Tarikat Hastane Zikir Eczanedir

dilhuba

Profesör
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
2,630
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Konum
Manisa
Web sitesi
mustafababuroglu.sitemynet.com
İmam-ı Rabbani (ks) "siz vesvesyi kovmaya uğraşmayın, zikire devam edin. zira zikrin nuraniyeti arta arta vesvese azalır, sonra hakiki zikir olur" buyurdu.

Alaaddin Attar (ks) Hazretleri "Zikrin akışına, ateşine gazap, şehvet, kederlenmek engel olur." onun için vesveseyle de çekilse menfaatlidir. "Kederlenme, gam çekme ne olsa Allah ikram eder. Her güzün bir yazı, her kışın bir baharı vardır derse, Allah adamı kamil eder."

Abdurrahmani Tahi (ks) Hazretleri, "Her kim bir hafta letaif zikrine devam etse, zikir kalbinde nuraniyetle yayılır. Bütün arzu ve hayalleri siler" buyurur.

Gavs-ı Hizani (ks) Hazretleri, "Kim bir sene letaif dersini tam çekse zikir melek olur. Tarikattan düşmesine imkan kalmaz. İstikamet sahibi olur. Peygamberlerin ahlakına girer." buyurdu.

İşte Nakşibendiler zikir hususunda ittihaz ettikleri zikr-i hafi sayesinde, kalbin fethiyle enaniyet mikrobunu öldürüp, şeytanın emirberi olan nefs-i emmarenin başını kırmaya muvaffak olmuştur. Alimler bunun faziletini, Arifler hikmet ve neticesini bildiğinden tarikatta zikiri meslek etmişlerdir.

Tarikat Hastanedir, Zikir Eczanedir. Hastalığımızın adı nefis ve şeytandır. Hastalar avamdır. Mürşid doktordur. İşi, yolu meşrebi haktır. Mürşidin verdiği ilaç Hakk'ın zikridir.
Tasavvufi Hayat
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Son zamanlarda rastladığım en güzel ve en faydalı bir yazı..

Zikrin eserlerini çok güzel bir biçimde özetlemiş..

Allah razı olsun kardeşim..

İşte paylaşım bir takım afaki mevzuları, kaygan zeminlerde ele almak değildir.. Paylaşım böyle olur.. Sözüm meclisten dışarı..
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
hirahos abicim... meclisten dışarı söz söyleyeceksen önce meclisin dışına çıkacaksın.... Edep Ya hu... edepleneceksin... edebinle kelam edeceksin..

sevgili Dilhuba teşekkürler yazı için istifade ettik gerçekten..

doktora gitmeden hastalığın ne olduğu ve hangi reçete kullanılacağı anlaşılamıyor :) doktora gitmeden eczaneye gitmemek lazım :shake2[1]:
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
doktora gitmeden....eczaneye varıp....benim şuram ağrıyor diye ilaç alınırsa....mazallah yanlış ilaç insanı bitirir bile...
önce doktor....sonra reçete...sonra eczane...sonra iş hastaya kalıyor...
teşekkürler yazı için sevgili dilhuba kardeşim.
 

SUKUT

Asistan
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
432
Tepkime puanı
0
Puanları
0
s.a yazin gercekten cok guzel olmus, anlatis tarziniz cok hos, rabbim razi olsun, selametle
 

SUKUT

Asistan
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
432
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tarikat hastane zikir eczanedir!!!

İmam-ı Rabbani (ks) "siz vesvesyi kovmaya uğraşmayın, zikire devam edin. zira zikrin nuraniyeti arta arta vesvese azalır, sonra hakiki zikir olur" buyurdu.

Alaaddin Attar (ks) Hazretleri "Zikrin akışına, ateşine gazap, şehvet, kederlenmek engel olur." onun için vesveseyle de çekilse menfaatlidir. "Kederlenme, gam çekme ne olsa Allah ikram eder. Her güzün bir yazı, her kışın bir baharı vardır derse, Allah adamı kamil eder."

Abdurrahmani Tahi (ks) Hazretleri, "Her kim bir hafta letaif zikrine devam etse, zikir kalbinde nuraniyetle yayılır. Bütün arzu ve hayalleri siler" buyurur.

Gavs-ı Hizani (ks) Hazretleri, "Kim bir sene letaif dersini tam çekse zikir melek olur. Tarikattan düşmesine imkan kalmaz. İstikamet sahibi olur. Peygamberlerin ahlakına girer." buyurdu.

