korakademik
Ordinaryus
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,236
- Tepkime puanı
- 63
- Puanları
- 0
TECAVÜZCÜMÜZE ÂŞIK OLMAK !
29 Ağustos 2010, 03:19
Darbelerden en büyük darbeyi yiyen, ölüp ölüp dirilen solcu, milliyetçi ve bazı dindarların, şimdilerde darbe anayasasını sahiplenip PKK İle birlikte sivil anayasaya karşı çıkmaları anlaşılır gibi değildir!
Referandum Notları:
Milletimizin huzur ve mutluluğu için seçip meclise gönderdiğimiz partilerin, yetmiş yıldır özlemle beklediğimiz anayasa değişikliğini, mecliste elbirliği ve oy birliğiyle güle oynaya halletmeleri gerekirken, iktidarı yalnız bırakarak yok yere referanduma gidilmesine, ülkemizin gerilmesine ve bunu fırsat bilen terör örgütüne kan ve gözyaşı akıtmak için fırsat verilmesine o kadar içerledim ki bilemezsiniz.
Bu yüzden yüzlerce yazı yazıp derdimi anlatmak istedim ama takdir edersiniz ki zaman da zemin de buna müsait değil. İzninizle bu konudaki özet düşüncelerimi notlar halinde sizlerle paylaşmak istiyorum.
* Ülkemizde bulaşıcı bir hastalık var:"Tecavüzcüsüne âşık olma " ya da "Cellâdına gülümseme, onu tebrik etme hastalığı!" Darbelerden en büyük darbeyi yiyen, ölüp ölüp dirilen solcu, milliyetçi ve bazı dindarların, şimdilerde darbe anayasasını sahiplenip PKK İle birlikte sivil anayasaya karşı çıkmaları anlaşılır gibi değildir!
* Halkımızın ve kendi seçmenlerinin sürekli zulüm görmesine rağmen bazı liderlerin, halkı devamlı olarak zalimlere, işkencecilere, darbecilere hayran ve âşık olmaya davet etmeleri, zalimlerin yargılanmasına engel olmaları ve her zaman onlarla birlikte hareket etmeleri, "vazifelerinin" Türkiye’yi ve halkımızı oyalamak ve harcamak üzere kurgulanan “danışıklı dövüş” olduğunu gösteriyor!
* Yetmiş yıldır demokratik anayasa özlemi içinde olanlara: "Biz de aslında sivil anayasa istiyoruz ama önümüzdeki seçimden sonra" demek, yaklaşmış iftarı sabırsızlıkla bekleyenlere "Siz hiç mi hiç telaşlanmayın, kendinizi hiç üzmeyin hele azıcık bir bekleyin eğer nasip olursa önümüzdeki yıllardaki bir ramazanda belki size mükemmel bir iftar sofrası hazırlayabiliriz" demekten daha beterdir.
* Hele bir bekleyin de şayet biz iktidara gelebilirsek size çok güzel anayasa yapacağız demek, hem milleti aptal yerine koymak hem de "Ölme eşeğim ölme de yaz gelince sana yonca biçeceğim" demektir!
.* Öyle bir kandırıldık öyle bir aldatıldık ki bilemezsiniz! Bu anayasa değişikliği gösterdi ki yıllardır halkı ve demokrasiyi temsil ediyor diye ölümüne peşinden koştuklarımızın kimisi sol, kimisi milliyetçilik, kimisi demokrasi, kimisi laiklik ve kimisi de din adına dışardan kumandalı darbeci sermayeyi yani halk düşmanlığını temsil ediyormuş.
* Herkes safını belirlesin! Bu halk oylaması çok ama çok önemli. Tarihi bir fırsat. Ülkemiz ve milletimiz için dönüm noktası. Milletimiz ya uygar ülkeler gibi hak, hukuk, adalet, demokrasi, insanca yaşama konusunda EVET diyecek ya da 70 yılda kendi halkından 80 000 kişinin katledildiği, 25 000 kişinin fail-i meçhule gönderildiği; Alevilerin Sünnilere, Sünnilerin Alevilere, Türklerin Kürtlere, Kürtlerin Türklere, laiklerin dindarlara, dindarların laiklere, ülkücülerin yeri geldiğinde dinsizlere yeri geldiğinde de dindarlara düşman edildiği; adalet, huzur, güven ortamının hiçbir zaman olmadığı, güçlünün her zaman üstün olduğu ilkel bir üçüncü dünya ülkesinin vatandaşı olarak yaşamaya devam etmek için HAYIR diyecek.
