Tebessüm kalbin yüze yansımasıdır

berraksu

Aşafatlı
Katılım
2 Eyl 2006
Mesajlar
3,652
Tepkime puanı
85
Puanları
0
Yaş
36
Peygamber efendimiz güler yüzlü idi ve tebessüm ederek gülerdi.
Gülerken, mübârek dişleri görünürdü. Güldügü zamân, nûru duvarlar üzerine ziyâ
verirdi. Kahkaha ile güldügü hiç görülmedi. Sessizce tebessüm ederdi. Bazan
gülerken mübârek ön dişleri görünürdü. Hep düşünceli, üzüntülü görünür, az
söylerdi. Konuşmaya tebessüm ederek başlar ve "Mü'min kardeşinin yüzüne
tebessüm etmek sadakadır" buyururdu.

Tebessüm, satın alınmaz, rica, minnet ve mihnetle elde edilemez ve hiç kimse
de ödünç vermez. çalmak da mümkün degildir.
Tebessüm eden kimse, başkalarına ikramda bulunuyor demektir. Gülümsemenin,
bir maliyeti, bir külfeti yoktur ama, insana çok şey kazandırır. Tebessüm, vereni
fakirleştirmeden, alanı zenginleştiren bir güce sahiptir. Gülümseme, sadece bir
an sürer. Fakat, hatırası bazen ebediyyen yaşar. Ancak tebessüm,
kendiliginden verilmedikçe, hiç kimsenin işine yaramaz.

Allahü teâlâ sabredenleri ve iyilik edenleri sever. insanlara hizmet edenleri,
nasîhat verenleri, tatlı dilli, güler yüzlü olanları, iyi iş yapanlara yardım edenleri
sever. Kendini begenenleri sevmez.

Gülümsemek sadakadır...
Müslümân dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Zira başkasını incitmek günâhtır ve
fitne çıkmasına sebep olur. Herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olmak lâzımdır.
Münâkaşa etmek, dostlugu giderir ve düşmanların çogalmasına sebep olur.
Fitne çıkarmamalı, dost ve düşman ile de tatlı konuşmalı, herkese karşı güler
yüzlü olmalıdır. Muînüddîn-i çeştî hazretleri hep mütebessim yani güler yüzlü idi
ve "Ârifin bir özelligi, insanlara karşı devamlı güler yüzlü olmasıdır" buyururdu.

şunu hiçbir zaman unutmamalıdır ki, hiç kimse, gülümseme olmadan, ona ihtiyaç
duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli de ildir. Tebessüm, yorgun olanı
dinlendirir, ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder. Bazı insanlar, çok
yorgundurlar, gülümseyemezler. Böylelerine biz gülümsemeliyiz. Zira
gülümseyemeyenlerin, herkesten çok güler yüz görmeye ihtiyaçları vardır.
Unutulmasın ki dinimiz, gülümsemeyi sadaka saymaktadır.

Hakîkî bir Müslümân, tâm ve mükemmel bir insan demektir. Güler yüzlü, tatlı
dilli, dogru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Zira Peygamber efendimiz, en güzel
huylu, güler yüzlü, kibâr tavırlı ve çok dürüst bir zât idi. Dâimâ hiddet ve
şiddetden kaçmış, hiçbir zamân zulüm yapmamıştır. Müslümânların dâimâ iyi
huylu, güler yüzlü olmasını istemiş, Cennete iyi huy ve sabırla gidilecegini
bildirmiş ve "Din kardeşine karşı güler yüzlü olmak, ona iyi şeyleri ögretmek,
kötülük yapmasını önlemek, yabancı kimselere aradıgı yeri göstermek,
sokaktan, taş, diken, kemik ve benzerleri gibi çirkin, pis ve zararlı şeyleri
temizlemek, başkalarına su vermek hep sadakadır" buyurmuştur.

Yûsuf bin Esbât hazretleri buyuruyor ki:
"Güzel ahlâkın alâmetleri; arkadaşının söyledigine itiraz etmeyip, kabûl etmek.
Kendine ve herkese ve hattâ her mahlûka karşı merhametli ve insaflı olmak.
Kimsenin ayıbını araştırmamak. Başkasında bir kusur görünce, dalgınlıkla
olmuştur istemeyerek yapmıştır diyerek iyiye yormak. Kendisinden özür
dileyenlerin özürlerini kabûl etmek. Başkalarından gelen sıkıntı ve eziyetlere
sabır ve tahammül etmek. Başkalarının kusurlarını araştırmak yerine, kendi kusur
ve kabahatlerini düşünüp araştırmak, düzeltmeye çalışmak. Büyük-küçük
herkese karşı edebli, tatlı dilli, güler yüzlü olmaktır."

Dost, düşman, herkesi güler yüz ve tatlı dil ile karşılamalı, hiç kimse ile
münâkaşa etmemelidir. Herkesin özrünü kabûl etmeli, kabâhatlerini affetmeli,
zararlarına karşılık yapmamalıdır. Muhammed bin Sâlim hazretlerine;
-Bir kimsenin evliyâ oldugu nasıl anlaşılır? dediklerinde,
-Tatlı dili, güzel ahlâkı, güler yüzü, cömertligi, münâkaşa etmemesi, özürleri
kabûl etmesi ve herkese merhamet etmesi ile anlaşılır buyurmuştur.

insan olmanın anahtarı...
Abdullah-ı Ensârî hazretleri buyurdu ki:
"ilim, çok tekrar ve fazla müzâkere ile ele geçer. Ayrıca bunun için az uyumalı
ve Allahü teâlânın yardımını talep etmelidir. Âlemlere rahmet olan Resûlullah
efendimiz buyuruyor ki:
"Geceleyin Allahü teâlânın korkusundan aglayan göze ateş dokunmaz."
Bir kimse, kırk gün Allah için ihlâsla sabahlasa, hikmet pınarları zâhir olup,
kalbinden lisânına akar. Peygamber efendimiz;
"Mü'min, gece çok aglar, gündüz çok tebessüm eder" buyurdu.

Netice olarak tebessüm, iç dünyamızın güzelliklerinin, dışa yansımasıdır ve evde
saâdet, iş yerinde ise, muvaffakiyet meydana getirir. Ayrıca tebessüm,
sevginin, insan olmanın da anahtarıdır.
 
Üst