Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'den takriben bin sene önce yaşayan Yemen padişahlarından Tuba' veya Tuban adlı zat Yesrib'e geldiğinde, oraya bir peygamberin hicret edeceğinden haberdar olmuş; ben kendisinin rahat edeceği bir ev yapayım, diye gayret göstermiştir.
Nitekim Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Medîne'ye hicret ettiğinde devesini serbest bırakmış; devesi de Ebû Eyyub-il-Ensârî radıyallahu anhu'nun evinin önündeki harabe haline gelmiş, Tuban'ın temeli üzere çökmüştür. Bu arada sağdan soldan Medîneliler ziyaretine geliyorlar... Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Ebû Eyyub-il-Ensârî radıyallahu anhu'nun evinin önünde...
Ziyaretçilerin arasında Ebû Leyla gelince, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ona:
- Ey Ebâ Leylâ, Tuban'ın bana yazmış olduğu mektubunu ver. ( Ebû Leylâ: )
- Sen kimsin, sihirbazlara benzemiyorsun. ve beni ilk sefer gördün, yanımda Tuban'ın mektubunun olduğunu nereden öğrendin?
- Ben Muhammed'im. O mektubu getir. ( sallallâhu aleyhi ve sellem )
Sonra Ebû Leylâ evine dönüp mektubu getirmiştir. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem kendi eliyle mektubu açtıktan ve okur yazar birisine uzatıp: " Şunu Bana oku. " dedikten sonra: " Merhaba Tuban, merhaba. " diye üç kere buyurmuştur.
Mektub'un metni şöyledir:
Ahmed üzerine şahadet ederim. Gerçekte o tohumları yaratan Allah'ın Rasûlü'dür.
Eğer ömrüm ömrüme ulaşmış olsaydı, Ona vezir ( yardımcı ) olan amca oğlu olurdum.
Kılıcımla düşmanlarına karşı cihad ederdim. Göğsündeki her kederi giderip Onu ferahlandırırdım.
Bu şiir bakır kablı altın bir levha üzerine yazılmıştı. Açılıncaya kadar, kimse içinde ne olduğunu bilmezdi. bunu gören Evs ve Hazrec kabilesi, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e gönül bağladılar, iman ettiler.
Not: Bu hususta Umdet-ul-Kârî c.2 s.356 ve el-Bidâye venNihâye c.2 s.166 ve bir de İbnu Hişam'ın Essîret-un-Nebeviyye c.1'de geniş malumat vardır.
İktibas: Ehli sünnetin nazarı İtikadın Ölçüsüdür İsmail ÇETİN Rahimehullah Dilara Yayınları
Nitekim Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Medîne'ye hicret ettiğinde devesini serbest bırakmış; devesi de Ebû Eyyub-il-Ensârî radıyallahu anhu'nun evinin önündeki harabe haline gelmiş, Tuban'ın temeli üzere çökmüştür. Bu arada sağdan soldan Medîneliler ziyaretine geliyorlar... Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Ebû Eyyub-il-Ensârî radıyallahu anhu'nun evinin önünde...
Ziyaretçilerin arasında Ebû Leyla gelince, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ona:
- Ey Ebâ Leylâ, Tuban'ın bana yazmış olduğu mektubunu ver. ( Ebû Leylâ: )
- Sen kimsin, sihirbazlara benzemiyorsun. ve beni ilk sefer gördün, yanımda Tuban'ın mektubunun olduğunu nereden öğrendin?
- Ben Muhammed'im. O mektubu getir. ( sallallâhu aleyhi ve sellem )
Sonra Ebû Leylâ evine dönüp mektubu getirmiştir. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem kendi eliyle mektubu açtıktan ve okur yazar birisine uzatıp: " Şunu Bana oku. " dedikten sonra: " Merhaba Tuban, merhaba. " diye üç kere buyurmuştur.
Mektub'un metni şöyledir:
Ahmed üzerine şahadet ederim. Gerçekte o tohumları yaratan Allah'ın Rasûlü'dür.
Eğer ömrüm ömrüme ulaşmış olsaydı, Ona vezir ( yardımcı ) olan amca oğlu olurdum.
Kılıcımla düşmanlarına karşı cihad ederdim. Göğsündeki her kederi giderip Onu ferahlandırırdım.
Bu şiir bakır kablı altın bir levha üzerine yazılmıştı. Açılıncaya kadar, kimse içinde ne olduğunu bilmezdi. bunu gören Evs ve Hazrec kabilesi, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e gönül bağladılar, iman ettiler.
Not: Bu hususta Umdet-ul-Kârî c.2 s.356 ve el-Bidâye venNihâye c.2 s.166 ve bir de İbnu Hişam'ın Essîret-un-Nebeviyye c.1'de geniş malumat vardır.
İktibas: Ehli sünnetin nazarı İtikadın Ölçüsüdür İsmail ÇETİN Rahimehullah Dilara Yayınları