Türkiye İçin Durum Oldukça Kritik....

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Türkiye Büyük bir ülkedir arttık bunu herkes kabul ediyor içimizdeki üç beş vatan haini hariç ... onlarında sonu geliyor biiznillah...
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Milli projelerde başarıdan başarıya koşanASELSAN, geçtiğimiz günlerde yeni bir mühendislik harikası olan KORAL'ı TSK'ya resmi bir törenle teslim etmişti.
RUS UÇAKLARINA KARŞI DA TEST EDİLDİSistemin teslim töreni 22 Şubat 2016'da yapıldı ancak, KORAL geçtiğimiz Temmuz ayından beri Hatay'da bulunuyor. Temmuz'dan itibaren Hatay'da binlerce teste tabi tutulan KORAL, bu testleri başarıyla geçti. KORAL'ın Rus uçaklarına karşı da test edildiği belirtiliyor.
KORAL'ın Hatay'a konuşlandırıldığı günden bu yana Rus uçaklarının 4 defa yanlış hedefleri vurması da akıllarda soru işaretleri uyandırdı. Son olarak Suriye'de yanlışlıkla YPG kamplarını vuran Rus uçakları, daha önce de yine müttefiki olan Esed hedeflerini vurmuştu. Esed rejimi bu bilgiyi birinci ağızdan doğrulamıştı.
"RUSYA'YLA ELEKTRONİK KILIÇ-KALKAN OYNUYORUZ"24 TV'de Ardan Zentürk'ün sunduğu Moderatör Gece'ye telefonla bağlanan Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, KORAL'ı ve Rusya uçaklarının durumunu, "Bölgede Rusya'yla elektronik kılıç-kalkan oynuyoruz" şeklinde ilginç bir ifadeyle yorumladı.
"RUSYA ELEKTRONİK HARPTE TÜRKİYE'DEN ZAYIF"Rusya'nın da bölgeye S-300, S-400 gibi füzelerin yanısıraKORAL'ın muadili Krashuka-4 gibi elektronik harp birimlerini getirdiğini ifade eden Caşın, "Ancak Rusya elektronik harp sistemleri açısından Türkiye'den daha zayıf durumda" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Hakkı Caşın, Rusya'nın Krashuka-4'leri sadece Türkiye'ye karşı değil, NATO birimlerini de gözeterek bölgeye konuşlandırdığını belirterek, buna rağmen Afganistan'da stingerlarla yenilen Rusya'nın Suriye'de de elektronik harple yenileceğini sözlerine ekledi.
KORAL NASIL ÇALIŞIYOR, NE YAPIYOR?ASELSAN'ın tamamen milli imkanlarla ürettiği KORAL, düşman radarlarının yayınlarını tespit eden KORAL ED ve hedef radarlarının karıştırılıp, aldatılmasını ve iş yapamaz hale getirilmesini sağlayan KORAL ET olmak üzere iki unsurdan oluşuyor.
KORAL'ın TSK'ya teslim töreninde gösterilen bir görselde, Konya'ya konuşlandırılan sistemin Türkiye'nin yüzde 80'e yakın bir alanını etkisi altına aldığı görülüyor.

KORAL BENZERİ SİSTEMİ YAPABİLEN ÇOK AZ ÜLKE VARKORAL, geleceğin savunma teknolojisi olarak öngörülen "elektronik savaş birimleri" alanında Türkiye'nin attığı büyük bir adım olarak görülürken, envanterinde KORAL muadili savunma sistemi olan çok az ülke bulunuyor. Bu sistemleri tasarlayıp üretebilen ülke sayısı ise sadece parmakla gösterilecek düzeyde.
RUSYA RAHATSIZ ABD'DE KORKU VARKoral'ın göreve başlaması ise Ruslar'ı rahatsız etti. Rusya Jeopolitik Sorunlar Akademisi Öğretim Üyesi Konstantin Sivkov, "Koral sistemlerini tam olarak bilmiyoruz. S-400 füzelerimiz için engel teşkil edebilir. Bu füzelerin kör olma olasılığını düşünmek bile çok tehlikeli" dedi. Adı gizli tutulan bir başka Rus radar uzmanı ise şöyle konuştu: "KORAL son derece tehlikeli bir sistem. Bölgedeki tüm sistemleri kör ettiğine dair bazı duyumlar aldık. Birleşmiş Milletler bu konuda gereğini yapmalı."

