tasavvufta son mertebe

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
tasavvufta son mertebe neresi?
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Sözde fenafillah diye anımsıyorum özde kulun kaybolduğu her an... Zannımca...
İsabet etmeyebilir cemalii
Soru güzeldi...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Fena makamları var ondan sonra beka makamı var. Tüm bunlardan öte daha nice makamlar vardır buyurmuş Musa efendi. Kitapların yazmadığı...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Fena makamları var ondan sonra beka makamı var. Tüm bunlardan öte daha nice makamlar vardır buyurmuş Musa efendi. Kitapların yazmadığı...
Musa efendi kim? Güzel kardeşim bekâ billah son makamdır. Adı üstünde Allah'ta bekâ buluyorsun. Bu makamın ötesi var demek, haşa Allah'tan ötesi var demek anlamına gelir! İtikaden sakat bir durum bu.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Beka makamları var. Beka başlığı altında tabi. Bunlar kitaplarda yazanlar. Fakir için kitabi bilgi olmalık dışında bir ünsiyet yoktur oralara. Bilemiyorum
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Musa efendi kim? Güzel kardeşim bekâ billah son makamdır. Adı üstünde Allah'ta bekâ buluyorsun. Bu makamın ötesi var demek, haşa Allah'tan ötesi var demek anlamına gelir! İtikaden sakat bir durum bu.

Beka aleminin dereceleri var manasında olsa gerek o söz abi.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Beka aleminin dereceleri var manasında olsa gerek o söz abi.
Piyasada çok tasavvuf tüccarı var şu sıralarda.. Talip kardeşim için söylemiyorum, bekâdan öte nice makamlar var diyor Musa efendi deyince dedim hani Musa efendi kim?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Musa efendi kim? Güzel kardeşim bekâ billah son makamdır. Adı üstünde Allah'ta bekâ buluyorsun. Bu makamın ötesi var demek, haşa Allah'tan ötesi var demek anlamına gelir! İtikaden sakat bir durum bu.

Allah 'ta beka bulmak ne demek dostum :D
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Allah 'ta beka bulmak ne demek dostum :D
Diyelim ki maddi olarak çok zor durumdasın. Kimden borç istediysen vermedi. Bir dostun sana elini uzattı ve içinde bulunduğun zor durumdan seni kurtardı. O dostuna ne kadar minnettar olursun değil mi? Elin ayağın birbirine karışır, nasıl teşekkür edeceğini bilemezsin. O dostunu daha sık hatırlamaya başlarsın, hatta hatırladıkça içinden bi ohhh çekerek Allah ondan razı olsun falan dersin. Yeri geldikçe översin, dedikodusunu yapanlara kızarsın.. Bu bir şekilde o dostunda sahte bir beka bulduğunun alametidir. Allah'ta bekâ bulan kişi o yardım elini uzatana asla şükretmez, usül gereği teşekkür eder o kadar.. Allahtan bilir. Ama öyle lafta falan değil, tüm hücrelerinde bunu hisseder. O hali non stop yaşar ve o halde bâki kalır.. Bu bir bilinçtir. Tersinden belalara da hamdeder.. Bu makamda artık fena halinin isyanları durulmuştur!.. İsyan derken;

Fenâda belalara isyan vardır. Ayağına diken batsa isyan eder. Ama öyle kafirliğin isyanı gibi değil bu.. Arada fark var. Her şeyi Allah'tan bilmeyi içselleştirmiş olmanın beraberinde getirdiği bir isyandır bu.. Geçiş sürecinde uğranılan bir hal olduğu için Allah'tan bilmenin hatırı bu isyanın içeriğini geçersiz kılmaktadır. Mecnun, Leyla'yı hatırlayıp salya sümük ağlayarak ''zaliiim'' derken bunu aşkından der, düşmanlığından değil.. Tarikat isyanı ile küfrün isyanı arasında ki belirleyici fark budur.

