Şu hale bir bakın ! Cübbeli'den ‘Kasım Süleymani’ yorumu

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Yapma Allah aşkına Hakperest, körmüsün yahu. Sırf ABD eliyle öldüldü diye mi bu tavrınız. Suriyeli bir direnişçi tarafından öldürseydi tavrınız ne olurdu çok merak ediyorum.

Mezhepçilik yapmayalım diyorsun eyvallah da binlerce müslümanı katleden gözü dönmüş Iran nezhepciligin dibini yapıyor ama.

Ayrıştıran olmayalım tabi ama kırmızı çizgilerimiz var bizim. Herşeyi bir kenara bıraktım, Hz Ayşe ve Hz Omer'e kin besleyen ve hakaret edenlere sevgi beslemek muslumanca bir tavır mıdır? Oyleyse kalplerini yoklamalarini tavsiye ederim, mutlaka bir yerlerde marazları vardir.

Hz Ayse ve Hz Omer'e kin beseleyenler azinlikta olan Gulat'ı şia deyip isin içinden cikip vahdetcilik oynamayin, kahir ekseriyeti sahabe ve sunni dusmani bunların. Yaptıkları ortada..Allah belalarını versin ins.
İtikadi olanı ayrı siyasi olanı ayrı tartışmak gerek.
Siyasi olarak ambargo altındalar ve var olma savaşı veriyorlar. Suriye az sayıdaki olmasa olmaz müttefikleri idi. Lübnan ve suriye onların nefes damarıdır. Bunun kopmasını istememeleri gayet doğaldır. Bunların düşmesi demek iranın da işgali demektir. İranın işgali ise işgal sırasının türkiye ye gelmesi demektir. İşte büyük ortadoğu projesi bu idi.

Bazı aklı evveller abd iran müttefik ve ortak hareket ediyor diyorlar.
Takiye de artık şiayı geçtik yani.

Siz onların şah damarını keserseniz onlar tabiki idlibi orayı burayı vuracak.

Masadan mursi, türkiye ve ahmedi nejad savaşla terkettiler. Türkiye ve mısır isyan dedi. Yani bu kanda tüm ümmetin payı var.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
İran üzerine yanlışlar

Suriye'de yaşanan gelişmelerin etkisinin bu ülkenin hudutlarıyla sınırlı kalmayacağı çok açık. Olayların etkisi Türkiye'ye uzanmış, neredeyse bir "iç sorun" haline gelmiştir. Baas rejiminin işlediği insanlık dışı toplu cezalandırmaya varan uygulamalar vicdan sahibi her insanı etkiliyor.

Ne var ki Suriye'nin içine girdiği kaotik ortam bir çırpıda halledilecek bir mesele olmadığı gibi sorun sadece Suriye ile de sınırlı değil. Yaşanan insanlık dramına müdahale etmek, acılara son vermek adına yapılan tartışmalar olayın kendisini çoktan aşmış bölgesel hatta mezhebi bir sorun olmaması için özel çaba gösterilir hale gelmiştir.

Suriye bölgede işgal ettiği konum ve rejiminin özellikleri nedeniyle tam bir stratejik fay hattında bulunuyor. Bölgede ABD-İsrail hattının karşısında İran-Suriye hattı ve bunların kurduğu bölgesel ittifaklar bu kırılganlığı derinleştiriyor. Aynı zamanda küresel aktörlerin müdahalesiyle ideolojik ve dini bir çatışma hattı ortaya çıkıyor.

Suriye'deki katliamları durdurmak adına Türkiye'nin müdahalesini savunanlar Suriye'nin stratejik müttefiki olan İran'ı adres gösteriyor. Adeta yapılan katliamların sorumlusu olarak gösterilerek asıl hesaplaşma için İran işaret ediliyor.

Gerçekten de Suriye ile girilecek bir hesaplaşma İran'sız düşünülemez; İran'la girişilecek bir hesaplaşma da İsrail ve ABD'siz düşünülemez. Sünni-Şii fay hattı, Ortadoğu'yu tam bir kaosa çekecek akıl ve basiret eksikliğiyle, insani ve vicdani hassasiyetler üzerinden derinleştirilmek isteniyor.

Suriye'ye kim adına müdahale edileceği, İran'ı neden ve kim adına karşımıza almamız gerektiği sorgulanmadan duygusal retorikle zaten hassaslaşmış olan toplumsal vicdanları harekete geçirmek en kestirme fakat en tehlikeli yoldur. İran savunuculuğu ithamına karşın uyarıları dillendirmekte ve tıpkı Suriye konusunda olduğu gibi, yapılan yanlışlara bir göz atmakta yarar var.