İşte Nakşibendiler zikir hususunda ittihaz ettikleri zikr-i hafi sayesinde, kalbin fethiyle enaniyet mikrobunu öldürüp, şeytanın emirberi olan nefs-i emmarenin başını kırmaya muvaffak olmuştur. Alimler bunun faziletini, Arifler hikmet ve neticesini bildiğinden tarikatta zikiri meslek etmişlerdir.

Tarikat Hastanedir, Zikir Eczanedir. Hastalığımızın adı nefis ve şeytandır. Hastalar avamdır. Mürşid doktordur. İşi, yolu meşrebi haktır. Mürşidin verdiği ilaç Hakk'ın zikridir.

Tasavvufi Hayat

vesselam..
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
"Her kim bir hafta letaif zikrine devam etse, zikir kalbinde nuraniyetle yayılır. Bütün arzu ve hayalleri siler"

Letaif Zikri nedir kardeşim?
 

deget

Asistan
Katılım
15 Şub 2007
Mesajlar
264
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Selamun aleykum.
Anladıgım kadarıyla menzıle baglısın.
Allah nefesını arttırsın.
Dayanamadım kardeş. İster 1o bın ceksın ıster, 30 bın boyle akıl elde ıken letaıf olmaz olsada yurumez. Sen letaıfı sayamazsın kı. Sayarsan akıl ordadır. O zamanda kendını uyandıramazsın kı. O zaman denılen gıbı Ruh'tan sırra gecmek 70 bın yıllık yolu bırak on bın yılda gecemeyız. Letaıf bır cırpıda gecılebılecek yerdır. Letaif aşktır.İş burda kı buyuklerımızın soyledıgı gıbı. Dırılışimizdır. Dırılış olmazsa bızler gıbı ışte harab olur.

Şekıl bızlere hayır getırmez. Alır goturur. Öyle anlatılmış kı konu Allah korusun oraları gecınce olduk sanırız. Oldukmuda kendımızı bışey sanırız. Allah korusun.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yetkili Meşayihler, hususen Nakşi Şeyhleri Müridanını üç cihetle götürürler,

1- Aşk ile
2- Nefy u ispat ile
3- Şuğli Batin ile..

Aşk ile götürdüklerine az zikir evrad çektirirler.. Nefy u İspat ile olana da çok çok zikir ve evrad çektirirler.. Şuğli Batin ise ıstırab ve azabın çok olduğu, çok eziyetli bir cihettir.. Bunu çoğu insan bilmez.. Çoğu insana da ters gelebilecek bir cihettir.. Kabullenmesi kolay değildir..

Güzel olanı şu ki üçü de beraber gider; aynı yolu aynı zamanda alır.. Birbirine üstünlüğü geriliği yoktur..
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Allah razı olsun kardeşim..

Çok enteresan ya maşaAllah;

Zikir sayesinde insanın sıfatları değişir, insanda Cenab-ı Hakk’ın razı olduğu ahlak ve sıfatlar oluşur.

Mesela münafıklık, nefsin kötü sıfatlarından birisidir. Vücuttaki su unsurunun özelliği ile irtibatlıdır. Suda, bulunduğu kabın şeklini ve rengini alma özelliği ve bulunduğu şartlara göre değişme sıfatı vardır. Bu sıfat, insana yansır ve iki yüzlülük meydana gelir. Ancak bu sıfat, mürşid-i kâmilin terbiye, himmet ve tasarrufu ile alçak gönüllü olmaya dönüşür.

Kalpten nifak ve yalancılık gider, yerini samimiyet ve mertliğe bırakır.

Ateş unsurundan kaynaklanan zulüm ve hiddet sıfatı, İslam’ın emir ve hükümleri karşısında gayrete, ince davranmaya ve rahmani taraftarlığa dönüşür.

Havadan ileri gelen kibir ve üstünlük taslama sıfat, izzet, vakar ve heybete dönüşür.

Toprak unsurundan kaynaklanan tembellik, uyuşukluk gibi durumlar, sabır ve efendilik sıfatına dönüşür.

Letaifleri hakiki vazifelerine döndürmek gevşemeyi gidermek için onların zikir nurları ile aydınlanması, temizlenmesi ve beslenmesi gerekir.


