Teslim'iyet töreni

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
Teslim'iyet töreni


PKK'lıların memlekete gelişi, tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde ve KKTC'de törenlerle kutlandı.



Terörist olmadıkları, olsa olsa terörişko oldukları açıklanan PKK'lılar, sınır kapısına serilen kırmızı halı üzerinde, protokol tarafından, çiçeklerle karşılandı.

Yetkililerin, gözyaşlarıyla birbirlerine sarılarak, çak yaptıkları görüldü. Giriş işlemlerini önceden hazırlamayarak, 4 saniye beklemelerine sebep olan memur, görevden alındı, mağdur PKK'lılardan özür dilendi, araya Ahmet Türk girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, Ahmet Türk'e teşekkür plaketi verildi. Bando eşliğinde üstü açık arabaya bindirilen PKK'lılar, resmi geçit kortejine katılarak, halkı selamlaya selamlaya Silopi'ye girdi. Temsili karakol baskınının gerçekleştirildiği törenlerde, temsili bir askerin, tahta tüfekle sağa sola ateş ediyormuş gibi yapması, coşkuya gölge düşürdü. Divan-ı harbe verilen askerin, akli dengesinin bozuk olduğu ortaya çıktı. 25 atletin İmralı'dan getirilen toprağı PKK'lılara sunmasının ardından, güzergâh üzerindeki devlet dairelerine molotof atıla atıla, Vilayet Konağı'na geçildi. Makam aracını PKK'lılara tahsis ettiği için yürüye yürüye gelen Vali'nin kapıda karşılamaya gecikmesi, PKK'lıları tek başına karşılamak zorunda kalan ABD Elçisi tarafından skandal olarak nitelendirildi. Sinirlenen elçi, “Bu memleketin sahibi yok mu kardeşim, her şeyi biz mi yapacağız” diye bağırdı, araya Emine Ayna girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, ona da teşekkür plaketi verildi.

* * *

Karayoluyla Diyarbakır'a giden PKK heyeti, oradan, havayoluyla Ankara'ya geçti. Ancak, bu seyahat için, başbakanlığa yeni alınan 18 koltuklu DAP uçağının tahsis edilmesi, krize sebep oldu. PKK'lıların “Sıkış tepiş olacağını bilseydik, gelmezdik” diye yakınması üzerine, derhal 40 koltuklu Ana uçağı tahsis edildi. Bu bekleme sırasında VIP'te yürekleri ağızlara getiren bir sabotaj girişimi yaşandı ve “Türk” kahvesi ikram edildi... Irkçı muameleye maruz kaldıklarını söyleyen PKK'lılar, “Kalkın, dönüyoruz Kandil'e” dedi. Allah'tan Sırrı Sakık devreye girdi, “Espresso olmadığında ben bile Türk kahvesi içiyorum” diyerek, tatsızlığın büyümesini önledi. Faşist garson gözaltına alındı.

Sırrı Sakık'a da teşekkür plaketinin yanı sıra Beluga havyarı takdim edildi.

* * *

Başkent'e inen PKK'lılar, gündüzdü ama havayi fişeklerle karşılandı, deve kesildi, nazar değmesin diye alınlarına sürüldü, TOKİ'nin hediyesi dubleks dairelerin anahtarları hediye edildi. Limuzinlerle TBMM'ye geçen PKK'lılar, önce, Meclis Lokantası'nda AB büyükelçileriyle basına kapalı yemek yedi, sonra, DTP grup toplantısına katıldı; Şeş TV'nin yanı sıra, Roj TV'den de naklen yayınlandı. Ayak altında dolaşmasınlar diye, CHP ve MHP grup toplantıları iptal edildi, “Çok istiyorsanız gidin orada yapın” denilerek, ilk meclis tahsis edildi.

* * *

PKK'lıların yarın İstanbul'a geçmesi, Savarona'yla Boğaz turu atması, akşam da Çırağan Sarayı'nda gazetecilerle yemek yeyip, topluca Reina'ya gitmeleri bekleniyor.


Yılmaz ÖZDİL
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Bidon kafa Yılmaz'ın anlamaktan aciz olduğu, -bu kapasiteyle anlamamasını doğal karşılamak gerekiyor tabi, kınamıyoruz- güzel, çok güzel gelişmeler oluyor/olacak Türkiye'de ve Ortadoğu'da, inşallah..
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Eylenceli bir yazı ama muhatabı kim?
DTP otobüsünün tepesinde pkk lıların olmasına niye şaşırıyor ki?
Bu yüzden onlar DTP
Güneydoğuda PKK gösterileri sanki ilk kez o gün yaşanmış
Bu şovlar PKK nın silahsızlandırılması sürecini baltalıyor bu doğru
AMA bu kez köşeye sıkışan DTP
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
Eylenceli bir yazı ama muhatabı kim?

Muhatabı hükümet.

DTP değil.

zaten yazarın tepkisi,pkklıların adeta devlet töreniyle karşılanması.müsteşarlar,seyyar adliye,aman kırılmasınlar sakın gücendirmeyelim sonra geri döner giderler gibi davranılması.bir kırmızı halı ve askeri bando mızıka eksikti.

hatırlayınız ilk gün ne demişti bazı yetkililer."işte özlenen manzara bu.özlenen barış manzaraları".meallinde cümleler.

2gün sonra tepkiler büyüyünce"dtp süreci provoke ediyor"oldu birdenbire.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Muhatabı hükümet.

DTP değil.


zaten yazarın tepkisi,pkklıların adeta devlet töreniyle karşılanması.müsteşarlar,seyyar adliye,aman kırılmasınlar sakın gücendirmeyelim sonra geri döner giderler gibi davranılması.bir kırmızı halı ve askeri bando mızıka eksikti.

hatırlayınız ilk gün ne demişti bazı yetkililer."işte özlenen manzara bu.özlenen barış manzaraları".meallinde cümleler.

