Sordum/Cevapladım... :)

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Sorular soruyorum ve cevaplıyorum...dogru yanlış üzerinden değilde mantık çerçevesinden diyelim..

Sorular içerisine ise asla siyaset yer almayacağı oldukça önemli dikkat ettiğimdir..
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Soru1--Sanal Dünya Nedir ? Sanal dünyada yazışmalar nasıl olmalıdır?..

Cevap1..Sanal dünyaya ben sanal şehir olarak hitap etmekteyim...yaşayan ve perde gerisinden nefes alan insanlar diyede yelpazeyi açmak gerekir..

Perdenin gerisinden kastım monitörün yani her bilgisayarın başında bir insanın olması...

Bu insanlar içerisinde oldukça farklı meslek gruplarından insanlar mevcutken bu yapı içerisinde yaşça oldukça küçük kardeşlerimizde olabiliyor bununla birlikte yaşça büyük insanlar ve bunlarla birlikte düşünsel ve mantıksal anlamda da bir çok manada insanlar olabiliyor..

İşte bütünsel anlamda tüm bir birey fertin bir arada bütünleşip ortak noktada olduğu bir hizmet...Sanal dünyanın yada yaşamların bir nick ile real yaşamdan farkındalık oluşturmasıda oldukça farklı bir yapı...

Real yaşamda ifade konusunda zorluk yaşayan ki genel manada bu soruna özgüven eksikliğide denilebilir..bu zorlukların getirdiği bünye zaman içerisinde sanal dünya şartlarında birden özgüven fazlalığıda dogrurabiliyor ama kişinin real yaşam ile sanal yaşam şartları bir olmayınca belli zaman sonra ego fazlalığı yada sanal büyüklülükte kendini gösterebiliyor..

Sanal Dünya benim gözümde Pempe -Yeşil bir Vadi diyebilirim :9...Bazen bu yeşil dünya içerisinde Beyaz-Mavi de diyebilirim..

Neden renklerle hitap ettiğimi açıklamam gerekirse?..
Pempe yeşil sevgiyle güzelliğin yaşandığı beyaz -mavi ise barışla birlikte özgürlüğün ifadeleri diyebilirim...elbette bunlara istenmeyen siyah bir renkte giriyor işte buda tamamen konseptin aşırı güveni olsun..

Sanal Dünya içerisinde bazen o kadar fazla içten olur ki insan iç real yaşamındaki sorunlarını sana anlatabiliyor ama bu yapı için sanalda da güven ve samimiyet esat...samimiyetini seninle özdeşleştiren ise kullandığın takma nıckın...belkide yaşam boyunca seni çok hatırlayan ismen yoktur bilende azdır ama senle özdeşleşen bir nıck olduğunda duruşunla yapınla bir tavır olduğunda isminden önce nıckın senden önde gider..

İyi kötü denilebilir mi yada hoşnutluk hoşnutsuzluk olabilir mi ?..
Valla genel mada sanal dünya içerisinde şunu farkettim insanlar güzel söz duymayı o kadar fazla seviyor ki...bende şahsım olarak mümkün çerçevede insanlara güzel söz söylemeye çalışıyorum...real yaşamımda ise burada yazdığım kadar çok fazla konuşmayı sevmem gülen neşeli biriyimdir ama ciddi ve iş yapmayı üretmeyi seven biriyimdir..bunun yanı sıra ise Güven duyduğum bir platformda paylaşım yapmayı severim gibi..

Benim gibi bir çok envanter olabilir...ama Sanal Dünyada şuna dikkat edilmesi gerek..İnsanlar her ne kadar seni sevselerde seni önde gösterselerde sen DUR diyebilmelisin yada senin güzelliğin değip bir şekil geçiştirebilmeyi başarabilmelisin...çünkü Sanal Dünya akışı içerisine kapıldığında kendini ve hayatına oldukça akış içerisinde istenmeyen zarar verebilirsin...

Her olgu yaşanması olacağı kadarıyla sınırlı kalması bence ideal...

Sanal Dünya içerisinde yazışmalar ve kurulan diyalogların da fazla re4al yaşama girecek şekilde sürküle olmaması çok önemli..

Çünkü yaşanılan sanal yaşam durumlarına şahit oldum ..şöyle anlatabilirim..

Önümüzde 2 samimi arkadaş var ve bunlar neredeyse her gün sanal alemde msn vss gibi platformlardan paylaşım yapıp sohbet ediyorlar ve hatta özel yaşam paylaşımları yapıyorlar sonrasında zaman içerisinde aralarında bir anlaşmazlık olunca aralarındaki tüm dostluk kine dönüyor ve zamanla tüm bildikleri aktarılıyor...