Peki bu zikirleri kişi kendi başına yapamaz mı? İlla bir yere, birine bağlı olmak, ders almak mı lazımdır? Bağlı olmadan bu yazdıkların yapılırsa ne olur?
 

musstafa

Asistan
Katılım
11 Şub 2007
Mesajlar
257
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
istanbul
Web sitesi
islamiyazivemakaleler.blogcu.com
Allah razı olsun kardeşim..

Çok enteresan ya maşaAllah;





Peki bu zikirleri kişi kendi başına yapamaz mı? İlla bir yere, birine bağlı olmak, ders almak mı lazımdır? Bağlı olmadan bu yazdıkların yapılırsa ne olur?

abim şimdi burdaki bazı ifadeler kafanı karıştırabilir olsada mürşidi kamilin gözetimi altında olmanın ehemmiyetine işaret var


Üçüncü makamda salik, eğer nefsini bulunduğu mertebeye erdiren 6 esası tatbik etmeye devam eder ve Mürşid-i kamilin eteğine sıkı sıkı sarılıp hatıra gelen iyi ve kötü fikirlerin tümünü aynen ona anlatır ve onun verdiği ilaçları kabul edip canla başla tatbik eder, kalben ondan razı olursa manevî alanda hızla yükselir, dördüncü makama varır(bu makam çok değerli bir makamdır). Çünkü mürşidine olan inancı kuvvetli oldukça kalbi vesvese ve şüphelerden emin olur, kutsi aleme yükselişi kuvvetli olur. insanî arzuları zayıflar.

Üçüncü makamda salik, eğer mürşidinden şüphe eder, ondan daha bilgili ve kemal sahibi olduğunu sanırsa, o zaman Mürşitten kendisine gelen feyiz yolu kapanır, onun yardımından yoksun kalır. Bu durumda olan salik, mürşidini kamil bulursa ona sıkı sıkıya bağlanıp himayesine sığınsın ve onun eliyle kurtulabileceğine inanıp her zahmetine katlansın. Tıpkı ölünün yıkayıcıya teslim olduğu gibi mürşidine tam teslim olsun. Öyle ki onu kendine ana ve babasından daha yakın, dostlarından ve yakınlarından daha sadık ve sırlarını gizleyen bir zat olduğunu bilsin. Her isteğini ve kusurunu ondan saklamayıp yalnız bulundukça kendisine söylesin, ....

ibrahim hakkı erzurumi kuddisesirruhu
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Ama şu soruma cevap olmadı bu yazdıkların kardeşim:thinking:

Ben mi anlamadım yoksa:(

"Peki bu zikirleri kişi kendi başına yapamaz mı? İlla bir yere, birine bağlı olmak, ders almak mı lazımdır? Bağlı olmadan bu yazdıkların yapılırsa ne olur? "
 

İsr@

hizmet erbabı
Katılım
4 Kas 2006
Mesajlar
3,080
Tepkime puanı
62
Puanları
0
Yaş
44
Konum
KOCAELİ
Ama şu soruma cevap olmadı bu yazdıkların kardeşim:thinking:

Ben mi anlamadım yoksa:(

"Peki bu zikirleri kişi kendi başına yapamaz mı? İlla bir yere, birine bağlı olmak, ders almak mı lazımdır? Bağlı olmadan bu yazdıkların yapılırsa ne olur? "

ablacım okulda dersi bile öğrenciye öğretmen veriyor...
buradaki abilerim ablalarım soruna daha detaylı cevap verecektir inşallah
ama şunu söylemeliyim ki ders almadan disiplin olmuyor ablam bende daha önce çekiyordum ama sanki bir taraf yarımdı bir mürşidi kamile bağlandıktan sonra herşey çok değişti gerçek Allah sevgisini peygamber aşkını zikir çekmeyi onlardan öğrendim
Rabbim bütün evliyaullahtan razı olsun...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
AR kardeşim, elbette insan bir Mürşid-i Kamile bağlanmadan kendi başına zikir yapabilir.. Bir takım eserlerini nimetlerini de elde edebilir..