2gün sonra tepkiler büyüyünce"dtp süreci provoke ediyor"oldu birdenbire.
Karşılama töreninin hükümetle ne ilgisi var
Sanki bölgede PKK gösterisi ilk kez olmuş
Eleştirmek için eleştiriyorsunuz
Eleştirecekseniz hükümetin iyi niyetini kendi şovuna çevirenleri eleştirin
Savcının bölgeye gitmesi bir tedbir.
Ne olmasını bekliyordunuz
Diyarbakır adliyesine götürülmelerini mi?
Şehrin ne hale gelebileceğini hiç düşündünüz mü?
Şehir dışında bu işlerin halledilmesi isabetli ama anlayana tabi
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Yazısı alıntılanan işbu yazar etiketli dangalağa ve "açılım" sebebiyle hükümeti hain ilan edebilecek kadar gözü dönmüşlere tek bir soru soruyoruz.

- PKK'nın silah bırakmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

İstiyorsanız bunun nasıl olması gerektiği konusunda ne düşündüğünüzü söyleyin.

Yok istemiyorsanız da kıvırmadan, laga-luga yapmadan, sağa-sola sapmadan "PKK'nın silah bırakmasını istemiyoruz, herşeyin kaldığı yerden devam etmesini istiyoruz" diye delikanlı gibi çıkın söyleyin.

Bu kadar basit...
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Yazısı alıntılanan işbu yazar etiketli dangalağa ve "açılım" sebebiyle hükümeti hain ilan edebilecek kadar gözü dönmüşlere tek bir soru soruyoruz.

- PKK'nın silah bırakmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

İstiyorsanız bunun nasıl olması gerektiği konusunda ne düşündüğünüzü söyleyin.

Yok istemiyorsanız da kıvırmadan, laga-luga yapmadan, sağa-sola sapmadan "PKK'nın silah bırakmasını istemiyoruz, herşeyin kaldığı yerden devam etmesini istiyoruz" diye delikanlı gibi çıkın söyleyin.

Bu kadar basit...

Ben cevap vereyim.

Koca bir HAYIR!

Bunların istediği doğuda dağdan inenlerin davul zurnayla karşılanması değil, tekme tokatla "çıkın lan dağa, asker öldürmeye, mücadeleye devam" denilmesi. Şayet bu olsaydı ve dağdan dönüş bölgede infial oluştursaydı, insanlar dağda kalınmasını isteseydi bu zevatın iç yağları eriyecekti.

PKK silah bırakırsa ne olur?

Evvelâ askerler şehit olmaz, askerler şehit olmayınca değirmen dönmemeye başlar, silah uçak alacağımıza okullara sıra masa alınır, hastanelere diyaliz makinesi alınır, memurun işçinin maaşı artar. Savaşa giden milyar dolarlar barışta iç ekonomiye kazandırılır.

Ama!

Ama şehit olmayınca MHP oy bulamaz. Terörist ölmediğinde ise DTP oy bulamaz. Savaş olmazsa TSK TC hükümetinden eğitimden sonra en fazla bütçe alan kurum olmaz ve bu durumda asker sayısında azalış, kaynaklarda azalış, teröre ayrılan güçte azalış meydana gelir. Bu da CHP'nin işine gelmez, askerle karın bağı olan CHP bu durumda güçsüzleştiğini düşünür.

Ama savaş devam ederse, PKK dağdan inmezse ne olur?

Ne güzel olur! Analar ağlar, MHP'liler ve DTP'liler şehitlerin ve teröristlerin ardından sloganlar atar. Savaş devam eder, askerler ölür, vergiler silah olur, çocuklar babasız, kadınlar kocasız, analar evlatsız kalır. Ülke bölünmez!

Çok garip değil mi abi?

PKK silah bıraktığında ülke bölünecek diyenler, PKK'nın elinde silah varken vatan bölünmez diyor?

Merak ediyorum bu PKK silah olmadan vatanı nasıl bölecek, hükümet PKK'ya silah bıraktırdığında nasıl hain olacak...

Yok abi, yok!

Savaş sürmeli...

40 bin şehit 400 bin olana dek savaş sürmeli. Nasılsa savaş bitse de, sürse de "VATAN BÖLÜNMEYECEK" olan da ölenlere ve geride kalanlara olacak. Allah 1980'den bu yana bu savaşa sebep olanlara LANET etsin. Savaşı sürdüren ve vatan evlatlarını kara toprağa gönderenlere Allah LANET etsin. Bunu yapan Ak Parti ve Tayyip Erdoğan'sa Allah onlara da LANET etsin.

İnsan başka bir şey söyleyemiyor...
 

Gök-Han

Ordinaryus
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
929
Puanları
0
Konum
EsEs
Web sitesi
gokhanyavuz.blogcu.com
Ben cevap vereyim.

Koca bir HAYIR!

Bunların istediği doğuda dağdan inenlerin davul zurnayla karşılanması değil, tekme tokatla "çıkın lan dağa, asker öldürmeye, mücadeleye devam" denilmesi. Şayet bu olsaydı ve dağdan dönüş bölgede infial oluştursaydı, insanlar dağda kalınmasını isteseydi bu zevatın iç yağları eriyecekti.

PKK silah bırakırsa ne olur?

Evvelâ askerler şehit olmaz, askerler şehit olmayınca değirmen dönmemeye başlar, silah uçak alacağımıza okullara sıra masa alınır, hastanelere diyaliz makinesi alınır, memurun işçinin maaşı artar. Savaşa giden milyar dolarlar barışta iç ekonomiye kazandırılır.

Ama!

Ama şehit olmayınca MHP oy bulamaz. Terörist ölmediğinde ise DTP oy bulamaz. Savaş olmazsa TSK TC hükümetinden eğitimden sonra en fazla bütçe alan kurum olmaz ve bu durumda asker sayısında azalış, kaynaklarda azalış, teröre ayrılan güçte azalış meydana gelir. Bu da CHP'nin işine gelmez, askerle karın bağı olan CHP bu durumda güçsüzleştiğini düşünür.

Ama savaş devam ederse, PKK dağdan inmezse ne olur?

Ne güzel olur! Analar ağlar, MHP'liler ve DTP'liler şehitlerin ve teröristlerin ardından sloganlar atar. Savaş devam eder, askerler ölür, vergiler silah olur, çocuklar babasız, kadınlar kocasız, analar evlatsız kalır. Ülke bölünmez!

