FIRKALARA TÂBî OLMAK
Eğer insanoğlu mürşidine ulaşamazsa Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olamaz. O zaman tevhidin şartlarını yerine getiremez. Onun dışında kalır yani fırkalardan birine tâbî olur. Fırkalardan Sırat-ı Müstakiym’in dışında birisine tâbî olmak neyi oluşturur? Eğer bir insan Sırat-ı Müstakiym’in dışındaki fırkalardan birine tâbî ise Kur'an-ı Kerimimiz onun kurtuluşunun söz konusu olmadığını söylüyor. İşte Sebe suresi 20. âyet-i kerime Allahû Teala buyuruyor ki:
"Ve lekad saddaka aleyhim ibliysü zannehü fettebe'ûhü illâ feriykan minelmü'miniyn." Sebe-20
"Şeytan kıyamet günü insanlara olan vaadini yerine getirdi. Müminleri oluşturan bir fırka hariç bütün fırkalar şeytana kul oldular."
Şeytana kul olmaksa insanı mutlaka cehenneme götüren bir olgu bilindiği gibi. Kaç fırka olduğu soruluyor Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e O'da 73 fırka diye cevap veriyor. Demek ki fırka sayısı 73. İşte bu 73 fırkadan acaba Allahû Teala’nın indinde kaç tanesi kurtulacak? Sadece bir tanesi. Müminleri oluşturan bir tek fırka. 73 fırkanın içinde demek ki vahdetin sahibi olan, birliğin sahibi olan bir tek fırka var, müminler. Öyleyse kimler bunlar? Biraz evvel söylediğimiz Enam suresinin 153. âyet-i kerimesinde Allahû Teala şöyle buyuruyor:
"Ve enne hâzâ sırâtıymüstekıy men fettebiûh, ve lâ tettebi'ûssübüle feteferreka biküm an sebiylih, zâliküm vassâküm bihî le'alleküm tettekuûn." En'am-153
İşte muhakkakki bu Sırat-ı Müstakiym’dir. Ona tâbî olun. (O yolun üzerinde bulunun) diğer yollara (fırkalara) tâbî olmayın ki onlar sizi Allah'ın yolundan (Sırat-ı Müstakiym’den) ayırırlar. İşte bu Allah'ın vasiyetidir (emridir) ki bununla (bu yolla) takva sahibi olasınız.
Öyleyse gene fırkalardan bahsediyor Allahû Teala. Yani ayrılıklardan birbirinden farklı yollardan... Her farklı yol, kim hangi yolda olursa olsun bir farklı yol söz konusuysa bunun Sırat-ı Müstakiym ile irtibatına dikkatle bakmak gerekir. Eğer insan A tarikatında değilde B tarikatindaysa, tasavvufun C kanadın da değilde F kanadındaysa netice değişmez. Bu kişi bulunduğu dergâhdan mutlaka Sırat-ı Müstakiym’e ulaşacağı cihetle hiçbir şekilde Sırat-ı Müstakiym’in dışında değildir.
Öyleyse bu kişi vahdet üzeredir. Ama eğer insanlar bu Allah'a ulaştıran sebillerin dışında herhangi bir fırkaya mensupsa o takdirde o kişinin Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olması mümkün değildir. Öyleyse o Sırat-ı Müstakiym’den sapmış bir kişidir. İşte o kişi vahdet üzere değildir. Öyleyse Allahû Teala’nın emrettiği şey bütün insanların Sırat-ı Müstakiym üzerinde olmasıysa bu asıldır. Vahdetin ise temeli Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olmaktır.
Öyleyse ne kadar çok tasavvuf camiası olursa olsun, ne kadar çok tarikat camiası olursa olsun bunların hepsi Sırat-ı Müstakiym’in üzerindedir. Ve Sırat-ı Müstakiym üzerinde olan bu insanlar da vahdet akidesinin gerçek sahipleridir. Çünkü onlar 14 asır evvel yaşanan İslâmı yaşıyorlar. Bilindiği gibi 14 asır evvel bütün sahabe Sırat-ı Müstakiym’e çağırıyorlardı.
"Kul hâzihî sebiyliy ed'û ilallahi alâ basıyretin ene ve menittebe'aniy." Yusuf-108
Habibim deki ben ve bana tabî olanların hepsinin, görerek Allah'a çağırdığımız yol işte bu yoldur (Sırat-ı Müstakiym’dir).
MÜRŞİDİNE TÂBî OLMAYAN
KİŞİ TEVHİDİN DIŞINDADIR.