BİR: İran her şeyden önce -Amerikan karşıtlığı bir yana- sistem dışına çıkarak var olma savaşı vererek ayakta kalmaya çalışan bir ülke.

İKİ: İran, devrimin gerçekleştiği tarihten bugüne ABD'ye karşı ve bu ülkenin kontrolü dışında varolabilmek için stratejik ittifaklarını sonuna kadar korumak zorunluluğunu duymaktadır. İran'ın bölgedeki en önemli partneri Suriye ve Lübnan Hizbullah'ıdır. İran, 2006'da Hizbullah üzerinden İsrail'i Lübnan'da durdurmasaydı saldırıyı evinde karşılamak zorunda kalacağını çok iyi biliyor.

ÜÇ: İran her ne kadar İslam Devrimi ilkeleri üzerine kurulmuş olsa bile bugün bölgedeki diğer ülkeler kadar bir "ulusdevlet"tir. Ulusdevlet refleksi ile kendi stratejik hesaplarını yapmaktadır. Bu nedenle İran'a yüklenen kutsiyetin uluslararası platformda, devrim sloganlarının aksine, pek geçerliliği yoktur.

DÖRT: İran için Suriye aslında Şii dayanışmasından çok stratejik bir ortaktır ve İran devlet politikası açısından İsrail'le mücadelenin önemli köşe taşıdır. Bu gerçekliğe bakarak İran'ın Suriye rejimiyle kurduğu stratejik ilişki Şiilerin Sünnileri kestikleri yönündeki propagandayı boşa çıkarır.

Ancak İran'ın stratejik hesaplarla Suriye'de katliamı durdurma yönünde hareketsiz kalması her şeyden önce devrimin başlangıç ilkeleriyle terstir. Devrim kendisiyle çelişmektedir. Hiçbir stratejik hesap masumların katledilmesini meşrulaştıramaz.

BEŞ: Bu noktada Türkiye'deki savaş lobisi bilinçli bir şekilde kışkırtıcı bir rol üstlenerek Sünni-Şii gerilimi gibi çok hassas ve tehlikeli bir konu üzerinden siyasi hesap yürütüyor. Kaldı ki Suriye'deki katliamın sorumlusunun doğrudan İran olmadığı açık.

ALTI: Bölge dışı güçlerin ne Suriye'ye müdahale etmek gibi bir niyetleri ne de -en azından kısa vadede- Esad yönetimini düşürmek gibi planları var. Ancak bölge ülkelerinin, açıkçası Türkiye'nin fiili müdahalesi ile ortamın olgunlaşması istenmektedir. Türkiye'nin müdahalesi demek İran'la kaçınılmaz biçimde karşı karşıya gelmek demektir. Zaten savaş kalemşorlarının ısrarla her vesile ile İran'ı hedef göstermeleri bunu açık ediyor.

YEDİ: İran'la Türkiye'nin bölgede kapışması demek İsrail'in elinin son derece rahatlaması ve küresel sistemin bölgeyi yeniden dizayn etmesi demektir. Sonuçta kazanan taraf ne Türkiye ne İran olacaktır. Türkiye'nin, başkaları adına Suriye'ye karşı askeri müdahaleden uzak durması, dolayısıyla İran'la karşı karşıya gelecek adımlardan sakınması gerektiğini söylemek ne İran'ı ne de Suriye'yi savunmak demektir. Tekrarlamakta yarar var; İran olanca iddiasına rağmen bölgedeki diğer ulusdevletler gibi bir ulusdevlettir ve stratejik hesaplarını kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yapmaktadır. İran'ın ve Türkiye'nin en azından ulusal çıkarları, 1639'dan beri sakındıkları savaş durumundan uzak durmalarını gerektirir. İran'ın bölgedeki ulusdevletlerden farkı, ABD ve müttefiklerine rağmen, sistem dışında kalabilmesidir. Zaten sistemin tüm öfkesi de buradan kaynaklanmaktadır. İran'a sistem dışında kalmanın bedeli ödetilmek istenmektedir.