Çok garip değil mi abi?

PKK silah bıraktığında ülke bölünecek diyenler, PKK'nın elinde silah varken vatan bölünmez diyor?

Merak ediyorum bu PKK silah olmadan vatanı nasıl bölecek, hükümet PKK'ya silah bıraktırdığında nasıl hain olacak...

Yok abi, yok!

Savaş sürmeli...

40 bin şehit 400 bin olana dek savaş sürmeli. Nasılsa savaş bitse de, sürse de "VATAN BÖLÜNMEYECEK" olan da ölenlere ve geride kalanlara olacak. Allah 1980'den bu yana bu savaşa sebep olanlara LANET etsin. Savaşı sürdüren ve vatan evlatlarını kara toprağa gönderenlere Allah LANET etsin. Bunu yapan Ak Parti ve Tayyip Erdoğan'sa Allah onlara da LANET etsin.

İnsan başka bir şey söyleyemiyor...

MHP ve DTP yi böyle bir hususta karşılaştırmak hadsizliktir.
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Haklısınız. Oysa Ak Parti hain, bölücü deseydim çok güzel bir tespitte bulunmuş olacaktım.

1980'den beri hadsizliğin iki kutbu bu iki oluşumdur. Biri Türklerin, öteki Kürtlerin "ırkçılığını" sürdürmekte, olan gariban Anadolu evlatlarına olmaktadır. Bir Türk olarak nezdimde MHP'de, DTP'de; İngiliz BNP (Ulusal) partisi de, Alman NPD (Nasyonal) partisi de, İsrail Evimiz Partisi de aynı çizgidedir. Irkçılığın milleti, dini, mezhebi olmaz her yerde aynıdır ve her yerde mutluluk değil mutsuzluk oluşturur.

Bugün DTP Çankırı'da, MHP Hakkari'de miting yapamıyor, insanlara biz buyuz diyemiyorsa sebebi bellidir. Fakat birileri için hükümetin açılımı hainlik, bölücülük olmuş, böyle yaygara koparmak işlerine gelmiştir.

Elma ile elma, armut ile armut, öküz ile öküz karşılaştırılır. Mevzu bahis siyasi partiler ise Sosyalist bir partinin karşısında başka bir Sosyalist, ırkçı bir partinin karşısında başka bir ırkçı çıkar. Biri elmanın, öteki armutun ırkçılığını yaptığı için bu kıyas bazılarının havsalasının çok üstündedir ve bizce hadsizlik değildir. Hadsizlik yapanlar bundan sonra şehitlerin ölmesini isteyen ESAS VATAN HAİNLERİdir.

Beğenin beğenmeyin. Vaziyet budur... Olan masum 40 bin cana olmuştur... Ve bu partiler mevcudiyetini sürdürdükçe ve millet itibar ettikçe daha çok 40 binler şehit olacaktır. Gören bilen PKK F16 satın aldı sanır, yahu silah bırakıyorlar silah. Senin askerini öldürecek silahlar iniyor bundan daha güzel ne olabilir. Demokratik ne mücadelesi varsa görsün, işte anayasa işte hukuk. Fakat olmaz, şehitler oy demek, oy şehitler demek. 2007 seçimleri arefesi 3 ayda ölen askerin 30 yıllık mücadelede en yüksek ölüm oranlarınına sahip 3 ay dilimi olması birilerince tesadüf. Birilerince de 70+20 (MHP+DTP) = 90 milletvekili...
 

Gök-Han

Ordinaryus
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
929
Puanları
0
Konum
EsEs
Web sitesi
gokhanyavuz.blogcu.com
halen üzerine basa basa söylüyorum ki,

böyle bir konuda neyi temsil ettiği malum,icraatları,niyetleri gün gibi meydanda olan dtp ile mhp yi karşılaştırmak ve tabir-i caizse bu iki oluşumu aynı kefede değerlendirmek hadsizlik ve de dar bir görüştür.halen milliyetçi anlayış ile faşist anlayışa aynı pencereden bakmak,görememektir.!

80 diye belirttiğiniz dönemde olan millete olmuştur haklısınız.lakin o dönemde 5000bin küsür evladınıda yitirmiştir bu karaladığınız parti.(elbette kayıplar karşılıklıdır.)neticesinde de bu vatan!mhp birliktelikler ve aynılıklar üzerine siyaset güderken,dtp-pkk bloğu,kürt merkezli bir farklılığı savunmuş,karşısında ise hedef olarak bu partiyi seçmiştir.mhp nin hakkari vs yerlerde miting yapmamasının nedenlerinden biri,pkk-dtp bloğunun izlediği ayrılıkçı siyasetten ileri gelmektedir.

hadsizlik yapan,geçmişinde bu ülke menfaatleri için tabir-i caizse savaşmış,canlar vermiş bir oluşumla,askere kurşun sıkan,tek hedefi ülkeyi karıştırmak olan hain bir oluşumu karşılaştırandır.

denildiği üzere,açılımın karşısında,pkk nın bitmemesini isteyen bir stratejide olsaydı bu parti,emin olun ki elindeki tüm güçle bu ülkeyi karıştırma yoluna giderdi.(ve bence buna gücü yeter)

karşılama törenlerinden doğan sıkıntısını belirten bir anlayış içindedir mhp.her seferinde bunu dile getirmektedir.elmayla elmayı,armutla armutu,öküzle öküzü karşılaştırırken dikkatli seçmek gerekir.teşbihte hata olmaz,lakin her insan da teşbih yapamaz!
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Tekrarlayalım;

- PKK'nın silah bırakmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

İstiyorsanız bunun nasıl olması gerektiği konusunda ne düşündüğünüzü söyleyin.

Yok istemiyorsanız da kıvırmadan, laga-luga yapmadan, sağa-sola sapmadan "PKK'nın silah bırakmasını istemiyoruz, herşeyin kaldığı yerden devam etmesini istiyoruz" diye delikanlı gibi çıkın söyleyin.

Hayde bakalım, nereyesunuz???
 