Allahu Teala Ruhumuzun biz ölmeden Allah’a geri dönmesi (ulaşması) konusundaki MİSAK’ımızı 10 defa üzerimize farz kıldı.
1-Enam-152
“Ve bi’ahdillâhi evfû.”
Allah’a (verdiğiniz) ahdinizi yerine getiriniz.
2-Maide-7
Vezkürû ni'metallahi aleyküm miysâkahülleziy ve esekaküm bihi iz kültüm semi'nâ ve eta'nâ vettekullah innallahe aliymün bizâtissudûr."
Allah’ın size olan nimetini ve “işittik ve itaat ettik” diyerek O’na verdiğiniz yeminleri hatırlayın. O yeminlerle (Allah) sizi bağlamıştı. Allah’tan korkun. Şüphesizki Allah sinelerde olanı bilir.
3-Zümer-54
“Ve enibû ilâ rabbiküm ve eslimû lehü min kabli en ye’tiyekümül’azâbü sümme lâ tünsarûn.”
Başınıza azap gelip çatmadan Rabbinize dönün (ulaşın) ve O’na teslim olun. Sonra kurtulamazsınız.
4- Rum-31
“Müniybiyne ileyhi.”
Rabbine dön (ulaş).
5-Fecr-28
“İrci’ıy ilâ rabbiki.”
Rabbine dön (rücu et, geri dönerek ulaş).
6-Zariyat-50
“Fefirrû ilallah.”
Öyleyse Allah’a kaç (Allah’a sığın).
7-Lokman-15
“Vettebi’sebiyle men enâbe illeyy.”
Bana ulaşanın yoluna tabi ol.
8-Şura-47
“İsteciybû lirabbiküm min kabli en ye’tiye yevmün lâ meredde lehü minallâh.”
Allah’tan çare olmayacak gün (ölüm günü) gelmeden önce Rabbinizin davetine icabet edin.
9-Yunus-25
“Vallahü yed’û ilâ dârüsselâm ve yehdi men yeşaü ilâ sıratı mustakıym.”
Allah teslim yurduna davet eder ve (kendisine ulaştırmayı) Mustakıyme (Allah’a ulaştıran yola) ulaştırır.
10-Rad-21
“Velleziyne yasilune ma emerallahü bihi en yus’ale.”
Ve onlar Allah’ın, Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhu) Allah’a ulaştırırlar.
Eğer insanoğlu mürşidine ulaşamazsa Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olamaz. O zaman tevhidin şartlarını yerine getiremez. Onun dışında kalır yani fırkalardan birine tâbî olur. Fırkalardan Sırat-ı Müstakiym’in dışında birisine tâbî olmak neyi oluşturur? Eğer bir insan Sırat-ı Müstakiym’in dışındaki fırkalardan birine tâbî ise Kur'an-ı Kerimimiz onun kurtuluşunun söz konusu olmadığını söylüyor. İşte Sebe suresi 20. âyet-i kerime Allahû Teala buyuruyor ki:
"Ve lekad saddaka aleyhim ibliysü zannehü fettebe'ûhü illâ feriykan minelmü'miniyn." Sebe-20
"Şeytan kıyamet günü insanlara olan vaadini yerine getirdi. Müminleri oluşturan bir fırka hariç bütün fırkalar şeytana kul oldular."
Şeytana kul olmaksa insanı mutlaka cehenneme götüren bir olgu bilindiği gibi. Kaç fırka olduğu soruluyor Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e O'da 73 fırka diye cevap veriyor. Demek ki fırka sayısı 73. İşte bu 73 fırkadan acaba Allahû Teala’nın indinde kaç tanesi kurtulacak? Sadece bir tanesi. Müminleri oluşturan bir tek fırka. 73 fırkanın içinde demek ki vahdetin sahibi olan, birliğin sahibi olan bir tek fırka var, müminler. Öyleyse kimler bunlar? Biraz evvel söylediğimiz Enam suresinin 153. âyet-i kerimesinde Allahû Teala şöyle buyuruyor:
"Ve enne hâzâ sırâtıymüstekıy men fettebiûh, ve lâ tettebi'ûssübüle feteferreka biküm an sebiylih, zâliküm vassâküm bihî le'alleküm tettekuûn." En'am-153
İşte muhakkakki bu Sırat-ı Müstakiym’dir. Ona tâbî olun. (O yolun üzerinde bulunun) diğer yollara (fırkalara) tâbî olmayın ki onlar sizi Allah'ın yolundan (Sırat-ı Müstakiym’den) ayırırlar. İşte bu Allah'ın vasiyetidir (emridir) ki bununla (bu yolla) takva sahibi olasınız.
