Türk edebiyatı Dönemleri - Halk Edebiyatı

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
Halk Edebiyatının Genel Özellikleri

Halk Edebiyatı sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur. Dil biçim konular duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Türklerin Anadolu’ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır. Arapca ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu “Yüksek Zümre Edebiyatı” ve İslam öncesinden gelen sözlü bir “Halk Edebiyatı“. Anadolu’ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı ‘dır.

Oğuz Türkleri Anadolu’ya dilleriyle gelenekleriyle geleneksel halk edebiyatlarıyla gelmişlerdir. Ozan dedikleri saz şairleri Anadolu’nun gittikçe Türkleşen bölgelerinde gezici şair olarak sazlarıyla şiirler söylüyorlardı.


1. İslamiyet’ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı içindeki biçimidir. Bir anlamda sözlü edebiyat dönemimizin gelişmiş biçimi olarak düşünebiliriz.
2. Halk edebiyatı ürünleri yazılı değildir. Müzik eşliğinde sözlü olarak oluşur.
3. Divan edebiyatında olduğu gibi şiir yine egemen türdür.
4. Şiirlerde başlık yoktur biçimiyle adlandırılır.
5. Nazım birimi dörtlüktür.
6. Ölçü hece ölçüsüdür En çok yedili sekizli on birli kalıplar kullanılmıştır.
7. Şiirlere genel olarak yarım uyak hakimdir.
8. Dil halkın konuştuğu günlük konuşma dilidir.

9. Halk edebiyatı gözleme dayalıdır. Benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır.
10. Şiirler çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Duruma göre şiir söyleyen aşıklar şiirleri için bir ön hazırlık yapmazlar. Bu yüzden şiirlerinde derin bir anlam kusursuz bir biçim görülmez.
11. Aruz ölçüsü ile şiir yazanlar olmasına rağmen asıl ölçü hece ölçüsüdür.
12. Nazım birimi dörtlüktür. Ancak nadiren de olsa Türkü ve ninnilerde üçlü beşli söyleyişler görülür.
13. Dili halk dilidir. Bu dilin öz Türkçe olduğu söylenemez. Ancak halka mal olmamış sözcükler kullanılmamıştır.
14. Şiirler hazırlıksız söylenildiğinden daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
15. Nazım şekli olarak mani koşma varsağı semai destan v.s. kullanılmıştır.
16. Konu olarak Aşık edebiyatında aşk ölüm hasret ayrılık gibi duygusal konular doğa sevgisi yiğitlik zamandan şikayet işlenmiştir. Tekke edebiyatında ise konu dindir.
17. Söyleyişlerde doğa ile iç içe olmaktan kaynaklanan bir somutluk hakimdir.
18. Halk şairlerinin hayat hikayeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde toplanır.
19. Özellikle 18. yüzyıldan itibaren halk şairleri divan şairlerinden etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir. Hatta divan şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır. Bu durumun ortaya çıkmasında halk şairlerinin aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin değersiz ve güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır.
 

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
Halk Edebiyatının Önemli Temsilcileri
YUNUS EMRE

* Engin hoşgörüsü insan sevgisiyle sadece bizim değil bütün dünyanın beğenisini kazanmış eşsiz bir şair fikir adamıdır.
* İlahi aşkı ve insan sevgisini eserlerinde işlemiştir.
* Hem aruzu hem de hece veznini kullanmıştır.
* Şiirlerinde dili oldukça sadedir zamanının halk dilini kullanmıştır.
* Nazım biçimi olarak “ilahi”yi seçmiştir.
* “Risalet”ün Nushiye (Nasihatlar Kitabı) ve Divan” adlı kitabı vardır.

PİR SULTAN ABDAL

* Halk edebiyatında lirik şiirin öncülerindendir.
* Halk içinde çok sevildiği için isimsiz birçok şiir onun adında yayımlanmıştır.
* Tasavvufu halkın anlayışıyla birleştirmiştir.
* Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır.
* Dili oldukça sadedir.
* Bektaşi tarikatına mensup olduğu için “nefes”leri ünlüdür.