Gök-Han

Ordinaryus
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
929
Puanları
0
Konum
EsEs
Web sitesi
gokhanyavuz.blogcu.com
bir yanda madalyonuna varana kadar,çıkarıp yere atmış,
'ateş düştüğü yeri yakar' sözünün bile yetersiz kaldığı acılı aileler,
diğer bir tarafta teslimiyetten çok,kahraman edalarıyla sınırdan giriş yapan,her fırsatta pişman olmadıklarını dile getiren insanlar mevcut.
öyle ya da böyle herkes sınanmakta.elbette ki hiç kimse pkk nın silah bırakmasını istemeyecek kadar hain değil!bu noktada asıl sorumluluk onlardadır.herkesin istediği,bu işi şova dönüştürmeden üzerinden kalkabilmek.
hepimizin gözleri önünde cereyan eden bu olayların neticelerini zamanla göreceğiz.dileriz ki hayırlısı olur.
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
DTP ile MHP'yi karşılaştıran yok, bu İngiliz Ulusal Parti ile DTP'yi karşılaştırmak kadar aptalca olur. Burda yapılan mukayese ve şehitlerin ve ölü teröristlerin nasıl oya dönüştüğü gerçeğidir.

Biz mentalite ve ideoloji bakımından iki partinin aynı rahmin farklı dölleri olduğunu söylüyoruz. Biri Sivastan ötesine, öteki Sivastan berisine gidemiyor.

Geçenlerde bir abi ile konuştuk, şu cümleleri kurdu (çok afedersiniz); "serefsiz Kürtler ülkeyi bölüyor, bir de AKP adamlara hizmet götürüyor, benim köyüme asfalt gelmemiş oraya yığınla para akıyor, bu adamlar terörist, yediği çanağa eden köpeklerden farkları yok..." vs. vs. aynı minvalde pek çok söz. Bu adam hemşehrim, Çankırılı. Türkiye'de MHP'ye en çok oy çıkan ilk dört-beş ilden biridir ayrıca. "Abi öyle diyorsan bölelim gitsin" dedim, madem hizmet gitmeyecek, madem terörist ne diye vatandan sayıyoruz. Olur mu ora da vatan, dedi. Hem vatan millet sakarya diyorsunuz, hem vatandan dediğiniz topraklara adım atmıyorsunuz bu ne yaman çelişki? Hepsi terörist neyine gideceksin, dedi. Münakaşaya dönmeden "hayırlısı" dedim, ırkçı hemşehrime.

Güya MHP karşılama törenlerinden dolayı sıkıntı dile getirmiş. Ula sanki uzayda yaşıyoruz, Uranüs'ün gündemini takip ediyoruz. Yahu ilk günden beri bar bar bağıran, hükümeti hain, bölücü ilan eden. Ülke karışır, bölünür diye tehditler savuran başkaları mıydı? Bir mason sözcü, bir ulusalcı grup başkanını ordan oraya çıkarıp cıngar çıkaran başkaları mıydı? Açılım daha ayrıntı bulmadan adına bile tehammül gösteremeyen uzaylılar mıydı?

80'de 5 bin vatan evladı vermemiştir, almıştır MHP! Dönemin şovenist aktörlerinden biri olması hasebiyle kan ve dövüşe alet olmuş bir hiç uğruna ölmüştür o kadar genç. Bir cümle ile bitecek kadar da ucuz bir oyun oynanmıştır ve bugünün darbecileri gibi tezgah uğruna binlerce can toprak olmuştur. Ardına ölen 40 bin canın sorumlusu da MHP, bugünkü adıyla DTP ve terörü bilinçli bitirmeyen ordu içine çöreklenmiş anti-devletçi yapıdır.

Bu millet milli hassasiyeti öteden beri olan bir millettir. Lakin bu millet "ırkçı yaklaşımlarla" 80 sonrası tanışmıştır. Millet içinde Türk, Kürt, Arap, Çerkes herkesi katarken ve inanç ile yoğururken "önce milliyet" diyenler millete kızılcık şerbeti diye kan içirmiştir. Bugün Doğu illeri ve Batı da milliyetçi tabanı fazla olan (memleketim Çankırı gibi) iller gelişememiş, bir kültür oluşturamamış ve ekonomik, kültürel, sosyal açıdan geri kalmıştır. Doğuda Hakkari ile Urfa; Tunceli ile Adıyaman arasında fark Kürt milliyetçiliğine bağlılık ile açıklanabilir.

İnsanlara inanç dışında aşılayacağınız dünyevi tüm ideolojiler "ŞEYTANİ"dir. Milliyetçilik de bunlardan biridir ve ülkemizde İslâmın karşısında duran en önemli problemlerden biridir. Bunu kabul etmeyen bir âlim bulamazsınız, milliyetçiliği öven bir âlim de bulamazsınız. Böyle bir Sahabe ve böyle bir Peygamber de yoktur. Bugün İsrail milliyetçileri arasında yapılan anketlerde Filistin'e atom bombası atılsın, nükleer silahlar kullanılsın diyenlerin oranı %80'lerin üstündedir. Evimiz Partisi hakkında araştırma yapmanız kafidir bu sonuca ulaşmak için. Bu kin, bu nefret nerden geliyor dersiniz?

Bugün düşmanın silah bırakmasını hazmedememek ve savaş sürsün istemek hangi akla, mantığa, inanç sistemine sığar? Nasıl bırakırlarsa bıraksınlar, bundan on yıl sonra dağdan nasıl indikleri değil on yıldır teröre verilmeyen şehitler konuşulur.

Ben 24 yaşındayım, 34 yaşıma erişene kadar (bu hızla gittiği takdirde olacak rakamdır) 13.500 şehit haberi almak istemiyorum. Evet bunu istemiyor, hatta askerde bu kör dava uğruna ölmek istemiyorum. Biliyorum ki PKK bunun on misli güç kazansın yine bu vatan ve bu millet bölünmez. Fakat kör davalara binlerce evladını veren bu ülke on yıl içinde 13.500 şehit verir. Daha önce vermiştir ve 40 bin annenin, 200 bin insanın ocağına kor düşmüştür. Açılıma ilk günden beri karşı duran CHP ve MHP bu vatanın partileri olsaydı şayet hem millet narası atıp hem Sivas'ın ötesini yok saymazdı. Orada yaşayanların hepsini terörist saymayan bir parti oraya gitmekle mükelleftir. Fakat işler hiç göründüğü gibi değil, birilerinin gözüne perde inmiş ve milliyetçi/ırkçı/şovenist fikirlerin kuşattığı beyinler akı kara, iyiyi kötü görmüş.