YENİ ŞAFAK


Kaynak: İran üzerine yanlışlar - Akif Emre
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,681
Tepkime puanı
367
Puanları
83





jUArWQK0_bigger.jpg




Mehmet Ali ÖNEL

@Mehmet_Ali_ONEL
·
9s

#Şia yayılmacılığı Türkiye'de de hayli başarılı olmuş. Eski #Iran Devlet başkanları Ahmedi Nejad ve M.Hatemi; Irak ve Afganistan'ı işgal etmesi için ABD'ye yardım ettiklerini itiraf ediyor. Ama Iran'dan çok Irancilik yapanlar bunu kabul etmiyor. Anlaşılır gibi değil!
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
hay şu mesehepleri çıkaranın canını alsın kafir şii diyor öldürüyor sunii diyor öldürüyor
bizler müslümanız demediğimiz müfletce çok ölürüz çok
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::





jUArWQK0_bigger.jpg




Mehmet Ali ÖNEL

@Mehmet_Ali_ONEL
·
9s

#Şia yayılmacılığı Türkiye'de de hayli başarılı olmuş. Eski #Iran Devlet başkanları Ahmedi Nejad ve M.Hatemi; Irak ve Afganistan'ı işgal etmesi için ABD'ye yardım ettiklerini itiraf ediyor. Ama Iran'dan çok Irancilik yapanlar bunu kabul etmiyor. Anlaşılır gibi değil!
Peki türkiye yardım etti mi
Yada hangi ülkeler abd ye yardım etmedi.

Persler, türkler, araplar ümmet olamadığı sürece aha böyle yek diğerini abd uşağı olmakla suçlayacak.

Türkiye de iran da Abd nin hedefindedir. Yok müttefikti yok yardım etti vs. boş ve nahoş muhabbetlere gerek yok.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
İran üzerine yanlışlar


DÖRT: İran için Suriye aslında Şii dayanışmasından çok stratejik bir ortaktır ve İran devlet politikası açısından İsrail'le mücadelenin önemli köşe taşıdır. Bu gerçekliğe bakarak İran'ın Suriye rejimiyle kurduğu stratejik ilişki Şiilerin Sünnileri kestikleri yönündeki propagandayı boşa çıkarır.
Suriye rejimi nusayri ,sünniler ile alakası nedir?Türkiye de bile Esad ı savunanlar genelde alevi kesimdir.Bir de tekrar yukarıda da sordum tekrar sorayım,İran neden Türkiye destekli gruplara saldırmak için Suriye rejimini sahada teşvik ediyor da,İsrail ve Abd güdümünde ki pyd ye karşı en ufak bir hamlesi yok sahada?
 
Son düzenleme:

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
Hay mubarek sürüsüne bereket ! Yav, bu forumda ne kadar da çok DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI yapabilecek mertebede üye varmış !.. Merakım şu ki, neden böyle bir forumda kendilerine yazık ediyorlar da kapağı medya kurumlarında dışişleri danışmanlıklarına ve stratejistiklerine atmıyorlar ? Yoksa, burada gösterilen çok-bilmişlik ve uzmanlık oralarda sökmüyor mu?
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Suriye rejimi nusayri ,sünniler ile alakası nedir?Türkiye de bile Esad ı savunanlar genelde alevi kesimdir.Bir de tekrar yukarıda da sordum tekrar sorayım,İran neden Türkiye destekli gruplara saldırmak için Suriye rejimini sahada teşvik ediyor da,İsrail ve Abd güdümünde ki pyd ye karşı en ufak bir hamlesi yok sahada?
Kürtler en çok toprak koparır ama muhalifler suriyenin tümünü hedefliyor ki bu iranin istemediği durum.
Lübnan ile bağlantısını kaybederse jeo-stratejik avantajını kaybeder. Eğer israil 33 gün savaşında lübnanda yenildiyse bu yüzdendir.

İranin birincil endişe ve amacı bunlar ise turkiyenin amaçları ne sen söyle
Adalet dağıtma amacı mı
Yoksa suriye yi uydu devlet haline getirmek miydi
Abd ve israil emellerini gerçekleştirmek değil, bu net olsa da
Batının oyununun işlemesinde turkiyenin payı da var başlangıçta

En başta suriye isyanına karşı çıktım bu forumun arşivleri kaldıysa orda yazdıklarım bellidir.