* "Bir ayağı çukurdaki 12 Eylülcüleri yargılamayacaksanız o zaman 'hayır' diyorum" demek ne anlama geliyor biliyor musunuz? "Yangını çıkaranları yargılamayacaksak o zaman yangını söndürmeye gerek yok, bırakalım bütün mahalle bütün ülke yansın!" ya da "Babamızın kanser olmasına neden olan doktor yargılanmayacaksa babamızı tedavi ettirmenin hiçbir anlamı yoktur!"
.
* Haydi, var mısınız? Ülkemizin ve milletimizin geleceğini ciddi derecede ilgilendiren bu anayasa değişikliğinin ne getirip ne götürdüğünü düşünmeden sadece siyaseten yani "AKP" yaptı diye "EVET" diyeceklere ve sadece "CHP-MHP-BDP" karşı çıkıyor diye "HAYIR" diyeceklere yazıklar olsun mu? Var mısınız?
* Emine Ayna da hayır diyor. Yani her şey ayna gibi açık ortada duruyor. Bu ayna öyle bir ayna ki bu kez herkesin içini dışını yansıtacak. Bu değişikliğe hayır diyecekler "Biz siviller anayasa yapmayı beceremiyoruz zaten seksen yıldır anayasa yapmadık ki, anayasa yapmayı asker daha iyi bilir, başından beri bizim adımıza hep asker siyaset yapıyor zaten, biz sadece ve sadece figüranız mı demek istiyorlar!
* Aslında hayırcıların hepsinin gönlündeki EVET ama gözü kör olsun “Turkish siyaset” anlayışı işte. Ülkenin en hayati, en olmazsa olmaz konularında bile muhalefet etmeli değil mi?
* Yazıklar olsun yaşı kırkın üstünde olan biz büyüklere! Yıllarca "Kahrolsun Faşizm" ve "Kahrolsun Komünizm" diye yeri göğü inleten ve birbirimizi boğazlayan oluk gibi kan ve gözyaşı akıtan biz büyükler şimdi "Komünist-faşist melezi" darbecilere âşık olduğumuz yetmiyormuş gibi bir de çocuklarımızı ve gençlerimizi âşık etmeye çalışıyoruz!
* EVET derken HAYIR diyebilmek! Allahın izniyle 12 Eylül 2010 da ezici nispette evet çakacağına inanıyoruz. Hatta bu öyle bir evet olacak ki halkımız EVET demekle demokrasi düşmanlarına da bir daha yüzlerini görmemek üzere HAYIR demiş olacak!
* Allah sabır versin! Darbelerden en ağır darbeyi yiyen solcu ve ülkücü kardeşlerimizin sırf particilik adına darbecileri desteklemeleri ne kadar zor bir durum değil mi? Bu darbe mağduru kardeşlerimize Allah gerçekten büyük sabırlar versin!
* Aslında "HAYIR" diyenlerin hemen hepsi niçin "HAYIR" diyeceklerine hiçbir mantıklı açıklama getiremiyorlar. Hayırcılarınki tamamen "siyasi ve ideolojik muhalefet tepkisi" Hatta içlerinden "Yahu keşke biz "EVETÇİ" olsaydık da evetçiler de "HAYIRCI" olsaydı" diye geçiriyorlar.
* Biz inanıyoruz ki AKP, CHP, MHP, BDP, BBP, SP ve DP'deki bir avuç fanatik partizanın dışındaki herkes, medeni ülkelerde olduğu gibi hiçbir baskı ve etki altında kalmadan özgür iradesi ve sağduyusuyla sandığa gidecek ve anayasa değişikliği için "evet" ya da "hayır" diyecek.
* Ey “HAYIRCI” kardeşlerimiz! "Evet" diyerek çok büyük bir "hayır" işleyebilirsiniz! Siz de çok iyi biliyorsunuz ki milletimizin hayrına olan işlere "EVET" demekte büyük hayır vardır!
* Birileri yıllar sonra tecavüzcülerine âşık oldular ve 28 Şubat'ta, 27 Nisan’da, 367’de, Danıştay Baskını'nda ve en son "Hayır"da yine birlikte oldular. Bu kez yanlarına PKK'yı da aldılar ve akılları sıra tecavüzcülerini tahrik edip millete tekrar tecavüz ettirmek istiyorlar ama bu millet artık sapıklarla birlikte olanların kimler olduğunu artık çok iyi biliyor!
* Halktan yana değil de darbecilerden yana olarak halkımızı aptal yerine koyanlar 2002 seçimlerinde çok ağır bir tokat yediler ama hala anlamadılar. Şimdi aynı hatanın daha vahimini referandumda yapıyorlar ama bu kez öyle bir tokat yiyecekler ki bir daha Türkiye’de siyaset yapmaları mümkün olamayacak!
