Tanışma - Esselamu Aleykum

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,243
Puanları
113
Konum
bâbil...
Ve aleyküm selam.

Hoşgeldin kardeşim.
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Seherlerde okur virdi, Verir âşıklara derdi,
Bahâne eylemiş verdi. Gezen GÜL'ler:flw seni ister.

Sami'ni okur virdi,
Verir ihvana selamı,
Bahane eylemiş tanışmayı,
Gül'le gelmiş Gül ister...


Hoşgeldiniz...
 

Sami'ni

Üye
Katılım
4 May 2015
Mesajlar
30
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Sami'ni okur virdi,
Verir ihvana selamı,
Bahane eylemiş tanışmayı,
Gül'le gelmiş Gül ister...


Hoşgeldiniz...


Hû Hûu

Gül yüzlülerin şevkine gel garibim nûş edelim mey
İşr(et) edelim yâr ile şimdi demidir hey hey heyy




hoş bulduk mübarek.
 

Sami'ni

Üye
Katılım
4 May 2015
Mesajlar
30
Tepkime puanı
9
Puanları
0
aleyküm selam ilerki günlerde anlarız iyimi geldin kötümü geldin ehli sünnet olarak mı geldin bidat ehli olarak mı geldin dost mu olacaz düşman mı allahü alem


Estağfirullah :)

Allah ve Rasulüne dost olana dost isen . gir ummana
Düşman isen vur kıyıya.
Aynalar nasıl sizin oralarda hele bir bak aynaya.
Gayrısı var mı ya.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Hoş geldiniz! de NeCİsin kardeş :)
 

zulk@rneyn

Profesör
Katılım
5 Eki 2011
Mesajlar
1,164
Tepkime puanı
34
Puanları
48
Ve aleyküm selam.
Hoşgeldiniz.

Kalbinizden, kalbimize aşk ve muhabbet akar inşallah...

Selametle
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Hû Hûu

Gül yüzlülerin şevkine gel garibim nûş edelim mey
İşr(et) edelim yâr ile şimdi demidir hey hey heyy


hoş bulduk mübarek.

Huu Huu

Doldur be Sami'ni hey hey hey
Hiç bitmesin kadehler doldukça dolsun
Millet bize ayyaş diyecek ama
Ayık gezmek bize haram olsun

Aşk ile Can Huuuu...
 

Sami'ni

Üye
Katılım
4 May 2015
Mesajlar
30
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Huu Huu

Doldur be Sami'ni hey hey hey
Hiç bitmesin kadehler doldukça dolsun
Millet bize ayyaş diyecek ama
Ayık gezmek bize haram olsun

Aşk ile Can Huuuu...


Hay hak

Hangi kapıdan girdin meyhaneye
Bu ne hoşluk bu ne ne sâfa.
Ayyaşlar ne bilir milleti
Bir dir Sakinin sunduğu kadehde ki.
Kana kana içenlere helal olsun.

Çileli bülbülü.. çile :gul
 

Sami'ni

Üye
Katılım
4 May 2015
Mesajlar
30
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Ve aleyküm selam.
Hoşgeldiniz.

Kalbinizden, kalbimize aşk ve muhabbet akar inşallah...

Selametle


'Senin aşktan yana nasibin varsa dokunsan da yanacaksın dokunmasan da' der ya Mevlana. hüsnü temenniniz nasip ola inşallah.

Muhabbetle.
 

Sami'ni

Üye
Katılım
4 May 2015
Mesajlar
30
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Hoş geldiniz! de NeCİsin kardeş :)



Nasreddin hoca, Allah’ta fânî olduğu devrede uzun bir zaman evden çıkmıyor; halvete çekilmiş çünkü. Karısı da Hoca’nın bu hâlinden usanmış. Ona: “Çoktan beri dışarıya çıkmıyorsun. Evde tuz kalmadı. Bakkala git de biraz tuz al.” diyor.