İşte bu sanal dünyanın real yaşamın özel hayatın ifşası anlamına gelir ki istenmeyen durumdur...

Sanal Dünyada Nasıl olunmalı?..
Valla gerçek manada cevap verebilmek kişiden kişiye göre değişebilir ama genel manasıyla sanal dünya bir paylaşım ve vakit geçirme alanı olarak düşünebiliriz...Paylaşım için aynı real yaşamdaki gibi görgü ahlak edep terbiye nizam gibi bir çok toplum ve ahlaki degerlere dikkat etmek gerek..hani dersiniz ki perde gerisinde beni göremiyor sert yazı yazsamda önemli değil..yada görgül toplum kurallarıda önemli değil..

Evet bu açıdan yazan kişi anlamında dogru gözüküyor ama doğru değil..karşıdaki bir insan ve insana insanca toplum değerleri bağlamında yazabilmek oldukça önemli...

Bunun yanı sıra karşındakinin kim nasıl biri olduğunu bilemezsiniz belki kardeşin belki abin belkide yaşca büyük amcandır..

Bu bağlamda seviyeli davranabilmek önemli...Özellikle genç kardeşlerim...zihin hafızalarını gereksiz bilgilerle doldurmaktan kaçınmalıdır...gereksiz bilgiden daha çok gerekli ihtiyaç bilgisine ne kadar fazla ulaşabilir ve sahip olabilirlerse emin olsunlar hayatlarına yeni bir ışık ve farkındalık katacaklar...

Sanal dünyada öylesi yazılar olur ki hayata bakış ufuklarını neredeyse oldukça fazla değiştirebilirler bunun yanı sıra eğitici ve ögretici dogru akıcı bilgilerde kardeşlerimiz için önemli..Yaşça küçük kardeşlerimizin siyasi bağlamdaki yazılardan özellikle uzak durmalarını tavsiye edebilirim...bu alanda ne kadar başarılı olabilirlerse ileride ne demek istediğimi daha iyi anlarlar kanısındayım...kendileri bilir tabi.

Bunun dışında sanal dünyada kanıtlabilmek gibi bir yapıda olabilir...Bunlarıda süzgeçlerden geçirip iyi elemek gerek...bazen fikrin olabilir ama her fikir her konuya yada her yere yazılmaz bunuda iyi bilmek gerekir..

Zamanı gelmeden paylaşımda iyi değildir...Zaman ve vakitleride fazla harcamak saatlerce bilgisayar başında kalmakta iyi değildir...hem sağlık hemde zihinsel anlamda...

Bunun yanı sıra ikili sohbetlerin aşırısıda çok iyi değildir..ama soru cevap şeklinde tatlı bir kaç hoş sohbet güzeldir ama herşeyin aşırısı iyi değildir...

Sanal Dünyada yazışmalar Nasıl olmalıya şu denilebilir..

şeffaf,sade,diyalog üzerinden saygı,hoşgörü,sevgi bağlamında nezaket...her konuya girmektense begendiklerine yazabilmek vss..

Kişinin dikkat etmesi gereken tek durum...Toplum içerisinde real uyulması gereken hayat yaşam ve insan hakları konularına riayet etmek ve özen göstermek zaten toplum kurallarına dikkat edip yazdığınızda insana değer verdiğiniz belli olur ve bu konuda sevilirsinizde çünkü bu sizin şeffaflığınızla samimiyetinizle özdeşleşebilir tabi ama sanal dünya bu yapısı içeriği hiç belli olmaz en iyisimi çok fazla bilgisayar başında kalmayın :)..

Mümkün çerçevede insanlara insancana güzel yazılar yazın...

çünkü Hayat güzel Dünya Güzel YAŞAM GÜZEL..

Böyle.
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Soru 2 --Yaşam Nedir ? Hayat Nedir ?(neler olabilir daha uygun olur sanırım) Hayal dünyasıyla birlikte gelen gelecek yaşam öngörüleri neler olabilir?..

Cevap 2:

Verilen cevaplara pek aldırış etmeyin çünkü kişinin bakış açısına göre değişebilir diye not düşmek istedim :)...

Hayatı tanımlayabilmek için hayat ile ilgili bir ön görümüz olması gerek....bir yere bağlı kalmadan mantıksal anlamda düşünürsek belli bir ömür yaşam limitlerimizi belli isteklerimizi karşılayarak sürdürdüğümüz barınmamızı sağladığımız bir yapısallık alanı diyebiliriz...

