"Son şahitler" birer birer aramızdan ayrılıyorlar. Onlar üstad'a şahitti. Şahitliklerini bize de anlatırlardı. Bir nur talebesi nasıl şahit olmalıdır, şahit olduğu hakikatlara kimleri ortak etmelidir, bunları anlatırlardı. Bıkmadan usanmadan dinlerdik onları. Bilmem kaçıncı defa dinlerken ilk dinleyenlerin heyecanı ve merakı içinde kalplerimiz ürperirdi. Birer birer o terhis teskeresini alıp, yüzde 90 ahbabın bulunduğu tarafa giderken, bizleri tarifsiz bir hüzne bırakıyordunuz. Sizler görevlerinizi tamamlayıp bizlere bırakırken biz acaba üstesinden gelebilecekmiyiz? Bu yürek hem yokluğunuza hem bu ağır yüke nasıl tahammül edecek?
Sizi sıktım, biliyorum. Kimdenmi bahsediyorum? Bugün Isparta- Sav kasabasında toprağa verilen "postacı" lardan HACI HASAN KURT amcadan. Sıkıntılar çekti, terledi, koşturdu. Ama hep bu hizmetin yükselmesi için kapasitesi oranında bu davaya omuz vermeye çalıştı.
Hasan amca "hizmetini tamamlayıp ücretini almaya giderken" biz bu yazıyı okuyanlar, şu ana kadar vefat eden tüm nur talebelerine bir "fatiha" okurmuyuz?
Okuruz değilmi?
Sizi sıktım, biliyorum. Kimdenmi bahsediyorum? Bugün Isparta- Sav kasabasında toprağa verilen "postacı" lardan HACI HASAN KURT amcadan. Sıkıntılar çekti, terledi, koşturdu. Ama hep bu hizmetin yükselmesi için kapasitesi oranında bu davaya omuz vermeye çalıştı.
Hasan amca "hizmetini tamamlayıp ücretini almaya giderken" biz bu yazıyı okuyanlar, şu ana kadar vefat eden tüm nur talebelerine bir "fatiha" okurmuyuz?
Okuruz değilmi?