Bazı Amerikan silah siteleri de KORAL'a dikkat çekti. ABD'li uzmanlar "KORAL'ın kör etme yeteneği korkunç boyutlarda. Uçağın roketlerini yanlış hedeflere gönderme yeteneği de sadece KORAL'da var" şeklinde görüş bildirdi. Peki dünyaya korku salan KORAL'ın özellikleri neler? Jammer sistemi KORAL, "geniş frekans yön kapsama" kabiliyeti ile geniş bir alanı kontrol altına alıyor. Uçak, tank ve helikopterleri aynı anda köreltilebiliyor. Füzeleri havada imha edebiliyor. İstenirse yönünü değiştirip farklı hedeflerde patlatabiliyor. Savaş uçaklarının yön bulma yeteneğini ortadan kaldırıyor.
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
koral_sistemi_tskya_teslim_edildi_1456146649_4506.jpg


kedidir o kedidir....

Rus uçaklarını KORAL mı aldattı?

5 KORAL bataryası hemen Suriye sınırına konuşlandırıldı. Radar, uçak, füze ve S-400 sistemlerini "kör" edip etkisiz bıraktı.


Milli projelerde başarıdan başarıya koşan ASELSAN, geçtiğimiz günlerde yeni bir mühendislik harikası olan KORAL'ı TSK'ya resmi bir törenle teslim etmişti.
RUS UÇAKLARINA KARŞI DA TEST EDİLDİ

Sistemin teslim töreni 22 Şubat 2016'da yapıldı ancak, KORAL geçtiğimiz Temmuz ayından beri Hatay'da bulunuyor. Temmuz'dan itibaren Hatay'da binlerce teste tabi tutulan KORAL, bu testleri başarıyla geçti. KORAL'ın Rus uçaklarına karşı da test edildiği belirtiliyor.
KORAL'ın Hatay'a konuşlandırıldığı günden bu yana Rus uçaklarının 4 defa yanlış hedefleri vurması da akıllarda soru işaretleri uyandırdı. Son olarak Suriye'de yanlışlıkla YPG kamplarını vuran Rus uçakları, daha önce de yine müttefiki olan Esed hedeflerini vurmuştu. Esed rejimi bu bilgiyi birinci ağızdan doğrulamıştı.
"RUSYA'YLA ELEKTRONİK KILIÇ-KALKAN OYNUYORUZ"

24 TV'de Ardan Zentürk'ün sunduğu Moderatör Gece'ye telefonla bağlanan Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, KORAL'ı ve Rusya uçaklarının durumunu, "Bölgede Rusya'yla elektronik kılıç-kalkan oynuyoruz" şeklinde ilginç bir ifadeyle yorumladı.
"RUSYA ELEKTRONİK HARPTE TÜRKİYE'DEN ZAYIF"

Rusya'nın da bölgeye S-300, S-400 gibi füzelerin yanısıraKORAL'ın muadili Krashuka-4 gibi elektronik harp birimlerini getirdiğini ifade eden Caşın, "Ancak Rusya elektronik harp sistemleri açısından Türkiye'den daha zayıf durumda" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Hakkı Caşın, Rusya'nın Krashuka-4'leri sadece Türkiye'ye karşı değil, NATO birimlerini de gözeterek bölgeye konuşlandırdığını belirterek, buna rağmen Afganistan'da stingerlarla yenilen Rusya'nın Suriye'de de elektronik harple yenileceğini sözlerine ekledi.
KORAL NASIL ÇALIŞIYOR, NE YAPIYOR?

ASELSAN'ın tamamen milli imkanlarla ürettiği KORAL, düşman radarlarının yayınlarını tespit eden KORAL ED ve hedef radarlarının karıştırılıp, aldatılmasını ve iş yapamaz hale getirilmesini sağlayan KORAL ET olmak üzere iki unsurdan oluşuyor.
KORAL'ın TSK'ya teslim töreninde gösterilen bir görselde, Konya'ya konuşlandırılan sistemin Türkiye'nin yüzde 80'e yakın bir alanını etkisi altına aldığı görülüyor.
9PFEM_1456375983_4354.jpg

KORAL BENZERİ SİSTEMİ YAPABİLEN ÇOK AZ ÜLKE VAR

KORAL, geleceğin savunma teknolojisi olarak öngörülen "elektronik savaş birimleri" alanında Türkiye'nin attığı büyük bir adım olarak görülürken, envanterinde KORAL muadili savunma sistemi olan çok az ülke bulunuyor. Bu sistemleri tasarlayıp üretebilen ülke sayısı ise sadece parmakla gösterilecek düzeyde.
RUSYA RAHATSIZ ABD'DE KORKU VAR

Koral'ın göreve başlaması ise Ruslar'ı rahatsız etti. Rusya Jeopolitik Sorunlar Akademisi Öğretim Üyesi Konstantin Sivkov, "Koral sistemlerini tam olarak bilmiyoruz. S-400 füzelerimiz için engel teşkil edebilir. Bu füzelerin kör olma olasılığını düşünmek bile çok tehlikeli" dedi. Adı gizli tutulan bir başka Rus radar uzmanı ise şöyle konuştu: "KORAL son derece tehlikeli bir sistem. Bölgedeki tüm sistemleri kör ettiğine dair bazı duyumlar aldık. Birleşmiş Milletler bu konuda gereğini yapmalı."

