Uğur Işılak: "Allah'la benim için pazarlık edecekler var!!"
- Konbuyu başlatan Kaptan
- Başlangıç tarihi
menzil5453
Doçent
- Katılım
- 11 Eyl 2014
- Mesajlar
- 579
- Tepkime puanı
- 12
- Puanları
- 0
Abartmışsın pazarlık lafı söz konusu değil. Naz diyor. Sen bundan pazarlık anlıyorsan vay senin aklına. Kaldıki Uğur Işılak'ın hataları olabilir. Uğur ışılak din konusunda otorite olduğunu söylemiyor zaten. Hem böyle ifşa etmek. Ancak bir fitne unsuru kişilere yakışır. Tebrikler. Yine kendine yakışanı yapmışsın.
Ebu Computer
Kıdemli Üye
- Katılım
- 11 Haz 2013
- Mesajlar
- 24,988
- Tepkime puanı
- 1,501
- Puanları
- 113
Üstadım ilk videoyu abartmışsın.
İkinci video için diyecek bir söz yok, sufi ehlinde bu tür inanışların olduğu bilinen bir gerçek.
Selam ve dua ile...
İkinci video için diyecek bir söz yok, sufi ehlinde bu tür inanışların olduğu bilinen bir gerçek.
Selam ve dua ile...
menzil5453
Doçent
- Katılım
- 11 Eyl 2014
- Mesajlar
- 579
- Tepkime puanı
- 12
- Puanları
- 0
Buyur bu da sana gelsin. Hadi yine iyisin bugünlük yemeğin çıktı. Tıksırıncaya kadar ye.
Kaptan
Mecra Yazarı
Abartmis?
Videodan aynen alintiliyorum;
"Bu kul sirattan hic gecmeyecekse ben de gecmiyorum diye naz edecek"
Ilkokul seviyesinde anlatayim.
"Ebu Computer sirattan gecmeyecekse ben de gecmem" kime naz ediyorum hasa Allah'a.
Pekala ben kimim ki hasa sirattan gecmeyi hakketmemis birileri icin Allah'la pazarliga giriyorum?
O gecmiyor mu, ben de gecmiyorum arkadas, hadi bakalim kimin dedigi olacak. Ya benim hatrima
onu da gecirirsin ya da ben de gecmem, ona gore.
O halde herkes, ahirette sirat koprusunden gecemeyecek olan en yakinlari icin simdiden bir liste yapsin,
falanci gecmeyecekse ben de gecmem seklinde. Annesi olur, babasi olur, esi olur fark etmez.
Ben Ebu seni seciyorum, hadi yine iyisin yirttin.
menzil5453
Doçent
- Katılım
- 11 Eyl 2014
- Mesajlar
- 579
- Tepkime puanı
- 12
- Puanları
- 0
Burda geçen "kayyum" kelimesini Allahın isimlerinden olan "kayyum" olarak göstermeye çalışarak fitneneci başı olduğunu ispat ettin. Videoda ne diyor "kayyum-i zaman ". Bak bakalım "kayyum" kelimesi başka hangi anlamlarda da kullanılırmış.
http://m.nedir.com/?s=kayyum
Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse
Kayyum ne demek? (Ekonomi)
(Trustee, curator) Arapçası "kayyim". Belirli durumlarda bir malı yönetmek veya bir işi görmek üzere hakim tarafından görevlendirilen kişi. Genel olarak "mütevelli" anlamında. Mahkeme tarafından kayyum tayini Medeni Kanunumuzda düzenlenmiştir (MK. m. 353, 422) Kayyum tayini yasal olabildiği gibi, isteğe bağlı da olabilir.
Burda sohbeti yapan kişi bu anlamıyla kullanmış.
http://m.nedir.com/?s=kayyum
Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse
Kayyum ne demek? (Ekonomi)
(Trustee, curator) Arapçası "kayyim". Belirli durumlarda bir malı yönetmek veya bir işi görmek üzere hakim tarafından görevlendirilen kişi. Genel olarak "mütevelli" anlamında. Mahkeme tarafından kayyum tayini Medeni Kanunumuzda düzenlenmiştir (MK. m. 353, 422) Kayyum tayini yasal olabildiği gibi, isteğe bağlı da olabilir.
