bakış
Kıdemli Üye
Camide “Tevrat dersi vereceğim” diyen imam
Hiç dikkatinizi çekti mi bilmem.
Ben yeni dikkat ettim.
Türkiye'de ve bütün dünyadaki camilerde Cuma günü hatip minberde Hutbe okurken binlerce insan olmasına rağmen camide çıt çıkmaz ve cemaatin hepsi dikkatle imamı dinler.
Aynı cemaati namazdan sonra bir sinema salonuna alınız ve orada bir konferans tertip ediniz seyredin siz gümbürtüyü.
Öğretmen sınıfta sessizliği sağlamak için birkaç defa "Susunuz" dedikten sonra her öğrenci de en az bir defa "Susunuz" der ve öğrenci başına iki "Sus" gürültüsü çıkar.
Bazı öğretmenlerin elindeki değnek şakırtısı da gürültüye renk katar.
Peki, binlerce insan Cuma günü camide hutbeyi dinlerken neden gürültü olmaz.
Veya bir salonda sessizliği sağlayamayan takdimci Kur'an-i Kerim okumak üzere Kurra-i Kiram'dan birini çağırdığında o "Eüzü billahi" dediği an salonda bir sessizlik oluverir.
Neden?
Çünkü bin dört yüz yıl öncesinde verilen bir emir yürürlüktedir de ondan.
Rabbimiz "Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki rahmet olunasınız." buyurmuş. (A'raf süresi ayet 204)
Allah'ı dinlersek üzerimize rahmet yağıyor ve binlerce yıl kardeş oluyoruz.
Kendimiz gibi bir insanın despotça emirlerini dinlemeye zorlanırsak üzerimize kurşun yağıyor.
Bu emir, Şemdinli'de geçerli olduğu gibi Edirne'de de geçerli.
Hutbe okunurken "Sus" demeyi bile yasaklayan emir hâlâ geçerli.
Ama insanın insana olan emirlerinde sorun var.
Bizi birleştiren tutkallar teker teker hayatımızdan çıkarılmış.
Diyarbakır Ulucami'de on iki yaşın altındaki çocukların Kur'an okuması yasak olduğu gibi Edirne Selimiye Camii'nde de yasak.
Eğitimciler, insanın kişiliğinin yarısının yedi yaşına kadar tamamlandığını söylerler.
Peki, Kur'an yasağını koyanlar hangi mantıkla koymuşlardı ve şimdi bu kanunu kaldırmayanlar hangi akıla hizmet ederler.
Sayın yetkili, "Yasak var ama imamlarımız okutuyorlar" diye sana rapor sunmuşlarsa ben kendimin gezerek ve görerek edindiğim bilgiyi rapor edeyim: Ege denizinin kenarında birçok camide 12 yaşın altındakileri camiye almıyorlar imamlar ve gerekçe olarak da kanunun yasağını söylüyorlar.
Bir de bazı Milli Eğitim müfettişlerinin gezdiğini ve nüfus kağıtlarına bakarak kontrol ettiklerini söylüyorlar.
Hatta imamlarımızdan biri anlattı: "Ben gelen her çocuğu almıştım. Ancak 12 yaş altındakileri caminin bir köşesinde öbürlerinden ayrı okutuyordum.
Müfettiş içeri giriverdi.
- Bunların yaşı kaç diye sordu.
- On ikinin altında olduğunu söyledim.
- Yasak olduğunu bilmiyor musun? Dedi.
- Biliyorum ama sen yanlış anladın. Ben onlara Tevrat dersi vereceğim" deyince o da benim ciddiliğimi, neler yapabileceğimi kestirdi ve ağzını açmadan, hiçbir işlem yapmadan çıktı gitti" dedi.
Mahmut toptaş milligazete
Hiç dikkatinizi çekti mi bilmem.
Ben yeni dikkat ettim.
Türkiye'de ve bütün dünyadaki camilerde Cuma günü hatip minberde Hutbe okurken binlerce insan olmasına rağmen camide çıt çıkmaz ve cemaatin hepsi dikkatle imamı dinler.
Aynı cemaati namazdan sonra bir sinema salonuna alınız ve orada bir konferans tertip ediniz seyredin siz gümbürtüyü.
Öğretmen sınıfta sessizliği sağlamak için birkaç defa "Susunuz" dedikten sonra her öğrenci de en az bir defa "Susunuz" der ve öğrenci başına iki "Sus" gürültüsü çıkar.
Bazı öğretmenlerin elindeki değnek şakırtısı da gürültüye renk katar.
Peki, binlerce insan Cuma günü camide hutbeyi dinlerken neden gürültü olmaz.
Veya bir salonda sessizliği sağlayamayan takdimci Kur'an-i Kerim okumak üzere Kurra-i Kiram'dan birini çağırdığında o "Eüzü billahi" dediği an salonda bir sessizlik oluverir.
Neden?
Çünkü bin dört yüz yıl öncesinde verilen bir emir yürürlüktedir de ondan.
Rabbimiz "Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki rahmet olunasınız." buyurmuş. (A'raf süresi ayet 204)
Allah'ı dinlersek üzerimize rahmet yağıyor ve binlerce yıl kardeş oluyoruz.
Kendimiz gibi bir insanın despotça emirlerini dinlemeye zorlanırsak üzerimize kurşun yağıyor.
Bu emir, Şemdinli'de geçerli olduğu gibi Edirne'de de geçerli.
Hutbe okunurken "Sus" demeyi bile yasaklayan emir hâlâ geçerli.
Ama insanın insana olan emirlerinde sorun var.
Bizi birleştiren tutkallar teker teker hayatımızdan çıkarılmış.
Diyarbakır Ulucami'de on iki yaşın altındaki çocukların Kur'an okuması yasak olduğu gibi Edirne Selimiye Camii'nde de yasak.
Eğitimciler, insanın kişiliğinin yarısının yedi yaşına kadar tamamlandığını söylerler.
Peki, Kur'an yasağını koyanlar hangi mantıkla koymuşlardı ve şimdi bu kanunu kaldırmayanlar hangi akıla hizmet ederler.
Sayın yetkili, "Yasak var ama imamlarımız okutuyorlar" diye sana rapor sunmuşlarsa ben kendimin gezerek ve görerek edindiğim bilgiyi rapor edeyim: Ege denizinin kenarında birçok camide 12 yaşın altındakileri camiye almıyorlar imamlar ve gerekçe olarak da kanunun yasağını söylüyorlar.
Bir de bazı Milli Eğitim müfettişlerinin gezdiğini ve nüfus kağıtlarına bakarak kontrol ettiklerini söylüyorlar.
Hatta imamlarımızdan biri anlattı: "Ben gelen her çocuğu almıştım. Ancak 12 yaş altındakileri caminin bir köşesinde öbürlerinden ayrı okutuyordum.
Müfettiş içeri giriverdi.
- Bunların yaşı kaç diye sordu.
- On ikinin altında olduğunu söyledim.
- Yasak olduğunu bilmiyor musun? Dedi.
- Biliyorum ama sen yanlış anladın. Ben onlara Tevrat dersi vereceğim" deyince o da benim ciddiliğimi, neler yapabileceğimi kestirdi ve ağzını açmadan, hiçbir işlem yapmadan çıktı gitti" dedi.
Mahmut toptaş milligazete