Türkiye'de Cuma namazı farz mıdır?

ibrahimi

Has Uşak
Katılım
19 Haz 2006
Mesajlar
23,463
Tepkime puanı
1,831
Puanları
0
Yaş
37
Konum
forvet arkası
Cevap

Değerli Kardeşimiz;
Cumanın farz olması için bâzı şartlar olduğu gibi, sahih olması için de bâzı şartlar vardır.

Bu şartlar şunlardır:
1 - Cumayı öğle vaktinde kılmak.
2 - Namazdan evvel hutbe okunmak.
3 - Cuma kılınan yer, herkese açık olmak. Muayyen kişileri içeriye alıp sonra kapısı kilitlenen bir Camide Cuma kılınmaz.
4 - İmamdan başka en aşağı 3 erkek cemaat bulunmalıdır. Bu sayı, İmam Mâlik'de 30; Şâfiî'de 40 kişidir. Ebû Yûsuf'a göre ise iki erkek cemaat de kâfidir.
5 - Cuma namazını kıldırmak için vazife sahibi, yani, Cumayı kıldırmaya resmen izinli bir kimse bulunmalıdır. Eğer yetkili bir kimseden izin alınmış olmaz da Müslümanlar da namaz için toplanmış bulunurlarsa, içlerinden birini imam yaparak Cumayı kılabilirler.
6 - Cuma kılınacak yer, şehir veya şehir hükmünde olmalı. Şehrin ne demek olduğu müctehidler arasında ihtilâflıdır. Daha sonraları köylerde bile, Cuma namazının kılınabileceği hükme bağlanmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığının da bu konuda izni vardır. Bir camiye cemaat sığmadığı takdirde, o beldedeki sair camilerde de Cuma namazı kılınabilir. Fakat müteaddit yerlerde kılınamıyacağını söyleyen fakihler de vardır. Bunlara göre, bir beldede ilk kılınmaya başlanan Cuma namazı sahih, diğer yerlerde kılınan Cumalar ise fâsiddir. Bu durumda cemaate öğle namazını kılmak vâcib olur. Sıhhatli olan ve alimlerin çoğunluğunun kabul ettiği görüş, Cumanın aynı beldede değişik camilerde kılınabileceğidir.

Eğer bir yerde birden çok camiye Cuma izni verilmişse onların hepsinde Cuma namazı olur. zaten cami ve mescit özelliği olan her yere Cuma için izin verilmiştir.

Cum'a namazının sahih olması için "devlet temsilcisinin izni" problemi İslâm hukukçularınca tartışılmıştır. Bu iznin gerekli olduğunu söyleyenler olduğu gibi aksini savunanlar da bulunmuştur. Biz aşağıda her iki görüşü ve delillerini vererek, konuyu değerlendirmeye çalışacağız.

Hanefi hukukçularına göre, Cum'a namazı için izin gereklidir. Dayandıkları delil Câbir b. Abdullah ve İbn Ömer'den nakledilen şu hadistir: "Kim Cum'a namazını ben hayatta iken veya benden sonra adaletli ve câir (zâlim) bir imamı (önderi) varken, onu küçümseyerek veya inkâr ederek terkederse Allah iki yakasını bir araya getirmesin ve işini bitirmesin" (İbn Mâce, İkâme, 78) İbn Mâce bu hadisin senedinde bulunan Ali b. Zeyd ve Abdullah b. Muhammed el-Adevî sebebiyle isnâdı zayıf sayar. Heysemî, hadisin benzerini naklettikten sonra şöyle der: Bu hadisi Taberanî, el-Evsat'ında nakletmiştir. Oradaki senedde Musa b. Atıyye el-Bâhilî vardır. O'nun biyografisini bulamadım. Geri kalan râviler güvenilir. (Mecmau'z-Zevâid, II, 169, 170) Bu hadiste, Cum'a'nın farzolması için adaletli veya adaletsiz bir yöneticinin bulunması öngörülmüştür. Cum'a namazı büyük cemaatle kılınacağı ve hutbede topluma hitap edileceği için onun toplum düzeni ile yakından ilgisi vardır. Devletten izin alma şartı aranmazsa fitne çıkabilir. Cum'a kıldırmak ve hutbe okumak bir şeref vesilesi sayılarak rekabet doğabilir. Bazı kimselerin çekişme ve ihtirasları cemaatin namazını engelleyebilir. Camide bulunan her grubun namaz kıldırmak istemesi, Cum'a'dan beklenen faydayı yok eder. Bir grup kılarak, diğerleri çekilse yine amaca ulaşılmaz. Kısaca hikmet ve toplum psikolojisi bakımından da Cum'a'nın İslâm devletinin kontrolünde kılınması gereklidir.