Ha madem bir ülkede isyan başlatıyorsunuz tez zamanda nihayete erdirin ki insanlar acı çekmesin

Ya masaya oturun yada esadi devirin
İnsanlık insanlıktan çıktı (deyimi bilerek tepetaklak yaptım)
Yeter artık
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Kürtler en çok toprak koparır ama muhalifler suriyenin tümünü hedefliyor ki bu iranin istemediği durum.
Lübnan ile bağlantısını kaybederse jeo-stratejik avantajını kaybeder. Eğer israil 33 gün savaşında lübnanda yenildiyse bu yüzdendir.
Beyrut
Lübnan'daki Şii alimlerden ve Hizbullah örgütünün ilk Genel Sekreteri Şeyh Subhi Tufeyli, son dönemde İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan gerginlikleri, Körfez bölgesinde ABD ile İran arasında kapalı kapılar ardında yürütülen diyaloğun bir parçası olarak yorumladı.

Hizbullah örgütünün kurucu isimleri arasında yer alan Tufeyli, AA muhabirine Lübnan ve bölgesel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İsrail-Hizbullah arasında son dönemde patlak veren gerginliğe dair Şeyh Tufeyli, "Hizbullah-İsrail gerginliği, ABD-İran gizli diyaloğunun bir parçası." dedi.
Washington yönetiminin Hizbullah'a yönelik yaptırımlarını hatırlatan Tufeyli, ABD’nin hizmetine ihtiyaç duyduğu bir dönemde Hizbullah'ı gerçek anlamda hedef almayacağını söyledi. Tufeyli İsrail-Hizbullah gerginliğinin de Körfez bölgesinde ABD ile İran arasında kapalı kapılar ardında yürütülen diyaloğun bir parçası olduğunu savundu.
ABD'nin, attığı adımlarla Hizbullah'ı zayıflatmadığının farkında olduğuna dikkati çeken Tufeyli, örgütün önünde çok sayıda alternatifin bulunduğunun Washington tarafından bilindiğini söyledi.
Tufeyli, "(İsrail'in) Düşmanın kuzey sınırlarını koruma görevini üstlendiği bir dönemde Hizbullah'ın zayıflatılması ne ABD ne de siyonistlerin çıkarına olacaktır." diye konuştu.
Lübnan'ın şu anda doğrudan Hizbullah'ın kontrolüne girdiğini savunan Tufeyli, Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Hükümet Sarayı ve Parlamento Başkanlığına gitmenin yolunun Hizbullah'ın onayından geçtiğini ileri sürdü.
Hazreti Hüseyin benzetmesine tepki
Şii alim, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık makamlarındaki yerini korumak isteyen herkesin Hizbullah'ın politikalarına bağlı kalması ve Tahran'ın önünde boyun eğmesi gerektiğini iddia etti.
Tufeyli ayrıca Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah tarafından İran dini lideri Ali Hamaney'in, Hazreti Hüseyin'e benzetilmesine de tepki gösterdi.
Tufeyli, tepkisini şu şekilde ifade etti:
"Bu, Lübnan'daki gafil Şiileri kandırma politikasının bir parçası. Bu zamanın Hüseyin'i olan kimsenin, aç halkını baskı altında tutması, Kum ve Meşhed kentlerindeki üst düzey din adamlarına karşı kötü muamele etmesi mümkün değildir. Zamanın Hüseyin'i ayrıca, ABD'nin Afganistan ve Irak'taki savaşına hizmet eden asker olması, Suriye'deki Rus savaş uçaklarının arkasında duran asker olması, Lübnan'daki savunmasız insanlara karşı zulme ortak olma ve hırsızlar ile suçluların yanında durması ve Lübnan'ın güneyindeki düşman siyonistlere koruma görevini üstlenmesi mümkün değildir."
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, geçen hafta Aşure Günü vesilesiyle destekçilerine hitaben yaptığı konuşmada, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'i Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin'e benzettiği yönünde ifadeler kullanmıştı.
"Yüzyılın Anlaşması ABD-İran müzakerelerinin temel maddesidir"
ABD yönetimi tarafından Filistin'e dayatılan "Yüzyılın Anlaşması" meselesine de değinen Şii din adamı Tufeyli, "Siyonistlere ait Yüzyılın Anlaşması, ABD-İran arasındaki müzakerelerin temel maddesidir. ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İlişkilerinden Sorumlu Müsteşarlığı David Schenker'in Lübnan'daki temaslarını da bahsi geçen müzakereler çerçevesinde ele almak gerek." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Avn'ın skandal ifadeleri
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın 31 Ağustos'ta Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili kullandığı skandal açıklamaya dair de konuşan Tufeyli, "Avn'ın kullandığı skandal ifadelerin İran, Körfez'deki siyonistler ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi memnun etme amacı taşıdığını" savundu.
Şeyh Tufeyli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Lübnan'da Cumhurbaşkanı'nın, Haçlıların bölgeye yönelik saldırılarının sonuçlarını desteklemesi; Haçlı askerlerinin kültüründen bir parça olmasının yanı sıra halihazırda asil İslami kimliğe bağlı, halkları savunan, Müslümanları bir araya getirerek yeniden kalkınmalarını sağlama çağrısında bulunan Türkiye'ye karşı saldırının bir parçasıdır."
"Hizbullah'ın Suriye'deki varlığı mezhep çatışmasını körüklüyor"
Hizbullah'ın Suriye'deki iç savaşta Beşşar Esed rejimi saflarında yer almasına şiddetle karşı çıkan Şii alim Tufeyli, bu durumun bölgede mezhep çatışmasını beslediğine dikkati çekti.
Tufeyli, Hizbullah'ın, İran'ın istekleri doğrultusunda Suriye'de savaşmasının Şii-Sünni çatışmasına kapı aralayacağını ve işgalci İsrail'e karşı direniş cephesinin bitmesine yol açacağını öngörüyor.
Şeyh Tufeyli kimdir?
Lübnan merkezli Hizbullah örgütünün kurucularından ve ilk genel sekreteri olan Şii din alimi Şeyh Tufeyli, 1988'de İsrail ve ABD tarafından gerçekleştirildiğinden şüphelenilen bir suikast girişiminden kurtuldu.
Tufeyli, 1992'de Hizbullah'ın Lübnan genel seçimlerinde yer almasıyla ilgili bir tartışma sonunda örgütle yollarını ayırma kararı aldı.
İranin birincil endişe ve amacı bunlar ise turkiyenin amaçları ne sen söyle
Adalet dağıtma amacı mı
Yoksa suriye yi uydu devlet haline getirmek miydi
Abd ve israil emellerini gerçekleştirmek değil, bu net olsa da
Batının oyununun işlemesinde turkiyenin payı da var başlangıçta