Öyleyse gene fırkalardan bahsediyor Allahû Teala. Yani ayrılıklardan birbirinden farklı yollardan... Her farklı yol, kim hangi yolda olursa olsun bir farklı yol söz konusuysa bunun Sırat-ı Müstakiym ile irtibatına dikkatle bakmak gerekir. Eğer insan A tarikatında değilde B tarikatindaysa, tasavvufun C kanadın da değilde F kanadındaysa netice değişmez. Bu kişi bulunduğu dergâhdan mutlaka Sırat-ı Müstakiym’e ulaşacağı cihetle hiçbir şekilde Sırat-ı Müstakiym’in dışında değildir.
Öyleyse bu kişi vahdet üzeredir. Ama eğer insanlar bu Allah'a ulaştıran sebillerin dışında herhangi bir fırkaya mensupsa o takdirde o kişinin Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olması mümkün değildir. Öyleyse o Sırat-ı Müstakiym’den sapmış bir kişidir. İşte o kişi vahdet üzere değildir. Öyleyse Allahû Teala’nın emrettiği şey bütün insanların Sırat-ı Müstakiym üzerinde olmasıysa bu asıldır. Vahdetin ise temeli Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olmaktır.
Öyleyse ne kadar çok tasavvuf camiası olursa olsun, ne kadar çok tarikat camiası olursa olsun bunların hepsi Sırat-ı Müstakiym’in üzerindedir. Ve Sırat-ı Müstakiym üzerinde olan bu insanlar da vahdet akidesinin gerçek sahipleridir. Çünkü onlar 14 asır evvel yaşanan İslâmı yaşıyorlar. Bilindiği gibi 14 asır evvel bütün sahabe Sırat-ı Müstakiym’e çağırıyorlardı.
"Kul hâzihî sebiyliy ed'û ilallahi alâ basıyretin ene ve menittebe'aniy." Yusuf-108
Habibim deki ben ve bana tabî olanların hepsinin, görerek Allah'a çağırdığımız yol işte bu yoldur (Sırat-ı Müstakiym’dir).
MÜRŞİDİNE TÂBî OLMAYAN
KİŞİ TEVHİDİN DIŞINDADIR.
Allahu Teala Ruhumuzun biz ölmeden Allah’a geri dönmesi (ulaşması) konusundaki MİSAK’ımızı 10 defa üzerimize farz kıldı.
1-Enam-152
“Ve bi’ahdillâhi evfû.”
Allah’a (verdiğiniz) ahdinizi yerine getiriniz.
2-Maide-7
Vezkürû ni'metallahi aleyküm miysâkahülleziy ve esekaküm bihi iz kültüm semi'nâ ve eta'nâ vettekullah innallahe aliymün bizâtissudûr."
Allah’ın size olan nimetini ve “işittik ve itaat ettik” diyerek O’na verdiğiniz yeminleri hatırlayın. O yeminlerle (Allah) sizi bağlamıştı. Allah’tan korkun. Şüphesizki Allah sinelerde olanı bilir.
3-Zümer-54
“Ve enibû ilâ rabbiküm ve eslimû lehü min kabli en ye’tiyekümül’azâbü sümme lâ tünsarûn.”
Başınıza azap gelip çatmadan Rabbinize dönün (ulaşın) ve O’na teslim olun. Sonra kurtulamazsınız.
4- Rum-31
“Müniybiyne ileyhi.”
Rabbine dön (ulaş).
5-Fecr-28
“İrci’ıy ilâ rabbiki.”
Rabbine dön (rücu et, geri dönerek ulaş).
6-Zariyat-50
“Fefirrû ilallah.”
Öyleyse Allah’a kaç (Allah’a sığın).
7-Lokman-15
“Vettebi’sebiyle men enâbe illeyy.”
Bana ulaşanın yoluna tabi ol.
8-Şura-47
“İsteciybû lirabbiküm min kabli en ye’tiye yevmün lâ meredde lehü minallâh.”
Allah’tan çare olmayacak gün (ölüm günü) gelmeden önce Rabbinizin davetine icabet edin.
9-Yunus-25
“Vallahü yed’û ilâ dârüsselâm ve yehdi men yeşaü ilâ sıratı mustakıym.”
Allah teslim yurduna davet eder ve (kendisine ulaştırmayı) Mustakıyme (Allah’a ulaştıran yola) ulaştırır.
10-Rad-21
“Velleziyne yasilune ma emerallahü bihi en yus’ale.”
Ve onlar Allah’ın, Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhu) Allah’a ulaştırırlar.