Türkiye Yüzyılı başlıyor mu?

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Ne zaman ihracatımız 500 milyar doları geçer ve ithalatımız 200 milyar dolar seviyelerinde olur, o zaman dünyada sözümüz geçer.

Ama diğer yandan baktığımız zaman maalesef insan kalitemiz çok ama çok düşük.

Cumhuriyet dönemi ve her 10 senede yaşanan darbeler bu milleti sindirdi formatladı.

Ne sanat kaldı ne edebiyat ne göz zevki ne zerafet ne letafet...

Selam ve dua ile.
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,682
Tepkime puanı
367
Puanları
83
Hepinizin üslubuna hayran kaldım arkadaşlar :) Demek ki bu forumda böyle üslup gidiyor :)
Herkeste çok muhteşem bir alaycılık, laf sokma, vay arkadaş ya :)
Ne güzelmiş Müslümanların birbirine karşı konuşması. Vallahi sistemin sahipleri bizleri bu durumu düşürmesinden herhalde çok mutludur.
Arkadaşım, daha ben size nasıl anlatsam bilemedim ki? Örnek verince tevil mi oluyor?
Böyle bir çalışma olmaz diyorum. Caiz değil diyorum. Haram işliyorlar diyorlar. Kazanım olsa da Allah razı olmaz diyorum. Sen bana diyorsun ki tevil yapma. Hay Allah iyiliğini versin.
Hay Allah iyiliğini versin hala tevil yapıyon labirentlerde dolaşmayı çok seviyon galiba gezin bakalım da köşelere dikkat et emi.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Sayın Mehmet Çetinbudak, kavramları şeytanlaştırıp hazır ve beyni yormayacak zihin kalıpları oluşturuyorsunuz, sonra bu slogancı düşünme biçimi ile sağlıklı çıkarımlar yapmaya çalışıyorsunuz. Bu mümkün değil. Kapitalist, Laik, Demokratik bir platformda diye soruya başlayıp bu ortamda parti kurmanın caizliğini soruyorsunuz. Bu soru şu şekilde de sorulabilir: Yürümeyen bir sistem içinde yanlışları dile getirmek, söylem geliştirmek, bu söylemle geneli ikna ederek yanlışları düzeltme adına yönetime talip olmak caiz midir? Değildir diyorsan önerin ne, onu alallım lütfen.
 
Son düzenleme:

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Kapitalist-Laik-Demokratik platformda faaliyet yapmanın İslami hükmü nedir? Kapitalist-Laik-Demokratik platformda siyasi parti kurmanın hükmü nedir? Kapitalist-Laik-Demokratik bir partiyi desteklemenin hükmü nedir?

Kur'an ve Sünnet'ten direkt hükümleri paylaşır mısınız?
Cebindeki kimliği çıkar üzerine bak hangi İslam ülkesine ait. Başka bir ülkeye aitse ve burası kapitalist laik demokratik bir yerse ve sen bunları rahat rahat eleştirebiliyorsan acaba kimin gölgesinde yapabiliyorsun.

Bu ülkede kaç tane siyasi parti var? Neden sadece birine yükleniyor ve itibarsızlaştırmaya çalışıyorsun. Birileri açık açık küfrünü ilan ediyor ama aağzınızdan tek kelime çıkmıyor onlara karşı. Fetöcüler sabah akşam direk Tayyip Erdoğana kilitlenmiş hep onu eleştiriyorlardı. Kendi yaptıklarına bakmadan ve kendi boylarına bakmadan robot gibi yediden yetmişe ona saldırmayı görev edinmişlerdi. Sende de aynı mantık var. Ne yanlış varsa ondandır...

Moğollar Bağdatı işgal ederken kapı gibi halife vardı. Ama tebaada karşı duracak cesaret yoktu. Tepeden inme köklü değişim olmuyor. Tabandan yukarı doğru oluyor değişim ve dönüşüm...