Bazı Amerikan silah siteleri de KORAL'a dikkat çekti. ABD'li uzmanlar "KORAL'ın kör etme yeteneği korkunç boyutlarda. Uçağın roketlerini yanlış hedeflere gönderme yeteneği de sadece KORAL'da var" şeklinde görüş bildirdi. Peki dünyaya korku salan KORAL'ın özellikleri neler? Jammer sistemi KORAL, "geniş frekans yön kapsama" kabiliyeti ile geniş bir alanı kontrol altına alıyor. Uçak, tank ve helikopterleri aynı anda köreltilebiliyor. Füzeleri havada imha edebiliyor. İstenirse yönünü değiştirip farklı hedeflerde patlatabiliyor. Savaş uçaklarının yön bulma yeteneğini ortadan kaldırıyor.

http://www.haber7.com/guncel/haber/1812736-rus-ucaklarini-koral-mi-aldatti

Elhamdülillah, elhamdülillah, elhamdülillah

 

38gayseri

Paylaşımcı
Katılım
23 Eki 2010
Mesajlar
169
Tepkime puanı
4
Puanları
0
... İstenirse yönünü değiştirip farklı hedeflerde patlatabiliyor...

http://www.haber7.com/guncel/haber/1812736-rus-ucaklarini-koral-mi-aldatti

Elhamdülillah, elhamdülillah, elhamdülillah


Erbakan hocamizin projesi,Elhamdulillah...:)
Ben hocamizin emriyle özel mühendislerin Tayyip abimze biat ettigini duymustum zamaninda.Ister inanin ister inanmayin.
Ama Koral projesinin asil aktörü Erbakan hocamiz oldugunu gördükten sonra süpheleriniz ortadan kalkmasi gerekmiyormu?

Harp hiledir,bunu unutmayalim...

Ahanda linki:

https://www.youtube.com/watch?v=oC7dCaav8C0



Allah rizasi icin hakiki manada birlik olalim.Düsman topyekün geliyor.Nasilki bu silahi Erbakan hocamiz yapti diye sirt cevirilmiyecegi gibi,bugün adeta yalniz savas veren Tayyip abimizede sirt dönmeyelim.Birleselim birleselim birleselim...

Seni Allah icin seviyorum Son.Fedai abim.

 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Erbakan hocamizin projesi,Elhamdulillah...:)
Projenin uzun zaman önce başladığı ve Erbakan Hocanın da gayretleri, bilgisi ve dahili olduğu da açıkça belli oluyor...

Bu arada haberdeki Paşaların baktığı 2. resim de sistem Türkiye nin %80 ini kapsıyor diyor. BU ad aklıma önceden yazdığım ve "Türkiye Erbakan hocanın projesi ile atom bombalarına karşı koruma altında" sözünü hatırlattı

Erbakan hocaya ve vatana millete hizmet eden herkese Allah CC rahmet eylesin, nur içince yatsınlar, mekanları cennet olsun
 

38gayseri

Paylaşımcı
Katılım
23 Eki 2010
Mesajlar
169
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Projenin uzun zaman önce başladığı ve Erbakan Hocanın da gayretleri, bilgisi ve dahili olduğu da açıkça belli oluyor...

Bu arada haberdeki Paşaların baktığı 2. resim de sistem Türkiye nin %80 ini kapsıyor diyor. BU ad aklıma önceden yazdığım ve "Türkiye Erbakan hocanın projesi ile atom bombalarına karşı koruma altında" sözünü hatırlattı

Erbakan hocaya ve vatana millete hizmet eden herkese Allah CC rahmet eylesin, nur içince yatsınlar, mekanları cennet olsun

Imanla göc edenler icin,AMIIN...
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
Imanla göc edenler icin,AMIIN...

