Dua Nur
Kıdemli Üye
- Katılım
- 29 Nis 2007
- Mesajlar
- 37,459
- Tepkime puanı
- 247
- Puanları
- 0
Suskunluk şaşırtmasın sizi 1 Kasım’da sandığa Milletin Derin Aklı girecek.
“Seçime ilgi yok.” Herkesin üzerinde mutabık kaldığı cümle bu. Sandık önümüze geldi, seçim havasından söz eden yok.
Peki gerçek böyle mi? İnsanlar seçime ilgisiz mi?
Şamata yok, sokaklar alıştığımız türden manzaralara sahip değil; doğru. Lakin buradan hareketle bir hükme varıp insanlar seçime ilgisiz diyemeyiz.
Tam tersi her zamankinden daha çok ilgi var seçime.
Sadece konuşmuyorlar. Sokakta, iş yerinde, kahvede, lokantada evde insanlar seçimden söz etmiyor. Yakın dostlar arasında bile 3-5 dakika sürüyor seçim üzerine edilen lakırdı.
Son 20 ayda 4 büyük seçim yapacağız. Yerel seçimler 2014 Mart, Cumhurbaşkanlığı 2014 Ağustos, genel seçimler 2015 Haziran ve nihayet 1 Kasım’a yine genel seçimler.
Bir yorgunluk var. Siyasetçiler benzer şeyler söylüyor, vatandaş benzer tavrı alıyor. Kimin nasıl davrandığı, davranacağı belli gibi.
Seçmen şunu da biliyor. Seçim sonrası bir hükümet kurulacak. Uzun bir süre seçim olmayacak. Türkiye seçilen Meclis ve o Meclis’in içinden çıkacak hükümet ile yoluna devam edecek.
Seçmen bir karar arifesinde. Yola nasıl ve kiminle devam edeceğine karar verecek.
Türkiye Gezi olaylarından bu yana bir toplumsal hareketlilik içerisinde. Haziran 2013’te 2 milyon insan çeşitli şehirlerde sokaktaydı. 8 yurttaşımız öldürüldü. O karışıklık üzerine darbe yapmak istediler.
Başaramadılar.
Bu defa 17/25 Aralık denemesi oldu. Yargı üzerinden bir darbe girişimiydi yapılan. Devlete el konulmak istendi.
Yine başaramadılar.
Yerel seçimler iki olayın da milletin terazisine konulmasıydı.
Millet gençlerin ağaca ve kentine sahip çıkma talebine saygı gösterdi, rüşvet ve yolsuzluk iddialarını bir kenara koydu, devrilmek istenen siyasi iradenin arkasında durdu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu tavrını sürdürdü.
7 Haziran biraz farklı davrandı. “Hala seninleyim” mesajıydı bu. İçinde gençleri anlama, Kürtleri sistemin parçası görme isteği ile rüşvet ve yolsuzlukların üzerine gidin arzusunu da barındırıyordu.
Olmadı, olamadı. Siyaset Hükümet kurmak yerine yeniden tartılmayı tercih etti.
Seçim kararı ile terör devreye girdi. Ne mi istiyordu? Kürtler sistemin dışında kalsın. Gençler sokağa dönsün.
Terör amacına ulaşmadı. Kürtler ve gençler soğukkanlı ve sakin davrandı. Teröre sırtını döndüler.
Devlet durur mu?
İki terör örgütüne birden vurdu. PKK’ya onulmaz darbe indirdi. FETÖ için yolun sonu göründü.
Küresel sistem son hamlesini 10 Ekim’de Ankara’da Gar’ın önünde yaptı. İki bomba patlattı, 102 vatandaş öldü.
Hayat dursun istediler. Ankara işlemez hale gelsin. Erbil’e, Riyad’a ulaşamasın, Şam’ı takip etmesin.
Millet öyle bir şuur gösterdi ki; dostu da düşmanı da önünde şapka çıkardı.
Soğukkanlı durdu, hayatı devam ettirdi, desteğini Ankara’ya verdi, acısını yaşadı, yasını tuttu; katliamı konuşmadı bile.
Şimdi seçime gidiyor.
Bu seçim duyguların değil, aklı selimin seçimi olacak. Suskunluk şaşırtmasın sizi.