''Bunun üzerine kovuşturma için Yûsuf'un yanına getirildiler. Yûsuf arama işine küçük kardeşi Bünyamin'in yükünden önce ötekilerin yüklerinden başladı ve sonunda su kabını küçük kardeşinin yükünde bulup çıkardı. Yûsuf'un, dileğine erişmesi için biz olayları işte böyle düzenledik. Allah böyle dilemeseydi o hükümdarın yasalarına göre Yûsuf kardeşini başka türlü yanında alıkoyamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi bilgice yüksek düzeylere çıkarırız, fakat her bilgi sahibinin üstünde herşeyi bilen Allah vardır.'' Yusuf 76

Birde bu pencereden bak. :)
 

Mehmet Çetinbudak

İhvan Forum Üye
Katılım
9 Haz 2020
Mesajlar
44
Tepkime puanı
9
Puanları
8
Sayın Mehmet Çetinbudak, kavramları şeytanlaştırıp hazır ve beyni yormayacak zihin kalıpları oluşturuyorsunuz, sonra bu slogancı düşünme biçimi ile sağlıklı çıkarımlar yapmaya çalışıyorsunuz. Bu mümkün değil. Kapitalist, Laik, Demokratik bir platformda diye soruya başlayıp bu ortamda parti kurmanın caizliğini soruyorsunuz. Bu soru şu şekilde de sorulabilir: Yürümeyen bir sistem içinde yanlışları dile getirmek, söylem geliştirmek, bu söylemle geneli ikna ederek yanlışları düzeltme adına yönetime talip olmak caiz midir? Değildir diyorsan önerin ne, onu alallım lütfen.
Mekke sistemi yürümüyordu, Allah'ın yaratıcı olduğunu kabul ediyor, fakat hükümleri insanlar olarak biz yaparız diyorlardı. Darun Nedve'de toplanıyorlardı, sistem o meclisten yönetiliyordu. Sonra bir zat geldi. Allah'tan vahiy aldığını söyledi onlara. Onları "La ilahe illallah" demeye davet etti. Onlar biz Allah'ın ilahlığını kabul etmeyiz. Burada yönetim bize ait dediler. Allah'ın Rasulune davette bulundular, gel bir sene sen yönet, bir sene biz yönetelim, Mekke'nin anahtarlarını sana verelim. O mübarek ise vahyin ışığında bu davetleri elinin tersi ile itti.

Tabiri caiz ise "Bir sorunu, o soruna sebep olan kafa yapısıyla çözemezsiniz." demiş oldu. Benim sistemin sizinkinden farklı, ben sizin meclisinize girerek değil, kendi kitlemi yetiştirerek bu değişimi yapacağım demiş oldu. Kitleleşti, Kaynaştı, Nusret istedi. Önerim değil, farz olan O'nun izlediği yolu izlemektir. Biz bununla sorumluyuz.
 

Mehmet Çetinbudak

İhvan Forum Üye
Katılım
9 Haz 2020
Mesajlar
44
Tepkime puanı
9
Puanları
8
Cebindeki kimliği çıkar üzerine bak hangi İslam ülkesine ait. Başka bir ülkeye aitse ve burası kapitalist laik demokratik bir yerse ve sen bunları rahat rahat eleştirebiliyorsan acaba kimin gölgesinde yapabiliyorsun.

Bu ülkede kaç tane siyasi parti var? Neden sadece birine yükleniyor ve itibarsızlaştırmaya çalışıyorsun. Birileri açık açık küfrünü ilan ediyor ama aağzınızdan tek kelime çıkmıyor onlara karşı. Fetöcüler sabah akşam direk Tayyip Erdoğana kilitlenmiş hep onu eleştiriyorlardı. Kendi yaptıklarına bakmadan ve kendi boylarına bakmadan robot gibi yediden yetmişe ona saldırmayı görev edinmişlerdi. Sende de aynı mantık var. Ne yanlış varsa ondandır...

Moğollar Bağdatı işgal ederken kapı gibi halife vardı. Ama tebaada karşı duracak cesaret yoktu. Tepeden inme köklü değişim olmuyor. Tabandan yukarı doğru oluyor değişim ve dönüşüm...