Burda sohbeti yapan kişi bu anlamıyla kullanmış.
Kaptan
Mecra Yazarı
Video'da bahsi gecen Kayyum'i Zaman (!) Muhammed Sibgatullah;
Kayyûm-i Zaman hazretlerinin kıymetli oğlu Meyan Şeyh Ehlullah, sıtma hastalığına yakalanmıştı. Bir sene geçtiği hâlde, iyileşmedi. Doktorlar âciz kaldıklarını söylediler. Bu hastalık devâm ederken, birgün Kayyûm-i Zaman talebelerine buyurdu ki: "Oğlum Şeyh Ehlullah'ın hastalığı çok uzadı. Çok zayıf düştü. Üstelik gittikçe ağırlaşıyor. Hastalığı kendime çekmem ve bundan sonraki ağrılarını benim yüklenmem îcâb ediyor." Bunu söyler söylemez oğlu tam sıhhate kavuştu. Kendisi ise iki sene kadar hasta yattı. Sonra iyileşti.
Kayyûm-i Zaman hazretlerinin kıymetli oğlu Meyan Şeyh Ehlullah, sıtma hastalığına yakalanmıştı. Bir sene geçtiği hâlde, iyileşmedi. Doktorlar âciz kaldıklarını söylediler. Bu hastalık devâm ederken, birgün Kayyûm-i Zaman talebelerine buyurdu ki: "Oğlum Şeyh Ehlullah'ın hastalığı çok uzadı. Çok zayıf düştü. Üstelik gittikçe ağırlaşıyor. Hastalığı kendime çekmem ve bundan sonraki ağrılarını benim yüklenmem îcâb ediyor." Bunu söyler söylemez oğlu tam sıhhate kavuştu. Kendisi ise iki sene kadar hasta yattı. Sonra iyileşti.
menzil5453
Doçent
- Katılım
- 11 Eyl 2014
- Mesajlar
- 579
- Tepkime puanı
- 12
- Puanları
- 0
Kaynak?
Kaptan
Mecra Yazarı
Daha yaşı çok gençken, babası İmâm-ı Ma'sûm hacca gidiyordu.Yanlarında talebelerinden bir kısmı ile Muhammed Sibgatullah da vardı. Muhammed Sibgatullah'ın yaşı çok genç olduğu için, kâfilede bulunanların ekmek ve su ihtiyaçlarını temin etmek vazifesi ona verilmişti. Bir gün diğer hizmetçilerin başı, Muhammed Sibgatullah'a gelerek; "Etrafta çalı, çırpı, odun görünmüyor. Hamur hazır, fakat ateş olmadığı için pişirip ekmek yapamıyoruz. Hamur olduğu gibi duruyor. Arkadaşların ise yemek zamânı yaklaşıyor. Bu duruma bir çâre bulunuz." diye arz etti. Bu söz üzerine Muhammed Sibgatullah; "Hamuru buraya getirin." buyurdu. Hamuru getirdiler.
Hamuru eline aldı. "Kimse gelmesin. Ben şu tümseğin arkasında pişirip getireyim." dedi ve gitti. Hemen başını açtı. Bir parça hamur alıp başına koydu.Çabucak pişiverdi. Böylece bütün hamuru ekmek yapmaya başladı. Arkadaşlarından biri, gideyim bakayım, ekmeği neyle pişiriyor deyip, yanına geldi. Vaziyeti gördü. O da başını kapadı ve hâlini örtmek istedi. Az bir hamur kalmıştı. Ekmeklerle ve az hamurla babasının yanına gelip; "Odun kâfi gelmedi, hepsini pişiremedim efendim!" deyince, kerâmetler hazînesi yüksek babası tebessüm ederek; "Şu arkadaş gelmeseydi, odun yetişecekti değil mi?" buyurdu.