1 Kasım’da sandığa Milletin Derin Aklı girecek.
celal KAZDAĞLI
“Seçime ilgi yok.” Herkesin üzerinde mutabık kaldığı cümle bu. Sandık önümüze geldi, seçim havasından söz eden yok.
Peki gerçek böyle mi? İnsanlar seçime ilgisiz mi?
Şamata yok, sokaklar alıştığımız türden manzaralara sahip değil; doğru. Lakin buradan hareketle bir hükme varıp insanlar seçime ilgisiz diyemeyiz.
Tam tersi her zamankinden daha çok ilgi var seçime.
Sadece konuşmuyorlar. Sokakta, iş yerinde, kahvede, lokantada evde insanlar seçimden söz etmiyor. Yakın dostlar arasında bile 3-5 dakika sürüyor seçim üzerine edilen lakırdı.
Son 20 ayda 4 büyük seçim yapacağız. Yerel seçimler 2014 Mart, Cumhurbaşkanlığı 2014 Ağustos, genel seçimler 2015 Haziran ve nihayet 1 Kasım’a yine genel seçimler.
Bir yorgunluk var. Siyasetçiler benzer şeyler söylüyor, vatandaş benzer tavrı alıyor. Kimin nasıl davrandığı, davranacağı belli gibi.
Seçmen şunu da biliyor. Seçim sonrası bir hükümet kurulacak. Uzun bir süre seçim olmayacak. Türkiye seçilen Meclis ve o Meclis’in içinden çıkacak hükümet ile yoluna devam edecek.
Seçmen bir karar arifesinde. Yola nasıl ve kiminle devam edeceğine karar verecek.
Türkiye Gezi olaylarından bu yana bir toplumsal hareketlilik içerisinde. Haziran 2013’te 2 milyon insan çeşitli şehirlerde sokaktaydı. 8 yurttaşımız öldürüldü. O karışıklık üzerine darbe yapmak istediler.
Başaramadılar.
Bu defa 17/25 Aralık denemesi oldu. Yargı üzerinden bir darbe girişimiydi yapılan. Devlete el konulmak istendi.
Yine başaramadılar.
Yerel seçimler iki olayın da milletin terazisine konulmasıydı.
Millet gençlerin ağaca ve kentine sahip çıkma talebine saygı gösterdi, rüşvet ve yolsuzluk iddialarını bir kenara koydu, devrilmek istenen siyasi iradenin arkasında durdu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu tavrını sürdürdü.
7 Haziran biraz farklı davrandı. “Hala seninleyim” mesajıydı bu. İçinde gençleri anlama, Kürtleri sistemin parçası görme isteği ile rüşvet ve yolsuzlukların üzerine gidin arzusunu da barındırıyordu.
Olmadı, olamadı. Siyaset Hükümet kurmak yerine yeniden tartılmayı tercih etti.
Seçim kararı ile terör devreye girdi. Ne mi istiyordu? Kürtler sistemin dışında kalsın. Gençler sokağa dönsün.
Terör amacına ulaşmadı. Kürtler ve gençler soğukkanlı ve sakin davrandı. Teröre sırtını döndüler.
Devlet durur mu?
İki terör örgütüne birden vurdu. PKK’ya onulmaz darbe indirdi. FETÖ için yolun sonu göründü.
Küresel sistem son hamlesini 10 Ekim’de Ankara’da Gar’ın önünde yaptı. İki bomba patlattı, 102 vatandaş öldü.
Hayat dursun istediler. Ankara işlemez hale gelsin. Erbil’e, Riyad’a ulaşamasın, Şam’ı takip etmesin.
Millet öyle bir şuur gösterdi ki; dostu da düşmanı da önünde şapka çıkardı.
Soğukkanlı durdu, hayatı devam ettirdi, desteğini Ankara’ya verdi, acısını yaşadı, yasını tuttu; katliamı konuşmadı bile.
Şimdi seçime gidiyor.
Bu seçim duyguların değil, aklı selimin seçimi olacak. Suskunluk şaşırtmasın sizi.
1 Kasım’da sandığa Milletin Derin Aklı girecek.
celal KAZDAĞLI