Ancak yöneticiler Cum'a'ya ilgisiz kalır ve önemli bir sebep olmaksızın müslümanları namaz kılmaktan alıkoymak isterse, onların bir imamın arkasında toplanarak Cum'a namazı kılmaları mümkündür. İmam Muhammed, bu konuda şu delili zikreder: Hz. Osman, Medine'de kuşatma altında iken, dışarıda bulunan sahabiler Hz. Ali'nin arkasında toplanmış ve o da Cum'a namazını kıldırmıştır. (el-Kâsânî, I, 261; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, I,146; İbn Âbidin, I, 540) Bilmen, bunun dâru'l-harpte mümkün ve câiz olduğunu belirtir (Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul 1985, s. 162)

Devlet başkanı veya valilerin bizzat Cum'a namazı kıldırmaları gerekli midir?

İbnü'l-Münzir şöyle der: "Öteden beri Cum'a namazını, devlet başkanı veya onun emriyle kıldıracak bir kimsenin kıldırması şeklinde uygulama yapılmıştır. Bunlar bulunmazsa, halk öğle namazı kılar" (Ahmed Naîm Tecrid-i Sarih Tercümesi, III, s. 48)

Burada şunu belirtelim ki, yukarıda kaydettiğimiz hadisten imam ya da müslümanların halifesi yoksa, Cum'a namazı kılınamaz, diye bir hüküm çıkarmak mümkün değildir. Bu hadisin ilgili bölümlerinin anlattığı, "ister adil, isterse de zâlim olsun bir imamın varlığına rağmen" Cum'a terk edilecek olursa, belirtilen tehditlerle karşı karşıya kalınacağından ibarettir. Çünkü hadis, "imam yoksa Cum'a namazı kılamazsınız" demiyor, olduğu halde kılınmazsa, son derece tehlikeli tehditlerde bulunuyor. İmamın yokluğu halinde kılınmayacak olursa o takdirde bu hadisten, olsa olsa tehditlerin daha hafif olacağı sonucuna varılabilir. O da en müsamahalı bir istidlâl olur.

İçtihada dayalı olarak ileri sürülmüş gerekçelerin dışında, Cum'a namazının kılınması için şart kabul edilen ve eda şartları arasında sayılan imamın varlığı şartının nakli bir delili yoktur. Ayrıca bu şart, yalnızca Hanefî mezhebinde öngörülmüş bir şarttır. Dolayısıyla terki halinde terettüp edeceği bildirilen bir takım tehditlere maruz kalmamak için, en azından ihtiyaten böyle bir şartı öngörmeyen diğer mezhep imamlarının görüşlerine uyularak kılınması gerekir. Diğer taraftan kaynaklarda hadis diye belirtilen: "Dört şey vardır ki, veliyyul emirlere aittir: Cihad'tan elde edilen ganimetlerin paylaştırılması zekât'ın toplanması, hudut (şer'i cezaların tatbiki) ve Cum'a'ları kıldırmak." ifadeleri ise hadis değildir. Fethu'l-Kadir'de (II, 412) bunun İmam Hasan el-Basrî'ye ait bir söz olduğu belirtilmiştir. Son asır alimlerinden Seyyid Sâbık da "Fıkhu's-Sünne" adlı esrinde (1, 306) bunun aynı şekilde Hasan'ü'l Basrî'ye ait bir söz olduğunu kaydetmektedir. O halde böyle bir şartın öngörülmesi için dayanak teşkil edebilecek nakli bir delil elde mevcut değildir. Bu konuda ileri sürülen bu şartın sebebi, yalnızca karışıklık çıkma ihtimaline dayalı bulunmaktadır.