Hoca: “Kadın, diyor, ben kendimde değilim. Dalıp, dalıp gidiyorum. Gidersem hem tuzu alamam, hem de evin yolunu çıkaramam.” Kadın ısrar ediyor ve Hoca’ya şu aklı öğretiyor: “Merak etme, kaybolmazsın beline su kabağını bağlarım. Kendini kaybetmemen, kendine gelmen için şu taşla kabağa vurursun. Tık! tık! diye ses çıkınca kendine gelirsin.” Hoca itiraz etmiyor. Kadın kabağı bir iple kocasının beline bağlıyor. Hoca evden çıkıyor. Yolda dalar gidermiş. Sonra âlemi farka gelince önündeki kabağa taşla tık! tık! diye vururmuş; o zaman kendi varlığını idrâk edermiş.
Nasreddin Hoca’yı çoktan beri göremeyen mahalle çocukları, sevgili Hocalarının peşine takılırlar. Fakat bakarlar ki Hocada başka bir hâl var. Hoca zaman zaman belindeki kabağa tık! tık! diye vuruyor. (Gel) diyorlar, (şu Hoca’ya bir oyun oynayalım) Hoca zorla bakkalı bulup, orada kendinden geçtiği bir sırada, çocuğun biri kabağı Hoca’nın belinden söküp kendi beline bağlıyor. Hoca’nın karşısına geçiyor. Hoca etrafındaki seslerden âlemi farka gelip (Acabâ hakikatten ben kendim miyim?) diye, kendinin kendi olup olmadığını anlamak için elindeki taşı belindeki kabağa vurmak istiyor. Kabaktan ses çıkmayınca şaşırıyor. Bir de bakıyor ki kabak karşısında duran bir çocuğun belinde; hemen gidip kabağa tık! tık! diye vuruyor. Sesi duyunca rahatlıyor. Fakat halledemediği bir mesele çıkıyor meydana. O çocuk kendisi olmaya kendisi… Peki, öyleyse kendi kim? Bunu anlamak için çocuğa soruyor;

(Oğlum! Sen ben olmıya bensin yâ… Acabâ ben kimim?)

 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Hay hak

Hangi kapıdan girdin meyhaneye
Bu ne hoşluk bu ne ne sâfa.
Ayyaşlar ne bilir milleti
Bir dir Sakinin sunduğu kadehde ki.
Kana kana içenlere helal olsun.

Çileli bülbülü.. çile :gul

Dolanırdık Aşk'ı ararız diye
Çöllere düştük Mecnun ile
Elimizden tutuverdi gel diye
Sabah namazını kılar bulduk

Dedi ki Hacıoğlu Selahattin'im
Gel Kabe'yi tavaf edelim
Canı Canan'a diyet verelim
Kendimizi meyhane kapısında bulduk
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Nasreddin hoca, Allah’ta fânî olduğu devrede uzun bir zaman evden çıkmıyor; halvete çekilmiş çünkü. Karısı da Hoca’nın bu hâlinden usanmış. Ona: “Çoktan beri dışarıya çıkmıyorsun. Evde tuz kalmadı. Bakkala git de biraz tuz al.” diyor.

Hoca: “Kadın, diyor, ben kendimde değilim. Dalıp, dalıp gidiyorum. Gidersem hem tuzu alamam, hem de evin yolunu çıkaramam.” Kadın ısrar ediyor ve Hoca’ya şu aklı öğretiyor: “Merak etme, kaybolmazsın beline su kabağını bağlarım. Kendini kaybetmemen, kendine gelmen için şu taşla kabağa vurursun. Tık! tık! diye ses çıkınca kendine gelirsin.” Hoca itiraz etmiyor. Kadın kabağı bir iple kocasının beline bağlıyor. Hoca evden çıkıyor. Yolda dalar gidermiş. Sonra âlemi farka gelince önündeki kabağa taşla tık! tık! diye vururmuş; o zaman kendi varlığını idrâk edermiş.
Nasreddin Hoca’yı çoktan beri göremeyen mahalle çocukları, sevgili Hocalarının peşine takılırlar. Fakat bakarlar ki Hocada başka bir hâl var. Hoca zaman zaman belindeki kabağa tık! tık! diye vuruyor. (Gel) diyorlar, (şu Hoca’ya bir oyun oynayalım) Hoca zorla bakkalı bulup, orada kendinden geçtiği bir sırada, çocuğun biri kabağı Hoca’nın belinden söküp kendi beline bağlıyor. Hoca’nın karşısına geçiyor. Hoca etrafındaki seslerden âlemi farka gelip (Acabâ hakikatten ben kendim miyim?) diye, kendinin kendi olup olmadığını anlamak için elindeki taşı belindeki kabağa vurmak istiyor. Kabaktan ses çıkmayınca şaşırıyor. Bir de bakıyor ki kabak karşısında duran bir çocuğun belinde; hemen gidip kabağa tık! tık! diye vuruyor. Sesi duyunca rahatlıyor. Fakat halledemediği bir mesele çıkıyor meydana. O çocuk kendisi olmaya kendisi… Peki, öyleyse kendi kim? Bunu anlamak için çocuğa soruyor;

(Oğlum! Sen ben olmıya bensin yâ… Acabâ ben kimim?)


Kabak tatlısıymış... :)
 
Üst