve elleri hariç vücutlarının her tarafıdır. Ayakların avret olması konusunda değişik görüşler olmakla birlikte kadının ayaklarını da avret yerine dahil eden görüşler ağırlıktadır.

Kadının mahrem, yani evlenmesi haram olan erkekler için göğüsten diz kapağına kadarki avret yeri aynı şekilde toplumumuzda hukuken bulunmayan cariyeler için de geçerlidir. Cariyelerin sadece mahremi olan erkeklere karşı değil, bütün erkeklere karşı avret yeri göğüsten diz kapağına kadarki yerleridir. Dolayısıyla cariye, İslam toplumunda baş açık ya da kolları açık veya diz kapağından aşağısı açık gezdiği zaman günah işlemiş olmaz, o şekilde onu gören erkekler de günaha girmiş olmazlar.

İslamî kıyafetin 4 ilkesi/şartı vardır. Bu şartları kendisinde bulunduran herhangi bir kıyafet İslamîdir. 1. Kıyafet avret yerlerini örtecek. 2. Elbise vücut çizgilerini belli edecek derecede dar olmayacak. 3. Kıyafet dışarıdan bakılınca içini gösterecek şekilde şeffaf olmayacak. 4. İslam’dan başka bir dinin simgesi olmayacak. Bu şartları taşımayan elbise veya kıyafet ile farz olan örtünme yapılmış olmaz. Bu şartlar hem erkek hem de kadın kıyafetleri için geçerlidir.

Gerek avret yerlerinin tarifine, gerekse İslamî kıyafetin ilkelerine baktığımız zaman anlıyoruz ki, tesettür sadece başı örtmek değil, aynı zaman da, bütün vücut hatlarını gösteren “giyinik ama çıplak” diye tarif edilen giyinme de farz olan örtünme yerine geçmez.”

Müslüman kadın elleri ve yüzü hariç bütün vücudunu vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde örtmesi farzdır. Genel kural budur. Bu örtünmenin neyle nasıl yapılacağına örfe ve iklime göre kişi kendisi karar verebilir.

Günümüzde Müslümanlardaki yozlaşmanın en önemli göstergelerinden biri de kadınların tesettürüdür. Müslüman kadınlar ve kızlar maalesef tesettür konusunda Allah’ın ve Resulünün sınırlarını çiğnemektedir. Gün geçtikçe bu konudaki savrulma artmaktadır.

Cahiliyye devrinin kadınlarının kıyafeti günümüzde moda olarak Müslümanlara özendiriliyor ve giydiriliyor. İslam’dan sonraki cariye kıyafeti bugün hürlerin tercihi oldu. Sokaktaki kadınların kıyafeti erkekleri tahrik etmekten başka ne işe yarar acaba? Buna tesettür denebilir mi? Allah bundan razı olur mu? Bu kıyafette dolaşan kardeşlerim gerçekten hesap gününe inanıyorlar mı? Bu giyimlerinden dolayı hesaba çekileceklerini biliyorlar mı? Hem kendilerini hem de felakete sürükledikleri erkeklerin günahının bir mislini yüklendiklerinin farkındalar mı?

Bu ölçülere göre kadınlarımız kendilerini gözden geçirmelidir. Kıyafetimiz Müslümanlığımızın bir parçasıdır. Nefse uyarak şeytanı sevindirmeyelim.

Selam ve dua ile…

Kardeşiniz

Ahmet Bulut




NOT: Bu yazımızı Prof.Dr. Orhan Çeker Hocamızın bir konferansından alıntılar yaparak hazırladık. Bu konuda yazmaya devam edeceğiz.
 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Örtülü ama çıplak!

Tesettür üzerine yazdığım yazılar oldukça ilgi gördü. Son yazımı bazı kardeşler anlamada zorlandı. Bu yazımın dikkat çekmesi için tercih ettiğim başlığı yanlış yorumladılar. Bu başlığı özellikle tercih ettim. Çünkü Müslüman hanımların tesettürde savrulmasını çok ciddi bir problem olarak görüyorum.

İslamın muhalifleri en çok kadınlar üzerinden saldırıyorlar. Her türlü şer işlerinde maalesef hanım kardeşlerimi kullanıyorlar. Onları birer ticari meta olarak görüyor ve kendi menfur işlerine alet ediyorlar. Bizim de gördüğümüz hataları acıtsa da söylememiz ve uyarmamız gerekiyor. Uyarılarımızı incitmeden kavl-i leyyin ile yapmak en güzelidir. Eğer bu şekilde anlaşılmıyorsa başka şekilde de uyarılar yapılabilir.

