Tarikatlar eleştirilemez mi?

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Yaw arkadaş yapma etme...

Ortalıkta müslüman bırakmadın.

Durduk yere vebale girme.

Selam ve dua ile...
Bid’at ehlini kötülemek gıybet olmaz

Sual: Bid'at ehli bazı kimselerin sapıklıklarını söyleyince, "Ölülerin kötü tarafı söylenmez. Ayrıca gıybet de olur" deniyor. Fakat bu bid'at ehli şahıslar, başta Hazret-i Osman olmak üzere Eshab-ı kiramın çoğunu kötülüyorlar. Eshab, bizim ölülerimiz değil mi, onları kötülemek gıybet değil mi?
CEVAP
Bid'at ehlini kötülemek gıybet olmaz. Gıybet, bir kimsenin gizli bir kusurunu, arkasından söylemektir. Harbilerin ve bid'at sahiplerinin ve açıkça günah işleyenlerin bu günahlarını ve zulmedenlerin ve alışverişte hile yapanların bu fenalıklarını müslümanlara duyurarak, bunların şerrinden sakınmalarına sebep olmak ve müslümanlığı yanlış anlatanların bu iftiralarını söylemek gerekir, gıybet olmaz (Redd-ül-muhtar c.5, s.263)

Eshab-ı kirama dil uzatanlar, ölü olsun, diri olsun, bunları açıklamak, gıybet olmaz, aksine dinin emrine uymak olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bid'atler çıkıp, Eshabıma kötü söz söylendiği zaman, doğruyu bilen, herkese söylesin! Allahü teâlâ, bildiği [ve gücü yettiği] halde doğruyu söylemeyen böyle âlime lanet eder.) [Deylemi]

Eshab-ı kiramın hepsi Müslümandır. Bizim ölülerimizdir. Hiç kimsenin onları tenkit etmesi caiz olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ölülerinizi hayırla anın, iyiliklerini söyleyin, kötülüklerini açıklamayın.) [Tirmizi]

(Ölülerinize sövmeyin, onlar amelleriyle başbaşa kalmıştır.)
[Buhari]

(Hazret-i Âişe,
"Lanetlik İbni Kays ne yapıyor?" diye sorar. Oradakiler "Öldü", derler. Hazret-i Aişe hemen, estağfirullah der. "Neden önce lanetledin, sonra istiğfar ettin?" diyene, "Resulullah(Ölülerinizi kötülemeyin) buyurduğu için" diye cevap verir.) [İbni Hibban]

Eshaba dil uzatmak
Eshab-ı kiramın kusuru olsa da, bizim ölülerimiz olduğu için ve Allahü teâlâ onların kusurunu affettiği için bunları söylemek caiz olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Eshabımın ismini işitince, susun, şanlarına yakışmayan söz söylemeyin!) [Taberani]

(Eshabımın kusurları, yanlış hareketleri olacaktır. Allahü teâlâ, onları bana bağışlayacak, kusurlarını affedecektir.)
[İbni Asakir]

(Eshabımın kusurlarından bahsetmeyin, onlardan soğuyabilirsiniz. Eshabımın iyiliklerinden bahsedin ki, kalbleriniz onlara ısınsın!)
[Deylemi]

(Eshabım arasında fitne çıkacaktır. Allahü teâlâ benimle olan sohbetlerinin hürmetine o fitnelere karışanları, af ve mağfiret edecektir. Sonra gelenler ise, bu fitnelere karışan Eshabıma dil uzatarak Cehenneme girecektir.)
[Müslim]

(Allah’tan korkun, Eshabıma dil uzatmayın! Onları seven, beni sevdiği için sever. Onları sevmeyen, beni sevmediği için sevmez. Onlara el ile, dil ile eziyet eden, Allah’a eziyet etmiş olur.)
[Buhari]

(Eshabım, cin ve insanların hepsinden daha üstündür.)
[Bezzar]

Kim oldukları ve neye hizmet ettikleri malum olmayan bazı mezhepsizlerin dil uzattığı Hazret-i Osman, Allah resulünün damadı olduğu gibi, Cennetle müjdelenmiş on kişiden biridir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Osman bendendir, ben de Osman’danım.) [Taberani]

(Yüz kızım olsa, hepsini de Osman’a verirdim.) [İbni Asakir]

(Meleklerin haya ettiği zattan
[Osman’dan] ben haya etmez miyim?) [Beyheki]

(Osman’ın şefaati ile Cehennemlik 70 bin kişi, hesap görmeden Cennete girer.) [İ. Asakir]