Veliyyü'l-Emr yoksa

Veliyyü'l-Emr ve izn-i sultânî diye belirtilen hususun gerçekleşebilmesi için, müslümanların başında en azından zâlim de olsa- bir yöneticinin bulunması zorunludur. Başa geçmiş bulunan yöneticinin, İslâm'ı kabul etmesi ise onun, müslümanların veliyyü'l-emr'i olarak görülmesinin asgarî şartıdır. Yani müslümanların İslâmî olmayan yönetimlerin tahakkümü altında yaşamaları halinde, haliyle böyle bir şartın varlığından söz etmek imkânı olamaz. Bu durum günümüzün müslümanlarına; İslâm'ın öngördüğü mânâsıyla bir yöneticiye sahip olmadığımıza göre, kıldığımız Cum'a namazının hükmü nedir? Diye başlayan ve onun etrafında dönüp dolaşan diğer bir takım soruları daha sordurmaktadır.

Öncelikle Türkiye'nin Dar-ı İslam olduğunu cuma namazının şartlarını taşıyan her erkeğe farz olduğunu ifade edelim.

Konuyla ilgili bilgi almak için tıklayınız:

Bu konuda İbn Nüceym der ki:

"Şayet hiç bir şekilde kadı veya ölmüş olan halifenin (yerine geçmiş) halifesi yoksa, âmme de bir kişinin (Cumu'a namazını kıldırmak üzere) öne geçirilmesi üzerinde ictimâ edecek olsalar, zaruret dolayısıyla caizdir." (İbn Nuceym, el-Bahrü'r-Râik, II, I55).

Bu açıklamalara göre cuma namazının, camide devletin izin verdiği bir imamın arkasında kılınması gerekli ise de, devletin izin vermediği kimselerin imamlığında mescid veya başka yerlerde kılınan cuma namazlarının kabul olmadığı iddia edilemez. Bununla beraber yukarıda söylenen bazı sakıncalarının da olduğu unutulmamalıdır. Bu şekilde cuma namazı kılanların, zuhr-i ahir namazını da mutlaka kılmalarını önemle tavsiye ederiz.


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=show_qna&id=128769
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Bazı radikâl grupların cuma namazı kılmamalarına bahane olarak Türkiye'yi darülhârp olarak göstermeye çalıştıklarını biliyoruz. Bu konuda Merhum Es'âd Coşan Hocaefendi'nin "Güncel Meseleler" isimli eserinden alıntı yapalım:

Türkiye'de de cuma namazı kılınır, Almanya'da da kılınır, Fransa'da da kılınır, Belçika'da da kılınır... Tarih boyunca Bizans'ta da kılınmış, başka ülkelerde de kılınmıştır. Cuma namazı kılacak kadar bir kalabalık, bir yerde toplanır da kılabilirlerse, cuma namazı kılarlar. Memleket kâfir memleketi, mü'min memleketi, şu veya bu, ne olursa olsun kılınır muhterem kardeşlerim!

Cuma ile oynamayın!.. Cuma namazı önemli bir namazdır, oyuna gelmez!.. Üç defa cumayı kılmayanın kalbi bir mühürlenir; kafası ondan sonra doğru düzgün çalışmaz olur. Feleğini şaşırır, ne yapacağını bilemez, doğruyu göremez. Kalbi mühürlendi mi, gönlü mühürlendi mi, çok fena duruma düşer insan... Cuma namazını kılın!..

Allah-u Teâlâ: "Benim huzuruma geldiniz, namaz kıldınız. Ben size: (Yâ eyyühellezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes'av ilâ zikrillâhi ve zerül bey') 'Ey imân edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman, alışverişi bırakın da benim huzuruma gelin!' diye emretmişim. Ondan sonra huzuruma gelmişsiniz, namaz kılmışsınız, ben sizi cezalandırır mıyım?" demez mi?.. Allah'ın huzuruna gelip, camiye gelip namaz kılmak ceza mevzuu olur mu?..

--Efendim, rejim kâfir rejimiyse, şöyleyse, böyleyse?..

--O iş başka... "Almanya'da bile kılınır." diyorum anlasana!.. Almanya'da bile kılıyorlar, kabul olmuyor mu?.. Fenâ mı oluyor, Almanya'da kardeşlerimizin gidip de camilerde namaz kıldığı?.. Çok iyi oluyor.


Bizans'ta da kılmışlar. Arap Camii'ni daha İstanbul fethedilmeden önce yapmışlar da orda cuma namazı kılmışlar. Her yerde kılınır, fırsatı buldu mu, kılınır.