En başta suriye isyanına karşı çıktım bu forumun arşivleri kaldıysa orda yazdıklarım bellidir.

Ha madem bir ülkede isyan başlatıyorsunuz tez zamanda nihayete erdirin ki insanlar acı çekmesin

Ya masaya oturun yada esadi devirin
İnsanlık insanlıktan çıktı (deyimi bilerek tepetaklak yaptım)
Yeter artık
Mesele İran ın kendi jeo stratejik gidişatı ise zaten burada bahsettim şii hilali diye ayrıca.Olay sadece suriye ile sınırlı değil ki Yemen,Irak....

Türkiye nin amacı belli değil mi?Bir tarafta sıfır mülteci sorunu ile boğuşan İRAN ,diğer tarafta milyonlarca mültecinin umut kapısı TÜRKİYE.....İran ın stratejisi 0 mülteci,Türkiye nin stratejisi ülkede milyonlarca mülteci ,bir ülke hem isyan başlatacak hem de milyonlarca mülteciyi kendi ülkesinde barındıracak , akıl işi değil. Bak en başta isyanına karşı çıktım diyorsun da ,senin karşı çıktım dediğin zamanda İran dahil esed gitsin diyorlardı.isyanı başlatan biz değiliz ki,Türkiye sadece 7-8 ay diplomasi yaptı ,sulh namına ,bu arada Esed hem öldürmeye devam etti hem de binlerce mültecinin Türkiye ye gelmesine neden oldu.Bu şartlar altında nereye kadar hadi diplomasi yapalım diyeceksin akın akın insanlar Türkiye ye geliyor.Bu esnada ayrıca batı ,Esed karşıtı muhalifleri silahlandırılıyor bir de bu muhalif denilen yapı olduğu gibi Türkiye sempatizanı adamlarda değil ,arap baharı dalgasına karışık ideolojik gruplardan oluşan muhalif bir yapı ,kendi içlerinde organize bir bütünlükleri de yok ,kaç tane grup vardı sahada.


Bu batının oyunu neden hep İran a yarıyor da başlangıçta payı var dediğin kağıt üzerinde müttefik ülkeler yüzünden sıkıştırılan hep biz oluyoruz?Abd ve İsrail in amacı ne * Bölgenin coğrafyanın karışık olması,buna sahada hizmet eden kim İRAN!Türkiye bölgede sınır hattında 3 harekat düzenliyor ,batın cazgırlık yaparken İran sahada bize karşı operasyon yapmaya kalkıyor?Daeş in bölgede saldırmadığı ,eylem yapmadığı 2 ülke var İsrail-İran?Bu pkk nın hamiliğini bile yapan İran-Abd-İsrail?
Ortalığı yıktılar;

"İran ABD üslerini bombaladı, İran ABD üslerini bomladı" diye.