Hoca sohbette bir de diyor ki

"Detay vermek istemiyorum ama öyle madenler var ki hava sürtünme katsayısı çok düşük. Şİmdi bununla bir bomba yaparsın elin yaptığından bin kat daha hızlı. Adamın uçakları/bombaları gelmeden havada patlatırsın"

Umutla bekliyoruz

Hadi hayırlısı bakalım daha neler göreceğiz
 

38gayseri

Paylaşımcı
Katılım
23 Eki 2010
Mesajlar
169
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Son.Fedai abim duydunmu,ABD yine YPG mevzilerine füze atmis...Iyice sapittilar...:laugh:
 

Son.Fedai

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2007
Mesajlar
6,367
Tepkime puanı
136
Puanları
63
Yaş
54
Konum
Gaziantep
Web sitesi
www.elibolyazilim.com
NATO Komutanı: Gerekirse Rusya'ya saldırırız

NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı General Breedlove, gerekli görülmesi halinde Rusya'ya saldıracaklarını belirtti.


ABD Temsilciler Meclisi'nde konuşan Breedlove, ABD Avrupa Komutanlığı (EUCOM) ve NATO'nun Rusya ile savaşmaya hazır olduğunu belirterek, "Gerekirse saldırırız ve galip geliriz" dedi.
BİRLİĞİMİZİ BOZMAK İSTİYOR
Rusya'nın ABD ve NATO ile düşman olmayı tercih ettiğini söyleyen Breedlove, “Bu nedenle Rusya, ABD'ye ve Avrupa'daki müttefiklerimize karşı tehdit oluşturuyor. Uluslararası arenadaki genel kabul görmüş kuralları 'yeniden yazmaya' çalışan Rusya, 'tampon bölge' kurmak için komşu ülkeler üzerindeki tartışılmaz nüfuzunu kullanmayı hedefliyor" açıklamasında bulunan ABD'li general, "Bu bağlamda Rusya, Trans-Atlantik'teki birliğimizi bozmak istiyor" dedi.
BU KÜRESEL BİR SORUN VE KÜRESEL TEPKİ GEREKTİRİYOR
Breedlove'ın Ocak ayı sonunda hazırladığı yeni strateji metninde, Rusya başlıca tehdit olarak belirlenmiş ve gerekçe olarak da, 'Rusya'nın Avrupa'daki komşuların egemenliğine yönelik saygısızlığı, Arktika'da askeri gücünü artırması ve başta Suriye olmak üzere EUCOM'un sorumluluk alanındaki gerçekleştirdiği eylemler’ gösterilmişti.
Strateji metninde, "Rusya, çeşitli bölgelerdeki müttefiklerimize ve ortaklarımıza meydan okuyor. Bu küresel bir sorun ve küresel tepki gerektiriyor" denmişti.

http://www.haber7.com/dunya/haber/1814382-nato-komutani-gerekirse-rusyaya-saldiririz

Abdullah Dağıstani KS ın dediklerine doğru gidiyoruz galiba
 

hasakan

Üye
Katılım
10 Ara 2015
Mesajlar
36
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Elektronik harp teknolojisine ilk şehidimiz Adnan Kahvecidir. Rahmetli Turgut Özal elektronik harp projesini kendisine vermiş, tabi bu silsile yolu ile günümüze ulaşmıştır. Allah RTE ye uzun ömür versin... Polis ve askerimize güç kuvvet versin.

Hay' dan geldik, Hu' ya gidiyoruz...
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul

Esed ve rusya suriyede katliam yapmaya devam ediyor ve en acısıda bu barbarlığa türkiyeden başka ''dur'' diyen yok! Türkiye' de içeriden bir çok unsur tarafından baltalanıyor.........

Meşru müdafaa

Türkiye'nin Suriye'de PKK ve YPG'ye müdahalesi ile ilgili en büyük sıkıntı, uluslararası toplumun ne söyleyeceğinden çok içerdeki desteğin ne olacağı. Ne yaşanacaksa yaşansın bunun ipi de, çözümü de bizim elimizde olacak.



Yaşanan terör olaylarının büyüklüğüne baktığınızda insanın aklına şu soru geliyor: “Buna hangi medeni toplum katlanırdı?” Bu soruyu cevaplaması gerekenler yalnızca siyasetçiler olmasa gerek. Siyasetçilerin görevi, bu terör eylemlerini engelleyecek çözüm önerilerini üretmek ve sahada uygulanması için gereken hukuki ve maddi olanakları sağlamaktır. Ya bu terör eylemlerinin çözümü yalnızca bu topraklarda yapılacak operasyonlar ve alınacak kararlarla olmuyorsa? O zaman toplum olarak alınacak kararların arkasında durabilecek miyiz?
Dünyanın her yerinde uluslararası toplumların çizdiği sınırların içinde kalmak, devletlerin vazgeçilmez olarak gördükleri bir kuraldır. Bu kurallar, devletlerin veya kurulan koalisyonun gücüne göre değişse de sonuçta uyulması gerekir. Bu kurallara uymak kısa vadede kaybettiriyor gibi gözükse de uzun vadede uluslararası toplumdaki yerinizi de belirler.
Türkiye PKK ve YPG krizini önce diplomasi ardından angajman kurallarını devreye sokarak yönetmeye çalışıyor. Bundan sonraki seçenekler, Türkiye’nin tercihinden çok muhataplarının uygulayacakları yöntemlere bağlı.