Cuma namazı konusunda bazı sözler çıktı, kimisi kılınmaz dedi, herkesin aklı karıştı. Kimisinin de keyfine uygun geliyor, zaten kılmakta zorluklar var; "Kılmayalım!" deyiveriyorlar. Bir de ona ibadet süsü verildi şimdi, bu devirde... Bazıları o havaya girdiler ama, sonra çoğu helâk oldu. Yavaşladı, azaldı bu akım ama, hâlâ bazı şeyler olabiliyor.
 
K

Kaçak

Guest
Darul Harp veya Darul İslam olması sıkıntı degil ...
Cuma siyasi bir namazdır , toplumun sorunlarını, güncel mevzuları, kimi zaman güç gösterisi , kimi zaman toplantı ...
Cuma sistematigi dünyanın gelmiş geçmiş en sistematik devam eden örgün egitim ve dayanışma mekanizmasıdır ...
Cuma ruhtur kısaca ...
Turkiyede atıyorum 10 milyon musluman her hafta bir araya gelecek ...
Hemde Merkezi sistem nimetindende yararlanacak ...
Ve Turkiyenin başörtüsü sorunu olacak hemi ...
Soru şu olsun ...
Ruhsuz Cuma kılınırmı kılınmazmı ?
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Darul Harp veya Darul İslam olması sıkıntı degil ...
Cuma siyasi bir namazdır , toplumun sorunlarını, güncel mevzuları, kimi zaman güç gösterisi , kimi zaman toplantı ...
Cuma sistematigi dünyanın gelmiş geçmiş en sistematik devam eden örgün egitim ve dayanışma mekanizmasıdır ...
Cuma ruhtur kısaca ...
Turkiyede atıyorum 10 milyon musluman her hafta bir araya gelecek ...
Hemde Merkezi sistem nimetindende yararlanacak ...
Ve Turkiyenin başörtüsü sorunu olacak hemi ...
Soru şu olsun ...
Ruhsuz Cuma kılınırmı kılınmazmı ?

Konu başörtüsü değil, cuma namazı :) Ayrıca "Türkiye'de cuma namazı kılınır mı?" şeklinde bir sorunun üremesinin veya türetilmesinin nedenini düşündünüz mü? Siyasî falan değildir. Önceki mesajımda belirttiğim üzere Türkiye'yi "Darûlharp" olarak gören kesim cuma namazını kılmamayı tercih ediyor; çünkü cumanın şartlarından birisi de özgürlük ya, hem darülharpten hem de özgürlükten nasıl bahsedersiniz demeye getiriyorlar...

Size bir soru: Madem siyasî, kılınmaz diyenlerin siyasî gerekçeleri nedir?
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Kılıyoruz ki doğru olan da bu.Kılınmaz diyenler marjinaller ve aslında pek de AKIL işi değil kılınmaz demek.Ve şehirde ki en büyük camii veya bir camiide kılınır gibi fatvalar da eksik.Günümüzde her mahalle zaten bir merkez.Camii normal de cemaati almıyor ki merkez camiilerde toplanılsın hala sokaklara taşıyoruz.Bu yüzden hangi camii de kılıyorsanız tereddüt etmeyin.Allah kabul etsin
 