Ne oldu sonra? Üslerin boş olduğu, tek bir ABD'li gavurun gebermediği anlaşıldı. Allah'tan internet çağındayız da her şeyi hemen öğreniyoruz.



İran ın kendi çıkarları vardır,stratejisi vardır meselem onların kan gölü stratejisi değil ki!Adamların stratejisi ortaoğduyu karıştırmak.kendi açılarından bunu uygun görmüşlerdir uygularlar beni ilgilendirmez.Ama bu strateji ile kime hizmet ettikleri açık!
 
Son düzenleme:

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,681
Tepkime puanı
367
Puanları
83
Hay mubarek sürüsüne bereket ! Yav, bu forumda ne kadar da çok DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI yapabilecek mertebede üye varmış !.. Merakım şu ki, neden böyle bir forumda kendilerine yazık ediyorlar da kapağı medya kurumlarında dışişleri danışmanlıklarına ve stratejistiklerine atmıyorlar ? Yoksa, burada gösterilen çok-bilmişlik ve uzmanlık oralarda sökmüyor mu?
 

Ekli dosyalar

  • iii.jpg
    iii.jpg
    45.1 KB · Görüntüleme: 0

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Hay mubarek sürüsüne bereket ! Yav, bu forumda ne kadar da çok DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI yapabilecek mertebede üye varmış !.. Merakım şu ki, neden böyle bir forumda kendilerine yazık ediyorlar da kapağı medya kurumlarında dışişleri danışmanlıklarına ve stratejistiklerine atmıyorlar ? Yoksa, burada gösterilen çok-bilmişlik ve uzmanlık oralarda sökmüyor mu?
senden müslüman oluyorsa forumdakilerden reisi cumhur bile olur...
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Devletler alıştıra alıştıra yapar.
Boş üsse vurma uyarı ateşidir
İrana tam bir ambargo uygulanmak istiyor
Bunu köşeye kıstırılan bir kedinin tırmıklarını göstermesi olarak düşün

İran zaten direk vuracak kadar güçlü ırak ve suriyeyi çoktan almıştı hatta belki de pkk üzerinden bizi bile karıştırırdı

Hoş şii emellerini kabul edemeyiz ancak ırak ve suriyenin daha fazla acı çekmesine de müsade edemeyiz

Çözüm iki tarafın abd ile değil kendi aralarında çözüm bulması icab eder

Mezhepçilik ve milliyetçiliği bir nebze bırakıp ümmetçiliği geçtim biraz vicdan sahibi olabilsek islam memleketlerinde acılar bitecek.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,139
Tepkime puanı
3,185
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,681
Tepkime puanı
367
Puanları
83
Allah bilir bu katili savunanlar bunuda hayal ediyordur
 

Ekli dosyalar

  • iii.jpg
    iii.jpg
    74.3 KB · Görüntüleme: 0

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Devletler alıştıra alıştıra yapar.
Boş üsse vurma uyarı ateşidir
İrana tam bir ambargo uygulanmak istiyor
Bunu köşeye kıstırılan bir kedinin tırmıklarını göstermesi olarak düşün
İran zaten direk vuracak kadar güçlü ırak ve suriyeyi çoktan almıştı hatta belki de pkk üzerinden bizi bile karıştırırdı
Kardeşim neyi alıştıra alıştıra yapıyor.Adam Irak ın orta yerinde senin güya en top 2. adamını öldürüyor.Alıştıra alıştıra !Kimi neye alıştırıyor?Bugün ırak ta büyük elçilik baskını diye bunları yapan İran a gelip yaklaşık 1,5 yıl abd büyük elçiliği görevlileri rehin alınırken kıllarını kıpardatmıyor.Humeyni islam devrimi adı altında yıllarca nerede kaldı da uçağa binip geri döndü?Humeyninin geri dönüşünün neye yol açacağını hesaplamaktan aciz mi bu adamlar?Akabinde ırak-iran savaşı ne tesadüf!


