Yazar: Mikail YILMAZ |
Kullanıcı Değerlendirmesi: / 13
ZayıfMükemmel
2011 - EKİM 2011
11 Eylül 2011 Pazar Günü SP Bursa İl teşkilatının düzenlediği toplantıya katılan Oğuzhan Asiltürk; önce çocukluktan itibaren bütün üstün meziyet ve marifetlerini anlatıp kendisini övüyor, ardından da:
“Beni Milli Görüş liderliğine Ezher Hocaları seçti. Çünkü Benden daha layıkı yok idi” diyor ve toplantı çıkışında da kapıda bekleyip biat alacağını söylüyor. Tabi katılanların sadece üçte biri bu çağrıya uyuyor.
O toplantıda şunlar da konuşuluyor:
“Erbakan Bey, zeki bir kişiydi, borçlarının evlatlarına kalacağını bildiği için davaya ait bütün taşınmazları oğlunun ve damadının üzerine kaydetti.
Ben de vefatından sonra damadı Mehmet Altınözü çağırıp bu borçları ödemeleri söyledim.
Çünkü istihbarattan bana gelen bilgilere dayanarak, hangi bankada ne kadar hesapları olduğunu belirttim. Bu olaya Recai Kutan, Ahmet Tekdal ve Fehim Adak’ta şahitlerimdir.
Biz daha çok şeyler biliyoruz, ama bunları şimdilik saklıyoruz. Siz yine de bu konuları dışarıda konuşmayınız.”
Oysa bu toplantının hemen ardından Ayşegül Tekdal aracılığıyla ulaşılan Sn. Ahmet Tekdal, böyle bir olaydan asla haberi olmadığını beyan ediyor.
Oğuzhan Asiltürk ayrıca, Bursa il başkanına da: Hocanın dava için toplanan paraları zimmetine geçirdiğini ima ederek: “1996 yılında Erbakan Bey, Başbakan olmadan önce mecburi mal beyanında bulundu ve 140 kg. altını olduğu ortaya çıktı. Ogün bugündür bu 140 kg altının karşılığı olan paralar nereye gitti, çocukları bunları gizliyor!” iddiasında bulunuyor.
Ve yine şimdi AKP’ye geçen eski RP Mudanya İlçe başkanına:
“Erbakan’ın bana da şahsi 30 bin dolar borcu vardı. Onu da ödemiyorlar” diye yakınıyor.
Belirtilen salon toplantısında, bu konuları anlatmasına zemin hazırlansın diye de, parti teşkilatından genç birisine, “Oğuzhan Bey’e, Fatih Erbakan ve damadı, Hoca’nın trilyonluk borcunu ödemekten niye kaçınıyor?” diye bir soru yöneltmesi telkin edildiğini, bu kişi kendisi itiraf ediyor.
Duyumlarımıza göre: salonda bulunan Hocamızın damadı Mehmet Altınöz’ün kardeşi ve SP GİK üyesi Orhan Altınöz’e durumu Sn. Fatih Erbakan’a mesajla iletiyor ve kendisine:
“Karşı çıkıp ortalığı karıştırmayın, bırakın içindekileri kussun!” yanıtı veriliyor.
Tabi Oğuzhan Asiltürk, kendisine biat etmeyen fatih ve Elif Erbakan için: “Allah onlara hidayet versin” diyerek, sapıtıp yoldan çıktıklarını da ima ediyor.
Şimdi Bay Oğuzhan Asiltürk soruyoruz ve yanıtlarını bekliyoruz.
S1: Sen bu bildiklerini, Hocamızın sağlığında niye açıklamadın? Vefat buyuran ve kendisini savunma imkanı bulunmayan, Erbakan gibi bir zata iftira atmaktan utanmaz mısın?
S2: Üstelik bunlar doğruysa, niye vaktinde Hocamızı ve camiamızı uyarmadın? Oysa son ana kadar sürekli Erbakan’ın yüksek şahsiyet ve kerametlerini anlatırdın. Yoksa o zamanda mı riyakarlık ve sahtekarlık yapmaktaydın?