Peki, Suriye tarafından uçağımızın düşürülmesi ile beraber Türkiye’nin koyduğu angajmanın dışında uluslararası toplumun devletlere vermiş olduğu yetkiler yok mudur? Bu yetkiler Türkiye tarafından daha önce kullanılmış mıdır veya buna benzer tedbirlere uluslararası toplumun tepkisi nasıl olmuştur?
Bunu en iyi açıklayacak örnek, Türkiye’nin Irak toprakları içindeki Kandil’e, PKK terör örgütüne yönelik yapmış olduğu hava saldırıları ve değişik bölgelerde üs bulundurmasıdır. Bu hakkı da Irak devleti ile geçmişte imzaladığı anlaşmalardan, bölgesel yönetimle terörizmle mücadele adıyla yaptığı karşılıklı protokollerden ve uluslararası toplumun vermiş olduğu yetkilerden alır.
Türkiye yurtiçinde terörle mücadele kapsamında vermekte olduğu mücadelenin bir benzerini geçmiş dönemde de vermişti. Türkiye’de terör olayları şiddetlenerek artmış, büyük şehirler dâhil olmak üzere birçok bölgede can kayıpları meydana gelmişti. O dönemde de bugüne benzer bir şekilde PKK terör örgütü hem Irak topraklarından hem de Suriye’deki kamplarından militan ve malzeme geçişini sağlıyor, ayrıca örgüt elebaşları Suriye topraklarında himaye ediliyordu.
“Artık sabrımız kalmadı” konuşması
Dönemin Kara Kuvvetleri komutanı Orgeneral Atilla Ateş, 16 Eylül 1998’de Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde şu konuşmayı yapmıştı:
"Türk devleti olarak komşularımızla iyi ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Bu iyi niyetimize rağmen bazı komşularımız, özellikle ismini açıkça söylüyorum, Suriye gibi komşular, iyi niyetimizi yanlış tefsir ediyorlar. Apo denen eşkıyayı destekleyerek Türkiye'yi terör belasına bulaştırdılar. Türkiye, iyi ilişkiler konusunda gerekli çabayı gösterdi. Türkiye beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır. Artık sabrımız kalmadı."
Bu ve buna benzer konuşmalar, Abdullah Öcalan’ın ve 2 bin PKK’lı teröristin Suriye dışına çıkarılmasına kadar sürdü. O dönemki kuvvet kullanımı, meşru müdafaa kapsamında Birleşmiş Milletler’in verdiği yetki ile gerçekleşecekti. Yetkinin kaynağı olan Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 51. maddesi şöyle diyordu: “Bu Antlaşma’nın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyi'ne bildirilir ve Konsey'in işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.” Bu maddenin kullanılmasına gerek kalmadan sorun çözüldü.
Söz konusu örneğin üzerinden 18 yıl geçerken, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz günlerde Suriye’deki YPG unsurlarının Türkiye’de yarattığı terör sarmalı nedeniyle uluslararası topluma şöyle seslendi:
"Geldiğimiz yer artık bir meşru müdafaa durumudur. Hiç kimse Türkiye'nin kendisine yönelik terör eylemleri karşısında meşru müdafaa hakkını sınırlayamaz, bunu kullanmasına da engel olamaz. Bunun, ülkelerinin toprak bütünlüğüne hâkim olamayan devletlerin egemenlik haklarıyla bir ilgisi kesinlikle yoktur. Tam tersine bu durum, Türkiye'nin egemenlik haklarına sahip çıkma iradesiyle ilgili bir durumdur. Ülkemizin bu hakkını engellemeye yönelik tavırları, kimden gelirse gelsin doğrudan Türkiye'nin varlığına yönelik bir girişim olarak kabul ediyoruz."
Sayın Cumhurbaşkanı’nın gündeme getirdiği konular, Suriye’de PKK terör örgütü ve onun uzantıları olan YPG ye karşı yapılacak müdahalelerin kapsamının angajmanın ötesine geçen bir eylem planını içereceğini de gösteriyor. Son Ankara saldırısı sonrasında daimi beş üye ülkenin temsilcisinin Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak bilgilendirilmesinin de ikinci işaret olarak algılanması gerekir.
Son günlerde terörle mücadelede hükümete destek artmasına rağmen, bu destek ülke sınırlarında kalma şartını içerir gibi gözüküyor.