K

Kaçak

Guest
Onu Darulharp diyenlere sor Azizim ...
Şimdi Cumaya anlam katan şey nedir ?
Sonuçta fazladan yapılan ne var ortada , 40 rekat filan kılmıyoruz degilmi , zaten öglen var kılınacak ...
Ve bilakis sünnette Cuma sadece 2 rekat , normal öglenden bile az ...
Nedir bu kadar kıymetli ve önemle üzerinde durulması ...
Tüm toplumu bir araya toplaması değil mi ?
Toplum bir araya gelince ne yapar ?
Takvim yapragından derleme vaazı dinleyip dagılışır ...
Camiye yardım eder , ayak kokusundan şikayet eder , al sana Cuma ...
Hangi Vaazın konusu Başörtüsü oldu ?
Veya Mavi Marmara ?
Veya Fatmagül dayatmasımı anlatıldı ?
Geçtim takvim derlemesi vaazlarına , et fiyatları konulu vaazı tercih ederim ...
Desin imam çıkıp ey cemaat 1 ay sıkın dişinizi almayın eve et, 1 ay içinde bu karaborsacıların , rantiyecilerin , aracıların ellerinde patlasın şu etlerde ...
Emeginiz sömürülmesin, asli ihtiyaclarınız üzerinden kimse rant elde etmesin ...
Sonra çıkın durun bakalım camiinin çıkışına , kim ayak kokusundan şikayet edyor ...
Bu toplumun bir derdi varsa bu cumalıktır işte ...
yoksa tek camiiye toplaşın fetvaları ne kadar kalabalık o kadar sevap mantıgından olmasa gerek ...
Veya bir beldede İslam ahkamını ayakta tutacak , yorum yapacak adı kadı olsun kimse yoksa - fıkıh buraya bugunki anlamda köy der- zaten orda Cuma farz olmuyor ...
Neden ?
Toplumun sorununa İslami çözüm üretecek yetkin kişi yokda ondan ...
Paşa paşa öğleni kılın devam edin hayatınıza ...
Veya Mescidi Nebevi nasıl işlerdi ?
Malcom X in haccını hatırlayan varmı ?
Ümmet bir arada oldugunda çözüm olur , çare olur , merhem olur , isyan olur akar , destek olur , düşmüşün elinden tutar kaldırır , kızlarını okula almayan devletin alnını karışlar ...
Işık yakar , dert dinler , yardım ister kısaca İslam hayata hakim olur ...
Takvimden derleme vaazları Allah aşkına kaçınız aklına çakıyor ...
Furkan savaşı esnasında 1500 kusur Müslüman can gidiyor , Cuma da deginen oldumu dersiniz ..
Peki 30 agustos vaazlarını ezberlemeyeniniz varmı ?
Yerli malı haftası vaazı hatırlayan ?
Bu ülkede din düşmanı dediginizde başta sayılacak isimlerden olan S.Demirel , kasıla kasıla nasıl olur Cumaya gelir yahu ...
Etiketlemeyecekseniz bir şey daha söyleyim ..
İranda devrimden önce Cumalar boykottaydı ...
Bu ülkedede iddia ediyorum , 4 Cuma camiler boş kalsın , yapmadıkları İhtilali o zaman yaparlar hemde sıkı yönetim ilan ederler ...
Düşünsenize 25 milyon insan bir mihvalde ( Cahit Hocam kulakların çınlasın ) hareket ediyor ..
Varmı daha tehlikelisi ...
Ve son olarak , bu ülkede müslümana kim yan bakar ?
Cuma kılan brokratlar yan bakar ...

Selamlar ...
 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
3 Haftada bir gelenlere ne demeli:)
 

nureddin zengi

Paylaşımcı
Katılım
27 Ağu 2009
Mesajlar
105
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Hz.Ali (r.a) bir sözü aklıma geldi

Hadi diyelim cehennem yok ben de namaz kılıyorum.Bundan benim bir zararım olmaz.Ama ya cehennem varsa?

 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
Tüm toplumu bir araya toplaması değil mi ?
Toplum bir araya gelince ne yapar ?
Takvim yapragından derleme vaazı dinleyip dagılışır ...
....
Hangi Vaazın konusu Başörtüsü oldu ?
Veya Mavi Marmara ?
Veya Fatmagül dayatmasımı anlatıldı ?
Geçtim takvim derlemesi vaazlarına , et fiyatları konulu vaazı tercih ederim ...
Desin imam çıkıp ey cemaat 1 ay sıkın dişinizi almayın eve et, 1 ay içinde bu karaborsacıların , rantiyecilerin , aracıların ellerinde patlasın şu etlerde ...
Emeginiz sömürülmesin, asli ihtiyaclarınız üzerinden kimse rant elde etmesin ...
Sonra çıkın durun bakalım camiinin çıkışına , kim ayak kokusundan şikayet edyor ...
Bu toplumun bir derdi varsa bu cumalıktır işte ...
yoksa tek camiiye toplaşın fetvaları ne kadar kalabalık o kadar sevap mantıgından olmasa gerek ...
Veya bir beldede İslam ahkamını ayakta tutacak , yorum yapacak adı kadı olsun kimse yoksa - fıkıh buraya bugunki anlamda köy der- zaten orda Cuma farz olmuyor ...
Neden ?
Toplumun sorununa İslami çözüm üretecek yetkin kişi yokda ondan ...
Paşa paşa öğleni kılın devam edin hayatınıza ...
Veya Mescidi Nebevi nasıl işlerdi ?
Malcom X in haccını hatırlayan varmı ?
Ümmet bir arada oldugunda çözüm olur , çare olur , merhem olur , isyan olur akar , destek olur , düşmüşün elinden tutar kaldırır , kızlarını okula almayan devletin alnını karışlar ...
Işık yakar , dert dinler , yardım ister kısaca İslam hayata hakim olur ...
Takvimden derleme vaazları Allah aşkına kaçınız aklına çakıyor ...
Furkan savaşı esnasında 1500 kusur Müslüman can gidiyor , Cuma da deginen oldumu dersiniz ..
Peki 30 agustos vaazlarını ezberlemeyeniniz varmı ?
Yerli malı haftası vaazı hatırlayan ?
Bu ülkede din düşmanı dediginizde başta sayılacak isimlerden olan S.Demirel , kasıla kasıla nasıl olur Cumaya gelir yahu ...
Etiketlemeyecekseniz bir şey daha söyleyim ..
İranda devrimden önce Cumalar boykottaydı ...
Bu ülkedede iddia ediyorum , 4 Cuma camiler boş kalsın , yapmadıkları İhtilali o zaman yaparlar hemde sıkı yönetim ilan ederler ...
Düşünsenize 25 milyon insan bir mihvalde ( Cahit Hocam kulakların çınlasın ) hareket ediyor ..
Varmı daha tehlikelisi ...
Ve son olarak , bu ülkede müslümana kim yan bakar ?
Cuma kılan brokratlar yan bakar ...

