Tasavvuf ve Tarikat Olmadan Türkiye Düzelmez

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ahmet Taşgetiren

28 Ocak 2011​


"Tarikat ve siyaset" üzerine, sistem, laiklik, devrim kanunları, toplum-din-devlet ilişkisi vs'ye uzanan çok şey söylenebilir de, bugün ben meselenin farklı bir boyutuna işaret etmek istiyorum.

Önce şunu söyleyeyim:

Bir tarikat mensubunun, sufinin, dervişin, her insan gibi, ülkenin nereye gittiği ile ilgilenmek anlamına, siyasetle ilgilenmesi gerektiğine inansam da, siyasetle ilgilenmeye can attığını düşünmem.

Derviş, "Allah Teala ile her an birlikte olma idrakini kazanmak için kalbini yoğurma" derdinde olan insandır. Dervişin hayatının diğer tüm alanları, bu ana gaye etrafında örgülenir.

Ancak ben, farklı boyut noktasında, "Keşke siyasi alana insanlar, gerçek bir dervişlik eğitimi alarak girebilseler" diyorum.

Yani insanlar, kalplerini yoğurarak, hayatlarının merkezine, Yaratan'la birliktelik idrakini koyarak siyaset yapabilseler.

Kötü mü olurdu?

Kesinlikle hayır!

Nedir tasavvufi eğitim ya da tarikat terbiyesi neyi amaçlar?

Buna tasavvuf dilinde seyrü süluk denir. Yani Yaratan'a vuslat yolculuğu.

Bu, bir şahsiyet süzme sürecidir .

İslam dilindeki ifadesi, "tezkiye, tasfiye"dir.

"Ben"in yönelişlerini sağlıklı hale getirme eylemi.

Mesela, kibirden, hırstan, ucb'dan (yani kendini beğenmekten), riyadan, tul-i emelden, kişisel anlamda uzun hesaplar yapmaktan, kula kulluktan, mala mülke tapınmaktan, evladü ıyal tutkusundan arındırmak...

Hayatın tüm safhalarına, bir gün Allah'ın huzuruna çıkacağı bilincini yerleştirmek ve o "huzurda bulunma" bilincini, hayat disiplini haline getirmek.

Hiçbir adımda sözde Allah'ı ve hesap gününü unutmamak. "Gaflete düşmemek." O "Huzur"a taşınacak hayat kitabının savunulabilir nitelikte olmasına özen göstermek.

"Allah'ı görüyormuş gibi yaşamak."

Allah'ı unutmamak.

Kalbi ve dimağı, putlardan, tüm güç odaklarının etkisinden arındırmak, sadece Allah'a bağlanarak gerçek hürriyete kavuşmak.

Böyle bir kişiliğin siyaset yaptığını, devlet yönettiğini düşünün.

"Allah beni görüyor" bilincini kuşanan bir insan yalan söyleyebilir mi, hakaret edebilir mi, zulüm edebilir mi, baskı uygulayabilir mi, zimmetine bir şey geçirebilir mi, evladü ıyaline özel muamele yapar mı, kamu malının yanlış kullanımına izin verir mi? Bu soruları, bir insan kişiliği bakımından kir telakki edilebilecek her şey için sorabilirsiniz.

Belki, buradan baktığınızda, "Günümüz şartlarında, böyle bir insan siyaset yapabilir mi" sorusu bile sorulabilir. "Siyaset bu kadar temizliği kaldırabilir mi?"

Evet, günlük siyaset içinde kirlenmeyle o kadar iç içe geçtik ki, farklı bir siyasetçi ve siyaset tipi düşünemez hale geldik.

Doğrusu, zor bir işten söz ediyorum.

İslam'ın ikinci halifesi Ömer bin Hattab, vefat ederken "Yerine oğlunu aday göstermek istemez misin" diye sorulduğunda, "bir evden bir kurban yeter" cevabı vermişti.

Ömer, Hazreti Peygamber'in rahle-i tedrisinde gönül terbiyesi görmüştü.

Ömer, taşıdığı yükü, Mehmet Akif'in mısralarına yansıyan şekilde şöyle anlatmıştı:

"Ömer, Ömer nasıl aldın bu barı (yükü) sırtına sen?!."

Zor bir şeyden söz ettiğimin farkındayım. Nitekim Osmanlı'yı da kapsayan koca İslam tarihinde, Ömer kalitesinde idareye-siyasete kalbini koymuş insan sayısı sınırlıdır.