''Bunun üzerine kovuşturma için Yûsuf'un yanına getirildiler. Yûsuf arama işine küçük kardeşi Bünyamin'in yükünden önce ötekilerin yüklerinden başladı ve sonunda su kabını küçük kardeşinin yükünde bulup çıkardı. Yûsuf'un, dileğine erişmesi için biz olayları işte böyle düzenledik. Allah böyle dilemeseydi o hükümdarın yasalarına göre Yûsuf kardeşini başka türlü yanında alıkoyamazdı. Biz dilediğimiz kimseyi bilgice yüksek düzeylere çıkarırız, fakat her bilgi sahibinin üstünde herşeyi bilen Allah vardır.'' Yusuf 76

Birde bu pencereden bak. :)
Sadece bir örnek olsun diye paylaşıyorum ki şahıslarla değil, sistem ile çatıştığımızı anlarsınız umarım. Yanlış olan sistemin kendisi, sen de yönetsen bozuk, ben de yönetsem bozuk. Biz, Allah Rasulu'nün getirdiği son şeriatten sorumluyuz. Şer'u men kablena (bizden öncekilerin şeriatleri) bizi bağlamaz, ancak öğüt alırız. Yusuf (as), Allah'ın hükümleri dışında bir hüküm ile hükmetmedi, aksini söylemek iftira olur.

Tepeden inme bir köklü değişimden bahsetmiyorum. Allah Rasulu, nasıl yaptıysa öyle bir değişimden bahsediyorum. Bu konuda aynı görüşteyiz.

Ümmeti Yönetenler ve Yönetmeye Talip Olanlar Geleceklerinin Teminatını Batılı Efendilerinin Yanında Arıyorlar, Bunun İçin Kıtalar Dolaşıyorlar

Haber:
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir dizi temas ve ziyaretlerde bulunmak üzere İngiltere'nin başkenti Londra'ya gitti. İngiltere ziyaretinde Kılıçdaroğlu bilim ve teknoloji çevreleri ve yatırımcılarıyla bir araya geldi. (Ajanslar)

Yorum:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İngiltere ziyaretinden önce Amerika’ya giderek birtakım çevrelerle görüşmeler gerçekleştirmişti. Bu defa da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, beraberindeki bir heyetle İngiltere’ye bir ziyarette bulundu. Bir takım İngiliz yatırımcılarla görüşmeler gerçekleştirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu geziye ilişkin yaptığı açıklamada, İngiltere ziyaretinin amacının Türkiye’nin krizden çıkmak için temiz yabancı yatırıma ihtiyaç duyulduğunu, temiz para gelirse kirli paranın gideceğini, bu şekilde de bu paranın halka ineceğini, işsizliği bitireceğini, uyuşturucuyu sokaklardan söküp atacağını beyan ederek kriz girdabının tek çözümünün bu olduğunu söyledi. Ayrıca Kılıçdaroğlu Türkiye için çok büyük planlarının olduğunu ve Kasım sonunun beklenilmesini ifade etti.

Bununla birlikte CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Londra’da verdiği mesajda ise, Londra'da dünyanın farklı bölgelerine 100 milyar sterlin yatırım yapmış 14 devasa fon ile toplantı yaptığını, bu fonları Türkiye’ye getireceğini, çok güçlü geleceklerini, görüştüklerinin arasında tefecilerin olmadığını, hepsinin yatırımcı olduğunu ve uyuşturucu baronlarının hiç bulunmadığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun 3 Mart 1924’te Müslümanların 1300 senelik devleti olan Hilafeti yıkan İngiltere’ye ziyarette bulunması aslında şaşılacak bir durum değildir. Cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP yıllarca İngilizlerle birlikte kol kola hareket etmiş ve beraber yürümüştür. İngiltere önceden olduğu gibi şimdi de Türkiye ve bölgede kendi siyasi menfaatlerini kusursuz bir şekilde yerine getirecek olan CHP’yi yeniden iktidara getirmek istiyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, Londra’ya yapmış olduğu ziyaret ekonomik ziyaretten daha ziyade siyasi bir ziyarettir. Çünkü ekonomi ile siyaset ayrılmaz iki kavramdır. Bu ziyaret muhtemelen yaklaşan 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile alakalıdır. Bu ziyaret İslam’ın ve Müslümanların baş düşmanı olan İngiltere’nin Türkiye için belirlediği yol haritasının talimatlarını almak içindir.