Hoş şii emellerini kabul edemeyiz ancak ırak ve suriyenin daha fazla acı çekmesine de müsade edemeyiz

Çözüm iki tarafın abd ile değil kendi aralarında çözüm bulması icab eder

Mezhepçilik ve milliyetçiliği bir nebze bırakıp ümmetçiliği geçtim biraz vicdan sahibi olabilsek islam memleketlerinde acılar bitecek.
Kardeşim öyle bir cümle kuruyorsun ki 100 yıllardır kuyu kazma stratejisi ile dümen tutan tarihte müslümanlarla savaşmaktan başka bir meziyeti olmayan İran ın kendisi zaten bölgede acı kaynağı.Osmanlı en dominant zamanlarında bunlar ile mücadele etmiş.Bu adamların derdi asırların meselesi ,abd sadece bu meseleyi kaşıyan şimdiki aktör!Keşke icab ederler ile iş hal olacak kıvamda olsa .
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Eser Adı: El Envaru’l-Numaniye Müellif, Es Seyyid Nimetullah el Cezairi, c.1, Beyrut, Lübnan
Sayfa 85’te “Mehdi’nin çıkarak Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer’i yattıkları kabirlerinden çıkartarak onları asacağı ve yakacağı…” şeklinde uzun bir metin yer almaktadır.
İşte bu esere inanan ve bununla büyüyen Şiî zihniyetine sahip unsurlar, ne yazık ki Irak’ta ve diğer güçlü olduğu yerlerde sadece ismi Ebûbekir, Ömer, Osman diye binlerce Sünnî Müslümanı kaçırarak işkence etmiş ve katletmiştir.
Sahâbelere ve Sünnîlere karşı ne yazık ki kin, nefret ve haset taşıyan Şiîler (ve Caferiler) arasında yukardaki isimleri taşıyan tek bir şahıs bulmak mümkün değildir.
İsmi Ömer, Ebûbekir, Osman olan tek bir üst düzey bürokrat, diplomat, resmî yetkili veya İran devlet makamlarında çalışan veyahut Şiîler nezdinde muteber bir şahıs bulmak mümkün değildir.
“Hz. Ali (r.a.)’nin ilk halîfe olduğunu inkâr edenler kâfirlerdir.” (Envar-ı Nu’maniye, c. 3, s. 264)
“Bizler halîfesi Ebûbekir olan ne Allah (c.c.)’ı ne de Peygamberi kabul ederiz!” (Envâr-ı Nu’maniye, c. 2, s. 278)
“İmâm, Peygamberin (a.s.) sahip olduğundan daha fazlasına sahiptir.” (Usûl-u Kâfi, c. 1, s. 388)
“Şimdiki Kur’ân kısaltılmışken, Gerçek Kur’ân İmâm Mehdi tarafından muhafaza edilmektedir.” (Hazaar Tumhari Das Hamari, s. 553)
“Ebûbekir ve Ömer, Şeytan’dan daha fazla zorbaydılar.” (Hakkul Yakîn, s. 509)
“Tüm imâmlar makam ve mertebe olarak (Hz.) Muhammed (s.a.v.)’e denktir”. (Usûl-u Kâfi, c. 1, s. 270)


SAHÂBEYİ TEKFİR EDİŞLERİ
Şiilerin inançları; sahâbeye (r.a.e.) sövmek, hakâret etmek ve onları tekfir etmek üzere kuruludur. Bu husus, onların kendi temel eserlerinde açıkça görülür: Şiîlerin ‘Buhâri’si el-Kuleynî, Furûu’l-Kâfî’de der ki: “Cafer aleyhisselam (!) şöyle dedi: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden sonra üç kişi dışında insanlar dinden döndüler.” “O üç kişi kimler?” denilince, şöyle dedi: “el-Mikdâd b. el-Esved, Ebû Zer el-Gıfârî ve Selmân el-Fârisî”