Selamlar ...


Aranızda mustafa Kemalı seven var mı... Yoktur sanırım.. Ama ne yazık ki iliğimize kadar işlemiş.. Öyle ki zihnimizi zihniyetimizi etkisi altına almış.. Tehlikenin farkında mısınız :)

Kaçağın şu uzuuuun yazısını okuyunca bir vakitler nutuk ta okuduğum şu parça aklıma geldi :


Hutbeden maksat, halkın aydınlatılması ve doğru yolun gösterilmesidir. Başka şey değildir. Yüz, iki yüz, hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları cehl ve gaflet içinde bırakmak demektir. Hutbeyi okuyanın her halde halkın kullandığı dili kullanması lazımdır. Geçen sene TBMM'de irad ettiğim bir nutukta demiştim ki: 'Minberler halkın dimağları, vicdanları için bir feyz menbaı, bir nur menbaı olmuştur.' Böyle olabilmesi için minberlerde aksedecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, fenni ve ilmi hakikatlere uygun olması lazımdır. Hatiplerin siyasi, içtimai ve medeni ahvali her gün takip etmeleri zaruridir. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış telkinler verilmiş olur. Binaenaleyh hutbeler tamamen Türkçe ve zamanın icaplarına uygun olacaktır. 15 Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93


Bu adama bunları söylettirren ne idi.. Halka hayr dağıtmak mı.. Kat'a.. Adam planının sezdirmeden uygulamaya koyulmuştu..

Ve başarılı olmuş.. Ne imiş Fatmagül ü konuşacakmışız..

neyse her fırsatta Nurcuların taassubundan dem vuranlar için üstad hakikatı göstersin bize:

Meselâ: Bazı gafiller, hutbe gibi bazı şeair-i İslâmiyeyi, Arabîden çıkarıp her milletin lisanıyla söylemeyi, iki sebeb için istihsan ediyorlar:

Birincisi: "Tâ, siyaset-i hazıra avam-ı müslimîne de o suretle tefhim edilsin." Halbuki siyaset-i hazıra, o kadar çok yalan ve hile ve şeytanet içine girmiş ki, vesvese-i şeyatîn hükmüne geçmiştir. Halbuki minber, vahy-i İlahînin tebliğ makamı olduğundan, o vesvese-i siyasiyenin hakkı yoktur ki, o makam-ı âlîye çıkabilsin.