HACI BEKTAŞI VELİ

* Bektaşi tarikatının kurucusudur
* Büyük bir bilgindir.
* Orta Anadolu”da etkin olmuştur.
* “Malakat”adlı Arapca eseri ünlüdür.

KAYGUSUZ ABDAL


* Kendisinden önceki şairlerden etkilenmiştir. (Özellikle Yunus”tan)
* Hem hece hem de aruz veznini kullanmıştır.
* Alaylı nükteli eleştirili şiirler yazmıştır.
* Edebi yazıları da vardır.
* “Budala-name Mugaalet-name”adlı eserleri vardır.

KAYIKÇI KUL MUSTAFA

* 17. yüzyılın önemli yeniçeri şairlerindendir.
* Kahramanca şiirleriyle tanınmıştır.
* “Genç Osman” destanıyla tanınmıştır.
* Divan şiirinden etkilenmemiştir.

KÖROĞLU

* Başkaldırının isyanın şairidir.
* Din dışı konularda şiirler yazmıştır.
* Sultan Murat (II.) zamanında savaşlara katılmıştır.
* Köroğlu adlı halk kahramanıyla aynı adı ve özellikleri taşıdığı için ikisi aynı kişi olarak anılmıştır.

DADALOĞLU

* Toroslar bölgesinde yaşamış.
* Devlet yönetiminin aşiretiyle olan mücadelesi üzerine söylediği:
“ferman padişahınsa dağlar bizimdir”dizelerinin nakarat olarak kullanıldığı şiiri oldukça beğeni toplamıştır.
* Varsağı semai ve destanları meşhurdur.
* Türküler yazmıştır.

KARACAOĞLAN

* Şiirlerini sade bir dille yazmıştır.
* Hece ölçüsünü ustalıkla kullanmıştır.
* Saz şairliğinin piri sayılır.
* Din dışı konularda yazmıştır.
* Koşmaları oldukça sevilmiştir.
* Kuvvetli lirik egemenliği hâkimdir şiirlerine.
* Anadolu”yu at sırtında gezip şiir söylemiştir.

ÂŞIK ÖMER

* İyi bir eğitim almamasına karşın şairler arasında yeteneğiyle kendine en üstte yer edinmiştir.
* Devrinin idarecilerini dinini görünüş için yaşayanlarını eleştirmiştir.
* Aruzu kullanmıştır. Ancak hece ölçüsünde asıl karakterini bulmuştur.

DERTLİ

* 18. yüzyılın sonlarında yaşamıştır.
* Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır.
Lirik koşmalarıyla tanınmıştır.
* Divan “ı taş baskıyla basılmıştır.

EMRAH

* Erzurumludur.
* Divan edebiyatından etkilenmiştir.
* Gazel murabbalar yazmıştır.
* Koşma ve semaileriyle tanınmıştır.

GEVHERİ

* İnce bir söyleyiş derin bir bilgi içeren şiirleri halk arasında çok sevilmiştir.
* Divan edebiyatında etkilendiği için mazmun ve yabancı sözcükleri çokça etkilenmiştir.
* Koşmaları ve taşlamaları oldukça ünlüdür.

BAYBURTLU ZİHNİ

* Divan edebiyatına çokça dalmaya çalışmıştır.
* Saz şairi olarak ün kazanmıştır.
* Divan“ı Sergüzeşt-name”adlı kitapları vardır.

ÂŞIK VEYSEL

* Çocuk yaşta kör olması ona derin bir duygu zenginliği vermiştir.
* Yurt insan ve toprak sevgisini iliklerine kadar hisseden bunu şiirlerinde işlemiştir.
* Halk edebiyatının ve son dönem edebiyatımızın usta şairlerindendir.
* Sivas Şarkışla Sivrialan köyünde doğmuş ve yaşamıştır.
 

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
Halk Edebiyatının Dönemleri
13. Yüzyıl Halk Edebiyatı

Bu yüzyılda ele geçen eserler daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslami Türk destanlarıdır. Battal Gazi Destanı Danişmentname bunlardan en ünlüleridir. Dönemin en ünlü kişisi Nasreddin Hoca’dır. O zekasıyla keskin görüşleri ve zeki söyleyişleriyle nükteleriyle dünyaca tanınmış biridir. 13. yüzyılda yaşadığı halde halka mal olarak kendinden sonra gelen Timurlenk ile karşılaştırılmıştır. Bu asrın en önemli şairi Yunus Emre’dir.