Bahri ŞENKAL
29 Ağustos 2010, 03:19
Darbelerden en büyük darbeyi yiyen, ölüp ölüp dirilen solcu, milliyetçi ve bazı dindarların, şimdilerde darbe anayasasını sahiplenip PKK İle birlikte sivil anayasaya karşı çıkmaları anlaşılır gibi değildir!
Referandum Notları:
Milletimizin huzur ve mutluluğu için seçip meclise gönderdiğimiz partilerin, yetmiş yıldır özlemle beklediğimiz anayasa değişikliğini, mecliste elbirliği ve oy birliğiyle güle oynaya halletmeleri gerekirken, iktidarı yalnız bırakarak yok yere referanduma gidilmesine, ülkemizin gerilmesine ve bunu fırsat bilen terör örgütüne kan ve gözyaşı akıtmak için fırsat verilmesine o kadar içerledim ki bilemezsiniz.
Bu yüzden yüzlerce yazı yazıp derdimi anlatmak istedim ama takdir edersiniz ki zaman da zemin de buna müsait değil. İzninizle bu konudaki özet düşüncelerimi notlar halinde sizlerle paylaşmak istiyorum.
* Ülkemizde bulaşıcı bir hastalık var:"Tecavüzcüsüne âşık olma " ya da "Cellâdına gülümseme, onu tebrik etme hastalığı!" Darbelerden en büyük darbeyi yiyen, ölüp ölüp dirilen solcu, milliyetçi ve bazı dindarların, şimdilerde darbe anayasasını sahiplenip PKK İle birlikte sivil anayasaya karşı çıkmaları anlaşılır gibi değildir!
* Halkımızın ve kendi seçmenlerinin sürekli zulüm görmesine rağmen bazı liderlerin, halkı devamlı olarak zalimlere, işkencecilere, darbecilere hayran ve âşık olmaya davet etmeleri, zalimlerin yargılanmasına engel olmaları ve her zaman onlarla birlikte hareket etmeleri, "vazifelerinin" Türkiye’yi ve halkımızı oyalamak ve harcamak üzere kurgulanan “danışıklı dövüş” olduğunu gösteriyor!
* Yetmiş yıldır demokratik anayasa özlemi içinde olanlara: "Biz de aslında sivil anayasa istiyoruz ama önümüzdeki seçimden sonra" demek, yaklaşmış iftarı sabırsızlıkla bekleyenlere "Siz hiç mi hiç telaşlanmayın, kendinizi hiç üzmeyin hele azıcık bir bekleyin eğer nasip olursa önümüzdeki yıllardaki bir ramazanda belki size mükemmel bir iftar sofrası hazırlayabiliriz" demekten daha beterdir.
* Hele bir bekleyin de şayet biz iktidara gelebilirsek size çok güzel anayasa yapacağız demek, hem milleti aptal yerine koymak hem de "Ölme eşeğim ölme de yaz gelince sana yonca biçeceğim" demektir!
.* Öyle bir kandırıldık öyle bir aldatıldık ki bilemezsiniz! Bu anayasa değişikliği gösterdi ki yıllardır halkı ve demokrasiyi temsil ediyor diye ölümüne peşinden koştuklarımızın kimisi sol, kimisi milliyetçilik, kimisi demokrasi, kimisi laiklik ve kimisi de din adına dışardan kumandalı darbeci sermayeyi yani halk düşmanlığını temsil ediyormuş.
* Herkes safını belirlesin! Bu halk oylaması çok ama çok önemli. Tarihi bir fırsat. Ülkemiz ve milletimiz için dönüm noktası. Milletimiz ya uygar ülkeler gibi hak, hukuk, adalet, demokrasi, insanca yaşama konusunda EVET diyecek ya da 70 yılda kendi halkından 80 000 kişinin katledildiği, 25 000 kişinin fail-i meçhule gönderildiği; Alevilerin Sünnilere, Sünnilerin Alevilere, Türklerin Kürtlere, Kürtlerin Türklere, laiklerin dindarlara, dindarların laiklere, ülkücülerin yeri geldiğinde dinsizlere yeri geldiğinde de dindarlara düşman edildiği; adalet, huzur, güven ortamının hiçbir zaman olmadığı, güçlünün her zaman üstün olduğu ilkel bir üçüncü dünya ülkesinin vatandaşı olarak yaşamaya devam etmek için HAYIR diyecek.
