Tesettür: Tefessühe mânidir

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Başörtüsü, imanlı başlar üstünde bir nurlu taçtır.
İslam’da başörtüsü alelade bir mesele olmayıp, “Nurlu taç” ile meşgul olmaktır. “Başörtüsü Nurlu Tacı” ile meşgul oluyoruz. Kadınımızı o Nurlu Taç ile ziynetlendirmekteyiz.

Nur süresi 31. ayetinde kadının başını kapamasını emredilmektedir. Çünkü kadının görünen yerleri için Kuran “ZİYNET” demektedir. Kadir Mevlâmız kadının bedenine ziynet diyerek makbuliyetini 15 asırdır ilan etmektedir. Başörtülü kadın o Nurlu Tacı ile en şerefli, en nurlu insandır. Çünkü emri yerine getirmktedir.

Başörtüsü asla alelade bir mesele değildir. Bu bir o kadar elzem bir konudur ki insanlığın helâkı, insanlığı başta kadın olmak üzere selamete götürecek bir ilahi emirdir. Yoksa örtünmek, başörtüsü kadına yük değildir, zûl değildir. Bilakis kadının örtünmesi kadını hayâ’ya sevk eder. Hayâ için ise H.Şerifte “El Hayâ Vel İman” Hayâ imandadır denmiştir. Kapanmak demen sadece başörtüsü ve tesettür değildir. Bu öyle azim meselesidir ki dünya’da insanlığın muhtaç olduğu en büyük meselelerdendir.

Başörtüsü ve tesettür hayâ’ya, oradan da imana götürünce; düşünün bir kere bir milletin kadını, kızı örtülü, düşünün bir kere koca kıtanın kadını kızı başörtülü bu sayede o memlekette, o beldede, hep imanlı kadınların kızların bulunması demek her türlü ahlaksızlığın orda bitmiş olması demek. Çünkü insanlığın ifsadı için kadın kullanılmaktadır. Kadının kızın kapalı tesettürlü olduğu yerde ifsada hiçbir surette zemin asla bulunmaz. Tesettür, başörtüsü sadece kadının örtünmesi değil, bir insanlığın kurtulması, kötülüklerden kurtulması, insanlık şerefi ve haysiyeti ile yaşanan ortamlar meydana getirilmesi demektir.

Hayâ imana, iman hayâ’ya götürür. Başörtülü olmak demek hayâ timsali olmak demek işte bu hayâ ve timsali kadın kız, koca bir insanlığa, “durun öte tarafa geçemezsiniz” diyerek insanlığa ders vermekte. Başörtüsü ve tesettürü İslâm aleminde layıkıyla sevdirememişiz, sevilmesine vesile olamamışız. Bu hususlarda kendimizin suçlu olduğumuzu düşünebilmeliyiz.

Doğum ile yeni bir hayata vesile olan anne, fakat kadın, bu defa tesettür ve başörtüsü ile içtimai hayatın tefessüh etmemesi için, Allah’a layık bir hayat yaşamasında, yine Müslüman kadınına tesettür ve hikmetiyle Nur 31’i emretmiştir.

Doğum ile vesile olduğu hayatın içtimai mimarı Nur 31, başörtüsüyle kadını tam bir tesettürle bu defa tefessühe asla imkan ve fırsat vermeyerek, içtimai hayatı kadın ile, kadının tesettürüyle teminat altına alır.

Tesettüre, başörtüsüne mani olmak, azim bir insanlık suçudur, sonrada İslami suçtur. Yalnız, İslam alemi değil hatta bütün devletler dahi İslami tesettüre hizmet etmesi, benimsemesi, dünya içtimai hayatın vazgeçilmez bir mecburiyetidir. İnsanların huzur ve sükunun bir teminatıdır İslami Tesettür.

Başörtülü kızlarımıza ve kadınlarımıza Allah Kuran da böyle azim ve tesettür vazifesi verdi diye, insanlığın selameti için, insanlığın tefessüh –kokuşmuşluk- etmemesi için ve hep insani makbuliyetlerle yaşaması için vazife vermesinden dolayı, nasıl bir makbul insan olduğunu bilerek yaşamalıdır. İnsanlığın Mürebbisi, bu cihetle kadındır.

Kadının, babasının veya kocasının zorluklarla geçen nafaka kazanma hayatına ilâveten çoluğunun çocuğunun terbiyesiyle de meşguliyeti azim bir mecburiyettir. Bu zorlu hayata artık kadınında karıştığı, talip olduğunu kabule mecburuz. Bu hayatla beraber kaderin yüklediği, vazifeyle insanlığın ifsadına mani olacak, hatta tesettürüyle, başörtüsüyle tefessühe (kokuşmuşluğa ahlaksızlığa) dur diyecek, geçit vermeyip sonra da burcu burcu İman–İslam kokan Cennet misali ortamlara, atmosferlere, İmanlı hayatlara vesile olurlar inşallah.