Tebük gazvesinde Hazret-i Osman, kendi ticaret malından üç bin deve, yetmiş at, on bin altın getirdi. Resulullah efendimiz, bunları askere dağıttıktan sonra, (Bugünden sonra Osman’a günah yazılmaz) [Bundan sonra Allah Osman’ı günah işlemekten korur] buyurdu. (Tirmizi) Ve şöyle dua etti:
(Ya Rabbi, Osman’ın geçmiş, gelecek, gizli-açık, Kıyamete kadar bütün günahlarını affet!) [Ebu Nuaym]

Bir gün Hazret-i Fatıma, Hazret-i Ali’nin bir hareketine incinmişti. Hazret-i Ebu Bekr ile Hazret-i Ömer Peygamber efendimize ricada bulundularsa da, Resulullah efendimiz sükut etti. Hazret-i Osman rica edince damadı Hazret-i Ali’yi affetti. İki kayınpederinin ricasını kabul etmeyip de, damadı Hazret-i Osman’ın ricasını niçin kabul ettiği sual edilince, (Öyle birinin şefaatini [ricasını, af talebini] kabul ettim ki, yer ile göğün yerini değiştir diye, dua etse, Allahü teâlâ değiştirir)buyurdu. (Mesabih)

Bid’at ehlini gıybet
Sual: Bazı sapık kimseler, eski âlimleri tenkit edip, dine yeni şeyler sokuyor. Böyle bid’at işleyenlerin arkalarından konuşmak gıybet olur mu?
CEVAP
Gıybet olmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Açıkça günah işleyen fâsık kimseyi, zalim idareciyi ve bid’at ehlini gıybet etmek günah değildir.) [İbni Ebi-d-Dünya]

Bid’at ehlinin zararları anlatılarak, Müslümanları bu felaketten korumaya çalışmak, dine hizmet olur
.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Yaw arkadaş yapma etme...

Ortalıkta müslüman bırakmadın.

Durduk yere vebale girme.

Selam ve dua ile...
Yanlış konuşanları tenkit etmek

Sual: Bazı hocalar, Vehhabilik, Mutezile gibi sapık mezheplerin yanında, İbni Teymiyye, M. Abduh, Ali Şeriati, M. İslamoğlu, Y. N. Öztürk, Z. Beyaz, A. Oktar, A. R. Demircan, H. Karaman, A. Bulaç gibi şahısları da tenkit ediyor. Tenkitlerinde, kiminin (Cehennem ebedî değil) dediğini, kiminin mason Abduh’u övdüğünü, kiminin kendisini Mehdi sandığını, kiminin kaderi, kabir azabını ve şefaati inkâr ettiğini, kiminin Hristiyanları Cennete sokmaya çalıştığını, kiminin de, Kur’an-ı kerimdeki bazı âyetlere tarihsel dediğini bildiriyor. Bu tenkitleri yerinde midir?
CEVAP
Dine aykırı konuşan kimseleri tenkit etmek, elbette yerindedir. Tenkit etmezse, o zaman suç işlemiş olur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ortalık karıştığı, yalanlar yazıldığı, âdetlerin ibadetlere karıştırıldığı ve Eshabıma dil uzatıldığı zaman, doğruyu bilenler herkese bildirsin! Allahü teâlânın, meleklerin ve bütün insanların laneti, doğruyu bilip de, gücü yettiği hâlde bildirmeyene olsun!)[Deylemi]

(Bid’atler yayılıp, sonra gelenler, öncekilere lanet ettiği zaman, doğruyu bilenler herkese söylesin! Söylemeyip gizleyen, Allah’ın indirdiği Kur’anı gizlemiş olur.) [İ. Asakir]

Bu hocalar, bu hadis-i şeriflerin gereğini yerine getirmeye çalışıyor. Aynı konuların bir kısmını kısaca bildirelim:
1- Hazret-i Mehdi gelmemiştir. Hiç kimse kendinin veya hocasının Mehdi olduğunu söyleyemez, çünkü Mehdi’nin birçok alametleri vardır. Bu alametler günümüzde hiç kimsede yoktur. Hazret-i Mehdi’nin adı Muhammed, babasının adı Abdullah ve kendisi seyyid olacaktır. Gökten bir meleğin, (Bu Mehdi’dir) diyeceği hadis-i şerifle sabittir. Daha birçok alametleri vardır.

2- İmanın altı esasından biri kadere imandır. Kaderi inkâr eden kâfir olur. Kader hakkında birçok âyet-i kerime vardır. Birkaçının meali şöyledir:
(Yaptıkları küçük büyük her şey, satır satır kitaplarda yazıldı.)[Kamer 52, 53]

(Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey, Ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de, apaçık kitaptadır.) [Sebe 3]

Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kadere inanmak, iman esaslarındandır.) [Ebu Davud, Tirmizi]

(Kaderi inkâr edenin İslam’dan nasibi yoktur.) [Buhari]

(Kaderi inkâr edene, bütün peygamberler lanet eder.) [Taberani]

(Kadere, hayra ve şerre inanmayan iman etmiş sayılmaz.) [Tirmizi]