Ancak, insanı aslına kavuşturan feyiz ile kalbini masivadan tamamen temizleyen emredilmiş zikir ancak Ehil Mürşid-i Kamillerden alınabilir; ve ancak Onların gözetiminde sürdürülebilir.. Yani asıl maksada kavuşmak için icazetli zikir yapmak elzemdir.. Bunun çok çeşitli sebebleri var.. Zikredilen her bir ismin nuru vardır.. Kişi bu zikir ile bu nura kalben ulaşır.. Ancak kabiliyeti kapasitesi genişlememiş; kalbi bu yükü taşımaya elverişli değilse Allah korusun ismin nuru dahi olsa bir takım arızalara, istenmeyen sonuçlara yol açabilir.. Bunu şöyle teşbih ederler: Mesela 60 wattlık bir ampule 100 wattlık elektrik verilse ne olur? Allah korusun patlar.. Çalışmaz hale gelir.. Dayanamaz..

İşte insan kendi kabını, kabiliyetini, marazını, çaresini, sınırlarını tespit etmekten acizdir.. O yüzden Ehil ve Hazık bir Tabibe ihtiyaç var zaten..

Bir de kendi yaptığı zikre Velayet nurundan, Rabıta nurundan uzak yaptığı zikre Şeytan ve Nefsin musallat olup ifsad etmesi kolaydır.. Zira bir Hadis-i Şerifte buyrulmuştur:

"Şeytan sizin damarlarınıza girerek dolaşır, kalbinizdeki amele muttali olup onu ifsad etmek için uğraşır"

Bu konuda meşhur bir hadise anlatılır:

Nakşibendi Efendimizin manevi babası Albulhalik Gucdüvani Hazretleri, daha çocuk yaşındayken bir hocasından Kur'an'ı baştan sona Ayet Ayet tefsir ederek talim ediyordu.. Bir Ayete geldiler:

"Allah'ı içinizden gizlice ve yanarak zikrediniz!"

Bu Ayet'e gelince çok zeki ve kabiliyetli olan küçük Abdulhalik, Hocasına soru yöneltti:

"Hocam, bu Ayette Allah Teala beni gizli, kalbinizden zikredin diyor.. Hazreti Resulullah da buyuruyor ki Şeytan sizin damarlarınızda dolaşır, kalbinizdeki emelinize muttali olur ve onu ifsad eder.. Eğer öyleyse kişi bu gizli zikir emrini nasıl tutacak?"

Hocası, talebesinin bu kıvrak zekasından memnun:

"Oğlum.. Bu kadar talebe geldi geçti, hiç biri burada bunu sormamıştı.. Hakkın var.. Şeytanın ifsadından, karışmasından emin gizli zikir nasıl olur?.. Evladım, bunun hocası ehli bizler değiliz.. Bunun ehli olanlar Allah dostları Mürşid-i Kamillerdir.. Onlar sana inşallah öğretirler!"

Diyor.. Bu cevaptan sonra küçük Abdulhalik'in gönlüne bu ilmin ehli olan kimselerin merağı, arzusu düşüyor ve bir sene sonra Hızır AS. ile tanışıyorlar.. Sonrası Mürşidler Mürşidi Abdulhalik Gucdüvani Hazretleri gibi bir Allah merdi oluyor...

Konunun özeti şu:

Şartlarına, usullerine, sınırlarına riayet edebilmek için; kalbi karartan zikirden uzak durabilmek için; sağlıklı ve gözetim altında bir manevi yetişme için mutlaka Ehlinden izin ile zikir alınıp alındığı kadarıyla yapılmalıdır.. Ne eksik ne fazla.. Alınandan başka bir zikre de meyl etmemelidir.. Ederse yaparsa, yarar elde edeceğim derken Allah korusun zarara uğrar..
 

ravza-gülü

Asistan
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
352
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Ankara
ama bir mürşide bağlı olmamak tabiri caizse çobansız sürü gibidir
ahirette inş onlar bize şefaat edecekler
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Şartlarına, usullerine, sınırlarına riayet edebilmek için; kalbi karartan zikirden uzak durabilmek için; sağlıklı ve gözetim altında bir manevi yetişme için mutlaka Ehlinden izin ile zikir alınıp alındığı kadarıyla yapılmalıdır.. Ne eksik ne fazla.. Alınandan başka bir zikre de meyl etmemelidir.. Ederse yaparsa, yarar elde edeceğim derken Allah korusun zarara uğrar..

:blink:
Zikir nasıl karartır ki kalbi?:thinking:

O buyurmuş:

"Ela bizikrillahi tatmainnul qulub"

Ve daha pek çok ayet, hadis, kudsi hadisler...
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Büyükler şöyle de söyler;

şeriat süt ise,
tarikat kaymaktır...

Allah c.c. razi olsun...
 
Üst