Tahsin EMİN
Kıdemli Üye
- Katılım
- 7 Şub 2012
- Mesajlar
- 11,757
- Tepkime puanı
- 490
- Puanları
- 83
Tarikat Şeyhleri Mütevazi mi..?
Tarikat şeyhlerinin mütevazi olup olmadıklarını anlamak için, onlardan el alan müntesiplerinin, onları nasıl ve ne şekilde tanımlamalarıyla da alakalı bir husustur.
Kim olursa olsun bir insan, "insani" özelliklerinin dışında bir anlam ve mana ile tanınmasından, bilinmesinden ya da kendisine değer verilmesinden ve sadece bundan sebep, "sebepsiz" bir şekilde birilerinin kendisine bağlanmasından son derece rahatsız olur ve bu anlayışa da bütün kuvvetiyle karşı çıkar.
Çünkü insanın mütevazi hali bunu gerektirir.
Tarikat Şeyhinden el alan bir müntesip, el aldığı şeyhini şu şekilde tanımlar ki, bizim bildiğimiz bu hususlar da en küçük değeri ifade eder. (Yani illaki bilmediklerimiz de vardır daha büyük değer olarak...)
Onları şu şekilde maddelendirebiliriz:
1-Şeyhim hatasız, günahsız ve masumdur. (Hatalardan ve günahlardan münezzehtir)
2-Şeyhim, kıyamet günü şefaat edecektir. (Halbuki şeyhe böyle hak ve yetki verilmemiştir dünya hayatında, Peygamber'e de, çünkü şefaat hakkı (müsade/izin) sadece ve sadece Allah'ındır...)
3-Şeyhim mutlak manada kamil insandır.
4-Şeyhim, Allah ile benim aramda bir aracıdır. (O beni Allah'a yaklaştırır)
5-Şeyhim, Allahü Teala'nın kendisi üzerinde tecelli ettiği mükerrem bir varlıktır. Ona rabıta ederim ve onu vesile kılarım.
6-Şeyhim, bana ve kendisinden el alanların haline vakıftır. (Kalplerine de vakıftır, isterse)
7-Şeyhim, bizim bilemediğimiz bir tabakada Allah ile konuşur, O'nunla meşveret eder ve yarınlar noktasında bilinmeyen şeylerin bilgisini alır.
8-Şeyhim, aynı anda bir çok yerde olabilir ve isterse farklı müntesipleri oturur ve sohbette bulunur. (Kabirde de bunu yapmaya gücü yeter)
9-Şeyhim, ilm-i ledün'e vakıftır.
10-Şeyhim olmazsa, ölümüm, kabir hayatım ve ahiretim sıkıntılı geçer...
vs...
Maddeleri çoğaltmak mümkündür. Bu hususlar bizim bildiğimiz açıkçası burada da müntesiplerce ifade edilen hususlardır. Ve bunlar bizim bildiğimiz normal ve küçük hususlardır. Büyüklerini bağlanınca öğreniriz.
Bir de şu vardır, tarikat şeyhlerinin oturduğu daireler, meskenler, ikamaet edilen müstakil evler,
Mütevazilikten çok uzaktır. Evlerinin dizayni, dış ve iç dekor olarak gayet lüx'tür arabaları da öyledir...
Bana sorarsanız bunlar normaldir, parası olanın her şeyi lüx olsun ama şeyhlerini mütevazi kılıfıyla pazarlamaktan da müntesipler bir vaz geçsin...
Netice:
Tarikat Şeyhleri, kendisinden el alanların kendilerini bu şekilde tanımladıklarını bildikleri halde,
Ve sadece bu tanımlamalara mütevellit nice insanların kendilerini ziyarete geldiklerini bildikleri halde,
Hiçbir Tarikat Şeyhi bu hususa karşı çıkan değildir.
Ve dahi halinden de ziyade memnundur.
Çünkü, bir müslüman bu tanımları hak etse dahi (ki hak etmesi mümkün değil) muhataplarının kendisine karşı bu hal içersinde olmalarına asla müsade etmez.
Çünkü,
Tevazu bunu gerektirir, mütevazilik bunu gerektirir.
Bu pencereden tarikat şeyhlerine baktığımızda, onları "mütevazi" olarak tanımlamak asla mümkün değildir.
Ama onlar maal esef bu inceliğin de bilinci içersinde değillerdir.
Selamlar...
Allahü Teala bizleri, Kur'an ve Sünnet merkezli yaşayan kullarından eylesin...
