tarikatın dindeki yeri...

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
s.a

Tarikat konusunda yıllardır gidenlerden intisap edenlerden müridlerden kitaplardan internetten kitaplardan araştırmalar yaptım ve hala da yapıyorum...

3 tane sünnet i terk etmekten bahsedilmiş... değil 3 sünnet i terk etmek
Ben tarikatlar ile hemde sizin isim verdiğiniz ile alakalı en az 5 tane bidat ve hurafeyi delilleriyle beraber yazarım ama hoş olmazdüşmanlık olarak algılanır, herşeyi heryerde söylememeyi uygun buluyorum...

Sünnet i seniyeyi bilen araştıranlar da hakikat i görmüştür...
Arkasında binlerce insan ı sürükleyen onlara göre kamil i mürşid olanların yanına da gittim keşke gitmeseydim belki hüsnüzan ederdim ama şimdi edemem...

Slm ve dua ile...

as

Tabi, kendi nasipsizliğine hiç ihtimal vermiyorsun anladığım.. Ve çok iddialı cümleler kurmuşsun..

Bugün Bid'at giren (Bid'at, sünnetin yerini alan uygulama demektir) Tarikatler elbette var.. Amma, siz isim veremem, gördüğüm bid'atları açıklayamam demekle Bid'at girmemiş olan yerleri de zan altında bırakıyorsunuz.. Düşmanlık olmasın diye yaptığın daha fazla düşmanlıklara sebeb olacaktır.. O yüzden Bid'at dediklerini açıklamalısın..
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
s.a

Nasip ile tarikat ın ne alakası var ?
Geçen bir yazıda yine nasip ile ilişkilendirmiştin...!

Ben Mürşid in Kuran olduğuna inanıyorum
Hadislerinde Kuranın tefsiri olduğuna...

Mürşid aramıyorum, aramamda, aramayacağımda...
Lakin mürşidden murad Alim olsa, marifetullah ve Muhabbetullah ilmi olsa gider kapısında yatarım... Ama öyle birini Türkiyede bilmiyorum, görmüyorum...

Zan altında kalmaya gerek yok...
Kuran ı ve Hadis i iyi tahlil edin şerhlerini okuyun anlarsınız inş...
Altta yazan mavi yazıya bi göz atın... Naçizane ben yazdım...
Selametle...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
as Tabi kendince bir takım hususları hallettiğine ve bizleri karşıladığına inanıyorsun.. Güzeldir.. Takdir edilir, amma eğer bahsettiğin Bid'atlere açıklık getirmezsen müfteri konumuna düşersin.. Benden söylemesi..

Sana bir Mürşid ara bul diyen olmadığı gibi; sana isim ver, gittiğin yerleri açıkla da demedim.. Hangi bid'atlere şahit oldun, bunları delilleriyle izah et dedim.. (Bakalım, görelim; belki de sen Bid'at sanıyorsundur onun için üzerinde duruyorum)

Bizler, müneccim değiliz, senin gördüklerini tahmin edemeyiz; istersek bütün kaynakları takrar tekrar okuyalım..

(Ne yaparsan yap gittiğin 3 yer, bütün bir Alem-i Tasavvuf olmayacaktır.. O yüzden bazılarını tenzih etmen gerekirdi.. Bu dahi, kanaatlerinde yanılma ihtimalin olduğunu sana hatırlatmaya yetmeli.. "Marifet ehli bir alim; Ben görmüyorsam; öyleyse yoktur.." Nasıl bir çaresizlik içinde olduğunun itirafı olmuş bu.. Sanki bütün Türkiye'yi gezdin dolaştın da, Alim bilinen bütün zatların meclislerinde yeterince bulundun da bizzat bu kanaate sahip oldun.. Ne diyeyim ki daha sana?

