Süleyman peygamber ve Belkıs Hanım

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
Saba Melikesi Belkıs Hanım
güzel , çok verimli ve çok zengin
bir ülkeye sahiptir. Bütün padişahların
gözü bu ülkededir.Herkes bu ülkeye
sahip olabilmek için Belkıs hanımla evlenmek
ister.Her padişah eline kağıt kalemi alır
mektup yazar.Fakat Belkıs hanımın bütün
kara yollarından haberi vardır.Her yollanan
mektubun nereden geldiğini bilir.Yanındaki
hizmetçisine falan ülke padişahı bana bir
mektup gönderiyor,git yarı yolda onu
karşıla , mektubu al ve yırt. Her yazılan
mektup daha yolda iken yıtılır.Süleyman
peygambere durumu iletirler.O da bir
mektupta ben göndereyim der. Mektubu
yazar, Hüt hüt kuşuna verir. Kara yollarından
haberdar olan Belkıs hanım, hava yolunu bilmediği
için, mektubun gönderildiğini tespit edemez.
Hüt hüt kuşu mektubu Belkız hanımın önüne
bırakıverir. Mektup başlığı şöyledir.
İnne hu min süleymane ve inne hu
bismillahirrahmanirrahim
Belkıs hanım mektubu okuyunca.
Ben bu güne kadar nefsime eziyet
etmişim.Bu günden sonra Süleyman'ın
imanı ve islamı üzerine olan
Alemlerin Rabbına iman ediyorum.
Der demez tacıyla ,tahtıyla Süleyman'ın huzuruna
gelir.Etrafına dikkatle bakar.Adeta kendi ülkesinde.
Her şey yerli yerinde durmaktadır.Acaba o mu
bana geldi. Diye düşünür.
Tabi devamı da var.
Ama buraya kadar olan bu Müteşabih ayetler bize
ne mesaj veriyor. merak ettik.Şimdi araştıacağız.


Şöyle sağa sola bir bakalım bizede geldimi,böyle bir mektup
Çünkü bizimde pek hava yollarından haberimiz yok.
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
AşK_€r;288469' Alıntı:
selam abi....
bunun anlamı nedir.

Kuran'ı Kerimde bir sure vardır başında hiç besmele
yoktur.Diğer surede budur.Süleyman peygamberi
anlatır. Suredeki besmele böyle yazılmıştır.
İNNEHU MİN SÜLEYMANE VE İNNEHU BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Önce Süleymanın ismi söylenmiş.Sonra Besmele.
Hikmeti hüda işte . Biraz araştıralım bakalım.

Yalnız ilk mevzuyu güzel yakaladın.
Tebrikler.
 

teberrük

Üye
Katılım
19 May 2007
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
merhaba Selam Abi. Duydugumuzu Sizinle Paylaşmak, Aslinda Sormak Isteriz: "hiç Mi Düşünmezsiniz, Tefekkür Etmezsiniz" Denirken, Kara Yolu Ve Hava Yolunun Başka Manalarinin Olabileceği Mi Söylenmek Isteniyor? Nasil Bir Hava Yoludur Ki, Belkis Hanim Oradan Gelen Mektubu Okuyarak Nefsine Eziyet Ettiğini Anladi. Beni Aydinlatirsaniz Seviniri. Teşekkür Ederim.
 
Katılım
11 May 2007
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Ben bu güne kadar nefsime eziyet
etmişim.Bu günden sonra Süleyman'ın
imanı ve islamı üzerine olan
Alemlerin Rabbına iman ediyorum.

