TEVBE KiTABINDAN...

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Hadis 1:

Siz günah işlemeseniz, Allah günah işleyecek bir halk yaratır; onları affederdi.

Hadis 2:

Allah azze ve celle: Benim rahmetim, gadabımı geçmiştir, buyurdu.

Hadis 3:

Şüphesiz Allah'ın yüz rahmeti vardır. İşte onlardan bir rahmet vardır ki: Mahlukat kendi aralarında birbirlerine onunla acırlar. Doksan dokuzu kıyamet günü içindir.

Hadis 4:

Mü'min, Allah nezdindeki azabı bilse, cennetine kimse tama' etmezdi. Kafir de, Allah indindeki rahmeti bilse, cennetinden kimse ümidini kesmezdi.

Hadis 5:

Hiç iyilik yapmamış bir adam ailesine: Ben öldüğüm vakit beni yakın, sonra yarımı karaya, yarımı da denize saçın! Vallahi Allah bana kadirse, elbette beni alemlerden hiç birini azab etmediği gibi azaba çekecektir. dedi. O adam ölünce, onun emrettiğini yaptılar. Allah da karaya emir buyurdu, o içindekini topladı. Denize emir buyurdu, o da içindekini topladı. Sonra ( o adama ) : Bunu niçin yaptın? diye sordu. Adam:

- Senin haşyetinden Ya Rabbi ! Sen daha iyi bilirsin, dedi. Bunun üzerine Allah onu affetti.

Hadis 6:

Bir kadın bir kedi sebebiyle cehenneme girdi. Onu bağlamış, ne doyurmuş, ne de yerin haşeratından yemesine müsaade etmişti. Nihayet kedi kedi zayıflıktan öldü.

Hadis 7:

Şüphesiz ki: Allah azze ve celle gündüzün günah işleyenin tevbesini kabul etmek için, geceleyin yed'ini açar. Geceleyin günah işleyenin tevbesini kabul etmek için de, gündüzün yed'ini açar. ( Bu ) Ta güneş battığı yerden doğuncaya kadar ( devam eder ).

Hadis 8:

Bir adam bir kadından öpücük almış. Müteakiben Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelerek bunu kendisine anlatmış. Bunun üzerine:

' Namazı gündüzün iki tarafında ve gecenin bazı saatlerinde dosdoğru kıl! Şüphesiz ki, iyilikler kötülükleri giderir. Bu hatırlayanlara bir hatırlatmadır. Hud suresi. 114 ayet-i kerimesi inmiş. Adam:

- Bu bana mı mahsus ya Rasulallah! diye sormuş.

- Ümmetimden onunla amel edenlere! buyurmuştur.

Hadis 9:

Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme gelerek:

- Ya Rasulallah! Ben hadd ( i şer'iy ) e isabet ettim. Onu bana tatbik ediver, dedi. Namaz vakti gelmişti. Adam Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kıldı. Namazı eda ettikten sonra:

- Ya Rasulallah! Ben hadde isabet ettim. Hakkımda Allah'ın kitabını tatbik ediver! dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- Sen bizimle beraber namazda bulundun mu? diye sordu. Adam:

- Evet! dedi.

- Sen affolundun! buyurdular.

Hadis 10:

Müslüman bir kimse ölürse, Allah onun yerine cehenneme bir yahudi veya hıristiyan koyar.

Hadis 11:

Kıyamet gününde mü'min Rabbi azze ve celleye yaklaşacak, o derece ki, üzerine Allah'ın affını indirecek ve ona günahlarını itiraf ettirecektir. Kendisine:

- ( filan günahını ) biliyor musun? diye soracak. Mü'min:

- Ey Rabb'im! Biliyorum, diyecek. Teala Hazretleri:

- Onu ben dünyada sana örtbas etmiştim. İşte bugünde onu sana bağışlıyorum, diyecek. Bunun üzerine iyiliklerinin sahifesi verilecektir. Kafirlerle münafıklara gelince, onlar için mahlukat huzurunda:

- İşte Allah namına yalan söyleyenler bunlardır, diye nida edilecektir!

Sahih-i Müslim'den alınmıştır.
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Cüneyd bin Muhammed el-Bağdâdî rahimehullahu Teâlâ'dan: " Tevbe nedir? " diye sorulmuş:

" Günahın unutulmasıdır. " cevabını vermiştir.

Ebû Muhammed Sehl bin Abdullah bin Yûnus et-Tüsterî rahimehullahu Teâlâ'dan bu sorulmuş:

" Günahları asla unutmamandır. " cevabını vermiştir.

Cüneyd rahimehullâhu Teâlâ'nın sözünün manası; işlemiş olduğun günahların lezzet ve halâvetini, iç duygularında hiçbir yeri ve eseri kalmayacak derecede kalbinden çıkarmandır. Böyle olunca, hiç günah bilmemiş gibi olursun. Ve bu hal, vuslattan sonrasıdır.

Sehl rahimehullâhu Teâla'nın sözünün manası ise, Allah Teâlâ'nın, cezalandırmasına mühlet vermesinden ve kendisine devamlı lutf-u ihsanda bulunmasından, suçunu örtbas etmesinden dolayı mağrur olmaması remektir.

Henüz yolda iken tevbe eden kimsenin, daimi bir sûrette günahının sonuçta azabı olacağından korkması, bir daha günahının benzerine girmekten çekingen kalması üzerine devam etmesi, sonuçta gerçekleşecek azabını gözönünde bulundurması demektir.

Şeyh Ebû Muhammed Revîm rahimehullahu Teâlâ diyor ki:

" Tevbenin manası, tevbeden tevbe etmektir. "

Râbiat-ul-Adeviyye :

" Kalbin en derin köşesinden çıkmayan istiğfar için, bir daha istiğfar gerekir. " diyor.

İktibas: Tevhid ve Tasavvufta Parlak İnciler Dilara Yayınları
 
Üst