Bugün ise daha da sınırlı.

Ben, "hiç olmazsa" diye başlayan cümleler kurulabileceğini düşünüyorum. Biraz olsun kalp eğitimi almış, arada sırada "kalbini avucunun içine alıp, insanlar arasında utanmadan dolaşma kaygısı taşıyan" insanlar olsun. İçinde bir kalp bulunduğunun farkında olan insanlar olsun. Yaratan'la ve ilahi adalet ortamı ile ilişkisini koparmamış insanlar olsun.

Bizim siyasetimiz için böyle bir okul var mı?

Eğitim kurumlarımız herhangi bir kalp eğitimi veriyorlar mı?

Tekkeleri, zaviyeleri kapattık. Bu alanda da hâlâ geleneği sürdürme çabasında olanlar olduğu gibi gecekondular da oluştu.

Hani biraz da, miras gibi kullandığımız bir iklimden yararlanmak söz konusu.

O zaman siyaset, tüm hayatımız gibi, zikzaklar çiziyor. Sakin, yağmurlu, fırtınalı, boralı, depremli...

Kişiliklerin savrulduğu bir hengame...

Yer yer ışıltılar, pırıltılar da yok değil.

Şimdi sormak isterim, siz de daha erdemli bir siyaset için, siyasetin tam da merkezinde, tepeden ayağa herkesin gelip ders göreceği bir "Kalp okulu" açılmasını gerekli görmez misiniz?

Yani diyelim Bosna'nın bilge devlet adamı, gerçek bir derviş olan Aliya İzzetbegoviç gibi...

BUGÜN
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
وَمَن يُطِعِ اللّهَ وَالرَّسُولَ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ
وَالشُّهَدَاء وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا

nisa suresi 69. ayette buyurulan bu müjdeler
Müslümanların sorumluluk sahalarını ve nail olacağı en üst nimetleri ,makamları ifade eder.

efendimiz aleyhisselam da din kolaydır zorlaştıran altında kalır buyurur.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
"Tasavvufsuz müslümanlık olabilir, ancak bu, ihsan kıvamından mahrum bir müslümanlık olur.

Yâni mânevî bir eğitim olan Tasavvufdan tecrid edilmiş bir İslâmî hayat, kişiyi “ALLAH’ı görüyormuşçasına bir kulluk kıvamı”na ulaştıramaz.
"

Osman Nuri Topbaş

Bu cevaptan tatmin oldunuz mu?

Bizi geç. Kimse burada kendini pazarlamıyor. İslam'a saldıramayan CHP'liler gibi şeriata saldırmayın.

Bize neden saldırırsın, ekmeğine mi talip olduk?

Tarikat, tasavvuf lazım demiş büyükler onları aktardık.

Derdin bizle mi tarikatla mı? Yoksa neden gocunuyorsun?

O.Nuri TOPBAŞ efendi olarak kabul ettiğim bir Allah cc sevdiği kuldur İnşallah Allah cc beni onu hakkeden bir müridi olmayı nasip eder.

Bizi geç. Kimse burada kendini pazarlamıyor. İslam'a saldıramayan CHP'liler gibi şeriata saldırmayın. Demişsiniz yavuz hırsız ev sahibini bastırır uslubü İLE ÖNCE KENDİNE gel BU İDDİANI BİR KONUM la veya MESAJIM la İSPAT et.İFTİRA ATMA


Söylediğiniz "bu Forumlarda olmazlar " sözü kesin bir bilgi ve nihai sonuç ifade eder.Halbuki bu birçok açıdan yanlıştır.


Hiçbir meselede ihtimal vermeden ön yargıda bulunma çünkü Ayet-i Kerimelerde belirtildiği üzere insanın başına birçok mesele hiç beklemediği zamanda beklemediği yönden beklemediği şekilde gelmiştir.

Allah Teala ve Tekaddes Hazretlerinin Resul ve Nebilerinin büyük kısmı insanların hiç ihtimal vermedikleri kişiler olmuşlardır.Resulullah Aleyhisselatu Vesselamda böyle değil midir ?
İnsanların hiç ummadıkları meselelerde hiç ummadıkları şeylerle karşılaşmaları mümkündür.Bunu elinde nihai ve kesin sonuç varmış gibi inkar etmek doğru değildir.Nitekim Kütüb-ü Sitte'deki "Dindar ve Günahkar iki Yahudinin hikayesi" çok çok önemlidir ve mezkur hadis-i şerif'te gösterir ki insan kendi bildiğine göre nihai sonuç olarak düşündüğü şeyde çoğu zaman zann ile hareket eder ve hata eder.