Devletler krizlere karşı tedbir alırken en sert yöntemden değil, diplomasiyi devreye sokarak başlarlar. Bu da onlara daha sonraki seçenekler konusunda daha fazla seçim hakkı doğurur. Türkiye önce diplomasi ardından angajman kurallarını devreye sokarak krizi yönetmeye çalışıyor. Bundan sonraki seçenekler, Türkiye’nin tercihinden çok muhataplarının uygulayacakları yöntemlere bağlı olacaktır.
Bu uygulamanın uluslararası toplum tarafından geçmişten daha farklı olarak algılanacağı konusunda eleştiriler söz konusu. PKK terör örgütünün uluslararası toplum tarafından terör örgütü kabul edildiği fakat YPG’nin bu pozisyonda olmadığı söyleniyor. Bu fikri ileri sürenlerin gözden kaçırdıkları bir konu var. Birleşmiş Milletler’in ilgili maddesi meşru müdafaa için terör tanımlamasına ihtiyaç duymaz. Bu nedenle de YPG’nin statüsünden çok Türkiye’deki terör faaliyetleri ile illiyet bağının kurulması yeterli olacaktır.
Şu andaki en büyük sıkıntı, uluslararası toplumun ne söyleyeceğinden çok içerdeki desteğin ne olacağıdır. Son günlerde terörle mücadelede hükümete destek artmasına rağmen, bu destek ülke sınırlarında kalma şartını içerir gibi gözüküyor. Uluslararası toplum da diplomatik kaynaklardan aldıkları bilgilerin bu yönde olmasından destek buluyor ve Suriye politikasında değişikliğe gitmiyor.
Aslında ne yaşanacaksa yaşansın bunun ipi de, çözümü de bizim elimizde olacak. Ya ipi çekip kendimizi asacağız ya da çözüp ilerleyeceğiz. Her zaman olduğu gibi seçim sizlerin olacak.


METE YARAR
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Plana göre, DHKP-C ve MLKP 11 Mart'ta sansasyonel eylemler yapacak. 20 Mart'ta ise Kandil'in talimatıyla 11 bin PKK'lı Yüksekova'yı kurtarılmış bölge ilan edecek.
Suriye'den gelecek 8 bin PYD'li iseTürkiye'deki güvenlik noktalarına saldıracak.
DHKP-C, MLKP ve SYKP (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi) gibi sol terör örgütleri, başta metropoller olmak üzere Batı illerinde provokatif saldırılar planlıyor. PYD'nin Kobani'yi DAEŞ'ten geri almasını müteakip 'Devrimci Dayanışma' çerçevesinde işbirliği kararı alan PKK-PYD ve sol terör örgütleri 11 Mart'ta harekete geçiyor. 'Kesintisiz direniş'sloganı ile başlayacak döneme bölücü örgüt PKK ise başta Güneydoğu il ve ilçelerinde birçok yerleşim birimini kapsayan saldırılarla katılacak.

KANDİL'DEN TALİMAT

Kandil PKK'ya eylemlere 20 Mart'ta başlayın talimatı verdi. İstihbarat ve Emniyet raporlarına göre, Hakkari ve Şırnak bölgesinde taktik sınır saldırıları ile başlayacak provokasyon süreci kurtarılmış bölge hedefi ile il ve ilçelere yayılacak.

11 Mart'ta batı illerinde başlayacak provokasyon sürecinde büyük şehirlerde bulunan emniyet binaları ve bazı kamu kurumları ile birlikte infiale yol açacak sansasyonel eylemler planladı. Terör örgütlerinin planları arasında halkın kalabalık olduğu yerlerde canlı bomba eylemleri de var.

CEPHANE ESED'DEN

2015 yılı Ocak ayı içerisinde Kandil'de toplanan KCK Yürütme Konseyi'nde, kalkışmanın Hakkari Yüksekova'da başlamasına karar verildi. Örgüt daha sonra Bingöl, Muş, Ağrı, Van, Ardahan, Kars, Erzurum Kırsalı ve İstanbul Gazi Mahallesinde büyük çaplı ayaklanma başlatarak kurtarılmış bölgeler modelini uygulamaya koyacak. PKK tarafından öncelikle Hakkari Yüksekova'ya ilk örgüt bayrağının dikilmesi ardından Muş-Varto, Ağrı-Diyadin, Bingöl-Karlıova ve Erzurum-Tekman ilçelerinin ele geçirilmesi planlanıyor.