10 yıl sonrası için artı 13.500 şehitin sorumlusu MHP-CHP-DTP'dir.

40 bin şehidin sorumlusu da bu üç partidir. Birileri kabul etse de, etmese de bu böyledir...

Mevla ırkçılığın her türlüsünden ve ilk IRKÇI olan şeytandan bizleri korusun.
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
- PKK'nın silah bırakmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

İstiyorsanız bunun nasıl olması gerektiği konusunda ne düşündüğünüzü söyleyin.

Yok istemiyorsanız da kıvırmadan, laga-luga yapmadan, sağa-sola sapmadan "PKK'nın silah bırakmasını istemiyoruz, herşeyin kaldığı yerden devam etmesini istiyoruz" diye delikanlı gibi çıkın söyleyin.

Bu kadar basit...

ne bitmesi?

ne silah bırakması?

siz inanıyor musunuz buna?

adamlar biz teslim olmaya gelmedik,pişman değiliz,
barış elçisiyiz mektup getirdik vs diyorlar.
aynı günlerde karayılan silah bırakmanın söz konusu olmadığını söylüyor,daha 2 gün önce apo diyorki,silah bırakma teslim olma söz konusu değildir.barış grubundan başka gelen olmayacaktır.

iş bu hal böyle iken,siz ve bi-çare adlı üye kalkmış silah bırakmasını istemiyor musunuz diye soruyorsunuz.bu menfur olayı kınayanlarıda bunlar terörün bitmesini istemiyorlar diyorsunuz.
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
Açılım ‘Kuzey Irak Açılımı’ değil de nedir?


ADI “Kürt Açılımı” olarak kamuoyuna düştüğü ilk günden beri bu sürecin esasında “Kuzey Irak Açılımı” olduğunu söylüyorum.


Tabii ki, Türkiye’nin çok derin bir “Kürt meselesi” var. Kürt meselesini çözmeye çok kişi soyundu. Ancak, bugüne dek meselenin talep ettiği mangal gibi yüreğe hiçbir siyasi sahip olmadığı için en az 85 senedir bu “mesele” ile haşır neşiriz.
Benim iddiam son “Açılım”ın da ciddi bir çalışmaya dayanmadığı, “Kervan yolda düzülür” mantığı ile ele alındığı idi.
Nitekim, “Açılım”ın yol haritasının tarihi ilk önce aynen Apo’nun yaptığı gibi “15 Ağustos” olarak ilan edildi, aynen Apo gibi yola “bazı gazeteciler” ile görüşülerek çıkıldı.
Ancak, ortaya somut hiçbir şey çıkmadı!
Sonra tarih “eylül ayı” olarak ilan edildi, olmadı “TBMM’nin açılış tarihi”nden dem vuruldu, o da olmadı “ekim ortası” dendi, en son da “kasım başı” yol haritasının ilan edileceği tarih olarak duyuruldu. En gerçek son olarak da Başbakan geçen hafta “Yakında TBMM’ye gelecek, sonra da tüm illere götürülecek” diyerek istikamet gösterdi.
Bu arada “Kürt Açılımı” devamlı isim de değiştirdi. İsmi “Demokratik Açılım” oldu, o da oturmayınca, galiba en son “Birlik Beraberlik Projesi” olarak anılıyor.
Açılımın tek somut adımı 19 Ekim’de aralarında PKK’lıların bulunduğu 34 kişinin “Apo’nun emri” ile Habur Sınır Kapısı’ndan yurda girişleri oldu. PKK’lılar “Katiyen pişman değiliz” deseler de kendilerine TCK-221 (etkin pişmanlık) maddesi uygulandı!
Hükümetin yalakaları hukuka takla attırmayı “Kaz gelecek yerden bıldırcın esirgenir mi?” diyerek tevil etmeye çalıştılarsa da millet yemedi!
Türkiye “Açılım”a gösterilen tepkilerle çalkanırken yine yalakalar “tepki gösteren şehit ailelerini esasında hem açılım düşmanları, hem de Ergenekon kışkırtıyor” diye avaz avaz bağırıyorlar ama yine kimse yemiyor.
Son durum itibari ile açılım açılacak mı, açılmadan kapanacak mı, bilen yok!

* * *

Öte yanda “Kuzey Irak Açılımı” yurtdışında ilgili ülkeler nezdinde adım adım ve somut eylemlerle ilerliyor. Geçen hafta Ahmet Davutoğlu Kuzey Irak’a kucak açan bir ziyarette bulundu. Kuzey Irak yöneticileri PKK’ya açıkça gözdağı verdiler. PKK’nın nefes borusu her geçen gün daralıyor.
Öte yanda ABD de “Kuzey Irak Açılımı”nın önünü açmak için önemli adımlar attığı gibi kendi yol haritasını da açıkça ilan etti.
Nitekim, ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey basına verdiği demeçte (Murat Yetkin-Radikal-23.10.09) ABD’nin yol haritasını açıkça çiziyor:
“...Geçtiğimiz günlerde PKK’nın üç bilinen ismi hakkında uyuşturucu bağlantısı nedeniyle Amerikan makamları tedbir aldı... Başka girişimlerimiz de var. Örneğin Danimarkalılarla Roj TV konusunu biz de konuşuyoruz. Irak’ta hem Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), hem de merkezi hükümet ile bu konuyu sürekli görüşüyoruz. Birkaç gün önce Irak’ın kuzeyinde bulunan 25. Piyade Tümeni’nin komutanı KBY yetkilileri ile hangi yeni tedbirlerin alınabileceği üzerine bir toplantı yaptı. Dışişleri sözcümüz iki gün önce Türkiye’nin PKK’ya karşı atacağı adımları destekleyeceğimizi ilan etti.”

