Lafons,
bir sorum var sana,
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şeriflerinde buyurmuş;
"Mümin-i kâmilin ferâsetinden korkunuz. Çünkü o Aziz ve Celîl olan Allah'ın nuru ile bakar." (Tirmizî)
Buradaki mana nedir?
Bilgin var mı bu konuda?
Hace Abdulhalik Gucdüvani k.s. hazretleri Buhara da Müridleri ve muhipleri ile velilik halleri üzerine sohbet ediyordu. Sohbet halkasına elinde tespih, sırtında dervişlik hırkası, omuzunda seccade olan bir genç dahil olmuş, can kulağı ile Hace hazretlerini dinlemekteydi. Meclistekilerin ilk defa gördükleri bu genç, bir müddet sonra soru sormak için izin aldı ve son derece hürmetkar bir halde izin aldı ve güzel bir eda ile şöyle dedi:
- Efendim, malumunuz, Hz. Peygamber s.a.v., "Müminin ferasetinden sakının; çünkü o Allah'ın nuru ile bakar." buyurmuştur. Bu hadis-i şerifin sırrı nedir acaba ?
Hace Abdulhalik Gucdüvani k.s. bu gence kısa bir süre heybetle nazar ettikten sonra sert bir tonla:
- Sen önce belindeki zünnarı kes ve imana gel, müslüman ol ki bu hadis-i şeriffin sırrı tecelli etsin, buyurdu.
Hace'nin bu sözleri ve tavrı orada ki herkesi şok etti. Zünnar, papazların, ucunu önden sarkıtarak bellerine bağladıkları örme bir kumaştı ve tıpkı haç gibi hıristiyanlık alametiydi. Halbuki bu genç müslüman bir derviş kılığındaydı. Nitekim inkara yeltendi ama gencin yakınında bulunan birkaç kişi gencin üzerinde hırkayı çıkarınca, düğüm düğüm yaparak gizlemeye çalıştığı zünnarın belinde olduğu göründü. Aslında hıristiyan olan bu genç, mümin ferasetinde ki isabeti bizzat yaşayarak şimdi öğrenmişti. Af diledi, zünnarını çözüp attı, kelime-i şehadet getirip müslüman oldu. Bunun üzerine Hace hazretleri etrafindekilere dönüp şöyle buyurdu ki:
- Ey dostlar ! Bu genç zünnarını kesti, müslüman oldu. Gelin sizde kalplerinizde ki zünnarı kesin iman edin. Kalpteki zünnar kibir ve gururdur. Bunları söküp atmadıkça ahdine sadık bir mümin olamazsınız.