Taraf yazarından FETÖ hakkında bomba yazı; haşhaşisiniz!

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Taraf gazetesinde bugün Mücahit Bilici imzasıyla ilginç bir yazı yayınlandı. Yazıda Fetullahçı terör örgütü yerden yere vuruldu. FETÖ’nün günahları bir bir yüzüne çarpılan yazıda Bilici, “haşhaşi” tanımının da Gülen örgütü için ne kadar hakikat payı olduğunun altını çizdi. Bilici bu yazısından sonra FETÖ militanları tarafından sosyal medyada linç edildi. İşte yazısı:

İNSANLARI APTAL YERİNE KOYMAKTAN VAZGEÇ CEMAAT

Cemaat’in özeleştiri yapma lüzumunu bu köşede ve Cemaat mensupları ile muhatap olduğum hemen her ortamda müteaddit defalar dile getirmiş birisi olarak doğrusu nerdeyse ümidimi kesmiştim. “Biz dayak yerken, ne özeleştirisi arkadaş” seviyesindeki kimi sığ tepkiler de insana kaderin hükmünü icra etmesini beklemekten başka bir yol kalmadığını gösteriyordu. Zaman gazetesinde Mustafa Yeşil ve Kerim Balcı’nın sırasıyla özeleştiriyi benimseyenve Kürd sorununda Cemaat’in geleneksel milliyetçi ve güvenlikçi sathi yaklaşımını terkeden yazıları Cemaat’te bu konularda müsbet bir açılıma dair önemli işaretler barındırıyor. Cemaat’in Kürd sorununa yaklaşımda milliyetçilikten uzaklaşıp demokrat bir çizgiye gelmesi pek çok açıdan önemlidir. Kürd sorunu bahsine burada girmeyeyim. Eğer Cemaat eleştiriye açıklık kararı aldıysa aşağıdaki bazı eleştirel hatırlatmalardan istifade edebilir.

Her şeyden önce, insanları aptal yerine koymaktan vazgeçin. “Bu polisleri tanımıyoruz.. Filankesin bizimle ilgisi yok” dedirten ve iktidar arzu ve ümidi ile meşrulaştırılan riyakârane yalanlara tenezzülden vazgeçin. İyi niyetle, böyle yalanlar dâhil çok kötü şeyler yaptınız. Yaptığınız işlere mertçe sahip çıkın.Ta ki politik içtihadınız yanlış bile olsa mertliğinizden dolayı insanlar size saygı duysun. Kaçak güreşip, yalana tenezzül yüzünden doğru davranışlarınız bile saygı görmüyor.

HAŞHAŞİSİNİZ

Cemaat olarak en büyük sorununuz kendi davanız dışında hiç kimse ve hiçbir şeye hakiki bir saygı duymuyor olmanızdır. Size yapılan haşhaşi iftirasının gerçekten de bir hakikat payı var. Davanız için adanmışlığınızı, fedakârlığınızı insanların başına kakmayın. Elinizdeki güç ile insanları saygı ve desteğe mecbur etmekten ve şahsi fedakârlık ve faziletleriniz ile insanları sizi kabul ve sahiplenmeye mecbur görmekten vazgeçin. Ezcümle, hizmet hesabına menfaat beklentisi dışında insanlara saygı duyabilme lüzumunu görün, öğrenin. Dünya sizin aksiyon meydanınız, diğer insanlar da hammaddeniz değil.Davanızın heykelini başkalarını hamur yapıp dikemezsiniz. Aklın görmediğini, vicdan görüyor. Hiçbir cerbeze, hiçbir yalan, hiçbir propaganda ayakta kalmaz. Sizin ürettikleriniz kalmadığı gibi size karşı üretilenler de kalmayacak.

SALDIRI ALTINDA OLMADIĞINIZ ZAMANLARI DA BİLİYORUZ

Her yeri sadece kendiniz için ele geçirme gayretinizdeki körlüğün, nezaketsizliğin, ötekine hürmetsizliğin ne derece yaralayıcı olduğunu bugün size düşman hâline gelmiş insanların çokluğunda ve size yapılan haksızlıklar karşısında çokların sizi şaşırtan sessizliğinde görün. Görmüyorsanız tekrar bakın ve görün.

Sizi iyi niyetle eleştiren insanlara karşı hemen saldırıya geçme refleksinden veya “saldırı altında olduğumuz böyle bir zamanda ne hakla bizi eleştirirsiniz” demekten vazgeçin. Saldırı altında olmadığınız zamanları da biliyoruz. Eleştirilere sansür ve tehditle karşılık veriyordunuz. Siz saldırı altında olsanız ve gazi veya şehit olacağınızı düşünseniz bile başka insanların size dair söz söyleme hakları saklı kalır. Başkalarını ya size tarafgir olmaya mecbur ya da tarafgir olmuyorsa düşman veya korkak saymaktan vazgeçin. İnsanları olayları sizin gördüğünüz zaviyeden görmeye zorlamayın. Başkasına sizin kavganıza veya davanıza tabi ve asker olmaya mecbur muamelesi yapan mağduriyet kibrinden vazgeçin.