Biz,şahsımızı tasavvuf ehli değil tasavvuf kerhi kabul ederiz.Ancak bu bizim TASAVVUF EHLİ olmadığımıza delil olmaz.

Tasavvuf ehlinin bir kısmı, bulunduğu tarikin DİSİPLİNİ gereği bu forumlarda bulunmayabilir.Ancak bazı tarikatlar her daim HALK İLE BERABER olma üzre DİSİPLİN edilmişlerdir.
Bu nedenle tasavvuf ehlinin malayani dışında buralarda bulunmasının bize göre yanlış olmaz.Kaldı ki MUTASAVVIF bulunduğu toplumun ve hayatın gerçeklerini İNKAR etmez.

Hocamız Hazret-i Mevlana Celaleddin gibi.Mesnevide öyle meseleler vardır ki birçok insan hatta bir çok din adamı MEVLANA bunları neden yazmış diye anlamaz,anlayamazlar.Hatta din adamı zannıyla hareket eden bir bedbaht Hazret-i Mevlana'yı KAFİRLİKLE bile itham etmiştir.Umulur ki "Kardeşini suçladığın suçu sen İŞLEMEDEN YAŞAMADAN ölmezsin" hadis-i şerifini yaşamadan tevbe etmiştir.

Bu nedenle başlıktaki meseleyi değil, sizin keskin "OLMAZ" ifadenizi yumuşatmanız için cevap verdik.

Şüphesiz Hak Teala en iyisini bilir.
Vesselam

Bu mesaj daki düşüncelerinize katılıyorum.

YALNIZ

Sormak isterim

TASAVVUF TARİKAT ı özümlemiş kişilerin bu Forumda kaç mesajı veya konusu EDEP ve DİSİPLİN çerçevesindedir ANLATMAK istediğim de bu.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ayrıştırıcılar bu İttihadı sağlayamayacak emin ol. Siz evvela münkirlikten kurtulun, veli yarıştırıcılığından uzaklaşın, biz üstünüz enaniyetini terkedin, siz bir susun herşey daha güzel olacak.
 

ubeyd_el_turki

Doçent
Katılım
28 Mar 2007
Mesajlar
720
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Bu mesaj daki düşüncelerinize katılıyorum.

YALNIZ

Sormak isterim

TASAVVUF TARİKAT ı özümlemiş kişilerin bu Forumda kaç mesajı veya konusu EDEP ve DİSİPLİN çerçevesindedir ANLATMAK istediğim de bu.

Öfke sizi hiçbir zaman doğruyu ve hakikati söylemekten çevirmesin.Nitekim öfke şeytan'ı çağırır,şeytandan beslenir.Mü'min olmak bu öfkeyi yenmeyi gerektirir.

Siz bir kaç kişiye belki de bir gruba kızdığınızdan dolayı hepsini ateşe atarsanız hata edersiniz.İslam dininin Kul'u taşımak istediği nokta "Allah (Azze ve Celle) vasıfları ile vasıflanmaktır".
Allah Teala ve Tekaddes Hazretleri, hiçbir topluluğu içlerindeki zaif ve çürükler veyahutta hatalıların davranışlarını diğerlerine mal etmez.Hesabı ayrı tutar.Rahmet ve Adalet ile hükmeder.

Siz bu inceliği gözetirseniz, edeplilerden olursunuz.Böylelikle tasavvuf ehli olup bu inceliği bilmeyenlere de ders vermiş olursunuz.Velev ki anlamasınlar mübarek, Allah Subhane ve Teala, hiçbir iyiliği güzelliği kibarlığı ecirsiz bırakmaz.

Kaldı ki Emr-i bil Ma'ruf olunca...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Siz sizi daha iyi bilirsiniz. Kelimelerin arkasına sığınıp, ama aksi yönde işler yapanlar...

Zaman şahıs zamanı değildir diyerek, Allah Dostlarını inkar edip, bir şahsın tüccarlığı ile nemalananlar..

Zaman tarikat zamanı değildir diyerek, kendi yollarını tek ve geçerli yol kabul edenler..

İttihadı İslam demelerine rağmen, sadece "biz" varız diyen enaniyet kahramanları...

Tüm dünyada sair müslümanların on kat daha çok hizmet yaptıklarını görmelerine rağmen, sadece biz hizmet ediyoruz yalanı ile hem kendilerini hem çevrelerini kandırmak isteyen gafiller..