* "Bir ayağı çukurdaki 12 Eylülcüleri yargılamayacaksanız o zaman 'hayır' diyorum" demek ne anlama geliyor biliyor musunuz? "Yangını çıkaranları yargılamayacaksak o zaman yangını söndürmeye gerek yok, bırakalım bütün mahalle bütün ülke yansın!" ya da "Babamızın kanser olmasına neden olan doktor yargılanmayacaksa babamızı tedavi ettirmenin hiçbir anlamı yoktur!"
.
* Haydi, var mısınız? Ülkemizin ve milletimizin geleceğini ciddi derecede ilgilendiren bu anayasa değişikliğinin ne getirip ne götürdüğünü düşünmeden sadece siyaseten yani "AKP" yaptı diye "EVET" diyeceklere ve sadece "CHP-MHP-BDP" karşı çıkıyor diye "HAYIR" diyeceklere yazıklar olsun mu? Var mısınız?
* Emine Ayna da hayır diyor. Yani her şey ayna gibi açık ortada duruyor. Bu ayna öyle bir ayna ki bu kez herkesin içini dışını yansıtacak. Bu değişikliğe hayır diyecekler "Biz siviller anayasa yapmayı beceremiyoruz zaten seksen yıldır anayasa yapmadık ki, anayasa yapmayı asker daha iyi bilir, başından beri bizim adımıza hep asker siyaset yapıyor zaten, biz sadece ve sadece figüranız mı demek istiyorlar!
* Aslında hayırcıların hepsinin gönlündeki EVET ama gözü kör olsun “Turkish siyaset” anlayışı işte. Ülkenin en hayati, en olmazsa olmaz konularında bile muhalefet etmeli değil mi?
* Yazıklar olsun yaşı kırkın üstünde olan biz büyüklere! Yıllarca "Kahrolsun Faşizm" ve "Kahrolsun Komünizm" diye yeri göğü inleten ve birbirimizi boğazlayan oluk gibi kan ve gözyaşı akıtan biz büyükler şimdi "Komünist-faşist melezi" darbecilere âşık olduğumuz yetmiyormuş gibi bir de çocuklarımızı ve gençlerimizi âşık etmeye çalışıyoruz!
* EVET derken HAYIR diyebilmek! Allahın izniyle 12 Eylül 2010 da ezici nispette evet çakacağına inanıyoruz. Hatta bu öyle bir evet olacak ki halkımız EVET demekle demokrasi düşmanlarına da bir daha yüzlerini görmemek üzere HAYIR demiş olacak!
* Allah sabır versin! Darbelerden en ağır darbeyi yiyen solcu ve ülkücü kardeşlerimizin sırf particilik adına darbecileri desteklemeleri ne kadar zor bir durum değil mi? Bu darbe mağduru kardeşlerimize Allah gerçekten büyük sabırlar versin!
* Aslında "HAYIR" diyenlerin hemen hepsi niçin "HAYIR" diyeceklerine hiçbir mantıklı açıklama getiremiyorlar. Hayırcılarınki tamamen "siyasi ve ideolojik muhalefet tepkisi" Hatta içlerinden "Yahu keşke biz "EVETÇİ" olsaydık da evetçiler de "HAYIRCI" olsaydı" diye geçiriyorlar.
* Biz inanıyoruz ki AKP, CHP, MHP, BDP, BBP, SP ve DP'deki bir avuç fanatik partizanın dışındaki herkes, medeni ülkelerde olduğu gibi hiçbir baskı ve etki altında kalmadan özgür iradesi ve sağduyusuyla sandığa gidecek ve anayasa değişikliği için "evet" ya da "hayır" diyecek.
* Ey “HAYIRCI” kardeşlerimiz! "Evet" diyerek çok büyük bir "hayır" işleyebilirsiniz! Siz de çok iyi biliyorsunuz ki milletimizin hayrına olan işlere "EVET" demekte büyük hayır vardır!
* Birileri yıllar sonra tecavüzcülerine âşık oldular ve 28 Şubat'ta, 27 Nisan’da, 367’de, Danıştay Baskını'nda ve en son "Hayır"da yine birlikte oldular. Bu kez yanlarına PKK'yı da aldılar ve akılları sıra tecavüzcülerini tahrik edip millete tekrar tecavüz ettirmek istiyorlar ama bu millet artık sapıklarla birlikte olanların kimler olduğunu artık çok iyi biliyor!
* Halktan yana değil de darbecilerden yana olarak halkımızı aptal yerine koyanlar 2002 seçimlerinde çok ağır bir tokat yediler ama hala anlamadılar. Şimdi aynı hatanın daha vahimini referandumda yapıyorlar ama bu kez öyle bir tokat yiyecekler ki bir daha Türkiye’de siyaset yapmaları mümkün olamayacak!
Bahri ŞENKAL