Şükür sadece dil ile olmamalı!

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
Büyük velîlerden Bişr-i Hâfî bir sohbetinde şükürle ilgili olarak buyurdular ki: “Âzâları içinde yalnız dili ile şükreden kimsenin şükrü az olur. Çünkü gözün şükrü, bir hayır gördüğü zaman onu almak, eğer şer görürse onu görmemektirr. Kulağın şükrü, bir hayır işittiği zaman onu ezberlemek, şer işitirse onu unutmaktır. Ellerin şükrü, onlarla hak olandan başkasını tutmamaktır. Mîdenin şükrü, ilim ve hilim ile dolu olmak; ayakların şükrü de, iyilikten başkasına gitmemektir. Kim böyle yaparsa hakîkaten şükredenlerden olur.”
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerine bir kimse, geçim darlığından şikâyette bulundu. Bunun üzerine Mevlânâ hazretleri o kimseye; “Eğer sana, âzâlarından birini kesip, yerine bin altın verelim deseler râzı olur musun?” diye sordu. O da; “Hayır, râzı olmam” diye cevap verdi. Bunun üzerine Mevlânâ hazretleri; “Ey kardeşim! Mâdemki râzı olmazsın, niçin geçim sıkıntısından şikâyette bulunursun? Fakirim diyorsun, bu kadar altından daha kıymetli âzâların var iken, vücûdun sıhhatte ve âfiyette iken, niçin bunları sana bedâvadan ihsân eden Allahü teâlâya şükretmiyorsun? Allahü teâlâ; meâlen “Nîmetlerimin kıymetini bilir, emrettiğim gibi kullanırsanız onları arttırırım” (İbrâhim sûresi: 7) buyurdu.
Şükür, hem eldeki nimeti yok olmaktan kurtarır, hem de yeni nimetlere kavuşturur.
Kur’ân-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
“Bana şükredin, nankörlük etmeyin!” (Bekara 152)
“Allah’tan sakının ki şükredebilesiniz.” (Nisa 123)
“Allahü teâlâ, şükredene bol bol nimet verir.” (Fâtır 30)
“Hz. İbrahim, Rabbinin nimetlerine şükretti, Rabbi de onu doğru yola iletti.” (Nahl 121)
Mümin kabirde doğru cevap verince, hemen o anda kabrin sağ tarafından ay yüzlü bir kişi çıkagelir; “Ben senin, dünyada, sabrından ve şükründen yaratıldım. Kıyamete kadar, sana yoldaş olurum” der. Ne mutlu sabredip şükredenlere...
Evliyânın büyüklerinden Gavs-ül-âzam Seyyid Abdülkâdir Geylânî buyurdular ki: “Şükrün esası, nîmetin sâhibini bilmek, bunu kalb ile îtirâf etmek ve dille söylemektir.”
Hikmetler
Mehmet Oruç
 
Üst