Türkiye'de büyük şehirleri kan gölüne çevirmek isteyen sol terör örgütlere silah ve cephane desteği Suriye istihbarat birimi El Muhaberat tarafından temin edildi. Aralık ayından buyana Kesep hattından önemli oranda silah ve cephane sevkiyatı gerçekleştirildi.

KARAKOLLARA TAKTİK SALDIRI

Örgütün kanlı planı önce sınır bölgelerinde bulunan askeri karakollara taktik saldırılar yapmak üzerine kurulu. Esas hedef ise kararlaştırılan il ve ilçe merkezlerinde bulunan karakolların vurulması. Ardından büyük şehirlerde sol terör örgütleri ile ortaklaşa kaos amaçlı ortak eylemler gerçekleştirilerek ilginin batıya kaydırılması ve Güneydoğu bölgesinde bazı il ve ilçelerde kurtarılmış özerk bölge ilanı için askeri ve polis noktalarına ağır saldırı başlatılması planlanıyor.

CEPHANE SURİYE'DEN

Türkiye'de büyük şehirleri kan gölüne çevirmek isteyen sol terör örgütlere silah ve cephane desteği Suriye istihbarat birimi El Muhaberat tarafından temin edildi. Aralık ayından buyana Kesep hattından önemli oranda silah ve cephane sevkiyatı gerçekleştirildi.

81 İLDE ALARM

Türkiye'de özellikle Güneydoğu illeri ve büyükşehirlerde kamu binalarına yönelik terör saldırısı ihbarı üzerine güvenlik güçleri alarma geçti. Saldırılara karşı 81 ilin valilik ve güvenlik güçleri de uyarıldı. Son dönemlerdeki operasyonların ardından güvenlik güçleri, terör örgütlerinin İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir gibi büyükşehirler ile Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Şırnak gibi Güneydoğu illerinde kamu binalarına terör saldırısı düzenleyeceği yönünde istihbarat bilgileri ele geçirdi.

Örgütlerin eylem planlarının deşifre edilmesinin ardından 81 ildeki tüm valilik ve emniyet birimleri uyarılarak, terör örgütlerinin sansasyonel eylem hazırlığında olduğu ve öncelikli hedefte kamu binalarının bulunduğu belirtildi.
Yılmaz Bilgen'in haberi / Yeni Şafak
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
PKK'lı hainler yok olma pahasına hazırlanıyorBaharda Türkiye'ye toplu saldırıya geçmeyi planlayan terör örgütü PKK hak ettiği cevabı alacak.

Teröristler
e ölümcül darbe için hazırlıklar tamam. Bölge halkı da şimdiden göçe başladı.