Fenâ hali hemen aşılması gereken bir haldir. Aksi taktirde şeriat ehli bu kişinin kafasını kopartır, çünkü şeriat ehlinin Allahı biz biliriz zannı beraberinde cahil cesareti denilen bir anlayış kıtlığı getiriyor. Linç ederler.. Bu sebepten ötürü bu halleri yaşayan dervişleri çilehanelere tıkmışlar. Bektaşilik şarapla uyuşturma yoluna gitmiş. Bugün tıbbın ağır antidepresan ilaçları eskiden şarabın gördüğü işlevi görüyor.. Gerçekleri bilmek aslında iyi bir şey değil. Nefis denen hayvanın tüm hücreleri Allah'a teslim olmamışsa bu makamda çıldırabilir. Bu yüzden Kamil Mürşitsiz gidilmez bu yol!!! Düşünsene, hakikat deryasına dalıyorsun! Herkesin seni terk ettiği bir dönemde başını okşayacak bir HALDEN BİLEN yoksa intihar edersin.. Hz. Peygamberin Hatice'si, Ebubekir'i olmadığını bi düşün! Kaldıramazdı.. Aynı yolun yolcusu ihvanlar olmasa, yolu tecrübe edip gelmiş bir mürşit olmasa, bütün bu yapıya çatı olan tekke olmasa bu yolun çilesi yüz kat artar. Ferdî yaşanacak haller değil bunlar. Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır, sözü buna dayanır. Tarikatın bütün yapısı, özünde Hatice ve Ebubekir işlevini görür.. Bazı alimler ''bu devir tarikat devri değil'' diyor.. Tarikata dışarıdan bakılarak söylenmiş gafilce bir sözdür bu..

Nakşilik, fena halinden beka haline hemencecik geçme usülleri geliştirmiş. Bu yüzden Nakşilikte pek isyan halleri yaşanmaz. Lakin diğer yollarda ki bu halleri de anlamak gerekir. Örneğin Ömer Hayyamın beyitleri, Nesimi, hatta Mevlana'nın bir ''isyan etmşim'' şiiri vardır ki akıllara durgunluk. Bektaşi fıkralarında bunu bulursunuz. En korkunç örnekleri Neyzen Tevfik arzeder.. Lakin bilinmelidir, bu makamlarda olanların isyanı Allah nezdinde hakikate hiç talip olmayanların imanından üstündür.

...velhasılı Allah'ta bekâ bulmak, bütün bu hallerin durulup her şeye razı olmanın halidir. Allah bu nefisten razı oluyor ve ona bekâ bahşediyor.

Edit: Bu haller tarikata geren herkeste olacak diye bir şart yok. On bin kişide 1 kişiye olur bu, o da belki!.. Her nefsin tahammülü, sabrı, yük kaldırma kabiliyeti başka başkadır.. İşin ilginçi nefsi en azgın olanların mertebesi ileride en yüksek olmaya müsait oluyor. Ok ve yay misali vardır. Yay ne kadar aşağı geriliyse fırlayan ok o kadar yükseğe çıkıyor.. Hani derler ya, yaramaz çocuklar zeki olur! Maneviyat aleminde de böyle.. İşi bilen kamil mürşitler bataklıkta ki nefislere taliptir..
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Diyelim ki maddi olarak çok zor durumdasın. Kimden borç istediysen vermedi. Bir dostun sana elini uzattı ve içinde bulunduğun zor durumdan seni kurtardı. O dostuna ne kadar minnettar olursun değil mi? Elin ayağın birbirine karışır, nasıl teşekkür edeceğini bilemezsin. O dostunu daha sık hatırlamaya başlarsın, hatta hatırladıkça içinden bi ohhh çekerek Allah ondan razı olsun falan dersin. Yeri geldikçe översin, dedikodusunu yapanlara kızarsın.. Bu bir şekilde o dostunda sahte bir beka bulduğunun alametidir. Allah'ta bekâ bulan kişi o yardım elini uzatana asla şükretmez, usül gereği teşekkür eder o kadar.. Allahtan bilir. Ama öyle lafta falan değil, tüm hücrelerinde bunu hisseder. O hali non stop yaşar ve o halde bâki kalır.. Bu bir bilinçtir. Tersinden belalara da hamdeder.. Bu makamda artık fena halinin isyanları durulmuştur!.. İsyan derken;

Fenâda belalara isyan vardır. Ayağına diken batsa isyan eder. Ama öyle kafirliğin isyanı gibi değil bu.. Arada fark var. Her şeyi Allah'tan bilmeyi içselleştirmiş olmanın beraberinde getirdiği bir isyandır bu.. Geçiş sürecinde uğranılan bir hal olduğu için Allah'tan bilmenin hatırı bu isyanın içeriğini geçersiz kılmaktadır. Mecnun, Leyla'yı hatırlayıp salya sümük ağlayarak ''zaliiim'' derken bunu aşkından der, düşmanlığından değil.. Tarikat isyanı ile küfrün isyanı arasında ki belirleyici fark budur.