Kuran geldiğinden beri, Nur suresi -31- ayetinde ve Ahzâb -59- ayetinde Allah tesettür ve başörtüsünü emrederken, Kıyamete kadar bâki olacak bu hikmetleri de ilân etmeliyiz. Bu ifadelerden de anlaşılıyor ki tesettürün hayâ ile ülfetini çok güzel kavramalıdır. Tesettür hayâ’ya götürmelidir (Elhayâ Veliman) hakikatini yani hayâ imandandır. Hayâ imandan olunca, başörtüsünü bağlarken (Euzu besmeleyi çok ihlâslı çekmelere başörtmeyi nasip ettiği için Allah’a çok hamdetmelidir, şükretmelidir).

Tesettür hayâ’ya götürmeli ve her ikisi de iffete götürmelidir. Bu manevi hasretler he kadında baş tacı edeceği hasretler olmalıdır. Başörtüsünün bu manevi hasretlerinin günlük içtimai hayata ne büyük makbuliyetler kazandırdığını bütün dünyaya duyurma, başörtüsünü, tesettürü sevdirme mecburiyetini çok güzel kavramalıdır. Bir tesettür hayâ’ya götürmüyorsa ve o hayâ da imana götürmüyorsa tesettür sahibinin ihlâsın, itikadının noksanlığındandır.

El hayâ vel iman, (H.Ş.)hayânın imandan olduğunu söylemektedir. Öyleyse hayâ imandan olunca imanın varlığının delilidir. Bu hayâda zorluyorsa, zor oluyorsa bu tesettüe ehli imanını yeni baştan murakebe etmelidir, gözden geçirmelidir. İman, Hayâ tam olunca, iffet de kendini o bedene kabûl ettirmeye başlar. İman-Hayâ-İffet tam olduğu zaman ve başını örterken veya tesettürünü giyerken Euzû Besmeleyle ve ihlâsla söylediği takdirde kötü nazarları kötü düşünceleri üzerine çekmez inşallah, ona sataşanlar olmaz inşallah. Yani onun hakkında kimse kötü nazarla bakamaz hakkında ve aleyhinde olamaz. Bu Mümine konuşmasına da dikkat eder Ayetlere, hadislere, eslâfi izamın kelâmlarına ittibâ ederek konuşursa ve fakat tam zamanında konuşursa, yerli yerince konuşursa ona herkes dikkatle ve hürmetle dinler, inşallah.

Bu yazımız tesettürü- baş- örtüsünü, hayayı ve imanı sevdirmeye ve benimsetmeye büyük bir vesile, büyük bir sebep olur inşallah. Müslümanın ve tesettür sahibinin bu hususların nasıl en güzeliyle bilmesi, yaşaması, yaşatması lazım olduğunu çok güzel kavramlıdır. Avrupa, Amerika ve kıtaların gayrimüslimleri başörtüsünden örtü münkirliği sevebilen tesettürden uzaklaşmışlar, uzaklaşmaları neticesinde yani tesettürsüzlük neticesinde her türlü ahlaksızlık istediği gibi (neş ve neva) bulmuştur. Dünya bir kokuşmuş, tefessih haline gelmiştir. Bu kokuşmuşluğa, bu kokuşmuş batağına, kadını alet ederek bugünkü hale getirilmiştir. Nesillerin Mürebbisi olan (terbiye eden, eğiten) kadına; bu Kuran’ın kadına lütfettiği manevi kuvvettir gayri Müslimler ise tefessür içinde kullanılacak bir aktö olarak kadını seçmiştir, bir rol vermiştir. Ne büyük hamakat, ne büyük yanlış ve isabetsizlik!

Hicr 39: Rabbim “Beni azdırdığın şeye yemin ederimki; senin hidayet yolun üzerine oturcağım, aldatıcı süsler yapacağım (ecmain) hepsini azdıracağım.” Diyor şeytan hemde yarattıklarını dirilteceği vakte kadar mühlet verilmiş. Bu ayette görüldüğü gibi (ecmain) bütün insanları azdırıp saptıracağını söyleyebiliyor. Fakat "hepsini azdırıp saptıracağım" ayetin ifadesine azim dikkatleri çekeriz. Bu konuya kadınında tefessüh edildiği yoldan çıkarıldığı, saptırıldığı düşünülürse ve bir dünyada tefessüh batağı meydana geldiyse, bu husus üzerine ne çok azim bir şekilde durmak lazım geldiğini mantıklarınıza sunarız. Bu tefessüh hususu kadına her türlü kötülük için kullanılarak dünyayı tefessühte başarmışlardır. Yukarıda yazdığımız gibi islama göre onlarla tefessüh de bir piyon olarak kullanılmıştır. İnsanlığın merebbiyesi ünvanını, şanını, maksadını veren İslam ne yüce dindir ve kıyamete kadar neden baki kalmalıdır bir düşün. Tesettürün Tefessühe mani olma hususunu ne çok derin derin düşünmek lazım geldiğini anlamalıdır. Hicr -39- ayetinin mealine benzer, yakın, manası olan ve hatta nefis ve şeytan ayetleri hayli çoktur.