14. Yüzyıl Halk Edebiyatı

Bu yüzyılın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut ‘tur.Bu kitapta hikayeler Oğuz Türkleri arasında yaşanmış ve yayılmıştır. Kitapta Oğuz Türkleri’nin Gürcüleri Rumlar Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları barışlar anlatılır. Hikayelerde nazım nesir iç içedir. Dili destansı bir dildir. Bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden destandan halk hikayeciliğine geçiş ürünü olarak olarak görülür.

Bu asırdaki en ünlü şair Yunus tarzı söyleyişleriyle ün kazanan tekke şairi Kaygusuz Abdal’dır.

15. Yüzyıl Halk Edebiyatı

Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli’dir. Ankara’da doğan Hacı Bayram Veli çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır. Aruzla da yazmakla birlikte daha çok hece ölçüsünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde zaviyelerde dillerden.

16. Yüzyıl Halk Edebiyatı


Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir. Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan nerede bir güzel görülürse ona aşık olan ve şiirler söyleyen şairler ordularda kışlalarda hudut boylarında boy gösteren aşıklar eski halk geleneğini sürdürmüşler ve “Aşık Edebiyatı” denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu’dur. Ayrıca Kul Mehmet Hayali Bahşi adlı aşıklar da dönemin önemli şairleridir. Tekke Eedebiyatının bu dönemdeki temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır. Pir Sultan Abdal tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.

17. Yüzyıl Halk Edebiyatı

Bu dönem Türk edebiyatının altın çağıdır. Hem Aşık edebiyatı hem Tekke edebiyatı hem de Anonim Halk edebiyatı ürünlerden bir çoğu ele geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri ‘dir. Her iki şair de derin ilim sahibidirler.

Bu asırda Aşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır. Bunların arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi ‘nin de dikkatini çeken Katibi denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür.

Ancak günümüzde bile çok sevilen şiirlerin çoğu halk Türküsü haline gelen aşık Karacaoğlan’dır. Şiirlerinin tümünü hece ölçüsüyle söyleyen halk anlayışını yaşayışını şiirlerine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan tabiat ve sevgili teması ile yazdığı koşmalarıyla tanınır.

Dönemin diğer büyük saz şairi Aşık Ömer’dir. Halk şairleri arasında en kültürlü en yaratıcı olarak tanınır.


18. Yüzyıl Halk Edebiyatı

Bu yüzyılda halk edebiyatı şairleri divan şairleriyle boy ölçüşme aruzla şiir söyleme bu devirde biraz daha yaygınlaşmıştır. Tekke edbeiyatı bu dönemde bir duraklama içindedir. Dönemin en büyük tekke şairi aynı zamanda büyük bir alim olan Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır. İlahiname adlı divanında genellikle tasavvufi kasideler gazeller ilahiler bulunur. Ayrıca şairin Marifetname adında nesir eseri de vardır.


19. Yüzyıl Halk Edebiyatı

Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Aşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni’dir. Hem Divan hem de aşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirler Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir aşık söyleyişi vardır. Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah’tır. Divan tarzı şiirleri pek başarılı değildir. Asıl lirik şiirleri koşma tarzında söyledikleridir
 

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri
Halk edebiyatı ortaya konan ürünlerin gösterdiği biçim ve içerik özelliklerine göre üç bölüme ayrılır:

A) ÂŞIK EDEBİYATI
B) ANONİM HALK EDEBİYATI
C) TEKKE ve TASAVVUF EDEBİYATI


A) ÂŞIK TARZI Türk HALK EDEBİYATI

* İslamiyet’ten önce başlamıştır.
* Eskiden kambaksı adı verilen ozonlara bu dönemde AŞIKadı verilmiştir.
* Âşıklar şiirlerini bağlama adı verilen sazlarla köy köy dolaşıp söylemiştir.
* Hece ölçüsü kullanılmıştır.
* Dili sadedir.
* Nazım birimi dörtlüktür yarım kafiye kullanılmıştır.
* Son dörtlükte şairin mahlası(adı) kullanılır.
* Şairler şiirlerini CÖNK adı verilen defterde toplarlardı.
* Aşk ölüm gurbet ayrılık konuları sıklıkla ilenmiştir.
* Coşkulu lirik bir söylenişi vardır.
* Koşma mani Türkü semai varsağı destan gibi biçimleri mevcuttur.
* 17. yüzyıldan sonra divan edebiyatından etkilenmeye başlamıştır.