Fenâ hali hemen aşılması gereken bir haldir. Aksi taktirde şeriat ehli bu kişinin kafasını kopartır, çünkü şeriat ehlinin Allahı biz biliriz zannı beraberinde cahil cesareti denilen bir anlayış kıtlığı getiriyor. Linç ederler.. Bu sebepten ötürü bu halleri yaşayan dervişleri çilehanelere tıkmışlar. Bektaşilik şarapla uyuşturma yoluna gitmiş. Bugün tıbbın ağır antidepresan ilaçları eskiden şarabın gördüğü işlevi görüyor.. Gerçekleri bilmek aslında iyi bir şey değil. Nefis denen hayvanın tüm hücreleri Allah'a teslim olmamışsa bu makamda çıldırabilir. Bu yüzden Kamil Mürşitsiz gidilmez bu yol!!! Düşünsene, hakikat deryasına dalıyorsun! Herkesin seni terk ettiği bir dönemde başını okşayacak bir HALDEN BİLEN yoksa intihar edersin.. Hz. Peygamberin Hatice'si, Ebubekir'i olmadığını bi düşün! Kaldıramazdı.. Aynı yolun yolcusu ihvanlar olmasa, yolu tecrübe edip gelmiş bir mürşit olmasa, bütün bu yapıya çatı olan tekke olmasa bu yolun çilesi yüz kat artar. Ferdî yaşanacak haller değil bunlar. Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır, sözü buna dayanır. Tarikatın bütün yapısı, özünde Hatice ve Ebubekir işlevini görür.. Bazı alimler ''bu devir tarikat devri değil'' diyor.. Tarikata dışarıdan bakılarak söylenmiş gafilce bir sözdür bu..

Nakşilik, fena halinden beka haline hemencecik geçme usülleri geliştirmiş. Bu yüzden Nakşilikte pek isyan halleri yaşanmaz. Lakin diğer yollarda ki bu halleri de anlamak gerekir. Örneğin Ömer Hayyamın beyitleri, Nesimi, hatta Mevlana'nın bir ''isyan etmşim'' şiiri vardır ki akıllara durgunluk. Bektaşi fıkralarında bunu bulursunuz. En korkunç örnekleri Neyzen Tevfik arzeder.. Lakin bilinmelidir, bu makamlarda olanların isyanı Allah nezdinde hakikate hiç talip olmayanların imanından üstündür.

...velhasılı Allah'ta bekâ bulmak, bütün bu hallerin durulup her şeye razı olmanın halidir. Allah bu nefisten razı oluyor ve ona bekâ bahşediyor.

Dostum naber nasılsın, hiç değişmemişsin biliyormusun :agla:

"Musa efendi kim? Güzel kardeşim bekâ billah son makamdır. Adı üstünde Allah'ta bekâ buluyorsun. Bu makamın ötesi var demek, haşa Allah'tan ötesi var demek anlamına gelir! İtikaden sakat bir durum bu."

bu yazına istinaden bir soru sordum, yani demem o ki beka billah son makamdır demişsin iyi hoş Allah ulaşılması ve gidilmesi gereken bir yolun sonunda mı? Tasavvufa girince bir denklik mi söz konusu oluyor? Sen O 'nu nasıl bir makama koyuyorsun ki sende o makama ulaşabiliyorsun :D

yaw dostum bırakın bu ucuz tasavvuf sözlerini ne demek kaldıramazdı? Allah, kuluna yeter diyen ayet var yahu İbrahim tek başına bir ümmetti, hele şu kamil mürşid sözünüz yok mu hava sıcak olsada olmasada eriyorum :)
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Dostum naber nasılsın, hiç değişmemişsin biliyormusun :agla:

"Musa efendi kim? Güzel kardeşim bekâ billah son makamdır. Adı üstünde Allah'ta bekâ buluyorsun. Bu makamın ötesi var demek, haşa Allah'tan ötesi var demek anlamına gelir! İtikaden sakat bir durum bu."

bu yazına istinaden bir soru sordum, yani demem o ki beka billah son makamdır demişsin iyi hoş Allah ulaşılması ve gidilmesi gereken bir yolun sonunda mı? Tasavvufa girince bir denklik mi söz konusu oluyor? Sen O 'nu nasıl bir makama koyuyorsun ki sende o makama ulaşabiliyorsun :D

yaw dostum bırakın bu ucuz tasavvuf sözlerini ne demek kaldıramazdı? Allah, kuluna yeter diyen ayet var yahu İbrahim tek başına bir ümmetti, hele şu kamil mürşid sözünüz yok mu hava sıcak olsada olmasada eriyorum :)
Haşa Allah bir yerde değil, öyle bir şey demedim. Bir yerde olan biziz.. Gözüm, anla, gidilmesi gereken yolun ucunda gene biz varız! Allah'ın o yolculuğa ihtiyacı yok, bizim ihtiyacımız var.

Allah kuluna yeter, ayeti tarikat usüllerinin amacını izah ediyor.. İnsan bu ayeti okur, ezberler, nakleder ama anlamak ve her daim o halde kalmak başkadır? Örneğin başına bir iş geliyor, diyorsun ki ''Allah gerçekten kuluna yetiyormuş''. Adama derler ki günaydın, yeni mi anladın? :)

Hz. İbrahim'i anlasak ya! O ki ateşe atılmış havada düşerken gelen meleklere ''siz gidin O gelsin'' diyebiliyor. İbrahim'i tek başına ümmet yapan noktayı iyi anla inşallah.. :gul
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
@adams77

Hz. İbrahim'in nefsi beka billah makamına doğuştan müsait. Sen ben ar namus şişesini kıramayız, çıldırırız.. Şimdi bunu da yanlış anlarsın sen. :)
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
@adams77

Hz. İbrahim'in nefsi beka billah makamına doğuştan müsait. Sen ben ar namus şişesini kıramayız, çıldırırız.. Şimdi bunu da yanlış anlarsın sen. :)

yok yanlış anlamamda sen çok yanlış örnek veriyorsun. Doğuştan müsait ne demek? bazı şeyleri bir birine çok karıştırıyorsunuz ve ayrıca ayetlerin olmasına rağmen tam aksi şeyleri söyleyebiliyorsunuz.

neden senden öncekilerin yazdığı ve çizdiği ile hareket etmeye çalışıyorsun. Bırak onlar bir ümmetti geldiler ve geçtiler, anladıkları ve algıladıkları ile bir eser bıraktılar ve bıraktıkları eserlerin hakkında doğruluğu hiçbir delil kanıt yok ve Allah katından da bir onayları yok.

senin yapman gereken senin istifadene sunulmuş olan kitabı kendi algına ve gözlerinin gördüğüne göre okumaktır.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Haşa Allah bir yerde değil, öyle bir şey demedim. Bir yerde olan biziz.. Gözüm, anla, gidilmesi gereken yolun ucunda gene biz varız! Allah'ın o yolculuğa ihtiyacı yok, bizim ihtiyacımız var.

:gul

Dostum yazdıklarını ve yazılanları tekrar oku biz bu sohbetleri yeni yapmıyoruz ve sadece seninle yapmıyoruz. Çevremizde de senin gibi dostlarımız var onlardan duyup onlarında ne anlattıklarını biliyoruz. Sen haşa diyorsun da birde bunun uygulamasına bakmak gerekiyor. Yapmayın lütfen başkasında kötü olan yada yanlış olan sizde neden yanlış yada kötü olmuyor ki? azıcık empati yapmak gerekmez mi?