Nasip konusunda; "Biz zenginliği dilediğimize, ilmi de isteyene veririz" Kudsi Hadisine ne dersin? -yanlış hatırlamıyorsam Kudsi Hadis, Hadis-i Şerif de olabilir- Demek ilim de zenginlik de herkese nasip olacak diye bir şart yok.. Zira, Tasavvuf bir ilimdir ve ancak Ona talip olanlara nasip olur..)
 

nebevi

Asistan
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
209
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sonradan eklenme değil

tarikat dinimize sonradan girme gibi görünsede öyle değildir.buradaki yorumlara bakarsak oldukca hissi davranılmış.örneğin islam ve insan rumuzlu kardes (yanlışları göz önünde tutarak)genellemeyi cok kullanmış.diğer kardes ise daha teslimkar bir ifadede bulunmuş.en güzel cevap;islam tarihine bakmakla olur.siyer i nebi de sahabenin Peygamber efendimizle yasantısında cok net bir sekilde tarikat yasantısı cıkıyor.sadece adı tarikat degil.fakat yasandı...zaten sonradan giren bir şeye dinin ihtiyacı olmaz...isminin müstakilleştirilmesi peygamberımz den sonra olmustur.karıştırmamak lazım.....
 
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
a.s
islamveinsan kardesim;isimlerini zikrettigim zatların yaptıgını söyledigin bidatları ben de çok merak ettim dogrusu.düşünüyorum düsünüyorum bir türlü bir tanesinin zikirli ilahiye ruhsat vermesi dısında birsey bulamıyorum.madem o sözleri sarfettin şimdi bizi aydınlatmalısın,bekliyorum..baki selamlar
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Tarikat, tasavvufun cemaatleşmiş halidir!... Şimdi bu konuda ne kadar çok konuşulduğuna gelelim!!!! Fikir sorulmuş, gene "benim ilmim, senin ilmini döver" e geçmişiz... İlminiz ne ki neye göre konuşuyorsunuz?!!?!?? Bİr kere vicdanen bir kimse mübarekler söz konusu olunca susar!!!!... Bİlenle bilmeyen bir olmaz... Bugün kimsenin kimseye "senin yaptığın yanlış" deme lüksü de yok! MÜmin bir kimse buldunuzsa tebessüm edin ve kalbini kırmayın derim!!!! Nedir anlamıyorum ya habire onu kötüle, buna laf söyle... Yazdık cevabı da inanmıyor, anlamıyorsunuz... Hep bildiğinize göre gidiyorsunuz... Yeni konu açıldıkça hep aynı yere geliyor konu... Ne sorulursa sorulsun, neticede bu konu gündeme geliyor... Böyle nereye varılır? Bİr şey bir kez konuşulur ve biter... Her defasında aynı şeyleri yazacaksak forumda nöbetleşelim bari!!!... Tarikat vardır, dinde de büyük bir yer tutmaktadır... Sahte şeyhleri gösteriyorlar, bu insanlara kananlara da, Allah, akıl vermiş, bize de... Kullansınlar kardeşim!... Var mı daha ötesi??? Rabbime dua etsinler... "Rabbim, bana aklımı kullanabilmek kaabiliyeti ver" diye! Ben öyle dua ediyorum!!! "Rabbim beni yanlış yollara gitmekten emin eyle" diye!!!... Kendini, Rabbine emanet eden, neden bir korku yaşasın? O, emanetleri koruyanların en eminidir...
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
Mürşid ara bul diyen olmadığı gibi; sana isim ver, gittiğin yerleri açıkla da demedim.. Hangi bid'atlere şahit oldun, bunları delilleriyle izah et dedim.. (Bakalım, görelim; belki de sen Bid'at sanıyorsundur onun için üzerinde duruyorum)

İslamda kavramlar kişilerin insiyatifine göre şekillenemez...
Size göre haram nasıl bana helal olmaz ise; bana bidat olan size sünnet olamaz... Kişilerin reyleri farklı hükümler getiremez... Haram ise hepimize haram.