İkinci sebeb: "Hutbe, bazı suver-i Kur'aniyenin nasihatları anlaşılmak içindir." Evet eğer millet-i İslâm, İslâmiyetin zaruriyatı ve müsellematı ve malûm olan ahkâmını, ekseriyet itibariyle imtisal edip yerine getirseydi, o vakit nazariyat-ı şer'iye ve mesail-i dakika ve nasayih-i hafiyeyi anlamak için, bildiği lisan ile hutbe okunması ve suver-i Kur'aniyenin -eğer mümkün olsaydı- tercümesi
{(Haşiye): İ'caza dair olan Yirmibeşinci Söz, Kur'anın hakikî tercümesi mümkün olmadığını göstermiştir.} belki müstahsen olurdu. Fakat namaz, zekat, orucun vücubu ve katl, zina ve şarabın haramiyeti gibi malûm olan ahkâm-ı kat'iyye-i İslâmiye mühmel kalıyor. Avam-ı nas, onların vücubunu ve haramiyetini ders almağa muhtaç değiller. Belki teşvik ve ihtar ile o ahkâm-ı kudsiyeyi hatırlatıp, İslâmiyet damarını ve iman hissini tahrik etmekle imtisallerine teşvik ve tezkire ve ihtara muhtaçtırlar. Halbuki bir âmi ne kadar cahil dahi olsa, Kur'an'dan ve hutbe-i Arabiyeden şu meal-i icmaliyeyi anlar ki: "Herkese ve bana malûm olan imanın rükünlerini ve İslâmiyet'in umdelerini hatib ve hâfız ihtar ediyor ve ders veriyor, okuyor" der; kalbinde onlara karşı bir iştiyak hasıl olur. Acaba kâinatta hangi tabirat var ki; arş-ı a'zamdan gelen Kur'an-ı Hakîm'in i'cazkârane, müfehhimane ihtarlarına, tezkirlerine, teşviklerine mukabil gelebilsin?

 
K

Kaçak

Guest
Dur ben esmerim hocam ...
Sarışın ve mavi gözlü degilim ...
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
cuma namazı bildiğim kadarı ile hanefilere göre kılınmaz
selef ve halef farklılıkları bizleride böyle meşgul eder
illete binaen kılınmaz diyenlerin haklı gerekçeleri var
karşı tarafta namaz kılmanın ne zararı var gibi sözler iştilmekte
bu ise çok tutarlı değil
illete dayalı bir soruda ben sormak isterim
bugün camilerin hangilerinde namaz kılmak caizdir
imamları yakinen tanıyanlar bu soruyu daha dikkatli değerlendirirler
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
illete dayalı bir soruda ben sormak isterim
bugün camilerin hangilerinde namaz kılmak caizdir
imamları yakinen tanıyanlar bu soruyu daha dikkatli değerlendirirler

Üstadım ona da cevap vermiş :)

Sakın hocaların Cuma ve cemaatlerine ilişmeyiniz. İştirak etmeseniz de, iştirak edenleri tenkid etmeyiniz. Gerçi İmam-ı Rabbanî demiş ki: "Bid'a olan yerlere girmeyiniz." Maksadı, sevabı olmaz demektir; yoksa, namaz battal olur değil. Çünki selef-i sâlihînden bir kısmı, Yezid ve Velid gibi şahısların arkasında namaz kılmışlar. Eğer mescide gidip gelmekte kebaire maruz kalırsa, halvethanesinde bulunması lâzımdır..

Kastamonu...
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
cuma namazı bildiğim kadarı ile hanefilere göre kılınmaz
Yanlış biliyorsun demek ki..ciddi bazan çok saçmalıyoruz belki farkında olmadan.Cumanın farzları içinde hutbede mavi marmarayı okumak yok.Asgari şartlar hutbe okunmasıdır ne okunacağı değil.Elbette dah güzel hutbeler okunabilir ancak bu cumanın sağlığını bozmaz.
zira memleketin %98 i belki %99 u fatihayı tam olarak okumayı bilmez. Tam tecvidle okumak şarttır
Bu da biraz değil epey bir uydurma.Her müslüman fatihayı bilir ben bu konuda endişe etmiyorum.Mekke müslümanı gibi okumak zorunda değil aksan insanın okuduğunun manasını değiştirmez.Yanlış okunmasın kafi..Elhamdulillahi diyeceğine Elhabbulillah dersen ne namaz olur nede başkaca şey..Rahat olun Camiilerimiz cumalar ile doluyor onda mı gözünüz kaldı anlamadım
 

Aşk Şairi

Kıdemli Üye
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,286
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Web sitesi
www.haksairi.com
şu millet zaten doğru dürüst namaz kılmıyor
gençlerin çoğu kılsa kılsa bir cumayı kılıyor
ondanda mahrum etmek isteyenler var yazık
o gruplar acaba kimin uşağı
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
Allah kabul etsin ben kılıyorum, çocuklarıma da kılmalarını öğretiyorum.