yazarken ve izah ederken ortaya çok farklı şeyler çıkıyor ve sen iyi niyetle baktığını ve anlamaya çalıştığın için göremeyebilirsin bunu bir kenara not almalısın ve değerlendirmelisin.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Dostum yazdıklarını ve yazılanları tekrar oku biz bu sohbetleri yeni yapmıyoruz ve sadece seninle yapmıyoruz. Çevremizde de senin gibi dostlarımız var onlardan duyup onlarında ne anlattıklarını biliyoruz. Sen haşa diyorsun da birde bunun uygulamasına bakmak gerekiyor. Yapmayın lütfen başkasında kötü olan yada yanlış olan sizde neden yanlış yada kötü olmuyor ki? azıcık empati yapmak gerekmez mi?

yazarken ve izah ederken ortaya çok farklı şeyler çıkıyor ve sen iyi niyetle baktığını ve anlamaya çalıştığın için göremeyebilirsin bunu bir kenara not almalısın ve değerlendirmelisin.
Tarikatta silsile şartı vardır. Çoğu bunu hafife alıyor. Bu yüzden piyasada çok sahte şeyh var. Bunların icraatleri tarikat kurumuna maal ediliyor. Söylüyoruz işte, buna rağmen bu kişilerin yaptıkları -siz busunuz işte- tarzında örnek gösteriliyor. Bu iyi bir şey değil..

100 plastik elmanın içinde 1 tane gerçek elma olsa 99 plastik elmanın yalanı o 1 elmanın tadına, doyuruculuğuna ve vitaminlerine zerre kadar zarar veremez. Zan olarak zarar verse dahi elmanın hakikatine bu tesir etmez.. Peki, ne yapmak lazım? Bakmak yetmez, dokunmak lazım. O 99 yalan, 1 gerçeği daha kıymetli yapması gerekirken niye hep tersinden değerlendiriyoruz? Çünkü gerçeğin peşinde değiliz dostum! Aramıyoruz, yapıcı değiliz, toptan yargılamaya yatkınız..
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,880
Tepkime puanı
2,060
Puanları
113
Konum
Mars
Tarikatta silsile şartı vardır. Çoğu bunu hafife alıyor. Bu yüzden piyasada çok sahte şeyh var. Bunların icraatleri tarikat kurumuna maal ediliyor. Söylüyoruz işte, buna rağmen bu kişilerin yaptıkları -siz busunuz işte- tarzında örnek gösteriliyor. Bu iyi bir şey değil..

100 plastik elmanın içinde 1 tane gerçek elma olsa 99 plastik elmanın yalanı o 1 elmanın tadına, doyuruculuğuna ve vitaminlerine zerre kadar zarar veremez. Zan olarak zarar verse dahi elmanın hakikatine bu tesir etmez.. Peki, ne yapmak lazım? Bakmak yetmez, dokunmak lazım. O 99 yalan, 1 gerçeği daha kıymetli yapması gerekirken niye hep tersinden değerlendiriyoruz? Çünkü gerçeğin peşinde değiliz dostum!

Herkes aynı şeyi söylüyor, işi gücü bırakıp elma tadına mı bakacağız zaten ne geldi ise başımıza elmadan gelmedi mi? :D

Dostum, bizi piyasa ilgilendirmez bizi ilgilendiren O 'nun bizim istifademize sunduğu kitabı okumamızdır. Biz zaten bu kitabı okuyabilecek kapasiteye sahip olduğumuz için ayrıca bir okuyucuya ihtiyaç yoktur. Sen sana sunulana talip ol sana sunmaya gücü yetmeyenlerin peşinden giderek hayatını karartma, senin tanıman gereken ve tadının lezzetine varman gereken O 'nun kitabının sözleridir zaten bu sözler sana bu yolda yoldaş olur.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Musa efendi pek çok Allah dostu yetiştirmiş, bu zamanın ender mürşidi kamillerinden. Ankara'da doktor Emin Acar efendi var idi. Bir başka yolun büyüklerinden. Bu zamanın meşhur yollarından bahseder iken çoğu yer için vekil seviyesinde insanlar ile gidiyor buyurmuş. Söz Musa efendiye gelince, hâzâ mürşidi kâmil, üstazı Sami Ramazanoğlu hazretleri de zamanın kutbul aktabı idi diye buyurmuşlar. Ahmed İslamoğlu hoca da bu zamanda rabıta yapılacak mürşid kalmadı diyerek buraya yönlendirir olmuş. Hakeza bediüzzamanlar, Ali Haydar efendiler, Ladikli Ahmet Ağalar...
 
Üst