Diğer taraftan Kılıçdaroğlu’nun ekini ve nesli ifsat eden sömürgeci kafir olan İngiltere’ye hayranlık duyması, onlardan övgüyle bahsetmesi ve onlardan medet umması aslında garipsenecek bir durum değildir. Kılıçdaroğlu’nun daha önceki selefleri de İngiltere’ye büyük bir muhabbet ve sevgi beslemişlerdi. Çünkü CHP’nin arkasını dayadığı güç İngilizlerdir.

Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de ekonomik krizi bitirmek için İngiltere’ye temiz para bulmaya gittiğini söylemesi hiç samimi değildir. Türkiye’de toplumun ekonomik sıkıntı içerisinde yaşaması CHP’nin asla umurunda dahi değildir. Kılıçdaroğlu’nun tek derdi iktidara gelmek ve sırtını dayadığı İngilizlerin âlî çıkarlarını yerine getirmektir.

Kılıçdaroğlu’nun temiz diye ifade ettiği fon sahipleri senelerdir Müslümanların kanını emdi, bir hırsız misali ümmetin malını çaldı. Yine bu fon sahipleri ve arkasındaki İngiliz devleti bir çete misali ümmetin servetlerinin üzerine çöreklendi, gasp etti, zenginliklerini sömürdü. Şimdi Kılıçdaroğlu hiç utanmadan ve yüzü dahi kızarmadan kalkıp bu fon baronlarına methiyeler düzüyor. Onları temize çıkarmak ve masumlaştırmak istiyor. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun 100 milyar sterlin yatırım yapmış 14 devasa fon ile toplantı yaptım, bu fonları Türkiye’ye getireceğim, çok ama çok güçlü geleceğim, görüştüklerimin arasında tefeciler yok, hepsi yatırımcı ve uyuşturucu baronları yok sözlerine gelince bunlar gerçekçi değildir. Bu devasa fonların hepsi uyuşturucu baronlarıdır. Bu fonlar ya da şirketler insanları sömüren ve daha çok para kazanmak için hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan uluslararası tefecilerdir.

Kılıçdaroğlu’nun bu fon sahiplerine Türkiye’ye yatırım yapmaları için söz aldığına gelince, bu kapitalist yatırımcılar kimseye acımazlar, verdiklerinin on katını almadıkça yatırım yapmazlar. Acaba Kılıçdaroğlu bu yatırımcıları Türkiye’ye çekmek için hangi sözleri verdi? Hangi vaatlerde bulundu? Hangi tavizleri verdi? Kaldı ki; Kılıçdaroğlu’nun onların taleplerini karşılayacak şu an hiçbir gücüde yok!

Ey Müslümanlar;

Sizi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar geleceklerinin teminatını batılı efendilerinin yanında arıyorlar. Bunun için kıtalar dolaşıyorlar. Zorda kaldıklarında onlardan yardım talebinde bulunuyorlar. Onlardan medet umuyorlar. İzzet ve şerefi sömürgeci kafirlerin yanında arıyorlar. Oysa izzet ve şeref yalnızca Allah’a, Rasulu’ne ve Müminlere aittir.
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,682
Tepkime puanı
367
Puanları
83
sadede gel be adam tevil yapma diyoruz işte arkadaşlar da aşağı yukarı aynuı şeyi söylüyorlar, direkman ne diyorsan de
 

Mehmet Çetinbudak

İhvan Forum Üye
Katılım
9 Haz 2020
Mesajlar
44
Tepkime puanı
9
Puanları
8
sadede gel be adam tevil yapma diyoruz işte arkadaşlar da aşağı yukarı aynuı şeyi söylüyorlar, direkman ne diyorsan de
Diyorum ki, hep birlikte düşünelim. Demokrasi, laiklik, kapitalist sistemler Müslümanlar için caiz değildir, yapılacak çalışma Allah Rasulu'nün Mekke'de yaptığı çalışma gibi olmalıdır. Aksi, hem akli olarak hüsrana götürür, hem de nakli olarak. İslami hayatı başlatmak gibi bir gayesi olanın metodu da İslam'dan olmalıdır.
 
Üst