tebessüm kalbin yansımasıdır

gül

Doçent
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,142
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Selamün aleyküm.


Tebessüm, kişinin kendisinin işitmeyeceği bir şekilde sessizce gülmesidir ki buna, kısaca gülümseme diyoruz..

Peygamber efendimiz güler yüzlü idi ve tebessüm ederek gülerdi. Gülerken, mübarek dişleri görünürdü. Güldüğü zaman, nuru duvarlar üzerine ziya verirdi. Kahkaha ile güldüğü hiç görülmedi. Sessizce tebessüm ederdi. Bazan gülerken mübarek ön dişleri görünürdü. Hep düşünceli, üzüntülü görünür, az söylerdi. Konuşmaya tebessüm ederek başlar ve;
(Mü’min kardeşinin yüzüne tebessüm etmek sadakadır) buyururdu.

Tebessüm, satın alınmaz, rica, minnet ve mihnetle elde edilemez ve hiç kimse de ödünç vermez. Çalmak da mümkün değildir.

Tebessüm eden kimse, başkalarına ikramda bulunuyor demektir. Gülümsemenin, bir maliyeti, bir külfeti yoktur ama, insana çok şey kazandırır. Tebessüm, vereni fakirleştirmeden, alanı zenginleştiren bir güce sahiptir. Gülümseme, sadece bir an sürer. Fakat, hatırası bazen ebediyyen yaşar. Ancak tebessüm, kendiliğinden verilmedikçe, hiç kimsenin işine yaramaz.

Allahü teala sabredenleri ve iyilik edenleri sever. İnsanlara hizmet edenleri, nasihat verenleri, tatlı dilli, güler yüzlü olanları, iyi iş yapanlara yardım edenleri sever. Kendini beğenenleri sevmez.

Gülümsemek sadakadır...

Müslüman dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Zira başkasını incitmek günahtır ve fitne çıkmasına sebep olur. Herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olmak lazımdır. Münakaşa etmek, dostluğu giderir ve düşmanların çoğalmasına sebep olur. Fitne çıkarmamalı, dost ve düşman ile de tatlı konuşmalı, herkese karşı güler yüzlü olmalıdır. Muinüddin-i Çeşti hazretleri hep mütebessim yani güler yüzlü idi ve;

"Arifin bir özelliği, insanlara karşı devamlı güler yüzlü olmasıdır" buyururdu.

Şunu hiçbir zaman unutmamalıdır ki, hiç kimse, gülümseme olmadan, ona ihtiyaç duymadan yaşayacak kadar zengin ve kuvvetli değildir. Tebessüm, yorgun olanı dinlendirir, ümitsiz olana neşe ve hayat bahşeder. Bazı insanlar, çok yorgundurlar, gülümseyemezler. Böylelerine biz gülümsemeliyiz. Zira gülümseyemeyenlerin, herkesten çok güler yüz görmeye ihtiyaçları vardır.

Unutulmasın ki dinimiz, gülümsemeyi sadaka saymaktadır.

Hakiki bir Müslüman, tam ve mükemmel bir insan demektir. Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Zira Peygamber efendimiz, en güzel huylu, güler yüzlü, kibar tavırlı ve çok dürüst bir zat idi. Daima hiddet ve şiddetden kaçmış, hiçbir zaman zulüm yapmamıştır. Müslümanların daima iyi huylu, güler yüzlü olmasını istemiş, Cennete iyi huy ve sabırla gidileceğini bildirmiş ve;

(Din kardeşine karşı güler yüzlü olmak, ona iyi şeyleri öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, yabancı kimselere aradığı yeri göstermek, sokaktan, taş, diken, kemik ve benzerleri gibi çirkin, pis ve zararlı şeyleri temizlemek, başkalarına su vermek hep sadakadır) buyurmuştur.
Yûsuf bin Esbat hazretleri buyuruyor ki:

"Güzel ahlakın alametleri; arkadaşının söylediğine itiraz etmeyip, kabul etmek. Kendine ve herkese ve hatta her mahluka karşı merhametli ve insaflı olmak. Kimsenin ayıbını araştırmamak. Başkasında bir kusur görünce, dalgınlıkla olmuştur istemeyerek yapmıştır diyerek iyiye yormak. Kendisinden özür dileyenlerin özürlerini kabûl etmek. Başkalarından gelen sıkıntı ve eziyetlere sabır ve tahammül etmek. Başkalarının kusurlarını araştırmak yerine, kendi kusur ve kabahatlerini düşünüp araştırmak, düzeltmeye çalışmak. Büyük-küçük herkese karşı edebli, tatlı dilli, güler yüzlü olmaktır."

Dost, düşman, herkesi güler yüz ve tatlı dil ile karşılamalı, hiç kimse ile münakaşa etmemelidir. Herkesin özrünü kabûl etmeli, kabahatlerini affetmeli, zararlarına karşılık yapmamalıdır. Muhammed bin Salim hazretlerine;
-Bir kimsenin evliya olduğu nasıl anlaşılır? dediklerinde,
-Tatlı dili, güzel ahlakı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile anlaşılır buyurmuştur.

İnsan olmanın anahtarı...
Abdullah-ı Ensari hazretleri buyurdu ki:
"İlim, çok tekrar ve fazla müzakere ile ele geçer. Ayrıca bunun için az uyumalı ve Allahü tealanın yardımını talep etmelidir. Alemlere rahmet olan Resulullah efendimiz buyuruyor ki:
(Geceleyin Allahü tealanın korkusundan ağlayan göze ateş dokunmaz.)

Bir kimse, kırk gün Allah için ihlasla sabahlasa, hikmet pınarları zahir olup, kalbinden lisanına akar. Peygamber efendimiz;

(Mü’min, gece çok ağlar, gündüz çok tebessüm eder) buyurdu."
Netice olarak tebessüm, iç dünyamızın güzelliklerinin, dışa yansımasıdır ve evde saadet, iş yerinde ise, muvaffakiyet meydana getirir. Ayrıca tebessüm, sevginin, insan olmanın da anahtarıdır.



O. Ü.
 
Üst