(Ne yaparsan yap gittiğin 3 yer, bütün bir Alem-i Tasavvuf olmayacaktır.. O yüzden bazılarını tenzih etmen gerekirdi.. Bu dahi, kanaatlerinde yanılma ihtimalin olduğunu sana hatırlatmaya yetmeli.. "Marifet ehli bir alim; Ben görmüyorsam; öyleyse yoktur.." Nasıl bir çaresizlik içinde olduğunun itirafı olmuş bu.. Sanki bütün Türkiye'yi gezdin dolaştın da, Alim bilinen bütün zatların meclislerinde yeterince bulundun da bizzat bu kanaate sahip oldun.. ]


Evet türkiyede bi çok yere gittim... Menzil bu anlamda fazla meşhur oraya gidemedim/gitmedim... Ben yok diyerek kesip atmadım bilmiyorum görmedim dedim... ve hatta duymadım da... Kendi halinde yaşayan belki kendinin bile haberi olmayan Allah a dost olmuşlar elbet vardır... İlmi imam ı azam kadar olanlarda olabilir... Allah u alem kendi kabuklarındalar, pek bilinmiyorlar...
Nasip konusunda; "Biz zenginliği dilediğimize, ilmi de isteyene veririz" Kudsi Hadisine ne dersin? -yanlış hatırlamıyorsam Kudsi Hadis, Hadis-i Şerif de olabilir- Demek ilim de zenginlik de herkese nasip olacak diye bir şart yok.. Zira, Tasavvuf bir ilimdir ve ancak Ona talip olanlara nasip olur..)

Buradaki delil benim düşüncelerim doğrultusunda kalmış...
Ne diyor; "ilmi isteyene" ben istiyorum ve arıyorum ve araştırıyorum... Allah bana nasip edecek inş... Hem yeni başlamadım aramaya seneler oldu...

Selametle...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İnşallah abim, Allah gönlünüzün muradını versin..

İfadelerinizi yumuşattığınız için de zat-ı alilerinize teşekkürler ederim..
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
s.a
İfadelerim yumuşamadı ama yanlış anlaşılan kısımları "şerh" ettim birazcık...
Yazdıklarımızın arkasındayım... Benim için Alim olan kıymetlidir... Yine öyle..
Mümin kıymetlidir...

Günah ı olanlara değil, günahkar olanlara değil..
Günah a ve hataya ve küfre karşıyız...

Çarşaf ı savunuruz... Ama başı açık olan a söz etmeyiz etmedikte...

Takip edenler bilir bizi..
Selam ve dua ile..
 

trafo7500

Üye
Katılım
15 Ocak 2007
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İslamveİnsan kardeş... sen bu işi iyi biliyon. Doğru yoldasın. Benim peygamberim Allah'tan aldığını direkt hutbesinde irat etti. Bunlar niye başkalarını arıyorlar anlayamıyom. O mübarek Resulun Yüksek Kur'an ahlakından daha ileri olanı mı var? Daha iyi izah eden mi var?
Tarikat, yol dur. İslam'ın nurlu yoludur. Bu yolu O aydınlatmıştır. Bu yolun ışığı iki tanedir. Bunu da Veda Hutbesinde, bizzat Allah'ın elçisinden dinledik.Daha neyin peşindeyiz anlayamadım. İşte Veda hutbesinden bir inci...Sakın olaki bunun üzerine bi şey demeyesiniz.
"Ey mü'minler!
"Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'in kitabi
Kur'an-ı Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.
 

fztoa

Üye
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Sözler 444
Bütün hak tarikler Kuran dan alınmıştır....

S.T.G. 116 : " Hz. Şeyhin "Fütuhul gayb" kitabı , Hz. Şeyhin himmeti ve irşadatıyla eski said yeni Said e inkılab etmiş. Eğer bu mübarek olmasaydı eski Said hala eski Said olarak kalacaktı

S.T.G.123- o gavsın müridi olan Saidel Kürdi...
S.T.G.-O şeyhime dedim "sen tabibim ol"
S.T.G.112-Hz. Şeyh şimdiki Kur'an-ı Hakimin şakirtlerine biiznillah üstadlık ediyor, bihavlillah himaye ediyor.
Şualar101- Bir tekke, bir zikirhane, bir irşadgahta ve cadde-i kübrayı Muhammediye (a.s.) 'nin ve miracı Ahmed'in (a.s.) gölgesinde hakikata ve Hkka erişen ve aynel yakine yetişen binlerle ve milyonlarla kudsi mürşidler, onu dergaha çağırdılar.
Şu tarifi okuyup İslam'ı anlayamayan ve başka yerlerde arayanların ; aklını, fikrini, izanını, mizanını ama aklı mizana olana sunarız. Tekke + zikirhane + irşadgah + dergah=Miracı Ahmed'in (a.s.) gölgesinde hakka ve hakikata erişmektir.
Bunca tarifleri Risaleler yazsın da birileri bu hakikatleri fakat yalnız yukarıda tarif olunan yerlerden başka yerlerde bulunmayan yerlerde arasınlar..
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa

hz. peygamber s.a.v. bu aleme fiziki manada gelmeden önce,
veysel karani hz. amcası zamanın en büyüklerinden,
saffan el karani,dir. maneviyat, hiç bitmedi ademden beri
tarikata gerek yok derseniz geylani hz. nakşibendi hz. rufai hz.
bektaşi hz. gibi büyük velileride afaroz edersiniz dostlar...
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
tarikata madem gerek yoktu...
yunus niye 40yıl düz odun taşıdı...
mevlana niye şemsin peşinden kaçtı
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
AşK_€r;232591' Alıntı:
tarikata madem gerek yoktu...
yunus niye 40yıl düz odun taşıdı...
mevlana niye şemsin peşinden kaçtı



aşk_er senin 40 yıl dolmadı mı!
 

İsr@

hizmet erbabı
Katılım
4 Kas 2006
Mesajlar
3,080
Tepkime puanı
62
Puanları
0
Yaş
44
Konum
KOCAELİ
kardeşlerim hadi şimdi bir devlet büyüğünün karşısına çıkın bakalım direk çıkabiliyormusunuz binbir türlü bürokrasiye tabi tutarlar sizi araya elçiler girer...
işte bizlerde direk mevlamın karşısına çıkamayız arada önce resülüm sonra sahabeler evliyalar enbiyalar yol gösterir bize tarikat yol demek değilmidir ALLAHA GİDEN YOL... islamı savunupta tarikatı dışlayanları anlamak çok zor...
ben anlayamıyorum...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Tasavvuf hem farzdır, hem vaciptir, hem sünnettir, hem de müstehaptır..

İslam'dan tasavvufu çıkarmak isteyen cisimden özü, cesedden ruhu, nefisten hayrı ve güzel ahlakı, akıldan tefekkürü, kalbden vecdi, Şeriatten ihlası, dinden ihsanı söküp atmaya kalkmış olur.. Bunlarsız her cisim bir et yığınından ibarettir.. Kıymetsizdir yani.. İnsana ahsen-i takvim özelliklerini bahşeden ne var ise; yani insanı insan kılan, bizzatihi Tasavvufi hayatın içindedir..

Biliyorum ki bütün bu sözlerime itiraz edenler çıkacak.. Onlara şu konuyu dikkatle ve atlamadan incelemelerini tavsiye ederim.. Oradaki nakillerden de anlaşılacağı üzere Alimlerimiz Tasavvufun farziyetini, Sünnetini, vacibiyetini, müstehaplığını izah eylemişlerdir.. Çünkü Tasavvuf bütünüyle Kur'an ve Sünnetten alınmıştır.. Kur'an ve Sünnetin tatbikatı, en güzel yaşantısıdır:

http://www.ihvan-forum.com/showthread.php?t=15927

(Farziyeti şurdadır ki her müslüman Allah'ı zikretmekle, nefsini tezkiye ve kalbini tasviye ile emrolunmuştur.. Tasavvuf bu emirleri tutmanın en mükemmel vasıta ve vesilelerinden biridir.. Eğer, bir müslüman, bütün bu emirleri bir başına yerine getiremiyorsa kendisine bu konularda yardım ve destek sağlayacak bir Mürşid-i Kamil'i bulması üzerine borçtur.. Çünkü bir farziyetin yerine getirilmesini sağlayan araçlar da farziyetin luzumundandır.. Bu hususu kıymetli alimlerimiz dile getirmişlerdir.. İlgili başlıkta bununla ilgili nakiller de bulacaksınız..