KOŞMA: Halk edebiyatında en çok kullanılan biçimdir. Genellikle hece ölçüsünün on birli (6+5 ya da 4+4+3) kalıbıyla yazılır. Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler. Uyak düzeni genellikle şöyle olur: baba ” ccca ” ddda…

Eğer benim ile gitmek dilersen
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim
Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz
Yollar çamu kurusun da gidelim

———————–

Karac”oğlan der ki buna ne fayda
Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
Onbir ayın birisinde gidelim

Koşmaların genel özellikleri:


* Aşk ayrılık gurbet gibi geniş çerçeveli konuların işlendiği bir türdür.
* 11li hece ölçüsüyle yazılır.
* En az 3 en fazla 6 kıtadan oluşur.
* Dili sadedir.
* Kafiye düzeni ababcccbdddbşeklin dedir.
* Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
* Koşmanın konularına göre güzelleme koçaklama ağıt taşlamaadlı türleri vardır.


GÜZELLEME: İnsan ve doğa sevgisinin lirik bir edayla işlendiği koşmalara denir.


KOÇAKLAMA: Savaş yiğitlik kahramanlık gibi konuları işleyen koşmalara denir. Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve dövüşleri anlatan şiirlerdir.

Köroğluyum medhim merde yeğine
Koç yiğit değişmez cengi düğüne
Sere serpe gider düşman önüne
Ölümü karşılar meydan içinde


AĞIT: Ölen kişinin arkasından duyulan acının ve onun iyiliklerinin işlendiği koşmadır. Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen şiirlerdir (Anonim halk şiiri ürünü olan ağıtlar da vardır).


Civan da canına böyle kıyar mı
Hasta başın taş yastığa koyar mı
Ergen kıza beyaz bezler uyar mı
Al giy allı balam şalların hani

Hıfzi


TAŞLAMA: Toplumun veya bireylerin aksayan yönlerini eleştiren koşmalara denir. Bir kimseyi yermek ya da toplumun bozuk yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir.

Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medres kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için kesan beğenmez

Kazak Abdal

VARSAĞI: Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri Türkülerden gelişmiş bir biçimdir. Dörtlük sayısı ve uyak düzeni “Semâi” gibidir. Varsağılar yiğitçe mertçe bir üslupla söylenir. Bu da dörtlüklerin içindeki “bre” “hey” “behey” gibi ünlemlerle sağlanır. Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan”dır.


MUAMMA: Kapalı bir biçimde anlatılan bir olayın ya da bilginin okuyucu tarafından anlaşılmasını bunlarla ilgili soruların cevaplandırılmasını isteyen bir tür manzum bilmecedir.

NASİHAT: Bir şey öğretmekbir düşüncenin yayılmasına çalışmak gibi amaçlarla söylenen didaktik şiirlerdir.

Bre ağalar bre beyler
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüze kara toprak
Dolmadan bir dem sürelim

Behey elâ gözlü dilber
Vaktin geçer demedim mi
Harami olmuş gözlerin
Beller keser demedim mi

Varsağının genel özellikleri:


* Toros Dağları ve Adana civarında yaşayan VARSAK boylarının söyledikleri Türkülere denir.
* Kafiye düzeni koşma gibidir.
* 4+4 şeklinde 8li ölçüyle söylenir.
* BRE BEHEY HEY nidaları sıklıkla kullanılmıştır.
* En az 3 en fazla 5 dörtlüktür.



SEMAİ: Hece ölçüsünün sekizli kalıbıyla yazılır (4+4 duraklı ya da duraksız). Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Semâilerin kendine özgü bir ezgisi vardır ve bu ezgiyle okunur. Uyak düzeni koşma gibidir: baba ” ccca ” ddda


Semâilerde daha çok sevgi doğa güzellik gibi konular işlenir.

İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Dedil gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye

Karac”oğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklemiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye.

Semailerin genel özellikleri:


* Özel bir ezgiyle söylenen bir türdür.
* Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
* 4 + 4 =8 li ölçüyle yazılır.
* 35 dörtlükten oluşur.

DESTAN: Dört dizeli bentlerden oluşan oldukça uzun bir nazım biçimidir. Kimi destanlarda dörtlük sayısı yüzden fazladır. Genellikle hece ölçüsünün on birli kalıbıyla yazılır. Uyak düzeni koşma gibidir: baba ” ccca ” ddda


Destanın son dörtlüğünde şair mahlasını söyler. Konuları bakımından destanları savaş yangın deprem salgın hastalık ünlü kişilerin yaşamları mizahi… gibi gruplanadırabiliriz.

Esnaf Destanı

Nalbant oldum kırdım nalın çoğunu
Bir katır nalladım dinle oyunu
Meğer acemiymiş bilmem huyunu
Çenemi teptirdim nalın sökerken
Manav oldum elma armut tez çürür
Cambaz oldum ip üstünde kim yürür
Kasap oldum her gün gözüm kan görür
Yüreğim bayıldı kana bakaraken
Ben bu sanatları bir bir dolaştım
Tekrar gelip şairliğe bulaştım
Kâmili mürşidin eline düştüm
Tekke-i aşk içre çile çekerken.


Destanların genel özellikleri:

* 6+5 li hece ölçüsüyle söylenir.
* Halk edebiyatının en uzun nazım biçimidir.
* Kendine özgü bir söylenişi vardır.
* Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
* Ayaklanma kıtlık savaş hastalık gibi toplumsal konular işlendiği gibi bireysel konuların işlendiği destanlar da vardır.
* Dörtlük sayısında sınırlama yoktur.
__________________
 

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
ANONİM TARZI TÜRK HALK EDEBİYATI

Söyleyeni belli olmayan halkın ortak malı sayılan ürünlerin oluşturduğu sözlü geleneğe dayalı edebiyattır. Sözlü olduğu için ürünler; halk arasında dilden dile geçtikçe zaman kişi yer unsurlarına bağlı olarak değişikliğe uğramıştır.


* Anlatım sözlü edebiyat geleneklerine uygundur. Süsten uzak açık net anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
* Daha çok; aşk hasret yiğitlik ölüm gibi tüm insanlığı ilgilendiren konular işlenmiştir.


ANONİM HALK EDEBİYATI DÜZYAZI ÜRÜNLERİ

- Atasözleri
- Deyimler
- Tekerlemeler
- Bilmeceler
- Fıkralar
- Halk Hikâyeleri
- Ortaoyunu
- Meddah
- Karagöz

ATASÖZLERİ


* Yüzyıllar süren tecrübeler sonunda ortaya çıkan özlü sözlerdir.
* Kelimeleri değiştirilemezler.
* Aynı konuda birbiriyle çelişen atasözleri olabilir.

DEYİMLER


TEKERLEMELER

Sözcüklerin ses benzerliğinden yararlanılarak oluşturulan yarı anlamlı yarı anlamsız sözlerdir. Şiir biçiminde de oluşturulan tekerlemelerde ölçü uyak seci ve aliterasyondan yararlanılmıştır.

Az gitmiş uz gitmiş. Dere tepe düz gitmiş. Altı ay bir güz gitmiş…

Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Develer tellal iken
Pireler berber iken
Ben annemin babamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken…

BİLMECELER


* Çoğunlukla cevabı içinde saklı bulunan ve düşünceyi geliştirmek amacıyla türetilen soru biçimlerine denir.
* Güzel vakit geçirmek amacıyla çıkarıldıkları düşünülmektedir.
* Manzum mensur şekilleri vardır.

FIKRALAR

Bir düşünceyi insanlara mizah öğelerini kullanıp onların gülümsemelerini sağlayarak aktarmak amacıyla oluşturulmuş kısa anlatılardır. Bu ürünlerde güldürmenin yanında yol göstericilik de söz konusudur. Edebiyatımızda en bilinen fıkralar; Nasrettin Hoca Karadeniz Bektaşi fıkralarıdır.