* * *

Kuzey Irak çalışıyor, ABD çalışıyor, Türk Dışişleri Bakanlığı çalışıyor. Ortaya ortak somut eylemler ve planlar koyuyorlar.
Öte yanda, mayıs ayından beri içeride “Kürt Açılımı” ile ilgili somut hiçbir şey yok. Daha doğrusu, PKK’lıların yurda girişi tek somut adımdı, şimdi o da yok. Lütfen siz söyleyin; yaşananlar “Kürt Açılımı” mıdır, yoksa ABD’nin Irak’tan asker çekme planının bir parçası olarak “Kuzey Irak Açılımı” mıdır?


Cüneyt ÜLSEVER
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
İlk mesaj ın başında olması gereken.


İşte Ulusalcıların yeni coşku adamı
20 Ekim 2009 Salı 13:36
İşte Ulusalcıların yeni coşku adamı Yılmaz Özdil`in yazısı Ulusalcılar tarafından binlerce kez forward edildi.İşte Ulusalcıların yeni coşku adamı Özdil`in o yazısı...


Bu ilk mesajda yazan kişi nin vatan haini bebek katili Siyonizmin kanlı maşası ATEİST Apo ya çiçek veren PERİNÇEK hakkında yazısı varmı ?

Aşk er varmı


Daha evvelde bu adamın yazısı iftira olarak getirmiştin hatırladınmı ?


AşK_€r;636638' Alıntı:
Muhatabı hükümet.

DTP değil.

zaten yazarın tepkisi,pkklıların adeta devlet töreniyle karşılanması.müsteşarlar,seyyar adliye,aman kırılmasınlar sakın gücendirmeyelim sonra geri döner giderler gibi davranılması.bir kırmızı halı ve askeri bando mızıka eksikti.

hatırlayınız ilk gün ne demişti bazı yetkililer."işte özlenen manzara bu.özlenen barış manzaraları".meallinde cümleler.

2gün sonra tepkiler büyüyünce"dtp süreci provoke ediyor"oldu birdenbire.

Düşünün bakalım AKIL yolu ile.

Birde bekle AŞK ER bu açılımın 90 senelerine dönücem belgeleri ile o zaman ÖZDİL ne demiş görücez.


kim ne derse desin.

ilk adım BAŞARISIZ! olmuştur.

her şey gün gibi meydanda!

bak burda katılıyorum bazı şeyler hesap edilmedi İÇİMİZDEKİ PKK lılar HESAP EDİLMEDİ.

Yazısı alıntılanan işbu yazar etiketli dangalağa ve "açılım" sebebiyle hükümeti hain ilan edebilecek kadar gözü dönmüşlere tek bir soru soruyoruz.

- PKK'nın silah bırakmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

İstiyorsanız bunun nasıl olması gerektiği konusunda ne düşündüğünüzü söyleyin.

Yok istemiyorsanız da kıvırmadan, laga-luga yapmadan, sağa-sola sapmadan "PKK'nın silah bırakmasını istemiyoruz, herşeyin kaldığı yerden devam etmesini istiyoruz" diye delikanlı gibi çıkın söyleyin.

Bu kadar basit...

:clap2:.

Ben cevap vereyim.

Koca bir HAYIR!

Bunların istediği doğuda dağdan inenlerin davul zurnayla karşılanması değil, tekme tokatla "çıkın lan dağa, asker öldürmeye, mücadeleye devam" denilmesi. Şayet bu olsaydı ve dağdan dönüş bölgede infial oluştursaydı, insanlar dağda kalınmasını isteseydi bu zevatın iç yağları eriyecekti.

PKK silah bırakırsa ne olur?

Evvelâ askerler şehit olmaz, askerler şehit olmayınca değirmen dönmemeye başlar, silah uçak alacağımıza okullara sıra masa alınır, hastanelere diyaliz makinesi alınır, memurun işçinin maaşı artar. Savaşa giden milyar dolarlar barışta iç ekonomiye kazandırılır.

Ama!

Ama şehit olmayınca MHP oy bulamaz. Terörist ölmediğinde ise DTP oy bulamaz. Savaş olmazsa TSK TC hükümetinden eğitimden sonra en fazla bütçe alan kurum olmaz ve bu durumda asker sayısında azalış, kaynaklarda azalış, teröre ayrılan güçte azalış meydana gelir. Bu da CHP'nin işine gelmez, askerle karın bağı olan CHP bu durumda güçsüzleştiğini düşünür.

Ama savaş devam ederse, PKK dağdan inmezse ne olur?

Ne güzel olur! Analar ağlar, MHP'liler ve DTP'liler şehitlerin ve teröristlerin ardından sloganlar atar. Savaş devam eder, askerler ölür, vergiler silah olur, çocuklar babasız, kadınlar kocasız, analar evlatsız kalır. Ülke bölünmez!

Çok garip değil mi abi?

PKK silah bıraktığında ülke bölünecek diyenler, PKK'nın elinde silah varken vatan bölünmez diyor?

Merak ediyorum bu PKK silah olmadan vatanı nasıl bölecek, hükümet PKK'ya silah bıraktırdığında nasıl hain olacak...

Yok abi, yok!

Savaş sürmeli...

40 bin şehit 400 bin olana dek savaş sürmeli. Nasılsa savaş bitse de, sürse de "VATAN BÖLÜNMEYECEK" olan da ölenlere ve geride kalanlara olacak. Allah 1980'den bu yana bu savaşa sebep olanlara LANET etsin. Savaşı sürdüren ve vatan evlatlarını kara toprağa gönderenlere Allah LANET etsin. Bunu yapan Ak Parti ve Tayyip Erdoğan'sa Allah onlara da LANET etsin.

İnsan başka bir şey söyleyemiyor...

:clap2:.

MHP ve DTP yi böyle bir hususta karşılaştırmak hadsizliktir.

O ZAMAN düşünelim MHP nin elindeki en büyük siyasi KOZ nedir ?

Tekrarlayalım;

- PKK'nın silah bırakmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

İstiyorsanız bunun nasıl olması gerektiği konusunda ne düşündüğünüzü söyleyin.