http://biriz.biz/evliyalar/ea0857.htm
Hamuru eline aldı. "Kimse gelmesin. Ben şu tümseğin arkasında pişirip getireyim." dedi ve gitti. Hemen başını açtı. Bir parça hamur alıp başına koydu.Çabucak pişiverdi. Böylece bütün hamuru ekmek yapmaya başladı. Arkadaşlarından biri, gideyim bakayım, ekmeği neyle pişiriyor deyip, yanına geldi. Vaziyeti gördü. O da başını kapadı ve hâlini örtmek istedi. Az bir hamur kalmıştı. Ekmeklerle ve az hamurla babasının yanına gelip; "Odun kâfi gelmedi, hepsini pişiremedim efendim!" deyince, kerâmetler hazînesi yüksek babası tebessüm ederek; "Şu arkadaş gelmeseydi, odun yetişecekti değil mi?" buyurdu.
http://biriz.biz/evliyalar/ea0857.htm
Enes
İhvan Forum Üye
öncelikle kardeşim sizinle herhangi bir samimiyetim yok. Üslubunuzu koruyun. buyurgan bir üslup herşeyden önce bir müminin üslubu değil.
Herkese saygım var ve herkesten de saygı beklerim. Bugün yüz yüze konuşsak böyle konuşmazsın.
Toplumda belli kesimlerin şefaat hakkı olduğuna inanılır. Yanlış inanç olsun, ters bir inanış olsun ama yaygındır. Uğur Işılak'ın dini kimliğini irdeleyemem zira konu hakkında fikrim yok. Ancak siz başlığı öyle bir atmışsınız ki okuyan Uğur Işılak'ın direkt şirk koştuğunu zanneder. Zaten orada kendi de "Allah'ın izniyle" ibaresini kullanıyor. Hani derler ya "söz amacı aştı" diye burada en fazla o mevzu bahis olabilir. Videonun sonunda zaten şefaat konusunun polemik konusu olabileceğini kendi de belirtiyor. Bir inanç meselesi. Sizin itikadınıza göre bu yanlış ise dediğim gibi en fazla "amaç aşımı" mevzu bahistir.
Buyrun efendim anlattım. Okumayı lutfedin.
Herkese saygım var ve herkesten de saygı beklerim. Bugün yüz yüze konuşsak böyle konuşmazsın.
Toplumda belli kesimlerin şefaat hakkı olduğuna inanılır. Yanlış inanç olsun, ters bir inanış olsun ama yaygındır. Uğur Işılak'ın dini kimliğini irdeleyemem zira konu hakkında fikrim yok. Ancak siz başlığı öyle bir atmışsınız ki okuyan Uğur Işılak'ın direkt şirk koştuğunu zanneder. Zaten orada kendi de "Allah'ın izniyle" ibaresini kullanıyor. Hani derler ya "söz amacı aştı" diye burada en fazla o mevzu bahis olabilir. Videonun sonunda zaten şefaat konusunun polemik konusu olabileceğini kendi de belirtiyor. Bir inanç meselesi. Sizin itikadınıza göre bu yanlış ise dediğim gibi en fazla "amaç aşımı" mevzu bahistir.
Buyrun efendim anlattım. Okumayı lutfedin.
Kaptan
Mecra Yazarı
uzatmak derinde degilim ama "müsrikler de sefaat edecek" ne demek yahu
maksadi asan cumeler deyip gecelim mi simdi, hangi tevil bu sözu hakli cikarir?
üstelik Rabbimiz soyle buyurmusken;
Hiç kimsenin başkasına fayda veremeyeceği, şefaatin kabul edilmeyeceği, fidye alınmayacağı ve yardım
yapılmayacağı bir günden sakınınız. (Bakara, 48)
kimin hatrina kimi feda ediyoruz? ben anlamakta zorlaniyorum kusura bakma
maksadi asan cumeler deyip gecelim mi simdi, hangi tevil bu sözu hakli cikarir?
üstelik Rabbimiz soyle buyurmusken;
Hiç kimsenin başkasına fayda veremeyeceği, şefaatin kabul edilmeyeceği, fidye alınmayacağı ve yardım
yapılmayacağı bir günden sakınınız. (Bakara, 48)
kimin hatrina kimi feda ediyoruz? ben anlamakta zorlaniyorum kusura bakma