HALK HİKAYELERİ

Hikayeci âşıkların köy odalarında düğün meclislerinde kasaba ve kentlerin kahvehanelerinde saz eşliğinde anlattıkları hikâyelerdir. Bu hikayeci âşıklar okuryazar az çok kültürlü kişilerdir. Genellikle sevgi ve kahramanlık konuları işlenir. Kişiler yaşamdakilere yakındır; olağanüstülükler sınırlıdır. Oluşturuldukları çağdaki sosyal yapıyı yansıtır. Olayların düzyazı biçiminde anlatılması hem dinleyiciye hem anlatıcıya büyük kolaylık sağlar. Araya serpiştirilen şiirler ve Türküler âşığa sazı ve sözüyle sanatını gösterme imkânı verir.


ORTA OYUNU

Halkın ortasında apaçık duran bir meydanda; metinsiz suflörsüz ezbersiz oynanan bir tiyatrodur. *Anlatılan olaylar ustadan çırağa kuşaktan kuşağa geçerek değişikliğe uğrar. *Başkarakterler oyunu açan yürüten kapayan; hem oyuncu hem sahneye koyucu hem de yazar gibi davranan kenarı kürklü kaftan ve külah giyen elinde şakşak taşıyan Pişekâr; Pişekârla birlikte oyunu yürüten; ikinci oyuncu ve başkomik kavuk ve kaftan giyen Kavuklu’dur. *Pişekâr cinasçılık Kavuklu ise tekerlemecilik yapar. *Çelebi Zenne Denyo Arnavut Acem Arap Yahudi gibi tipler kendilerini simgeleyen bir müzikle sahneye çıkar.


MEDDAH

Bir sözlü tiyatro ürünüolan meddahlık kısaca “tek adamlı tiyatro“dur. Meddah tiyatronun bütün karakterlerini kendi kişiliğinde birleştiren bir aktördür. Bir hikâyeyi başından sonuna kadar yüksekçe bir yerde karakterleri şivelerine göre konuşturarak anlatır. Perdesi sahnesi dekoru kostümü bulunmayan bu tiyatroda her şey meddah denen kişinin zekâsına bilgisine söz söylemedeki hünerine bağlıdır.

KARAGÖZ


Taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur Başkarakterler Karagöz ve Hacivat’tır. Karagöz okumamış bir insandır. Hacivat’ın kullandığı yabancı sözcükleri anlamaz ya da anlamaz görünüp onlara yanlış anlamlar yükleyerek ortaya çeşitli nükteler çıkarırken bir taraftan da Türkçe dil kuralları ile yabancı sözcükler kullanan Hacivat ile alay eder. Hacivat kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Az buçuk okumuşluğundan dolayı yabancı sözcüklerle konuşmayı sever. Perdeye gelen hemen herkesi tanır onların işlerine aracılık eder. Zenne Çelebi Tuzsuz Deli Bekir Beberuhi Tiryakı Acem. Laz. Matiz Zeybek gibi diğer tipler oyuna ayrı bir renk katar.

ANONİM HALK EDEBİYATI ŞİİR BİÇİMLERİ

TÜRKÜ: Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli Türküler de vardır. Halk edebiyatının en zengin alanıdır. Anadolu halkı bütün acılarını ve sevinçlerini Türkülerle dile getirmiştir. Türkü iki bölümden oluşur. Birinci bölüm asıl sözlerin bulunduğu bölümdür ki buna “bent” adı verilir. İkinci bölüm ise bentlerin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme “bağlama” ya da “kavuştak” denir. Türküler genellikle yedili sekizli on birli hece kalıplarıyla yazılmıştır. Konuları çok değişik olabilir. Ninniler de bu gruptandır.

Söğüdün yaprağı narindir narin
İçerim yanıyor dışarım serin
Zeynep”i bu hafta ettiler gelin ( bent )

Zeynebim Zeynebim anlı Zeynebim
Üç köyün içinde şanlı Zeynebim ( nakarat )


Türkülerin genel özellikleri:

* Belli bir ezgiyle söylenir.
* 781114 li ölçülerle söylenir.
* Hemen her konuda söylenir.
* Bölgesel özellik ve ad değişikliğine uğrayabilir.