Kalbi selim sahiplerini hor görüp, yaptıkları iki üç ibadetle her söylediklerinin hak olduğunu zanneden şaşkınlar..

Sair müslümanlardan uzak durup, dünyadaki büyük İslam alimlerinin toplanıp bir veliye verdikleri "İnsanlığa hizmet ödülünü" küçümseyip, kafirlerden aldıkları ödüllerle ile mesrur olan ve bunu yine reklam edenler.. Müslümanların organizasyonunu tü kaka ilan etmeye çalışanlar..

vs..

Sizi sen olarak demedim. Şahsını bilmem. Bulunduğun yerdeki kronik hastalıklardan ne kadar müzdaripsin bilmem. Biz dediğimiz gibi olan çoğunluğunuza dedik.
 
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
440
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
35
Siz sizi daha iyi bilirsiniz. Kelimelerin arkasına sığınıp, ama aksi yönde işler yapanlar...

Zaman şahıs zamanı değildir diyerek, Allah Dostlarını inkar edip, bir şahsın tüccarlığı ile nemalananlar..

Zaman tarikat zamanı değildir diyerek, kendi yollarını tek ve geçerli yol kabul edenler..

İttihadı İslam demelerine rağmen, sadece "biz" varız diyen enaniyet kahramanları...

Tüm dünyada sair müslümanların on kat daha çok hizmet yaptıklarını görmelerine rağmen, sadece biz hizmet ediyoruz yalanı ile hem kendilerini hem çevrelerini kandırmak isteyen gafiller..

Kalbi selim sahiplerini hor görüp, yaptıkları iki üç ibadetle her söylediklerinin hak olduğunu zanneden şaşkınlar..

Sair müslümanlardan uzak durup, dünyadaki büyük İslam alimlerinin toplanıp bir veliye verdikleri "İnsanlığa hizmet ödülünü" küçümseyip, kafirlerden aldıkları ödüllerle ile mesrur olan ve bunu yine reklam edenler.. Müslümanların organizasyonunu tü kaka ilan etmeye çalışanlar..

vs..

Sizi sen olarak demedim. Şahsını bilmem. Bulunduğun yerdeki kronik hastalıklardan ne kadar müzdaripsin bilmem. Biz dediğimiz gibi olan çoğunluğunuza dedik.
Güzel kardeşim,
Ben kendi adıma konuşuyorum, hiçbir zaman kelimelerin arkasına sığınmadım sığınmam aklımda ne varsa samimi olarak söylerim, İslam samimi olmayı gerektirir, enaniyetle kabarmayı değil...
Zaman şahıs zamanı değil demedim, şahs-ı manevi olayını savunmuyorum ve Allah dostlarını inkar etmiyorum...
Zaman tarikat zamanı değildir diyorum evet dediğim şeyin arkasında dururum, ama bu benim tek geçerli yolda olduğumu göstermez,
Zira hergün korkuyorum samimi olarak Ya gerçekten Allah benden razı olmazsa? diye...
Ben, biz varızda demem, herkesi kabul ederim yeterki müslüman olsun, iman önemli, gerisi gelecektir inşaAllah...

İttihad-ı İslam'ı sonuna kadar savunurum, ister enaniyet yapıyor "İttihad-ı İslamcılar" densin, ister onlar bencil densin önemli değil, Allah kalptekini biliyor...


Bana yakıştırdığınız bir cemaat falan varsa açıkça söyleyin ona göre cevabımı vereyim inşaAllah...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Zaman tarikat zamanı değildir diyorum evet dediğim şeyin arkasında dururum

İşte böyle inanan pek çokları bunu burada açık yüreklilikle söylemiyor. Kendi çöplüklerinde konuşabilmeyi, zaten millet bizi anlamaz sahtekarlığına dayandırıyorlar. Millet de zannediyor ki, sen gibi meşayih hazeratını yalancılıkla itham edenler bizim kardeşimiz. Bunlarla İttihad olur. Halbuki İttihadı baltalayanlar sizlersiniz.

Zaman tarikat zamanı değil de Şeyh Efendiler bizi kandırıyorlar mı? Mahmud Efendi, Abdülbaki Efendi ve daha dünyada hizmeti en çok dokunan büyüklerimiz yalancılar mı?