HZ. EBÛBEKİR, HZ. ÖMER VE HZ. ÂİŞE (R.A.E.)’YE DÜŞMANLIKLARI
Önde gelen Şîalardan el-Meclisî, Bihâru’l-Envâr’da zikreder: Ali b. el-Huseyn’in âzâdlısı dedi ki: “Onunla yalnız kaldığım bir sıra dedim ki: “Benim senin üzerinde hakkım vardır, bana şu iki kişi; Ebûbekir ve Ömer hakkında bilgi ver.” Dedi ki: “İkisi de kâfirdir. O ikisini seven de kâfirdir.” Ebû Hamza es-Sumalî’den: Ali b. el-Huseyn’e Ebûbekir ve Ömer hakkında sorunca: “O ikisi ve onları sevenler kâfirdir.” dedi.
El-Kummî, tefsirinde, “Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar.” (Nahl 90) âyeti hakkında der ki: “Dediler ki çirkin işler (fahşa) Ebûbekir, fenalık (münker) Ömer ve azgınlık (bagy) da Osman’dır.”
El-Meclisî Bihâru’l Envâr’da der ki: “Ebûbekir ve Ömer’in kâfir olduğunu, onlara lânet etmenin sevâbını ve onlardan uzak olmanın sevâbını gösteren haberler bu veya bundan başka ciltlerde zikrettiklerimizden daha fazladır. Allah (c.c.)’ın sırat-ı mustakîme iletmeyi dilediği kimseler için bu kadarı yeter.” “Ebûbekir, Ömer, Osman ve Muâviye ateşten tabutlar içindedirler. Bundan Allah (c.c.)’a sığınırız.”
Onlardan El-Mer’aşî’nin İhkâku’l-Hak adlı kitaplarında geçtiğine göre şöyle derler: “Allah’ım Muhammed’e ve Muhammed’in âilesine salât et ve Kureyş’in iki putu, iki cibtine ve iki tâğutu ile onların kızlarına lânet et…” Kureyş’in iki putu ve kızları sözleriyle; Ebûbekir, Ömer, Âişe ve Hafsa Radıyallahu Anhumu kast ederler. El-Meclisî, El-Akâid adlı risalesinde şöyle diyor: “İmâmiyye dîninin gereklerinden bazıları da; mut’ayı (belli süreli nikâhı) helâl bilmek, temettu haccı, üç kişiden (Ebû Bekir, Ömer ve Osman’dan) uzak olmak, Muâviye, Yezid b. Muâviye ve mü’minlerin Emiri Ali’ye karşı savaşan herkesten uzak olmaktır.”
Şiîler yeni Müslüman olacak birine kameralar karşısında şöyle dedirtiyorlar -hâşâ- ”Ben şahadet ederim ki Ebûbekir, Ömer, Osman, Âişe ve Hafsa ateştedirler.”
Aşûre gününde, sahâbeden birinin ismini verdikleri bir köpek getirirler; sonra ona bastonlarla vurmaya başlarlar ve onu ölünceye kadar taşlayarak recm ederler. Sonra annelerimizden birinin ismini verdikleri bir oğlak getirirler, tüylerini yolmaya başlarlar ve ölünceye kadar döverler. Aynı şekilde onlar; Ömer el-Faruk b. el-Hattab’ın öldüğü günde düğün yaparlar ve onu öldüren Mecusî Ebû Lu’lu’ye, Baba Şucauddîn ismini verirler.

 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Kendime yakın gördüğüm bazı kesimlerin Iran yanlı tutumlarını gördüm ya..yaziklar olsun.

Venhar haber
Islamvehayat, Ahmet Kalkan vs. Sildim lan hepinizi.

Ahmedinejat'ın videsou orada duruyor açın izleyin. Kısaca "Biz Irak'ın ve Afganistan'ın ışgal edilmesinde Amerikaya yardım ettik..."
diyor adam ve daha neler neler..Hadi bunları geçtik Hz. Ayse diyoruz sahabe diyoruz yine yok. Bence konuyu kapatalım. Iran sevicilere ne anlatsak boş.
 

ilke

Paylaşımcı
Katılım
6 Kas 2017
Mesajlar
875
Tepkime puanı
188
Puanları
0
senden müslüman oluyorsa forumdakilerden reisi cumhur bile olur...


Ha ! Demek müslüman olma şartlarından birisi de sizin onay vermeniz ! Zavallılar ! Sizin onayınızı acaba hiç kimse cebine koyar mı? Siz ancak ATEŞ YAKMAYAN KEFENLERDEN ANLARSINIZ, ! Dini konularda başka hiç bir şeye akjlınız ermez !
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Ha ! Demek müslüman olma şartlarından birisi de sizin onay vermeniz ! Zavallılar ! Sizin onayınızı acaba hiç kimse cebine koyar mı? Siz ancak ATEŞ YAKMAYAN KEFENLERDEN ANLARSINIZ, ! Dini konularda başka hiç bir şeye akjlınız ermez !
Sahabeye sovene ummetin annesine fahise diyene sempati besleyecegime yanmaz kefen satana seempati beslerim.

Simdi daha agir sozler isitmeden ceneni kapa. Ayibini dusun.


Son olarak seyhini peygamberin onune koyup velayet isigi yapan, peygamberinin hanimina fahise ( hasa ) diyenleri savunan haysiyetsiz, vicdansiz, izansiz serefsiz olmaktan Allaha siginirim.
 
Üst