Hayat içerisinde etrafına baktığında etrafında binbir çeşit insan görürsün kimisi işe kimisi okula kimisi seyahete gitmeye vss herkes günlük rütin işleriyle ilgilidir..bu hayat akış süzgeci içerisinde ise ibadetler inançlar da esas insani temel yargılar içerisinde yer alır...İnsanların hayat yaşam akışları süreci içerisinde bir çok hedefi gayesi ve amacı olur kimisi yapar başarır kimisi yarıya kadar gelir kimisi ise tam ideale gelemez kimisi ise hiç erişemez bile sadece hayalde takılı kalır..

Süreç içerisinde kazanımların olduğu kadarıyla hayat içerisinde insan kayıplarıda yaşar bazen kaybı malı olur bazense çok sevdiği hayat arkadaşı olur işte bu akış içerisinde yaşamaya hayata devam etmeye çalışır bazılarında kanat eksikliği yıpratmaya bazılarında ise olağan olarak devam eder...

Süreçler içerisinde Yüce Yaratıcı hatırlayan hatırlamayan inanan inanmayan gibi bir çok insan oluyor tıpkı çok önceki zamanlardaki insanlarda olduğu gibi...

Hayatın tarihsel anlamda yaşam akış süreçlerine baktığımızda o kadar farklı envanterler araçlar kullanılmışki misal zamanın savaş alanında en etkili olan silahı ok ve yay iken şimdiki zamanlarda silahlar ve çok ilerleyen zamanlarda ise manyetik silahlar ve robotlar da eklenebilir ...

Hayat süreçleri akışlarına baktığımızda insanlar yaşamlarındaki ulaşımları ilk manada ilk başlarda develerle sonrasında tekil anlamda atlarla sonrasında faytonlarla sonrasında buharlı trenlerle sonrasında otomobil sonrasında uçak sonrasında jet...sıralamasını yanlış vermiş olabilirim ama şuraya dikkat çekmek istiyorum..her geçen zaman hayat sügeci insanlığa bir başka yeniliği ve ulaşım kolaylığını vermiş bununla birlikte her yeni dönemle birlikte insanlık bir üst seviyeyi görüp yaşamış...

Düşünün 1909 lu yılları o zamanın modern insanlarını...evet modern diyorum çünkü o zamanın insanları kendi döneminin modern devrini yaşıyorlardı...o zamanın insanları arasında yer alsaydık bizler modern diyebilirdik...yada sanayii devriminden sonra gelen modern dünyanın kapitelleşmesi...o zamanlarda kapitalist düzen yeni farklı ve sosyal eşitlik ifade ediyordu ve zamanın modern akımı olarak söyleniyordu fakat zaman sonra sosyal adalet eşitliği azaltan bir sistem olarak görülecek ama hayat yaşam süzgeci ilerleyince olabiliyordu o zamanlarda moderndi güzeldi..

Hayatın yaşam süzgeçleri içerisinde haberleşme alanında Kuşlar,Güvercinler,Köpekler kullanılıyordu sonrasında atlı postacılar amerikada kuruldu diye hatırlıyorum ve sonrasında yayıldı...yer yer haberleşmeyi ticaret kervanlarıda yapmıştı...zaman içerisinde paytonlu atlı arabalar posta işini yaptı bir nevi yeni bir sloganla...daha fazla posta daha fazla güvenlik...sloganı ben ürettim çünkü o zamanların izlediğimiz western filimlerinde posta aracı geniş (tekil atlı değil)...ve güvenlik için faytoncunun yanı sıra onu koruyan 2 atlı ve faytonda da bir koruman postacı olabiliyor...bazense tek koruma..vss...zaman sonra haberleşme yerini...telgrafla zaman sonra telefon ve zaman sonra mektup ve zaman sonra mesajlaşma ve belkide gelecekte Hologram teknolojisi haberleşmenin çok çok ötesinde kendine yer edinecek..

Şimdi bizler yaşanılan dünya zaman dilimlerinde kendimize nasıl moderniz diyebiliyorsak emin olun bundan çok çok seneler öncesindeki insanlarda kendilerine öyle diyebiliyorlardı ve kendilerini öyle görüyorlardı....bizler bugünlerin 2014 ünü yaşarken bizden 100 yıl sonraki insanların durum şartlarını bilemeyiz belki ama eğer dünya halen varsa :)
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
---Devamı---

emin olun bizler onlara göre çok ilke olacağız çünkü dünya yaşamı insanlığa hep bir başka güzellik vermiş..evet bazı manada savaşlar insanlar için acı ve yıkım olsada sonrasında standartları değişmiş..