Nurcuların kahir ekseriyeti sen gibi düşünür. Münkirdirler. Bunlardan sakınmanın ne derece mühim olduğunu Allah Dostları izah etmişler. Zira münkirin bir lokması kalbe gelen feyzi keser. Bir de bunlarla dost olduğunuzu düşünün. Senin şeyhini inkar eden, yalancı kabul eden, sözü milleti kandırıyora gelen, Peygamber efendinin yolunu geçersiz gören bir adamla sen dostluk kuruyorsun, şakalaşıyorsun, eğleniyorsun.

Allah akıl fikir vere bizim bu kardeşlere, bunların dünyalık muhabbetine aldananlara..

İttihadı İslam'ın önünde engel olan bu kalbi karalara engel ola..

Onları ehli kitabla başbaşa bırakmak lazımdır belki.

Samimi müslümanlar sizlerle ittihad edemez, siz yapageldiğiniz gibi isimlendirin kendinizi, "İttihadı ehli kitap"..

Bak tarikat şeyhleri adam kandırıyor, papa ve israiloğulları ne kadar cici, tatlı!
 
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
440
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
35
Ben zaman tarikat zamanı değil derken tarikatları dışlamıyorum, siz orayı yanlış anlıyorsunuz bence, tamamen tarikatları yanlış yola sapmış gibi gösteriyorlar sanıyorsunuz...

Ben açık yüreklilikle diyorum Nur talebesi kardeşlerimide çok seviyorum, Nakşibendi, Kadiri tarikatına mensup kardeşlerimide...
Şeyh Ahmet Yasin hocayı çok severim mesela Mahmud Efendiyide severim ve tanısam seveceğime inandığım bir sürü vardır eminim...

Kısaca hatasız dost arayan dostsuz kalır ben hepsini dost biliyorum hatalarıyla, onlarda beni kabul eder inşaAllah hatalarımla...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
İtikadınız bizi ilgilendirmez. Münkirliğin sonuçları bellidir. Zaman tarikat zamanı değil ama eh onları da severim işte demeniz bizim için bir şey ifade etmez. Bir önceki mesajımızda yazdık, dedikleriniz ne manaya gelir.

Münkirlerin ne dedikleri ile ilgileniyor değiliz. Lafı nasıl çarpıtacakları ile de ilgilenmiyoruz. Kardeşler münkirleri duysunlar, işitsinler diye gayretimiz. Yoksa kimse münkirlerin sözlerine itibar eder değil. Nasıl anlıyorsanız anlıyorsunuz, kendinize göre nasıl izah ediyorsanız ediyorsanız. İlgimiz dışında.

Biz topluma bu mesajı verenlerin söylemleri ne manaya gelir yazdık.

Tüm münkirlerin susması duasıyla diyelim. Şeytana mühlet veren Rabbim, herkese verecektir. Herkes ne dediğini bilmeli.
 
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
440
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
35
Hepsini sevmem dost bilmem garibinize gidiyorsa ben böyleyim, sözümdende geri durmam inşaAllah...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Zaman tarikat zamanı değildir diyorum evet dediğim şeyin arkasında dururum,

İşte böyle inanan pek çokları bunu burada açık yüreklilikle söylemiyor. Kendi çöplüklerinde konuşabilmeyi, zaten millet bizi anlamaz sahtekarlığına dayandırıyorlar. Millet de zannediyor ki, sen gibi meşayih hazeratını yalancılıkla itham edenler bizim kardeşimiz. Bunlarla İttihad olur. Halbuki İttihadı baltalayanlar sizlersiniz.

Zaman tarikat zamanı değil de Şeyh Efendiler bizi kandırıyorlar mı? Mahmud Efendi, Abdülbaki Efendi ve daha dünyada hizmeti en çok dokunan büyüklerimiz yalancılar mı?

Nurcuların kahir ekseriyeti sen gibi düşünür. Münkirdirler. Bunlardan sakınmanın ne derece mühim olduğunu Allah Dostları izah etmişler. Zira münkirin bir lokması kalbe gelen feyzi keser. Bir de bunlarla dost olduğunuzu düşünün. Senin şeyhini inkar eden, yalancı kabul eden, sözü milleti kandırıyora gelen, Peygamber efendinin yolunu geçersiz gören bir adamla sen dostluk kuruyorsun, şakalaşıyorsun, eğleniyorsun.

Allah akıl fikir vere bizim bu kardeşlere, bunların dünyalık muhabbetine aldananlara..

İttihadı İslam'ın önünde engel olan bu kalbi karalara engel ola..

Onları ehli kitabla başbaşa bırakmak lazımdır belki.