Yok istemiyorsanız da kıvırmadan, laga-luga yapmadan, sağa-sola sapmadan "PKK'nın silah bırakmasını istemiyoruz, herşeyin kaldığı yerden devam etmesini istiyoruz" diye delikanlı gibi çıkın söyleyin.

Hayde bakalım, nereyesunuz???


:clap2:.

AşK_€r;638604' Alıntı:
ne bitmesi?

ne silah bırakması?

siz inanıyor musunuz buna?

adamlar biz teslim olmaya gelmedik,pişman değiliz,
barış elçisiyiz mektup getirdik vs diyorlar.
aynı günlerde karayılan silah bırakmanın söz konusu olmadığını söylüyor,daha 2 gün önce apo diyorki,silah bırakma teslim olma söz konusu değildir.barış grubundan başka gelen olmayacaktır.

iş bu hal böyle iken,siz ve bi-çare adlı üye kalkmış silah bırakmasını istemiyor musunuz diye soruyorsunuz.bu menfur olayı kınayanlarıda bunlar terörün bitmesini istemiyorlar diyorsunuz.

Derlerr desinler


KÜRT HALKININ % ? pkk yı destekliyor ?

AKIL yolu ile tartışmaya varmısınız.

Geçmişe dönerek.

Fazla geçmişe dönmücez Apo yu teslim alan Hükümte gidicez.
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
halen üzerine basa basa söylüyorum ki,

böyle bir konuda neyi temsil ettiği malum,icraatları,niyetleri gün gibi meydanda olan dtp ile mhp yi karşılaştırmak ve tabir-i caizse bu iki oluşumu aynı kefede değerlendirmek hadsizlik ve de dar bir görüştür.halen milliyetçi anlayış ile faşist anlayışa aynı pencereden bakmak,görememektir.!

80 diye belirttiğiniz dönemde olan millete olmuştur haklısınız.lakin o dönemde 5000bin küsür evladınıda yitirmiştir bu karaladığınız parti.(elbette kayıplar karşılıklıdır.)neticesinde de bu vatan!mhp birliktelikler ve aynılıklar üzerine siyaset güderken,dtp-pkk bloğu,kürt merkezli bir farklılığı savunmuş,karşısında ise hedef olarak bu partiyi seçmiştir.mhp nin hakkari vs yerlerde miting yapmamasının nedenlerinden biri,pkk-dtp bloğunun izlediği ayrılıkçı siyasetten ileri gelmektedir.

hadsizlik yapan,geçmişinde bu ülke menfaatleri için tabir-i caizse savaşmış,canlar vermiş bir oluşumla,askere kurşun sıkan,tek hedefi ülkeyi karıştırmak olan hain bir oluşumu karşılaştırandır.

denildiği üzere,açılımın karşısında,pkk nın bitmemesini isteyen bir stratejide olsaydı bu parti,emin olun ki elindeki tüm güçle bu ülkeyi karıştırma yoluna giderdi.(ve bence buna gücü yeter)

karşılama törenlerinden doğan sıkıntısını belirten bir anlayış içindedir mhp.her seferinde bunu dile getirmektedir.elmayla elmayı,armutla armutu,öküzle öküzü karşılaştırırken dikkatli seçmek gerekir.teşbihte hata olmaz,lakin her insan da teşbih yapamaz!