herşey iman edişle değişiyor,bu şekilde tam teslimiyetle bir imanla herşey değişebilir.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Kurulsan tahtına Süleymanın bir anlık
Zümrütten saraylar emrinde bütün varlık
Yaradan biliyor sen bilmesen ne olur
Sündüs libaslı inci gözlü BELKIS niçin?
:)
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
Hepimizin bildiği gibi Turabi (Toprağa ait) dinler,
Semavi (Ruh ve idrak) Yönünde olan dinler.
Peygamberin olmadığı (fetret devri) devirde.
İnsanları güzel ahlaka dönmeleri için ,büyük
abilerin getirdiği emirler manzumesinede din
denmiş.Fakat bun din ,daha çok şekil ve suret
yönünde olmuştur.Oysa Allah cc. Peygamberleri
vasıtasıyla göndermiş olduğu din semavi din olup
Daha çok ,ruh ve idrakla ilgilidir.Mesela Namazı
dos doğru kılın derken.İdraklı olarak.Namazın
ruhuna uygun olarak eda edin demiştir.
Yine Namazı ,kulumla kendi aramda ikiye böldüm
Yarısı benim kuluma hitabım.Diğer yarısıda kulumun
bana hitabıdır.Demekki dinimiz semavi dindir.
Her yapılan ibadetin bir ruhu vardır.
Süleyman peygamberin yollamış olduğu mektupta
Her ne kadar Süleymanın elinden çıkmışsada
Allah'tandır o_Onun için belkıs hanımda Alemlerin
Rabbı olan Allaha iman ediyorum buyurmuştur.
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
herşey iman edişle değişiyor,bu şekilde tam teslimiyetle bir imanla herşey değişebilir.[/quote]

Senide kutluyorum kardeşim.Güzel bir
noktayıda siz yakaladınız.

Süleymanın imanı ve islamı üzerine olan
Allah'a iman ediyorum demek.Aynen
Süleyman peygamberin yaşadığı
Efal,Sıfat,ve Zat meratiplerini yaşamaktır.
Her ne kadar üç kelimeyle ifade edilmişsede
hakikatı yaşamadan olmaz.Şimdi biz desek
Bizde Peygamber efenimizin imanı ve islamı
üzerine olan Alemlerin Rabbı olan Allaha
İman ettik. Olurmu ? Eğer olduysa neden
hala nefsimizin oyunlarından kurtulamıyoruz.
Evet söz aynen doğru ama yaşamadan
biz bunu söylersek olmaz.
Onun için demişler : Taklidi iman
İstidlali iman .Tahkiki iman.Şuhudi İman.
Evet hepimiz bu konuda çaba gösterip
İnşaallah şuhudi imana ulaşırız.

Çünkü Allah cc. Bizden bunu bekliyor.
Bunu başarabilme kudretinide hepimize vermiş
Haydi bundan sonrası bize ait.
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
Bu konuyla ilgili sadece bir kaç soru geldi
o kadar . Oysa değerli fikirlerinizi yazmanızı
bekliyordum. Haydi ne duruyoruz.
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
efendim izninizle bizde birşeyler yazmak istedik

efendisine talip olan kişi faili mevsufu mevcudu artık tanımışdır bu yüzden afakdan gelen tecellilere karşı tedbirlidir.. karayollarını biliyormuş dan maksat kesreti birlemiş diye tefekkür ettik..

yine yukardan oluyor efendim ama

lakin daha hali yok imiş.. efendisi talipi İçden İçe Huzura bırakıp çekilmiş makamına.. galiba ceme getirmiş.. belkıs cemde Efendisine tekrar biat edip kendi gönlü ile Efendisinin huzurunda bulmuş kendisini.. kendi gönlü efendisinin gönlü olmuş.. O'mu benim ben mi O.. hayret etmiş..

büyüklerimiz daha iyisini bilir efendim
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
efendim izninizle bizde birşeyler yazmak istedik

Serçe pehlivan sefa geldin.

Tabi fikir beyan eden olmadığı
için.Müteşabih olan ayetin
devamını yazmadık.
Belkıs Hanımın geldiği yer
Evet cem makamıdır.(Hayret)

Fakat oradan Aynalı odaya gelmiş.
her tarafı ayna imiş.
Her nereye baksa kendini
görmüş.

Burdan şunu anlıyoruz.
Yine Süleyman Çelebi Hz.

Şeş cihetten gördü rabbül izzeti
Ahirette öyle görür ümmeti.

Tam vahdet makamı olan
İki cemin bir olduğu yerdir.

Aslında Tüm bu müteşabih
ayetler önce fena meratiplerini
anlatır. Sonra bekayı anlatır.

Seninde efendinle tanışmadan
önceki halin,kara yollarında
çalışmadır.Sonra sanada bir
mektup geldi.
Sende aynısını dedin.Tüh
bu güne kadar nefsime eziyet
etmişim.İşte o an. İşte bu an.
Sonra Fenafillah
Mertipleriki Miractır.
Fazla yükseklere bakma .Önüne ufacık
bir taş gelirde !!!!!!!!!!!!!!