Kılınmazsa ve türkiye darül harp değil ise kaybedeceğimiz çok şey olur, ama kılınırsa ne kaybederiz ki?
 

forumdayim

Profesör
Katılım
7 Eyl 2009
Mesajlar
1,156
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Konum
almanya
cuma namazi kilmaya o mahallin darül harp olmasi mani degildir... müslümanlar zaten haftada bir toplanmasina vesile olan cuma namazinin kilmayacagini söyliyenler neye hizmet ettiklerini bir daha gözden gecirmelidirler... ancak her halukarde zuhuri ahir namazi kilinmalidir... eger her hangi bir sebebten cuma olmiyacak olursa ögle namazi kazaya kalmamis olur...
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
Yanlış biliyorsun demek ki..ciddi bazan çok saçmalıyoruz belki farkında olmadan.Cumanın farzları içinde hutbede mavi marmarayı okumak yok.Asgari şartlar hutbe okunmasıdır ne okunacağı değil.Elbette dah güzel hutbeler okunabilir ancak bu cumanın sağlığını bozmaz.

Bu da biraz değil epey bir uydurma.Her müslüman fatihayı bilir ben bu konuda endişe etmiyorum.Mekke müslümanı gibi okumak zorunda değil aksan insanın okuduğunun manasını değiştirmez.Yanlış okunmasın kafi..Elhamdulillahi diyeceğine Elhabbulillah dersen ne namaz olur nede başkaca şey..Rahat olun Camiilerimiz cumalar ile doluyor onda mı gözünüz kaldı anlamadım

haklı olabilirsiniz belkide bilmiyoruzdur ama en azından saçmalamıyorum

ULU’LEMR ŞARTI
Hz. Cabir (r.a)'den rivayet edilen bir hutbede Resûl-i Ekrem (sav): "Bilmiş olunuz ki; Allah û Teâla (c.c) Cum'a Namazını bu sene, bu ayda, bu günde benim şu makamımda kıyamete kadar farz kıldı. Şimdi her kim benim hayatımda ve benden sonra adil veya zalim (Müslüman olmak kaydıyla) bir ûlû'lemr'i olduğu halde, Cum'a'yı hakir görerek veya inkar ederek kılmazsa, Allah û Teâla (c.c) onun iki yakasını bir araya getirmesin ve işinde ona bereket vermesin. İyi biliniz ki tevbe edinceye kadar o kimsenin namazı, zekâtı, haccı ve orucu yoktur. Tevbe edenin tövbesini Allah û Teâla (c.c) kabul eder..."

Hanefi Fûkahası bu Hadis-i Şerif'te geçen "Ve lehû imamûn adilûn ev cairûn" hükmünü esas alarak: "Cum'a Namazı'nın edâsı için ûlû'lemr'in izni şarttır" hükmünde ittifak etmiştir.

Abdullah İbn-i Mesûd (r.a) ve İbn-i Abbas (ra)'dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem (sav): "Dört şey ûlû'lemr'in hakkıdır. Hadd cezalarını tatbik etmek, ganimetleri mücahidler arasında taksim etmek, Cum'a Namazını kıldırmak ve zekatı toplamak" hükmünü beyan buyurmuştur.


"Sahih-i Buhari muhtasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi" isimli eserde: "İmam-ı Azam Ebû Hanife'nin kavline göre devletin (Ulû'lemr'in) izni olmadıkça, Cum'a Namazı sahih olmaz geçer.

hanefilerde bu konu konuşulmuş
imamı azamın hükmü belli
ulul emr'e gelince ben bizden olanlar kavline takılıyorum siz böyle değerlendirmeyebilirsiniz
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Uzatmaya gerek yok.Soru ne: Türkiye de cuma namazı farz mıdır?

Kısaca:FARZDIR.

Ve ubeydun çok karamsar bakıyorsun olaya. Manifesto doğru diyor: Türkiye'de çok kişi fatiha yı bilir. Hemde namazı bozmayacak bir şekilde. Tı ,Dal farkı ise çok çok önemli değil. Arab milleti değiliz ki. Bu hususlarda Diyanetin 2 ciltlik ilmihaline bakıver. Doğruya en yakın görüş bence o dur. Yoksa araplar dışında islamın hiçbir devrinde avam halk, tecvidiyle şuyuyla buyuyla okuması mümkün değil.

Genel kuraldır: AMELLER NİYETE GÖREDİR.
 
Üst