Dünya aslında sunması gereken tüm nimetini sunuyor..inanan insanlar için şunu söyleyebilirim..Yüce Yaratıcı biz insanlara sevgisni sunduğu ileri zeka teknolojilerle çok fazlasıyla sunuyor...tek fark bizler insanlık olarak farkedemiyoruz..bence Yüce yaratıcı bizler hissetmeden müdahalelerini oldukça güzel ve başarılı etkin yapıyor ki...zaten en dogrusunu Yüce yaratıcı bilir..bizler akıl sır erdiremeyiz..

İnanç konusunda olmayanlar içinse şunu söyleyebilirim...bir zeka ve bir beyin düşünün bu beynin çıktığı bir odak noktası ile birleşim noktasını bir araya getirin işte gelen bu çizgi insanlığın hayat gelişim çizgisi olsun..Bu hayat gelişim çizgisi zaman süzgeci içerisinde düşünsel ve fikirsel anlamda nasıl kendini yenileyebiliyor ise hayat yaşam gelişmişlik çizgiside kendini bu yönde yeniliyor diyebiliriz.

Gelecek dünya şartlarında insanlığı neler bekleyebilir e şu söylenebilir..

Gelişen yapısallık içerisinde sanal platformlar ve paylaşım alanları vss düşününce gelecekte insanlığı teknoloji oldukça esir alabilir kanısındayım yani kendi yaptığımız sisteme kendimiz yenik düşeceğiz...insan iş hayatı dışında neredeyse sosyal yaşamdan oldukça fazla uzaklaşacak eski nesil jenerasyon dünnyadan tamamen ayrılınca yeni nesil tam manasıyla bir yalnızlık seviyesi yada süreci içerisine girebilir...gelişen global çağ ve süreç içerisinde devletler oldukça zor durumda kalabilir sözleri eskisi kadar dikkata alınmayabilir...ve ülkelerin nesilleri değiştikçe sanal ortama entegre olamayan onun düşünce yapısına ayak uyduramayan Başkanlar zaman içerisinde konumlarını kaybedebilir konuma gelebilir...Genç nesil zaman içerisindeki isteklerini zararlı yada yararlı fikir düşüncelerle kendini etkileştirebilir ve buda ülkelere olumlu yada olumsuz olarak geri dönüş yapabilir...bu bağlamda ülkelerin yerli ve yeterli dogru akıcıyı bilgiyi vermelerinin yanı sıra duruşlarıyla ülke liderleride oldukça dikkat çekecektir...bu baglamda örnek ideal bir lider profili çizebilmek ülkelerin oldukça zorluk çekeceği alan olabilir çünkü sanal yaşamın koşullarına alışık dünyada çok az lider var diyebilmek şuan ki yapıda mümkün :)

Gelecekte otomobil dünyası güneş enerjisini farkedecek ve şükür olsun kullanabilecek aslında azalan yer altı kaynakları kullanmalarına örnek olabilir yada etmen :)9 bunun dışında askeri anlamda manyetik silah oldukça güç bir kuvvet olacak...bunlara etiketlenen robot silahlar ve robot askerlerde cabası olabilir bununla birlikte farklı tamamen akıllı otomobillerde öngörüler içerisinde düşünebilir...evler konusuna gelince akıllı evler bu zamanların sadece hayal yapısında olan sadece zenginlerin sahip oldugu envanterler belkide ilerleyen yüzyılda her binada olabilecek...tıpkı akıllı cep telefon sektörü gibi...

Akıllı telefonlara hologram teknolojisi eklendiğinde he bir görün der gibiyim :) hologram sinema sektörü yada dahada gelişen 4D sinema sektörü...

bunun yanı sıra internet hız süreci...bunun yanı sıra klavyesiz yazma...sesli yazma..dokunmatık bilgisayar ekranları..size kitabı okuyan yazarın sesi ..mausun tamamen yok olması...elinize takılan cihazla mause işlevi yapabilmeniz..arabaların camlarında oyunlar oynayabilmeniz...yeni nesil oynar başlıklı lastikler...araçların yüzen uçan olması ...uçakların demir yolu iletişim yolunun farklılaşması...

modernlik ve estetiği farklı mimari yapılar...güvenlik ekipmanların görevlilerin robotlaşması...askeri birlikteki askerlerin kamuflaj döneminin sona erip askerlerin tamame son teknoloji ile robotic giysiyle zırhlandırılması...daha hızlı savunma silahları araçları...robot köpekler..robot taşıyıcı örümcekler...robot kuşlar robot sinekler..gibi...