İdeolojik görüşlerinde ırk, dil figurleri ön planda bulunan bir oluşum, ait olduğu ülkenin çoğunluğunun hasasiyetlerinin savunulmasında kendini komuta merkezi düzeyinde görmesi halinde önüne gelen fikri budamaya kalkışır, incittiği kesim/ler bir anda karşıtlar cephesi olarak ortaya çıkar. Oysa lazım gelen tüm kurumlaşma aşamalarını tamamlamış devletin sahip olduğu cezalandırırıcı, suçtan caydırıcı önlemleri olan mekanizmaları vardır.
Devlet tek başına her türlü belanın üstesinden gelmeye hazır halde beklerken, devlet adına hareket eden parti dernek türünde örgütlenmeler dil, ırk farklılıklarını temel çatışma alanı haline getirmeleri her an beklenebilir bir gerçekliktir.
Konuyu daha geniş irdelemeya katkı olur diye etnik çatışmaların tarihine kısaca değinelim.
Geçen yüzyıl içinde Osmanlı Devletinde başgösteren milliyetçi ayaklanmaların başlıca nedenleri :
- Çok uluslu devletlerin parçalanma sürecine bağlanan gellişmeler (avusturya-macaristan imp. parçalanması vb.)
-Balkanlarda yaşayan farklı uluslarda kışkırtılan milliyetçi ayaklanmalar.
- Özellikle Osmanlı Devletine karşı misyonerlik görevini üstlenmiş batılı ülkelerin müslüman halkları (kuzewy afrika ve ortadoğu) bölme parçalama hareketleri olarak iki genel hat üzerinde emperyalist politikaların yürütülmesi..
Cumhuriyet tarihinde ise biri laik düzenin yürürlüğe girmesini kabullenemeyen Şeyh Sait ayaklanması ve bölgesel bir ayaklanma olan ağrı ayaklanmasından sonra 50 yıl boyunca hiç bir kıpırdanış ve hareketliliğin olmadığı Türkiyenin doğu bölgesini görüyoruz.
27 Mayıs cuntası ile yürürlüğe giren anayasanın sağladığı koşullardan yararlanan Türk orjinli kominist örgütlerin geliştiği 1970’lerin ortaları ve sonlarında başını türkiye işçi partisinin başını çektiği doğu mitingleri sonrasında tip’in kapatılmasıyla dağılan kadrolardan çoğu türk olanlar ya kürt sol örgütlerini kurmuşlar ya da lider kadrolarında yer almışlardır. (pkk’de haki karer, kemal pir)
Hani kraldan daha kralcı diye bir söz vardır. Kürtleri asenaya parçalatan zihniyetle (aşırı milliyetçiler) genetik bağı olan türk solundaki militan kadroların örgüt nasıl kurulur yönündeki öğretim ve eğitimini geriye alıp yok etme imkanı olsa bugün ya pkk olmazdı ya da bugün yaşadıklarımız hiç gerçekleşmeyecekti.
Sözünüz üzre diyelim, üzerine basa basa söylenmesi gereken asıl önemlilik etki-tepki olayıdır.
80’de mhp davasında başbuğun yaptığı savunmada bizler hapiste ama fikirlerimiz iktidar da denilmiştir. (kaynak okuyunuz)
Yolu sağda solda olanların tümünün birleştiği tek bir konu var, pkk’yı piyasaya süren, güç kazanmasına, mağdurları oynamasına olanak yaratan ve doğuşunun hemen arkasından, yürümeye başlamasını hızlandıran olayın diyarbakır hapishanesinde geçtiği konusunda fikir birliğine varılmıştır.
O günlerde, parti lider kadroları hapiste ama fikirleri iktidarda olanların en büyük icraatları, sol kürt örgütleri arasında sondan ikinci sırada bulunan pkk örgütüne d.bakır cezaevini diş bileme, intikam ve hırs kazanma kampına çevirmeleri olmuştur. 12 eylül cuntası uygulamaları sayesinde ünü tüm dünyaya yayılan cezaevinde kin ve nefret tohumları yeşertilmiştir (darbeden önceki süreçte az mı kin nefret vardı diyecekseniz hayır derim. Ama yabani bir ortamda yetişen yabani otlar gibi cılız mahsul yerine cezaevi bir tür laboratuvara dönüştürülerek dayanıklı nefret ve kin preslenmiştir). C.evinden çıkanların doğruca bekaa’ya pkk cennetine yönelmeleri bu şekilde teşvik ve tahrik edilmiştir. Bu kadarıyla yetinilmemiş, dur denilmemiş, devamı getirtilerek b… yedirtilmiş köylülere, daha bir çok şey reva görülmiş, cadde sokak mahallelerde bıyıkları aşağıya sarkık vatanseverlerce? küfr, hakaret taciz gibi uygulamalar insanlarda tepki uyandırtılmış pkk’ye sempati ile bakmalarına olanak sağlanmıştır.
Alışmışın kudurmuşla ilişkisi durur mu? Başta ulusalcı zikir sahiplerinden pkk’nin olası eksik kadrosunu tamamlamak üzere Türk orjinli
Prof.Y.Küçük, (“kürtler üzerine tezler” kitabında pkk elebaşısını tarihe yön verecek yeni bir önder olarak tanımlamıştır.)
Öğr.Gör.İsmail Beşikçi( bu isim çok önemli, kitaplarını okuyan kürt gençlerin % 70-80’i dağ yolunu tutmuştur. Dağa gitmeyeni onursuzlukla ve şrfsizlikle suçlamıştır),
D.Perinçek vd. gibileri takviye ve pkk’ye bedava insan kaynakları ofisliği görevi yürütmüşlerdir.
Onlar sol, bizim ilgimizin alakamızın yokluğu falan demeye kalkışılmasın. Göz önünde meydana gelmekte olan her olumsuzlukta katkıda bulunan mhp’in zarar verdiği her kesim pkk’yle kucaklaşmıştır. Bu nedenle mhp sorumluların en başında gidenidir.
Bu tespitlerin ışığında bana göre pkk bir piyondur. Zavallıdır. Acizliği şurdan gelir, yasal olsun yasadışı olsun her örgütlenmede teori-pratik birliği vardır. Teorik bir çalışma ve akabinde yoğun bir propoganda yapılmadan, sendika, dernek çatısı altında her hangi bir faaliyet yürütmeden, bir gün örgütünü kur, öbür gün birden büyü, üstelik cunta döneminde polisin sıkı takibiyle esaslı bir darbe al. Her bir hücre yapılanman çöksün, arkandan tek bir Allahın kulu vah vah demeyecek kadar antipatik ve sevimsiz bulsun sonra birden bekaa’da tümenden aşağı alaylar kur. Sen pkk olarak ne vaat ettin, ne söyledin de destekçilerin arttı böyle. Bekaa’dan döndün köy bastın çoluk çocuk öldürdün, yol kestin, ocak söndürdün ama yine de geldin bu seviyelere. Hangi tahrik ve teşvik primleri aldın da terör borsasında böyle dikine tavan yaptın. Oysa sahiplendiğin halka (yani-si) Kürtlerden sana yönelik her eleştiride şiddete başvurdun. İmamın üzerinde naylon nesne erittin ve merhametsizce öldürdün. 17 Yaşında genci dağda tüfeğiyle kaçtın diye karayolunda arabadan indirip 100 metre ileride beynini taşlara döktün(bu satırları yazanın öz yeğeni) pkk şiddetiyle tuz buz olmaya yüz tutan kürtler sessizlik içine girmeye zorlanmıştır.
Sözüm ona vatansever olup pkk’ye hormon tedavisi uygulayan tahrik ve teşvikçilerin icraatlarına :
Diğer tarafta en ucra ilçe ve bucaklarda, % 000,1 oy alan mhp, teşkilat bulunduracak kadar rahatlık içinde olsun. Bir tekinin burnunun kanadığı görülmüş duyulmuş olmasın?
Terör örgütünün serhıldan adını verdiği ayaklanma girişimlerinde bahanelerinin çoğu kontrgerila adını verdiği aşırı milliyetçilerin faaliyetleri ve bu faaliyetlerinin gerisinde mhp’nin il ilçe teşkilatlarının durduğu yönünde olmuş, kanlı gösterilere sebep olmuştur.
Tehlikelilik ölçüsü minimum seviyelerde iken, birden Türkiyenin huzuru ve istikrarını bozabilecek maksimum düzeye çıkan örgüte gazı kimin verdiğinin tartışması önümüzde duruyorsa, doğruları dillendirmekle kendimizi sorumlu hissettik.
Sorumluların katkısının anlatılmasında verilebilecek örneklerin dahası var azı yok. Birde tabi kemikleşmiş insanlar var, toz kondurmazlar kendilerine. Bir araya geldiklerinde yukarda yazılanları kendi aralarında konuştuklarında biz hata yapmışız demezler. Az yapmışız derler, yaptıkları yüzlerine söylendiğinde el insaf derler.
 
Üst