3- Kabir azabını inkâr eden, Ehl-i sünnet olamaz. Bir hadis-i şerifte,(Kabir azabı haktır) buyuruldu. (Buhari)

İmam-ı a'zam hazretleri buyurdu ki: Mümin suresinin (Onlar, sabah akşam ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde, "Firavun hanedanını azabın en çetinine sokun!" denilecek) mealindeki 46. âyet-i kerimesindeki, sabah akşam görecekleri azap, Kıyametten öncedir. Âyetin devamında onların şiddetli azaba sokulacağı bildiriliyor. Birincisi kabir azabı, ikincisi Cehennem azabıdır. (El-Kavl-ül-fasl)

İmam-ı Gazali hazretleri de, (Bu âyet kabir azabını gösteriyor) buyurdu. (İhya)

İmam-ı Süyûti hazretleri, kabir azabıyla ilgili Şerh-us-sudur isminde müstakil bir eser yazarak, Buhari, Müslim ve diğer hadis kitaplarındaki kabir azabıyla ilgili hadis-i şerifleri nakletmiştir. Her hadis kitabında kabir azabı bildirilmektedir. Kabir azabını inkâr eden, bütün hadis kitaplarını inkâr etmiş olur. Ehl-i sünnetin dışında kalır.

4- İbni Teymiyye gibi Cehennem ebedî değil denmesi, Kur'an-ı kerime aykırıdır. Birçok âyet-i kerimede Cennet ve Cehennemin ebedî olduğu bildiriliyor. (Bekara 25, Âl-i İmran 116, Maide 85, Enam 128, Tevbe 68, Hud 107)

5- Ehl-i kitab olan Yahudi ve Hristiyanların Cennete gideceğini söylemek Kur'an-ı kerime de hadis-i şeriflere de aykırıdır. Bir âyet-i kerime meali:
(Elbette, ehl-i kitab [Yahudi ve Hristiyan] veya müşrik olan bütün kâfirler Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar.) [Beyyine 6]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Beni duyup da, bana inanmayan Yahudi ve Hristiyan, Cehenneme girecektir.) [Müslim]

6- Kur'an-ı kerime tarihsel diyen, hükmü kalmadı diyen, Ehl-i sünnetten çıkmakla kalmaz, kâfir olur. Bir âyet-i kerime meali:
(Bugün, dininizi ikmal ettim. Size olan nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim, beğendim, razı oldum.) [Maide 3]

İslamiyet'ten başka din aramak kâfirliktir. Allah başkasını kabul etmez. Bir âyet-i kerime meali:
(İslam'dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.)[Âl-i İmran 85]

7- Şefaati inkâr eden de Ehl-i sünnet olamaz. Şefaatle ilgili birkaç âyet-i kerime meali:
(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]

(Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87] (Bu iki âyette, Allahü teâlânın izin verdikleri şefaat edecek, başkaları edemez diyor.)

(Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86] (Putlar elbette şefaat edemez. Ama hak yoldakilerin şefaat edeceği bu âyette de açıkça bildiriliyor.)

(Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bekara 255] (Bu âyet de Allah’ın izniyle şefaat edileceğini gösteriyor.)

(Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44] (Demek ki çok şefaat edecekler vardır ki, hepsi de Allahü teâlânın iznine bağlıdır.)

Şefaatin hak olduğunu bildiren çok hadis-i şerif var bir tanesi şöyledir:
(İmanla ölen günahkârlara şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim]

Bütün müfessirler, muhaddisler ve fakihler gibi, dört mezhep imamı da şefaatin hak olduğunu bildirmişlerdir. Bütün âlimlerin en büyüğü olanİmam-ı a’zam hazretleri, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir)buyurdu. (Fıkh-ı ekber)

Bid’at ehlini tenkit etmek
Sual:
Cübbeli Ahmet hoca, mezhepsizleri, dinde reformcuları, kendini veya hocasını Mehdi sayanları, (Yahudiler ve Hristiyanlar da Cennete gidecek) diyenleri tenkit ediyor. Ayrıca bir konuşmasında, Rusya’da bir Hristiyanın, bir hocaya Müslüman olduğunu söyleyince, o hocanın, (Hristiyanlar da Cennete gideceğine göre, Müslüman olmana gerek yok) dediğini, hatta yazar Ali Eren’de bu kimsenin telefon numarasının olduğu, isteyenlerin arayıp sorabileceğini de söyledi. Cübbeli hocanın böyle şeyler anlatması ve bid’at ehli sapıkların yanlış görüşlerini açığa çıkarması, tasvip edilir mi?
CEVAP
Elbette tasvip edilir. Herkesin gücü nispetinde, emr-i maruf ve nehy-i münker yapması gerekir. Cübbeli hocanın bu konularda anlattıkları doğrudur.

 
Üst