Aslında yazılıpta durulur

ne demişler hayalde sınır yoktur önemli olan olup olmayacağı değil önemli olan hayal edebilmektir..

Bana deselerdi nasıl bir Dünya istersin diye...?..

Valla insanlık ne kadar fazla modernleşiyor o kadar fazla sorunla sıkıntıyla ugraşıyor insanlık ne kadar fazla rahatlıga kavuşuyor o kadar fazla tembel oluyor...

Bana kalsa insanlık çok modern çokta geri olmasın..insanlıkta fazla bir şey olmasada değer veren,sevgisini sunan,paylaşımcı,adaletli ve en önemlisi refahı veren olsun..

Hani derler ya insanlıkta çok şey olmasın ama BARIŞ ve EŞİTLİK,ADALET her daim olsun...sanırım bu gelip geçeceğimiz kısa bir hayat için oldukça değerli bir kavram..

Hayat güzel,Yaşam Güzel,DÜNYA İSE daha da güzel...Çünkü Bizleri seven güzel mi güzel bir YARATICIMIZ RABBİMİZ VAR var olsun eksik olmasın...

Böyle.
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Soru3- ALLAH ... (Soru işareti koymadım çünkü gerek yok).

cEVAP3--Allah insanlığa can vermeyle insanlığa en büyük en güzel nimeti bağışladı...oysaki bizler yaratılmadan evvel bu kadar güzel bir Rabbin habercisi dahi değildik...

Her hatamıza rağmen biz insanlığı bu kadar engin ve derin seven bir rabbimiz...Meleklerine ben sizin bilmediklerinizi bilirim diyen ve insana değer veren bir Rabbimiz..

Yaşamlarımız boyunca yaptığımız onca hataya rağmen biz insanlığa sahip çıkan bir Rabbimiz...

Allah yerin kainatın ve var olan bilindik bilinmedik her yerin hakimi...Bir gün her kul Rabbini görecek diyen güzel Bir Allahımız...

Allahı anlatabilmek onu övebilmek için ne kadar yazılar yazsak azdır...

Zor anımızda hatırladığımız ama iyi anlarımızda kısmen yer vermediğimiz Rabbimiz...

Bizler insanlık olarak çok sıkıntılar acılar üzüntüler çektik belki ama onu bu dünyada tanıyabilmek gibisi yok...Evet belki göremiyoruz evet belki dokunamıyoruz onu hissedemiyoruz ama yeryüzünde yaptıkları işlediği muhteşem sistemleri ve insanlığa sunduğu sayısız nimetleri ve dahası saymakla bitiremediğimiz çok çok güzellikleri...

Kimi zaman insan Allahı anlatan Allahtan bahseden kelimeler arar durur ama görülen şeyler genelde hep dünyalık çıkar karşısına ya acaba şurada belki Allah anlatılmıştır denilir ama bakar görür ki malesef dünyada ünlü olan insanlar anlatılır...Oysa ki Allah daha ünlü olmalıydı onun şerbeti onun ilacı o kadar güzeldi ki ama olmadı olmuyordu..

Yalnış giden birşeyler olsa gerek derdi insan ama yine dünyanın koşuşturmacaları yada dünyanın sunduğu köşe kapmaca mevki makam hasretlikleri bu kadar güzel bir Allahı bizlere dahi anlatamaz hale geldi.. insan..

Hatalarımız olsada belkide günün birinden ondan ayrılsakta biliyoruz ki Allah ı seven ve ona layık olan çok güzel kulları olacak...Bazen hasret göz yaşlarıyla dolan o hüzünlü bakışlarımızı alıp kenara çekemezken bazen uzun uzadıya daga taşa bakıp dururken gözler hep onu arar oluyordu...

İnsanın içinde Allah sevgisi olduğunda gözü hep onu ararmış...İçinde Allah hasreti olan bir insan olunca kalbi gönlü onun aşkı ve acısıyla yanarmış....Bazen bulmuşken nasıl olurda kaybedebilirim diyen bir insan görürsünüz hayatlarınızda...

Acılarınıza anlam veremez kalbinize gönlünüze sır erdiremezsiniz...ama dersiniz ki Allahımın yanında onu mutlu edecekler var onu hoşnut edecekler var diye işte bunun için şükredersin...