İnsanları kazanmak veya kullanmak dışında üçüncü bir muhatap olma biçimine sahip olmadığınızın farkına varın. İnsanlara olduğu gibi saygı göstermeyi, onlara güçlüyken ve güçlü oldukları için değil zayıfken bile ve haklı oldukları için saygı göstermeyi asli bir beşeri sorumluluk sayın. Bilin ki herşey algı ve algı operasyonlarından ibaret değil. En başarılı imaj gerçeğin kendisidir. Hoşgörü imajı yerine hoşgörünün kendisine çalışın. Muhataplarınızı ya kazanılacak ya da kullanılacak insanlar olarak görmekteki saygısızlığı görün ve terk edin.

TÜRK SOLU DERGİSİNE BİLE TUTUNMAKTAN, KEMALİST VE ÜLKÜCÜ KILIKLARA GİRMEKTEN VAZGEÇİN

Kâfiri münafık eden istibdad ortamına göre kurulmuş ve ayakta kalmak için muztar bir riyakârlığı tecviz ettiğini düşündüğünüz tarz-ı hareketi terk edin. Hürriyette kendiniz olun. Hatta kendiniz olun ta ki hürriyet gelsin. “Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal.”

Türkiye’nin hakiki sahibi olma tavrındaki (ki şimdi artık zayi oldu o imtiyazınız) kibir ve tahakkümün ne kadar çirkin düştüğünü görün.
Dün yasal veya değil, çeşitli sebeplerle Kürd’e reva görülen şeylerin, bugün yasal veya değil, benzer sebeplerle size reva görüldüğünü görün ve muktedir olmanın, kalabalık olmanın, bir yeri ele geçirmiş olmanın sizi faziletli, haklı ve insaflı kılmayabildiğini görün.

Mağduriyet ve mazlumiyet denizine düşerken bile Türk milliyetçiliği yılanına sarılmaktan, TürkSoludergisine bile tutunmaktan, korunmak için Kemalist veya ülkücü kılıklara girmeye tenezzül etmekten vazgeçin. Siyasetçi gibi kıvırmayı gerektiren menfaatçilik yerine prensiplerle hareket edin. İlkeleriniz için yalnız kalmayı göze alın ta ki gerçekte yalnız kalmayasınız. Manevra ve hile yerine mertlik ve dürüstlüğü şiar edinin.

KİBİR VE BENCİLLİĞİNİZİ BIRAKIN

Cemaatsel kibir ve bencilliğinizi bırakın. Hakkın tarafında olun ki hakkın tarafında olan tüm vicdanlar sizin tarafınızda olsun. Sizden bir şey beklemeden ve bazen size rağmen.

Başınıza ne geldiyse bilin ki Türk milliyetçiliğinden ve iktidar arzusundan geldi. Devleti kutsadınız, kader sizi devletin eliyle mağdur ediyor. Türk milletini (hiçbir milletin) haketmediği roller ve kutsamalarla ve İslamın rağmına olarak pohpohladınız, kader ceza olarak siz meydan dayağı yerken o necip Türk milletinin kılını bile kıpırdatmadığını size gösterdi.

Bu dünyanın gaddarlığını, mekkarlığını gördünüz. Benim gibi gafillerden daha ziyade alakadar olduğunuz ahireti merkezde tutup, bu dünya ısrarından biraz vazgeçseniz, inanın dünya da arkanızdan gelecektir. Ama iktidarı ve gücü hedef yaparsanız, bir gün hâkim öbür gün mahkûm olursunuz. Demiştim, bir daha diyeyim: Gücü kullanan, gücün etkisine açık hâle gelir. Üstad Bediüzzaman’ın yolunda gidip, güce ve iktidara tenezzül etmeyin, hiçbir güç size dokunamasın, sizden bir şey alamasın.

http://www.medyagundem.com/taraf-yazarindan-feto-hakkinda-bomba-yazi-hashasisiniz/
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
cemaatin çirkin yüzüne ufak bir ışık tutmuş
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
cemaatin çirkin yüzüne ufak bir ışık tutmuş



mücahit bilici isimli, kendini nurcu gibi takdim etmeye çalışan, fakat üstadın düsturlarını işine geldiği gibi tevil eden oryantalist kişinin, bozuk bir saat bile günde iki kez doğruyu gösterir, cümlesini doğrulayan bir yazısı. yazıdaki gerçeklerin altına imza atıyoruz. ama mücahit biliciye sormazlarmı, daha dün fetulahçıları öve öve bitiremiyordun. ne oldu şimdi; kitabını nt mağazasında satmaktan vaz mı geçtiler yoksa... :)

yakında çıkar kokusu...
 
Üst