 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,764
Tepkime puanı
984
Puanları
113
evet ne güzel konular işlenmiş. hz. Süleyman ile ilgili biraz daha merak ettiklerimiz var. Sarayının yerleri cam galiba. bakinca yansıyor. birde Süleyman mührü var. birde Süleyman yüzüğü var. var mı anlatacak dinleyelim.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler. Neml Suresi, Ayet 18

Bu ayetten işçi sınıfının kapitalistler tarafından ezilmesini anlıyorum, Allahu âlem.. Kur'an'da çok hikmetler var yahu. Millet okumuyor!

Mühr-ü Süleyman uzun bir mevzu. Kısacası bu bir İslam sembolüdür. Bu sembolün İsrail bayrağında olması bu gerçeği değiştirmez. Neyi sembolize ediyor? İslam dininin ilk devletinin sembolüdür/mührüdür; bu bağlamda devleti temsil eder. Bu verilen devlet Allah verilmiş bir söze binaendir. Devlet-i Ebed Müddet kavramının açılımı buraya dayanır. Osmanlı sancaklarında kullanılmasının sebebi budur. Verilen söz; tevhide sadık kalınacak ve bu dava uğrunda zalimler kovalanıp mazlumlara sahip çıkılacak. Eski Türkler bu ahte, yani verilen söze karşılık lütfullahtan gelen bu niğmete ''kut'' derler. Allah'ın kut verdiği kavimler, hatta aileler vardır. Kur'an-ı Kerim'de bu mevzular geçiyor. ''Bana verdiğiniz sözü unutmayın'', ''siz sözünüz tutmazsanız emaneti başka kavimlere veririrm'' mealindeki ayetlerin hepisi buna işarettir. Sahabe bunu biliyordu. Biz unuttuk, sorun bu! Diyorum ya, millet Kur'an-ı Kerim'i okumuyor!

Mühr-ü Süleyman'ın aşağıda ki şekilde olduğu rivayetlerde mevcuttur (malesef sığ cahiller Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı eserlerinde bu mührü görünce içimize Yahudiler sızmış sanıyor; hatta gördükleri yerde imha ediyorlar. Cehalet ala vezni rezalet demiş büyüklerimiz. Hz. Mehdi aleyhisselamın bu mühürle geleceği rivayetlerde mevcut. Günümüz Müslümanlarının böyle bir şeyi kabullenmekte ne kadar zorlanacağını görür gibiyim :).. Her zaman demişimdir. Bugünün İslamcıları aksiyoner değil, tamamen reaksiyonerdirler. Algıları ve fikir dünyaları tamamen başkaları tarafından belirleniyor. İslamın aksiyonunu yaptıkalrını sanıyorlar. İslam davası üzerinde korkunç bir dalalet hakim. Bu yüzden evrensel olamıyor, geneli kucaklayamıyor, ve en önemlisi kullanılmaya müsait oluyor. Ümitsizliğe düşmeyin. Bunlar aşılıyor elhamdülillah):

muhru-suleyman-yuzuk-3400-91-B.jpg
 

alkanaga

Asistan
Katılım
13 Ocak 2008
Mesajlar
398
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
48
Süleyman karadan gitse idi, his ve duygular ile hareket etmiş olurdu. His ve duygular karşılık olmadan (ayna) yaşayamaz, toprağa (gönüle) karışır. Semavi yani fikirsel (idraksal) olarak, yol alır idrakten idrake aktarılır, söz olur, nefes olur fikir olur. Belkıs bir idrak içine düştü, nefsine zulmettiğini ANladı. Nefsine zulmeden kendine zulmeder. Nitekim Ayet var;“Biz onlara zulmetmedik, asıl onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince Allah’tan başka taptıkları tanrılar, kendilerine hiçbir fayda vermedi. Hatta onların ziyanlarını arttırmaktan başka bir şeye yaramadı.”(Hud, 11/101). Kendine zulmeden ziyandadır, ne Süleymanı ne de Belkıs'ı anlamıştır. Süleyman gönlün güneşi, belkıs ise nefsin nefesidir.
 
Üst