Samimi müslümanlar sizlerle ittihad edemez, siz yapageldiğiniz gibi isimlendirin kendinizi, "İttihadı ehli kitap"..

Bak tarikat şeyhleri adam kandırıyor, papa ve israiloğulları ne kadar cici, tatlı!
 
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
440
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
35
Siz diye hitap ettiğiniz kesimi bir anlayabilsem, beni Nur talebesi falan mı zannediyorsunuz?
Sorun değil Nur talebesi olurum, daha ne...
Yeter ki birlik olsun, hepsi tekbir şey desin İslam desin, İttihad desin, kim engel olabilir hepsine birden resmen manevi bir ordu hükmünde, her kefereyi ezer geçer ilimle, fikirle...


Zaman birlik zamanı başka birşey değil, tabi bunu deyince tarikatları dışlamış olurum cemaatleri dışlamış olurum sizlere göre sorun değil ben olayım..
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ne derseniz ne olur yazdık, çarpıtmak girişiminiz, bizi pek kandıramaz ;)

Bir şey demedim size, Oktar'cı görünüyorsunuz buradan..
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete

TASAVVUFSUZ VE TARİKATSIZ OLMAZ

ŞERİATA yüzde yüz mutabık bir tasavvuf ve tarikat olmadan Türkiye düzelemez. Bu coğrafyaya İslâm tasavvufla gelmiştir, tasavvufsuz İslâmî kalkınma, gelişme, hürleşme düşünülemez.

Ahmed Yesevî, Hacı Bektaşı Velî, Mevlânâ Celalüddin Rûmî ve diğer pîran...

Nakşilik, Kadirilik, Mevlevilik, Bektaşilik...Diğer turuk-i aliyye...

Medreselerde okutulan ve öğretilen İslâm'a uygun tarikat ve tasavvuf.

İhyau Ulûmi'd-din'deki tasavvuf.

Risale-i Kuşeyrî'deki tasavvuf.

Kûtü'l-kulûb'taki tasavvuf.

Pîran efendilerimizin tasavvufu.

İtikadı sahih olanların tasavvufu.

Elli yıl boyunca beş vakit namazı cemaatle kılanların tasavvufu.

Şeriattan kıl kadar ayrılmayanların tasavvufu.

Erbilli Es'ad efendinin, Mehmed Zahid Kotku'nun, Adanalı Sami efendinin tasavvufu.

Şeyh/İmamŞâmil'in, Abdülkadir Cezairî'nin tasavvufu.

Sultan Abdülhamid'in şeyhi Muhammed Zâfir el-Medenî'nin tasavvufu.

Âmirîne bi'l-mâruf ve nâhine 'ani'l-münker olanların tasavvufu.

Bursalı İsmail Hakkı'nın, Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın tasavvufu.

Abdülkadir Geylanî'nin, Ahmed er-Rufaî'nin, Hasan Şâzelî'nin, Şah Muhammed Bahaüddin Nakşibend'in, İmam Rabbanî'nin tasavvufu.

Âbidlerin, zâhidlerin, muhlislerin, âlimlerin, âriflerin, kâmillerin, zâkirlerin, müstağfirlerin tasavvufu.

Ölmeden önce ölenlerin tasavvufu.

Mücâhid fi sebilillah olanların tasavvufu.

Mürüvvet ve fütüvvet sahiplerinin tasavvufu.

Medaris-i islamiyeyi ve tasavvuf dergahlarını kapatarak İslâmî hayatın belini kırdılar. Bu iki müessese tekrar hayata geçirilmedikçe işler düzelmez.

Yüz bin yeni cami daha yapılsa yine düzelmez.

Beş bin İmam-Hatip mektebi açılsa düzelmez.

İslâmcılar seçimlerde yüzde yetmiş oranında oy alsa da düzelmez.

İşin başı ilimdir ve irfandır. İlmi medreseler verir. İrfan tasavvuf dergahlarındadır.

Reformcularla, yenilikçilerle, değişimcilerle, sahte müctehidlerle, aktivistlerle, İslâmcılarla, Fazlurrahmanın Tâtiliye mezhebiyle, mezhepsizlikle, telfik-i mezahible, şuculukla buculukla, BOP'çulukla işler düzelmez, aksine daha fazla bozulur.

İlle de medâris-i islâmiyye, ille de turuk-i sufiyye...

Kardeşim, blog yazılarınızı buralara taşımayın.Sakıncası olabilir.
 
Üst