Sen mi...bilemezsin kaderinin ne olacağını yada yaşantının sana neler sunacağını tek dileğin belkide ayrı kalmamak olur ama dilekle yetmez ki icratlarda önemli olması gerekir...başlıca icraat ibadetle başlar daha yolun başında kendini oyalarsan kendini kandırıyormuşsun öyle der güzel evliyalar...

Gözler etrafta bir ışık arar Allahı anlatacak ondan bahsedecek...çünkü insan bıkmıştır nereye baksa hep dünyalık fanilik işler insan nereye baksa hep bozukluk insan nereye baksa hep kandırmacalar yalanlar dolanlar görür olmuş...

Bazen ufak dokunuşları hissedersin için sıcacık olur gönlün kalbin o sıcaklıkla o kadar hoşnut olur ki sanki dünyalar senin olmuşcasına...dünyada paran olmuş neye yarar ki sen asıl aşkı kaybedersen hele bir gör hangi güzelliği kaybettiğini..

Bazen için sızlar Allaha yokmuş derler...söyleme deme dersin ama diyemezsin çünkü demiş bir kere yetişememişsin o kelme darcıkları arasına...bazen Allaha serzeniş ederler deme demek istersin ama demişler bir kere...

Sonrasında insanlık bir yalnızlığa yokluğa gitmiş ta ki ne zaman insanlık düşünürse işte o zaman yardım gelirmiş..ne zaman insanlık Allahtan daha fazla bahsetmeye başlarsa işte Allah o zaman imdada gelirmiş ...

Bazen sistemler kurduk daha düzenli daha iyi olsun diye ama sistemelere hiç adaleti refahı huzuru ve sevgiyi eklemedik sadece dünyalık olsun da işte diyelerle doldurduk...

Allahı yüceliğinle anarken karşılığında hep bir istek sunduk...sıkıntı başımızda olunca yardımlarını günlerce yıllarca bekledik belkide o da bizden bir şeyler bekliyordu yardım edebilmesi için ama bizler sunmadık ki yardım etsin...

Bizlere yardım etmek istediği her anda dogru şeyleri olması gerekenleri anlattı ama gönül bu işte ondan gelen seslere onun katından gelen mucizelere görsek bile görmedik diyebildik....

Peygamberlerini kutlu güzel insanlarını yalancılıkla suçladık öldürmek istedik zorluklar ve sıkıntılar yaşattık ama buna ragmen bizi terketmeyen biz insanlığa yardımlarını sevgisini esirğemeyen güzel bir Allah karşımızda gördük...

Senin büyüklüğünü güzelliğini anlayamadığımız için bizleri affeyle Bizler sığınacak bir dal bulduğumuzda seni kolay unuttuğumuz için affeyle...bazen nefislerimize yenik düştüğümüz için bizleri bağışla...bazen dünyaya senden daha fazla değer verdiğimiz için bizleri affeyle bazen hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadığımız için bizleri affeyle...sana karşı sözlerimizi tutamadığımız için bizleri affeyle...daha fazla daha fazla deneyemediğimiz için bizleri affeyle...bizler senin güzelliğine yetişemedik anlayamadık affeyle...

Ey güzeller güzelli Allahımız sen ki bizleri kendini tanıttın bizlere kendini ve güzelliklerini nimetlerini anlattın ya işte taa o günlerden beri senin güzelliğini hiç anlayamadık...anladığımızı sandık belki ama bir kaç zumre dışında anlayamadığımızı ögrendik...

Liderimizdin insanlığın gücü kuvvetiydin ama sevginin şerbetini anlayamadık ki ....

Seni anlatmak için yazdım herkes görsün istedim belki olur da bir gönül kalp senle ilgili bir yazı görmek isterse bu ihtiyacını alsın istedim...Seni anlatmaya kelimeler yetmez seni tarif etmeye kelimeler yetmez...Bugün bu yazılanları gördüğünde şunu bilmeni isterim ki sensin hakikat olan sensin dogru ve güzel olan sensin tarifsiz eşi ve benzeri olmayan sensin tek olan sensin güçlü ve kudretli olan...

Eminim bu yazılanları göreceksin eminim bu yazıları okuyanlarda görecek ve eminim bir gün birileri seni bahsedip anlatacak...çünkü sen dünyadaki tüm herşeyden üstün olansın...sen anlatılmaya her daim özelsin ve öyle olacaksın her daim inşallah..

Böyle.
 
Üst