Rabbimiz cennetle müjdelediği gibi cehennemle de tehdit etmiştir. Sevgili Peygamberimiz sav tatlı tatlı anlattığı gibi yeri geldiğinde alnındaki damar kızdığını belli edecek şekilde hiddetlenerek de söz söylemiştir. Bizler de söz söylerken her iki durumu da göz önünde bulundurmalıyız diye düşünüyorum.

Allah’ın haramlarını, yasaklarını söylemeyecek miyiz? Doğru bildiklerimizi söylemezsek Allah bunun hesabını bizden sormaz mı? Allah aşkına söyler misiniz bu gün Müslüman kadınların tesettürü ne kadar tesettüre uygun? Başında bir avuç başörtüsü, belden yukarısında daracık, bütün hatlarıyla vücudunu teşhir eden bir giysi, altında yine aynı evsafta bir pantolon veya diz kapakta ve tıklım tıkış bir etek tesettürle ne alakası var? Allah’ın emrettiği tesettür bu mu? Ya genç kızlarımızın kollarını dirseklerine kadar sıvayarak sağladıkları tesettüre ne demeli? Hele bu kıyafete bir de makyaj eklendi mi sormayın gitsin. Yanında elinde bir de sigara varsa aksesuar tamamlanmış oluyor. Ondan sonra bir de buna flörtlü yaşamı eklerseniz tamamlanıyor.

Gel de söyleme sözü. Behey Müslümanlar böyle bir tesettür anlayışını bize kim öğretti? Allah’ın dininde bunlar yok. Rasulü sav bize böyle bir şey bırakmadı. Nefislerimiz ilahlaştı. Gençlerimiz söz dinlemez hale geldi. Anne ve babalar ses çıkaramaz oldu. Bu gidiş hayra gidiş değildir. Allah aşkına aynanın karşısına geçip kendimize bir bakalım? Bu halimle Allah ve Rasulü sav benden razı mı diye soralım.

Hem söyler misiniz bana, güzel kokular sürünerek, makyajlanarak dışarı çıkmanın cevazını hanımlara kim söyledi? Sevgili Peygamberimiz sav bunu çok açık ve net bir şekilde Müslüman hanımlara yasaklamadı mı? Müslüman hanımlar eşlerine yapması gereken hazırlıkla kendilerini dışarıya atıyorlar. Eşlerinin yanında birçok kadın bu hassasiyeti maalesef göstermiyor. Onlarca şikâyet alıyorum bu konuda.

Müslüman hanım yürümesine de dikkat edecek. Yüksek topuklu ayakkabıyla kırıta kırıta yürümesini Allah sevmez. Kitabımızda bu “Teberrüc” kelimesiyle ifade edilmiştir. Ahzap suresinin otuz üçüncü ayetinde geçer. Bu kelimeyi İslam âlimleri geniş geniş izah etmişlerdir. İşte onlardan bir kaçı:

Zemahşeri'nin izahına göre, kadının zinetlerini erkeklere açması ve güzelliklerini göstermek amacıyla açılmasıdır. Yani kadının güzel görünmek için yaptığı her şey teberrüctür ve yabancıya karşı yapılması haramdır. Kadın yaşlı bile olsa durum aynıdır. Zira gerçekten çok ileri yaşlarda bile kadınlar, çeşitli makyaj malzemeleri sebebi ile câzip görünebilmekte ve şehvetin uyanmasına sebep olabilmektedirler.
Kurtubî: "Kadının vücudunun şeklini belirten ince iki elbise giymesi de "Teberrüc" cümlesindendir. "Zira Allah Resulü böylelerini, giyinen çıplaklar olarak vasıflamıştır" der.
İbnü'l-Arabî: "Giyili olarak sayılmaları, üzerlerinde, elbise bulunduğundan, çıplak olarak nitelenmeleri ise, elbiselerinin ince olup içlerini belli etmelerinden ve çekici yönlerini belirtmelerindendir" der.
Ya da giyili olmaları, elbiseli olmalarını, çıplak sayılmaları da takvâdan soyulmuş olmalarını gösterir. Zira Allah, "Takvâ elbisesi daha hayırlıdır" buyurur.
Katâde ve İbn Ebi Nacîh: Kadınların kırıtarak, kırıla-döküle nâzu neşve yapmaları;
Mukâtil: Kadının başörtüsünü bağlamadan başına koyması, böylece gerdanlığının, küpelerinin ve boynunun açılması;
el-Müberrid; kadının örtmesi gereken güzelliklerini göstermesi "teberrüc"dür, derler.
Bu konuyu bir de Rabbimizin bize gönderdiği Kitabımızdan okuyalım mealen:
(Çoğu zaman, vakarla) evlerinizde oturun, dışarıya da evvelki câhiliye zamanı/İslâm öncesi kadınlarının çıkışı gibi (çıkıp) süslenip kendinizi teşhir ederek çıkmayın. (Ahzap Suresi, ayet: 33)