Allahü Teala islami kimliğimizden asla ödün vermemeyi bizlere ihsan eylesin...
Tarikat şeyhlerinin mütevazi olup olmadıklarını anlamak için, onlardan el alan müntesiplerinin, onları nasıl ve ne şekilde tanımlamalarıyla da alakalı bir husustur.
Kim olursa olsun bir insan, "insani" özelliklerinin dışında bir anlam ve mana ile tanınmasından, bilinmesinden ya da kendisine değer verilmesinden ve sadece bundan sebep, "sebepsiz" bir şekilde birilerinin kendisine bağlanmasından son derece rahatsız olur ve bu anlayışa da bütün kuvvetiyle karşı çıkar.
Çünkü insanın mütevazi hali bunu gerektirir.
Tarikat Şeyhinden el alan bir müntesip, el aldığı şeyhini şu şekilde tanımlar ki, bizim bildiğimiz bu hususlar da en küçük değeri ifade eder. (Yani illaki bilmediklerimiz de vardır daha büyük değer olarak...)
Onları şu şekilde maddelendirebiliriz:
1-Şeyhim hatasız, günahsız ve masumdur. (Hatalardan ve günahlardan münezzehtir)
2-Şeyhim, kıyamet günü şefaat edecektir. (Halbuki şeyhe böyle hak ve yetki verilmemiştir dünya hayatında, Peygamber'e de, çünkü şefaat hakkı (müsade/izin) sadece ve sadece Allah'ındır...)
3-Şeyhim mutlak manada kamil insandır.
4-Şeyhim, Allah ile benim aramda bir aracıdır. (O beni Allah'a yaklaştırır)
5-Şeyhim, Allahü Teala'nın kendisi üzerinde tecelli ettiği mükerrem bir varlıktır. Ona rabıta ederim ve onu vesile kılarım.
6-Şeyhim, bana ve kendisinden el alanların haline vakıftır. (Kalplerine de vakıftır, isterse)
7-Şeyhim, bizim bilemediğimiz bir tabakada Allah ile konuşur, O'nunla meşveret eder ve yarınlar noktasında bilinmeyen şeylerin bilgisini alır.
8-Şeyhim, aynı anda bir çok yerde olabilir ve isterse farklı müntesipleri oturur ve sohbette bulunur. (Kabirde de bunu yapmaya gücü yeter)
9-Şeyhim, ilm-i ledün'e vakıftır.
10-Şeyhim olmazsa, ölümüm, kabir hayatım ve ahiretim sıkıntılı geçer...
vs...
Maddeleri çoğaltmak mümkündür. Bu hususlar bizim bildiğimiz açıkçası burada da müntesiplerce ifade edilen hususlardır. Ve bunlar bizim bildiğimiz normal ve küçük hususlardır. Büyüklerini bağlanınca öğreniriz.
Bir de şu vardır, tarikat şeyhlerinin oturduğu daireler, meskenler, ikamaet edilen müstakil evler,
Mütevazilikten çok uzaktır. Evlerinin dizayni, dış ve iç dekor olarak gayet lüx'tür arabaları da öyledir...
Bana sorarsanız bunlar normaldir, parası olanın her şeyi lüx olsun ama şeyhlerini mütevazi kılıfıyla pazarlamaktan da müntesipler bir vaz geçsin...
Netice:
Tarikat Şeyhleri, kendisinden el alanların kendilerini bu şekilde tanımladıklarını bildikleri halde,
Ve sadece bu tanımlamalara mütevellit nice insanların kendilerini ziyarete geldiklerini bildikleri halde,
Hiçbir Tarikat Şeyhi bu hususa karşı çıkan değildir.
Ve dahi halinden de ziyade memnundur.
Çünkü, bir müslüman bu tanımları hak etse dahi (ki hak etmesi mümkün değil) muhataplarının kendisine karşı bu hal içersinde olmalarına asla müsade etmez.
Çünkü,
Tevazu bunu gerektirir, mütevazilik bunu gerektirir.
Bu pencereden tarikat şeyhlerine baktığımızda, onları "mütevazi" olarak tanımlamak asla mümkün değildir.
Ama onlar maal esef bu inceliğin de bilinci içersinde değillerdir.
Selamlar...
Allahü Teala bizleri, Kur'an ve Sünnet merkezli yaşayan kullarından eylesin...
Allahü Teala islami kimliğimizden asla ödün vermemeyi bizlere ihsan eylesin...