Peki Tasavvufsuz olmaz mı? Olur ama tadsız kalır, olur ama kurudur; olur ama mükemmel değildir; olur ama zordur, hele bu zamanda.. Olur ama değeri azdır.. Çünkü nimet var, ama nimetin de üstünü var.. Onun da üstünü var.. Onun da üstünü var.. Tasavvuf en mükemmeline ve en değerlisine talip olmaktır; en değerli hazineye niyet etmektir.. Desinler de Yusuf'un talibi desinler.. Alamasa dahi..

Bak bunu herkes kabul edecektir ki Tasavvuf demek Allah'a layık bir dostluğa talip olmak demek.. Eee bundan büyük bir nimet var ise söyleyin de Tasavvuf ehli de ona talip olsunlar..

Kişi bütün bu güzellikleri başka bir cihetle elde edebiliyorsa elbette o da bunların vasıtalarından biridir.. Allah, cümleye nasip etsin..)

 

İsr@

hizmet erbabı
Katılım
4 Kas 2006
Mesajlar
3,080
Tepkime puanı
62
Puanları
0
Yaş
44
Konum
KOCAELİ
Tasavvuf hem farzdır, hem vaciptir, hem sünnettir, hem de müstehaptır..

İslam'dan tasavvufu çıkarmak isteyen cisimden özü, cesedden ruhu, nefisten hayrı ve güzel ahlakı, akıldan tefekkürü, kalbden vecdi, Şeriatten ihlası söküp atmaya kalkmış olur.. Bunlarsız her cisim bir et yığınından ibarettir.. Kıymetsizdir yani.. İnsana ahsen-i takvim özelliklerini bahşeden ne var ise; yani insanı insan kılan, bizzatihi Tasavvufi hayatın içindedir..

Biliyorum ki bütün bu sözlerime itiraz edenler çıkacak.. Onlara şu konuyu dikkatle ve atlamadan incelemelerini tavsiye ederim.. Oradaki nakillerden de anlaşılacağı üzere Alimlerimiz Tasavvufun farziyetini, Sünnetini, vacibiyetini, müstehaplığını izah eylemişlerdir.. Çünkü Tasavvuf bütünüyle Kur'an ve Sünnetten alınmıştır.. Kur'an ve Sünnetin tatbikatı, en güzel yaşantısıdır:

http://www.ihvan-forum.com/showthread.php?t=15927

(Farziyeti şurdadır ki her müslüman Allah'ı zikretmekle, nefsini tezkiye ve kalbini tasviye ile emrolunmuştur.. Tasavvuf bu emirleri tutmanın en mükemmel vasıta ve vesilelerinden biridir.. Eğer, bir müslüman, bütün bu emirleri bir başına yerine getiremiyorsa kendisine bu konularda yardım ve destek sağlayacak bir Mürşid-i Kamil'i bulması üzerine borçtur.. Çünkü bir farziyetin yerine getirilmesini sağlayan araçlar da farziyetin luzumundandır.. Bu hususu kıymetli alimlerimiz dile getirmişlerdir.. İlgili başlıkta bununla ilgili nakiller de bulacaksınız..

Peki Tasavvufsuz olmaz mı? Olur ama tadsız kalır, olur ama kurudur; olur ama mükemmel değildir; olur ama zordur, hele bu zamanda.. Olur ama değeri azdır.. Çünkü nimet var, ama nimetin de üstünü var.. Onun da üstünü var.. Onun da üstünü var.. Tasavvuf en mükemmeline ve en değerlisine talip olmaktır; en değerli hazineye niyet etmektir.. Desinler de Yusuf'un talibi desinler.. Alamasa dahi..

Bak bunu herkes kabul edecektir ki Tasavvuf demek Allah'a layık bir dostluğa talip olmak demek.. Eee bundan büyük bir nimet var ise söyleyin de Tasavvuf ehli de ona talip olsunlar..

Kişi bütün bu güzellikleri başka bir cihetle elde edebiliyorsa elbette o da bunların vasıtalarından biridir.. Allah, cümleye nasip etsin..)


başka söze ne hacet..:clap2: :clap2: :clap2:
 
Üst