Sus pus

SUS PUS

Gidiyormusun? gitme dur!
Apar topar bu halin hangi yıkımların habercisi?
Sığarmı sandın koskoca geçmiş o küçük bavula
Bak gözlerime,kaçırma ruhunu benden
Susma bir şeyler söyle.
Geveleme titrek dudaklarının ardından
Yorma beynimi geveze zihnin ininden
Bir neden,küçük bir sebep böylesi gidişine.
Eksik olan neydi?
Dolduramadığım bu boşluğun neyin nesi?
Bu sen olamazsın,bu hummalı yüz,
Bu kin kusan bakışlar...
Yok hayır bu sen değilsin!
Göz ucuylada olsa bir bak ardındaki,
Bitmiş virane sevgiline
İstersen acır gibi,bir yabancı gibi...
Bırak ne olur o çulu çaputu
Götürsen ne olur;götürmesen yıkımım olur.
Bu muydu toz konduramadığın sevdan
Bu muydu devasa aşkın
Böyle habersiz gidecek kadar.
Neydi seni benden alan sevdiğim,
Gitme ne olur
Gitme ölümüm olur senden sonrası,
Tek bir hece yeter şimdilik konuş ne olur.
Yoksa bu sus pus halin zor be sevdiğim!
Tek bir hecen ile süründürde öyle git.
Ağlamaz mı senden sonra bu ev
Bir daha girermi ki bu beden
Tututunduğum bu kapıdan içeri,
Hangi anahtar açar ki bu kapı kilidini
Vurduğun terkedilmiş kilidinden sonra.
Duymazsın bilirim beni,duymaz kulakların
Senin kadar sus pus şu lal dilim,
Olmasa bu zavallı beynim,
Bu cümle fırtınası olmazdı sevdiğim
Dilim dur diyemeden,zihnim bir dilenci gibi,
Yetermi ki gözlerime vuran
Kan çanağı cümle kafilesi.
Git madem gitmek istiyorsan,
Mutlu ol bensiz olabildiğince
Senden sonra kalamam artık bu evde
Toparlarım yinede senden kalan bu yıkım sonrasını
Yakışmaz bize,bu dağınık döke saça,
Böylesi tufan sonrası bir ayrılık SEVDİĞİM...

Fahreddin UĞUR​