Güneydoğu’da 12 ilçede başlattığı hendekterörüyle hem büyük bir askeri yenilgi alan, hem de halkın tepkisini çeken terör örgütü PKK son kozunu oynamaya hazırlanıyor. Çöküş sürecini tersine çevirmek için 21 Mart’taki Nevruz’da ‘Kalkışma Planı’nı hayata geçirmeyi planlayan örgüt, 19 bin teröristle'Bahar savaşı' başlatacak.
Irak, Suriye ve İran’daki teröristleriyle Türkiye’ye karşı topyekün savaşa hazırlanan PKK, son kozunu oynuyor. Uzmanlar, hendekle başlayan askeri yenilginin ardından bölgedeki tabanını kaybeden PKK’nın 35 yıl sonra fiili olarak çökebileceğine işaret ediyor.
İKİ ESKİ SENARYO
80 ve 90’lı yıllarda dağda gerilla savaşı yürüten, son yıllarda ise hendeklerle şehir savaşına yönelen ama bunda da başarısız olan PKK konsept değiştirdi. Bu defa hem şehir hem kırsal savaşı, hem de canlı bomba eylemlerini 81 ilde aynı anda yürütecek PKK, Hakkari, Şırnak ve Mardin’i terör eylemlerinin merkezi olarak seçti.
Irak ve Suriye’deki örgüt kamplarına yakınlığı ve dağlık bölgeden geçişlerin kolaylığı nedeniyle PKK’nın hedefi Hakkari Yüksekova, Mardin Nusaybin ve Şırnak kent merkezi. Bu üç şehirde Irak, İran ve Suriye’den gelen yaklaşık 11 bin teröristle saldırmayı planlayan PKK, Türkiye içindeki yandaşları ve diğer terör örgütleri DHKPC, MLKP ve TKPML-TİKKO gibi örgütlerle birlikte 8 bin kişiyle 81 ilde korsan gösteri, hendek, barikatlı terör, canlı bombalı ve bomba yüklü araçlarla saldırı düzenlemeyi planlıyor.
AMAÇLARI TÜRKİYE'Yİ OYALAMAK
Yetkililere göre, PKK'nın son kalkışma planı kendisini topyekun imha ettirecek bir adım. Peki ama hendek terörüyle dört ilçede 1200 kayıp veren ve halktan büyük tepki gören PKK şimdi niye topyekun imha olabileceği bir kalkışmaya hazırlanıyor. Uzmanlara göre, PKK’nın amacı zaten Kürtlere özgürlük getirmek değil, Ortadoğu haritası yeniden çizilirken Türkiye'nin bu haritaya müdahil olmasını engellemek.
İstihbarat yetkilisinin şu sözleri oyunu tüm çıplaklığıyla anlatıyor:
''Türkiye, kendi topraklarında PKK’yla bu kadar uğraşıyor olmasaydı, tüm enerjisini Suriye ve Irak'taki enerji oyunlarını kendi lehine çevirmek için kullanabilecekti. PKK, bu kalkışmayla Türkiye’nin gerektiğinde Irak veya Suriye’de sınır ötesi operasyon yapma gücünü kırmak, Ortadoğu’daki yabancı aktörler adına Türkiye’nin enerjisini terörle azaltmak için yapıyor.''
ASKER VE POLİS HAZIR
103 günlük operasyonda sadece 4 ilçede PKK’ya bin 200 kayıp verdiren TSK ve emniyet, PKK’nın yeni kalkışma planına hazır. Hakkari’de yapılacak operasyon için batıdaki üslerden tank ve zırhlı birlik sevkiyatı yapıldı.
 

zulk@rneyn

Profesör
Katılım
5 Eki 2011
Mesajlar
1,164
Tepkime puanı
34
Puanları
48
rusya suriyeden çekiliyor.

ışid'in önü açılıyor.
rus savaş uçaklarınının bombardımanına rağmen ışid ilerleyişini sürdürdü. şam yönetimine ağır kayıplar verdirdi.
muhalifler malesef zayıflar ve en sağlam duran ve savaşan grup ışid şu anda.
şam ve bağdat ışid tarafından ele geçirilmesi imkanlar dahilinde.
kerkükte tehlikede.

sanırım rusya esadı gözden çıkardı ve ışide göz kırptı.
amerika ise çaresiz.

ışid güç kaybetmiyor, aksine dahada güçleniyor.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,082
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Güvenlikli Tampon bölgeyi Suriye ye kurmadıkça Suriye ye BARIŞ ı getiremezsiniz ...

Her ülke kafasına göre Suriyeye girerse hiçbir sorunu çözemezsiniz....Nasıl liderlik anlayışına sahipsiniz anlayamıyorum sanırım ben sizi anlayamıyorum sorun bende olsa gerek kusurumu bağışlayın lütfen... cahil biriyim cahilce yazmışımdır gülüp geçersiniz bu kadar basit ....

Daha insanlığa hayat yaşam alanı koridorları dünya liderleri olarak açamıyorsunuz sonrasında dünya liderleri olarak bir araya gelip dünyanın ortak sorunlarını çözemiyorsunuz...

yok masaya onu alalım yok onu almayalım yaa masada olmanız neyi değiştirecek....somut adımlar yoksa..elbette masa oluşturulacak elbette masada olacaklar ve olmayacaklarda olacak ama öncesinde düzenlemeniz gereken çok şeyler var..

Sorunlar çözülmedikçe yumak yumak büyür sonrasında farklı sebebiyetlere meğil verir ki bu da tüm dünyanın ortak kaderine kötü lanse olarak geri döner....

Bölgedeki huzursuzluk dünyanın geneline yansır....

Sorunları ne kadar görebiliyorsunuz bilemem ama bildiğim birşey var dünyada çözülemeyecek hiçbir sorun yok yeter ki sorunlar çözülmek istensin...

neyse yeni insanlığımız var ya hayırlı olsun dedik ya bol bol acılarla insanlık olarak yaşayalım nede olsa herkes memnun dünyanın zorlu çileli hallerinden helal olsun İnsanlık olarak ışığımızı kaybetmişiz vahim bir durum ALLAH insanlığı affetsin....Diyecek başka sözümüz yok.

Böyle..

Tampon bölge adımına geçildi. Bakalım başarılı olacak mı. Neler getirecek...
 
Üst