Bu izahatımıza göre kadının; tefessüh ehline alet mi olmalıdır. Yoksa İslam’daki mutena ve üstün yerini mi almalıdır çok güzel anlamalıdır.

Tefessühte bütün dünyada kadın en baş unsurdur. Buna çağdaşlık, ilericilik cilâli laflarla izah etmektedirler. Tefessühü nelerle setretmektedirler, sahte cilalar sürmektedir iyi düşünmelidir. Hicr -39- ayetindeki şeytanın ifadelerinde olduğu gibi bir de şeytana ilaveten ve kadını piyon olarak kullanan hain ve soysuz, vicdansız insanlar elinde kadın baş roldedir. Bu itibarla bu dehşetengiz hengamede kadını kurtaran tek kudret vardır. “İslam, Kuran ayetleri ve Müslüman". İslam’ın neden kıyamete kadar Bâki olması lazım geldiğini inşallah şimdi daha güzel kavradın.

Tesettür başörtüsü ile bir bütündür ayrılamaz!
Kadını bu tefessüh meselesi, tefessühe götürmüştür, ve tefessühe gidenlerde İman – Hayâ – İffet asla olamaz. (Euzû besmeleyle) başına örttüğü başörtüsü tesettür, İman-Hayâ-İffete götürür. Buda tefessühe mani olur, hem de insanlığın tefessühüne, kokuşmuşluğuna büyük mani olur. İşte bu azim tesbit, bütün dünyaya yayılmalı, bütün dünyaca tasdik ve teslim edilmeli ki, tefessühün önüne geçilecek yegane kudret, yol, çare hatta mecburiyet olduğu anlaşılmalıdır! Her şeyden önce ve hepsinden önce bu fikirlerin kabul edilmesi, makbuliyetinin anlaşılması lazımdır.

Tesettürün, başörtüsünün bu azim kudreti, ayetlerin kudretidir ve Kuran’ın bu azim kudretinin nasıl cihanşumul olduğunu çok güzel kavramalıdır. Ayetlerin nasıl bütün insanlığa, nasıl bütün insanlık için geldiğini bu vesile ile çok güzel kavramalıdır. Bu vesile ile Kuran’ın, İslam’ın, ne kudrete sahip olduğunu çok güzel kavramalıdır. İslam alimlerinin batılı alimleri uyandırmaları-aydınlatmaları, tesettürün, başörtüsünün de aynı uyandırmaya-aydınlatmaya namzet ve hazır olduğunu çok güzel kavramalıdır. Batılı alimleri uyandıran-aydınlatan üstadları İslam alimleridir. Bu İslam alimleride ilimlerini Kuran’dan almışlardır ve kitaplar yazmışlardır. Bütün batılı devletler bu İslam alimlerin kitaplarını, kendi lisanlarına göre tercüme etmişlerdir. tespiti, batılıların İslam alimlerinin kitaplarına verdikleri makbuliyetlerin müşahas örnekleridir. Buna rağmen ve kilise-papa-engizisyon şeytan üçgenine rağmen dinsizliği seçmeleri ve fakat üstadları İslam alimlerinin dinleri İslam’ı seçmemeleri, seçememeleri asla affedilir gibi değildir.

Batılı teknoloji zahiri terakkiyatın temelinin (Mevlananın atomu bulması v.s) Kuran olmasına rağmen, Kuran’da olmasına rağmen, kudretin Kuranda olmasına rağmen batılı alimlerin bu çağlar üstü hakikati görememeleri ve dinsizlik batağına saplanmaları; affedilir gibi değildir, anlaşılır gibi değildir.
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Tesettürün Örtünmenin batını hakkında hanım kardeşlerim ne yazabilirler..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Yapılan tüm manevi çalışmaları ibadetleri koruması ,
üzerimizde kalması en yakın bilineni diyebilirmiyiz?
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
11053596_1582277928678657_5708269871168272029_n.jpg
 
Üst