MANİ: Halk şiirinde en küçük nazım biçimidir. Yedi heceli dört dizeden oluşur. Uyak düzeni aaxa şeklindedir. Birinci ve üçüncü dizeleri serbest ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı mâniler de vardır (xaxa). Mânilerin ilk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Temel duygu ve düşünce son dizede ortaya çıkar. Başlıca konusu aşk olmakla birlikte bunun dışında türlü konularda da yazılabilir.

Le beni eyle beni
Elekten ele beni
Alacaksan al artık
Düşürme dile beni

İpek yorgan düreyim
Aç koynuna gireyim
Açıldıkça ört beni
Var olduğun bileyim

Birinci dizesi yedi heceden az olan mâniler de vardır. Dizeleri cinaslı uyaklarla kurulduğu için böyle mânilere “Cinaslı Mâni” ya da “Kesik Mâni” denir.

Bugün al

Yârim giymiş bugün al
Şâd edersen bugün et
Can alırsan bugün al


Sürüne

Madem çoban değilsin
Ardındaki sürü ne
Ben bir körpe kuzuyum
Al kat beni sürüne
Beni böyle yandıran
Sürüm sürüm sürüne


Manilerin genel özellikleri:


* aaxa şeklinde kafiyelenir.
* 4+3 şeklinde ölçüsü vardır.
* İlk iki dizesi ayrık yani hazırlık özelliği taşımaktadır. Asıl mesaj üçüncü dizede verilir.
* Her konuda söylenebilir.
* Düz cinaslı ve artık mani gibi çeşitleri vardır.

NİNNİ

* Annelerin bebeklerini uyutmak amacıyla belli bir ezgi ile söylediği parçalardır.
* Çocukların psikolojisi üzerinde etkilidir
* Manzum özelliktedirler.


AĞIT

Ölüm ve yas törenlerinde söylenen lirik şiirlerdir.
Ölçü ve uyak düzeni genellikle Türkülerdeki gibidir.
islamiyet öncesi Türk edebiyatındaki karşılığı “sagu” Divan edebiyatındaki karşılığı ise “mersiye’dir.
__________________
 

Ah Min'el AŞK

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2008
Mesajlar
5,481
Tepkime puanı
1,108
Puanları
113
Web sitesi
askinelinden.wordpress.com
DİNİ-TASAVVUFİ (TEKKE) TÜRK HALK EDEBİYATI

* Hem hece hem de aruz ölçüsü kullanılmıştır.
* Eserlerde genellikle Allah sevgisi işlenmiştir.
* Hem dörtlük hem beyit kullanılmıştır.
* Dil halkın kullandığı dil olmakla beraber Arapca-Farsça kelimelerde kullanılmıştır.
* Bu eserleri daha iyi anlayabilmek için belli bir dini bilgiye sahip olmak gerekir.
* Bu eserlerde dönemin çarpıklıkları da işlenmiştir.
* Şairler genellikle dini eğitim almışlardır.
* İlahi nefes şathiye nutuk devriye hikmet gibi nazım şekilleri vardır.

İLAHİ

* Hecenin 7li-11li kalıbıyla belli bir ezgiyle söylenen coşkulu şiirlerdir.
* Allahın aşkı ve Ona kavuşma arzusu işlenir.
* Hem hece hem de aruzla yazılan ilahiler vardır.
* İlahiye Aleviler Deme Bektaşiler Nefes Mevleviler Ayin adını vermişlerdir.


NUTUK

* Tekkede tarikata yeni giren müritlere dinin ve tarikatın esaslarını aktarmak için yazılan şiirlere denir.
* 11li hece ölçüsü ile yazılır.


ŞATHİYE

* Dinin bazı inceliklerini alay edermişçesine anlatan şiirlere denir.
* Birçok şair bu şiirlerden dolayı horlanmış hatta öldürülenler de olmuştur.

Halk Edebiyatı | Bilgicik.Com - Türkçe, Edebiyat, Teknoloji... | Bilgicik Günlüğüm :)
 
Üst