Bir de bundan önceki yazımızda da konuşmasından istifade ettiğimiz değerli alimlerimizden Prof.Dr. Orhan Çeker Hocamızın değerlendirmesini de burada önemine binaen sizlerle paylaşıyorum:

Hasılı tesettürlülerin örtünmelerini yeniden kontrolden geçirmeleri gerekir. Tesettür, örtünme oluyor ama acaba bu örtünme ne kadar İslamî kıyafet anlayışına uygun, bunun gözden geçirilmesi lazım. Bu konuda iki tane ana problem var: DAR GİYİNME ve TEBERRÜC. Dar giyinme malesef ciddi bir problem. Kıyafet vucüt hatlarını belli etmeyecek şekilde bol olmalı ki İslamî olsun. Mesela omuzdan aşağıya baktığında düz çizgi gibi iniyorsa o boldur. Ama elbise (pardesü vs.) omuzdan aşağıya doğru girintili/çıkıntılı iniyorsa, hele kemer gibi birşey de takıldıysa, hey hanımlar hem kendinizi kandırmayın hem de ALLAH’ı kandırmaya kalkmayın. Çünkü ALLAH kanmaz kendinizi kandırırsınız. TEBERRÜC’e gelince; lütfen Nur suresi 60 ile Ahzab suresi 33. ayetlerin tefsirlerine bi-zahmet bakın. Teberrüc; giyimde, renk seçiminde, konuşma ve yürüme tarzında dikkat çekici davranmak demektir. Hanımlar hem örtünüyor hem de kaş aldırma, dikkat çekici makyaj, dikkat çekici gözlük, dikkat çekici konuşma, yürüme ile ortalıkta dolaşıyorsa bu hanımlar lütfen "ben tesettürlüyüm" demesinler. Kimsenin giyimine karışmıyorum ama, bir hanım tesettür iddiasındaysa yukarıdakileri ona hatırlatma mecburiyetim var. Tabii ki erkekler de bu anlayış ve kaideden hariç değildir. Yapışık pantolonların İslam'la ilgisi yoktur, hatırlatıyorum.

Sözümüzü Sevgili Peygamberimizin mübarek sözleriyle tamamlayalım:

Ebu Hureyre ra şöyle dedi:

“Rasulullah sav: Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, onların mislini görmedim. Birinci sınıf; beraberlerindeki sığırkuyruğuna benzer kırbaçlarla insanları döver bir topluluktur. İkinci sınıf; elbiseli çıplak, erkekleri kendilerine meyil ettiren, salınarak yürüyen, başları Horasan devesinin hörgücü gibi meyil edici kadınlardır. Bu kadınlar, cennete giremez, onun kokusunu da bulamaz. Şüphesiz onun kokusu, şöyle ve şöyle mesafeden bulunur’ buyurdu.”

Müslim (2128/125)



Ebu Hureyre ra şöyle dedi:

“Rasulullah sav Kadının giysisini giyen erkeğe, erkeğin giysisini giyen kadına lanet etti.”

Ebu Davud (4098) Nesei (9253-Kübra)



İbni Ebi Müleykete şöyle dedi:

“Aişe r.anha’ya:

−Bir kadın erkek ayakkabısı giyiniyor denildi. Bunun üzerine Aişe r.anha:

−Rasulullah sav kadınlardan erkekleşenlere lanet etti dedi.”

Ebu Davud (4099)

Selam ve dua ile…

Kardeşiniz

Ahmet Bulut
 
Üst