K
Kaçak
Guest
Kanlı oligarşiyle mücadele yolundaki kilometre taşlarının birçoğunu Taraf gazetesi ve Ahmet Altan dikti.
Derin devletin yıpranmasında, Kemalist dogmaların çatır çatır sorgulanır hale gelmesinde, tam manasıyla demokratik bir Türkiye'nin bugün her zamankinden daha mümkün görünmesinde Taraf ve Altan'ın büyük emeği var.
AK Parti'nin demokratik açılımlarına en coşkulu destek daima Taraf ve Altan'dan geldi.
AK Parti'nin maruz kaldığı derin komplolara en sert tepkiler de daima Taraf ve Altan'dan geldi.
AK Parti'yi kurtlara yedirmemek ve demokratik açılımların önündeki engelleri kaldırmak uğruna büyük riskler aldı, sayısız ceza ve tazminat davasını sineye çekti Taraf ve Altan.
Kaderin cilvesine bakın ki, şimdi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı davaları sineye çekmek zorunda kalıyorlar!
* * *
Taraf gazetesi, AK Parti'nin yayın organı değil.
Taraf Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Ahmet Altan, Başbakan Erdoğan'ın kalemşoru değil.
Tabii ki AK Parti'yi de eleştirecekler, Erdoğan'a da yüklenecekler.
'İçki ve heykel tartışmaları demokrasi davasından dönüş manevralarıdır' gibi acayip iddiaları da olabilir.
Başbakan'ın bunlara takılıp kalmaması lazım... Eleştirileri haksız da olsa, yüklenmeleri insafsız da olsa, "kof kabadayı" gibi lafları fevkalade incitici de olsa, Taraf'ın mana ve ehemmiyetini, hükümetle ilgili genel tavrını, bilhassa demokratik açılım yolundaki sıkı yoldaşlığını göz önünde tutarak, daha müsamahakâr davranması lazım...
Başbakan'ın, Ahmet Altan ve Taraf gazetesine 50 bin liralık manevi tazminat davası açmasına, ayrıca da Altan hakkında ceza davası açılması için suç duyurusunda bulunmasına üzüldüm.
Mahkemeye gitmek yerine, Altan'a telefon açıp "Oldu mu şimdi Ahmet Bey?" deseydi ne güzel olurdu. ("Koca Başbakan niye arasın Ahmet Altan'ı?" demeyin. Başbakan'ın bir yazarı arayıp şu veya bu konuda tepkisini dile getirmesi olağan bir şey.)
Bu işi tatlıya bağlamak hala mümkün olsa gerek.
Altan, Başbakan'a en öfkeli olduğu anda bile, onu "Cumhuriyet tarihinin en önemli liderlerinden biri", "Tarihi değiştirmesini beklediğimiz, bu yolda çok da önemli adımlar atmış, savaşlar vermiş bir adam" diye anarak öfkesini kontrol etmeye çalışırken, hatta "Biz sevdiğimiz Erdoğan kaybolmasın diye uğraşıyoruz" diyerek Başbakan'a gül atarken, Başbakan'ın bu davalarda ısrar etmesi şık olmaz.
* * *
Bir de şu var:
Niye 50 milyar lira tazminat?
Zaten parasızlık içinde kıvranmakta olan Taraf gazetesini iyice süründürmek için mi?
Mesele bir prensip meselesi ise, 1 liralık sembolik bir dava ile yetinmek icap ederdi.
Hakan Albayrak YENİ ŞAFAK
Derin devletin yıpranmasında, Kemalist dogmaların çatır çatır sorgulanır hale gelmesinde, tam manasıyla demokratik bir Türkiye'nin bugün her zamankinden daha mümkün görünmesinde Taraf ve Altan'ın büyük emeği var.
AK Parti'nin demokratik açılımlarına en coşkulu destek daima Taraf ve Altan'dan geldi.
AK Parti'nin maruz kaldığı derin komplolara en sert tepkiler de daima Taraf ve Altan'dan geldi.
AK Parti'yi kurtlara yedirmemek ve demokratik açılımların önündeki engelleri kaldırmak uğruna büyük riskler aldı, sayısız ceza ve tazminat davasını sineye çekti Taraf ve Altan.
Kaderin cilvesine bakın ki, şimdi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı davaları sineye çekmek zorunda kalıyorlar!
* * *
Taraf gazetesi, AK Parti'nin yayın organı değil.
Taraf Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Ahmet Altan, Başbakan Erdoğan'ın kalemşoru değil.
Tabii ki AK Parti'yi de eleştirecekler, Erdoğan'a da yüklenecekler.
'İçki ve heykel tartışmaları demokrasi davasından dönüş manevralarıdır' gibi acayip iddiaları da olabilir.
Başbakan'ın bunlara takılıp kalmaması lazım... Eleştirileri haksız da olsa, yüklenmeleri insafsız da olsa, "kof kabadayı" gibi lafları fevkalade incitici de olsa, Taraf'ın mana ve ehemmiyetini, hükümetle ilgili genel tavrını, bilhassa demokratik açılım yolundaki sıkı yoldaşlığını göz önünde tutarak, daha müsamahakâr davranması lazım...
Başbakan'ın, Ahmet Altan ve Taraf gazetesine 50 bin liralık manevi tazminat davası açmasına, ayrıca da Altan hakkında ceza davası açılması için suç duyurusunda bulunmasına üzüldüm.
Mahkemeye gitmek yerine, Altan'a telefon açıp "Oldu mu şimdi Ahmet Bey?" deseydi ne güzel olurdu. ("Koca Başbakan niye arasın Ahmet Altan'ı?" demeyin. Başbakan'ın bir yazarı arayıp şu veya bu konuda tepkisini dile getirmesi olağan bir şey.)
Bu işi tatlıya bağlamak hala mümkün olsa gerek.
Altan, Başbakan'a en öfkeli olduğu anda bile, onu "Cumhuriyet tarihinin en önemli liderlerinden biri", "Tarihi değiştirmesini beklediğimiz, bu yolda çok da önemli adımlar atmış, savaşlar vermiş bir adam" diye anarak öfkesini kontrol etmeye çalışırken, hatta "Biz sevdiğimiz Erdoğan kaybolmasın diye uğraşıyoruz" diyerek Başbakan'a gül atarken, Başbakan'ın bu davalarda ısrar etmesi şık olmaz.
* * *
Bir de şu var:
Niye 50 milyar lira tazminat?
Zaten parasızlık içinde kıvranmakta olan Taraf gazetesini iyice süründürmek için mi?
Mesele bir prensip meselesi ise, 1 liralık sembolik bir dava ile yetinmek icap ederdi.
Hakan Albayrak YENİ ŞAFAK