S3: Rahmetli Hocamız “Kayıp trilyon davası” diye bilinen haksız ve dayanaksız mahkeme ve mağduriyete şahsi çıkar hesapları için değil, davası yüzünden uğramıştı. Öyleyse bunun külfetini de partinin ve cemaatinizin üstlenmesi lazımdı. Şimdi kalkıp bu yükü sadece çocuklarının sırtına vurmak, hangi vicdanla bağdaşırdı?
Bu tavrınız değil dava kurmaylığına, değil Müslümanlığa, hatta insanlığa bile sığmazdı. Ya hu, siz nasıl bir varlıktınız?
S4: Bay Asiltürk! Hocanın çocukları üzerine yatırdığını iddia ettiğin bankalardaki çok özel ve gizli mevduatları, devlet bile saklarken, sana hangi istihbarat örgütleri sızdırmıştı? MİT mi, MOSSAD mı?
S5: İftira ve uydurmalarınıza şahit gösterdiğin Sn. Ahmet Tekdal sizi yalanlamış ve böyle bir olaya kesinlikle şahit olmadığını açıklamıştı. BU durum, diğer bütün iddialarınızın da sadece kasıtlı bir iftira olduğunun ispatıydı.
S6: Ezher Hocalarının seni Milli Görüş Lideri seçtiği iddiaları gülünç bir uydurmaydı.
Şimdi Milli Görüş davasına yıllarını vermiş sadıkların ve Hocamızın Yüksek İstişare Kurulu üyesi yaptığı zevatın değil de, Mısırdaki ilgisiz şahısların, sizi Lider seçmesi, sırıtan bir sahtekarlıktı. Çünkü bizim sorduğumuz, Milli Görüşü bilen ve takip eden Ezher Hocaları, böyle bir şeyden asla haberdar olmadıklarını, şayet bir iki kişinin şahsi hürmet ve iltifatı olmuşsa, onunda binlerce mensubu bulunan Ezher ulemasını bağlamayacağını beyan edip, bu iddiaları “çocukça ve gülünç” bulmuşlardı.
Şimdi Ey Oğuzhan Asiltürk ve yalakaları! Şu sizi seçip biat eden Ezher Hocalarının isim ve sıfatlarını derhal açıklamazsanız bir kere daha suçüstü yakalanacaksınız.
S7: Yüzlerce kişinin katıldığı ve kimin ve maksatla girdiğinin araştırılmadığı herkese açık bir toplantıda bu gibi “uydurma ve iftira sırların” konuşulması, yoksa Erbakan Hoca’ya ve Milli Görü davasına duyulan haklı muhabbet ve teslimiyeti bozmak ve camiamızın kafasını karıştırmak amaçlı mıydı?
Milli Çözüm ekibinin, yıllardır dikkat çektiği gibi, Ey Oğuzhan ve avanesi! Siz eğer bu camiaya çok özel olarak sızdırılmış, sinsi görevli ve yüksek rütbeli bir ajan değilseniz, bu denli fırsatçılık ve fırsatçılık başka hangi nedenle yapılırdı?
Ve de ey Milli Görüşçüler!
Böylesine yalancı, iftiracı, Hocamıza ve çocuklarına çamur atıcı ve sürekli camiamızı karıştırıcı bir adamın, hala ayarını ve amacını anlamayacak ve peşine takılıp kalacak olursanız, “Siz nasıl iseniz, öyle idare edileceksiniz” hadisinin tehdidine uğrayacaksınız!
Mikail YILMAZ -
KAYNAK
http://www.millicozum.com/mc/ekim-2011/oguzhan-asilturkun-erbakana-iftiralari.html
ŞİMDİ KAYNAĞA İTİRAZ EDECEKLER Normaldir çünkü kendileri her yerden kaynak getireblirler onlar bu konuda büyük imtiyaz sahibidirler.